Kılıçdaroğlu: Türkiye üzerindeki korku gömleğini yırtıp attı (07.07.2017)
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "OHAL'den sonra giydirilen korku gömleği var. Türkiye üzerindeki korku gömleğini çıkardı. On binlerce kişi eşlik ediyorsa adalet arayışında korku gömleğini yırtmış demektir" dedi.
cumhuriyet.com.tr<video:776535>
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk canlı yayınında 15 Temmuz anmalarına katılıp katılmayacağına ilişkin bir soru üzerine, "İki tane 15 Temmuz var. Biri sokağın diğeri Saray'ın. Sokağın 15 Temmuz'una sahip çıkıyoruz. 249 şehidimiz, 1000'in üstünde gazimiz var. Sonuna kadar sahip çıkmaya kararlıyız. Ama bir de Saray'ın 15 Temmuz'u var. Darbe girişimini fırsat bilip 20 Temmuz'da sivil darbe yapanlar buna sahip çıkmayacağız eleştireceğiz. 15 Temmuz'da bir anma olursa, elbette ben de örgütlerimiz de anmaya katılacağız. Yenikapı ruhuna ben asla ihanet etmedim ihanet eden onlar" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Adalet Yürüyüşü'nün tamamlanmasına iki gün kala CNN Türk canlı yayınında Gazeteci Şirin Payzın'ın sorularını yanıtladı. 15 Temmuz anmalarına katılıp katılmayacağına ilişkin bir soruya Kılıçdaroğlu, "İki tane 15 Temmuz var. Biri sokağın diğeri Saray'ın. Sokağın 15 Temmuz'una sahip çıkıyoruz. 249 şehidimiz, 1000'in üstünde gazimiz var. Sonuna kadar sahip çıkmaya kararlıyız. Kanları yerde kalmayacak. Ama bir de Saray'ın 15 Temmuz'u var. Darbe girişimini fırsat bilip 20 Temmuz'da sivil darbe yapanlar buna sahip çıkmayacağız eleştireceğiz. 15 Temmuz'da bir anma olursa, elbette ben de örgütlerimiz de anmaya katılacağız. Yenikapı'ya da gittim tabi ki, 12 madde halinde neler yapılması gerektiğini söyledim. Yenikapı ruhuna ben asla ihanet etmedim ihanet eden onlar. Ahmet Şık 'İmamın ordusu' diye kitap yazdı, o zaman içeri aldılar, şimdi sen FETÖ'cüsün diye içeri atıyorlar. Ya akıl mantık, böyle birşey olabilir mi? Hakimlerin sağlıklı karar vereceğini sanmıyorum. Hakimler hakim değil, savcılar savcı değil. Sadece siyasal iktidarın beklentilerine göre karar veriyorlar. Şu kişiyi sürekli hapiste tutacaksınız diye yargıya talimat veriliyor. FETÖ iddianamesini hazırlayan savcılar niye görevden alındı? Hangi gerekçe ile? Kimse kusura bakmasın mahkemelere güvenmiyorum" diye yanıt verdi.
"HİÇBİR PARTİ AFİŞİ, BAYRAĞI, FLAMASI KABUL ETMİYORUZ"
Kılıçdaroğlu, Pazar günü yapılacak olan mitinge ilişkin, "Haksızlığa uğradığını düşünen herkes gelebilir her partiden gelebilir. Pazar günü mitinge gelecek olanlardan sadece şunu istiyoruz; güvenlik kuvvetlerine de rica ediyoruz, adalet pankartı dışında başka pankart istemiyoruz. Atatürk posteri ve Türk bayrağı olabilir; ancak 6 oklu bayrak bile olsa alacaklar orada. Hiçbir parti afişi, bayrağı, flaması kabul etmiyoruz" diye konuştu.
"UMDUĞUMDAN FAZLASINI BULDUM"
Yürüyüşe ilişkin Kılıçdaroğlu, "Umduğumdan fazlasını buldum. Üstümde sadece adalet yazılı olacak ve İstanbul'a yürüyeceğim demiştim. Bu bir parti yürüyüşü olmayacak demiştim, olmadı da. Eleştirilerin hepsini saygıyla karşılıyorum. Lüks karavanda yattığım söyleniyor, lüks değil karavanın bana sağladığı tek avantaj akşamları uyuyabileceğim yer olması. İki doktor arkadaşım var bana yardımcı oluyorlar. Her yürüyüşten sonra ayaklarımı buzlu suya koyuyorum, tuzlu suya, sirkeli suya koyuyorum. Dolayısıyla dinleniyorum ve yola devam ediyorum. Bu yürüyüşü daha önce hiç düşünmemiştim. 450 km'lik bir yürüyüş aklıma hiç gelmemişti. Ama sonuçta bu yürüyüşü gerçekleştirdik" ifadelerini kullandı.
"ÖFKEM GEÇMEDİ. YARGIYA OLAN GÜVENİM TEMELDEN SARSILDI"
"Öfkem geçmedi. Yargıya olan güvenim temelden sarsıldı" diyen Kemal Kılıçdaroğlu, "Yargının siyasi otoriteye bağımlı hale getirilmesi ve belli bir merkeze göre karar verilmesi beni derinden sarsıyor. Bu yürüyüşün adının adalet olmasının temel nedeni bu. Belli makamlara, mahkemelere belli kişiler yerleştiriliyor. Ve bu kişiler hükümetin istemediği kişiler yargılanırken en ağır cezayı veriyor. Şimdi Enis Bey ne yaptı? Aklın mantığın alacağı şey değil. Elde belge olmadan, bilgi olmadan insanları alıp mahkum etmek, nerede vardır böyle bir adalet düzeni?" açıklamasında bulundu.
"NE CASUSLUĞU ALLAH AŞKINA?"
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne casusluğu Allah aşkına? Bir gazete bir haberin yayınlanması hükümetin beğenmediği bir haberin yayınlanması nasıl casusluk olarak suçlanabilir? Adalete olan güvenimiz temelden sarsılmış halde. Siyasi otoriteden alınan talimatlar ile belli kişilerin cezalandırılmasına yönelik alınan kararlar. Adalete olan güvenimiz temelden sarsılmış durumda."
"ENİS BERBEROĞLU OLAYI BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLADIR"
Kılıçdaroğlu, "Enis Berberoğlu olayı bardağı taşıran son damladır. 15 Temmuz'dan sonra bütün Türkiye darbeye karşı birleşmiş haldeydi. Yenikapı'ya da gittik. 20 Temmuz'a nasıl geldik? OHAL kararının parlamentodan çıkmasıyla geldik. Ne kararı verildi; ülkeyi OHAL ile yöneteceğim..." ifadesini kullandı.
"AK PARTİLİSİ, MHP'LİSİ CHP'LİSİ DE VAR"
"Hapisteki akademisyenler için, tutuklu vekiller için hepsi için yürüyoruz" diyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Yürüyüşümüze taşeron işçiler de geldi, Kıbrıs gazileri de geldi. Çocuklar, sanatçılar, engelliler geldi. Köprüde linç edilen askerin ailesi geldi, herkes geldi. Bu yürüyüş adalet isteyen herkes içindir. Toplumun adalete susadığını bu yürüyüşte gördük. Motive olmamı sağlayan çok olay var aslında. Yaşlı kadınlar mesela gelip boynuma sarılıyorlar. Küçük çocuğunu alıp gelenler, anneler. Her görüşten insan var. AK Partilisi de var MHP'lisi de var CHP'lisi de var. Haksızlığa uğradığını söyleyen herkes geldi. Köyünde haksızlığa uğradığını düşünen kişi de geldi. Çok sayıda başörtülü vatandaşımız da bizimle yürüdü. Her yaşam tarzından insan var yürüyüşte. Tabi başörtüsüz kadınlarımız da var yürüyüşlerini yapıyorlar, yaşlılarımız, gençlerimiz, çocuklarımız var. Bunlar bizi motive ediyor" şeklinde konuştu.
"GÜBRE DÖKÜLMESİNE, DÜZCELİLERİN ÇOK ÜZÜLDÜĞÜNÜ BİLİYORUM"
Kılıçdaroğlu, "Mesela yolda yürüyen bir grup bizi alkışlıyor, aynı gruptan 4-5 kişi de rabia işareti yapıyor. Bunlar arkadaşlar, halk arasında bir kavga yok. Bu yürüyüş bizim Cumhuriyet tarihimizin en barışçıl yürüyüşüdür. Bize eleştiriler yapanlar, yuhalayanlar, taş atanlar, gübre dökenler de oldu. Biz hiçbirisini mesele yapmadık alkışladık. Gübre dökülmesine, Düzcelilerin çok üzüldüğünü biliyorum. Adalet çok yönlü bir kavram. Sadece mahkeme salonlarında aranan bir kavram değil. Tek bir hedef koymadım doğrudur, 20 Temmuz sivil darbesinden sonra topluma giydirilen bir korku gömleği vardı" diye konuştu.
"TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ KORKU GÖMLEĞİNİ ÇIKARDI"
Kemal Kılıçdaroğlu ayrıca konuşmasında şunları söyledi:
"Türkiye üzerindeki korku gömleğini çıkardı. Artık daha rahat konuşabileceğiz. Bir yürüyüşte on binlerce kişi size refakat ediyorsa o korku gömleğini atmışsınız demektir. Sivil darbeden sonra Türkiye adeta yarı açık cezaevine döndürüldü. Biz bu yürüyüşü yaptık ertesi gün her şey düzelecek diye düşünmüyorum. Şimdi bu yürüyüş demokrasisi gelişmiş bir ülkede olsaydı ve o ülkeyi yönetenlerde demokrasi kültürü olsaydı, düşünürlerdi; bu insanlar 40 derece sıcakta neden yürüyor? Oturup düşünürlerdi, oturup konuşmalıyız. Bizim gibi ülkelerde demokrasi kültüründen gelmeyen insanlar ülkeyi yönetiyorlarsa, yarın sonuç alacağım diye bir hayal peşinde koşamazsınız. Bu kişiler sadece karşınızda bir duvar olarak dururlar. Sizi hiç duymazlar. Partinin genel başkanı diyor ki 'Ben lütfettiğim için yürüyorsunuz diyor' Anayasal hakkım ne zaman birisinin lütfu oldu? Demokrasinin 'd'sinden nasibini alsaydı bunları söylemezdi. 'Bunlar teröristtir', 1 kişinin burnu bile kanamadı. Bunlar terörist nedir onu da bilmiyor" açıklamasında bulundu.
"BU HAREKET BİR BAŞLANGIÇ BU ÜLKEYE ADALET GELİNCEYE MÜCADELE EDECEĞİM"
Kılıçdaroğlu, "Bu hareket bir başlangıç onu da söyleyeyim. Bu bir başlangıçtır. Parlamento'da sesimizi keserlerse, muhalefet yapmamızı engellerlerse biz sokağa çıkacağız. Bu yürüyüş ile sakın ola ki yalnızız sesimizi kesip oturalım demeyin biz milyonlarız bunun farkına vardık burada. Başlangıcımız 9 Temmuz" dedi.
"BEDEL ÖDEYECEKMİŞİZ, HİÇBİR KORKUM YOK. ÖNCE BEN BEDEL ÖDEMEYE HAZIRIM"
"Efendim 'adalet sokaklarda aranmaz'. Peki ben onlara sorayım: Demokrasi sokaklarda aranır mı?" diyen Kılıçdaroğlu, "15 Temmuz'da demokrasiyi nerede kazandık. Vatandaşları sokağa kim çağırdı? Bu beyefendi çağırdı? Bu ülkeye adalet gelinceye kadar sonuna kadar mücadele edeceğim. Kararlıyım bu ülkeye adalet gelinceye kadar mücadele. Sonuna kadar mücadele edeceğim. Bedel ödeyecekmişiz, hiçbir korkum yok. Bedel ödeneceksen önce ben ödemeye hazırım" ifadesini kullandı.
"NİÇİN RAHATSIZ OLUYOR BİNALİ BEY? BEN ADALET İÇİN YÜRÜYORUM"
Başbakan Binali Yıldırım'ın 'Adalet yürüyüşü'ne ilişkin sözlerini değerlendirmesi istenen Kılıçdaroğlu, "Niçin rahatsız oluyor Binali Bey? Ben adalet için yürüyorum. Binali Bey şunu düşünmüyor mu acaba? Sözcü'nün 2 muhabiri atıldı hapse, itiraz edildi, yargıç karar veriyor. Deliller toplanamadığı için tutukluluklarının devamına. Ben 80 milyon için adalet arıyorum" diye konuştu.
"GERÇEK ÜLKÜCÜNÜN BİR PROVOKASYONA YOL AÇACAĞINI ASLA DÜŞÜNMÜYORUM"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 'Adalet yürüyüşü'yle ilgili açıklamalarına da değinen Kılıçdaroğlu, "Öncelikle şunu söyleyeyim yanımızda yürüyen çok sayıda ülkücü kardeşimiz var. Gerçek ülkücünün bir provokasyona yol açacağını asla düşünmüyorum. Ülkünün temelini adalet oluşturur. Adalet olmazsa ülkü olabilir mi? Ben aldığımız duyumlara göre bazı provokasyonlar yapılacağı ve bunun ülkücüler üzerinden yapılabileceğini söyledim. Ülkücüler gelecek burayı provoke edecek diye bir düşüncem yok, ülkücüler vatanlarını, bayraklarını, halkını severler. 'Birileri ülkücü kılığı altında bu yürüyüşü sabote etmek isteyebilir' dedim gelen duyum oydu. Adaleti bulamadık o yüzden başlangıç diyoruz. Bir üniversite hocası düşünün, bir bildiriye imza atmış. İçeriğini beğenirsin beğenmezsin. İfade özgürlüğü yok mu? Nasıl kapının önüne koyarsınız? İnsanların sivil ölüme mahkum edilen bir ülkede siz adalet var diyebilir misiniz?" dedi.
"FETULLAH GÜLEN İLE HİÇ KARŞILAŞMADIM, ERDOĞAN DİYEBİLİYOR MU HİÇ KARŞILAŞMADIM"
'Adalet yürüyüşü'ne ilişkin FETÖ iddiasını değerlendirmesi istenen Kılıçdaroğlu, "Terör suçtur, etrafımızda bir sürü polis var. Tutuklasalardı. Ben Fetullah Gülen ile oturup görüşmedim, birlikte fotoğraf çektirmedim, ne olur ABD'den dön elini ayağını öpeyim demedim. Kim Fetullah Gülen? Hiç karşılaşıp, konuşmadım. Erdoğan diyebiliyor mu hiç karşılaşmadım konuşmadım. El etek öptüm diyor mu demiyor mu?" dedi.
"17-25 ARALIK'TA ÖĞRENDİK DENİYOR. KOCAMAN YALAN 2004'TE MGK'DA SİZE BRİFİNG VERİLDİ"
Kılıçdaroğlu, "17-25 Aralık'ta öğrendik deniyor. Kocaman yalan. Siz bunu 2004'te MGK'da size brifing verildi. Bunlar tehlikeli, paralel devlet yapılanması var denildi. Hiçbir şey yapmadılar. Tam tersine, FETÖ'nün bütün elemanlarını devletin en duyarlı makamlarına yerleştirdiler. Milli Eğitim'i tamamen teslim etmişlerdi. Siz ne istediniz de vermedik diyen bunlar değil miydi? Bizi suçluyorlar, insanda biraz ahlak olur. Ben kendime güveniyorum. Beni suçlamak istiyorlarsa yürekleri varsa otururlar bir televizyon programında konuşuruz" ifadelerini kullandı.
"BÜYÜKADA'DA BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇEŞİTLİ ÖRGÜTLERDEKİ TEMSİLCİLERİN GÖZALTINA ALINMASINA ŞAŞIRMADIM"
Büyükada'da yapılan operasyon sonucu gözaltına alınanlara ilişkin Kılıçdaroğlu, "Büyükada'da Birleşmiş Milletler çeşitli örgütlerdeki temsilcilerin gözaltına alınmasına şaşırmadım. Adalet yok demokrasi yok böyle bir tablo ortaya çıktı" dedi.
"AVRUPA PARLAMENTOSU'NUN ALDIĞI KARARI DOĞRU BULMUYORUM"
Kemal Kılıçdaroğlu, "Avrupa Parlamentosu'nun aldığı kararı doğru bulmuyorum. Avrupa Parlamentosu'nun adil davranmasını istiyorum. Türkiye tek partiden ibaret değildir. Daha sağduyulu davranmalarını talep ediyorum" diye konuştu.
"İÇ TÜZÜK İLE İLGİLİ ÖN YARGILI DEĞİLİZ"
Kılıçdaroğlu, "AK Parti ve MHP'nin iç tüzük görüşmeleri ile ilgili olarak değişiklikleri henüz görmedim. Ön yargılı değiliz. Ama parlamentoda milletvekillerinin kürsüde çıkıp konuşması lazım. Bizi mecliste konuşturmazlarsa nerede konuşacağız? Adaleti buluncaya kadar bütün alanları zorlayacağız. Meclis içi veya dışı. Hiç kimseyi provoke etmedik ama onlar etti" ifadesini kullandı.
"REFERANDUM KONULARINA AİHM BAKMIYOR. AMA BİZDEKİ REFERANDUM TOTALİTER BİR REJİMİ ÖNGÖRÜYOR"
Kılıçdaroğlu, "Referandum konularına AİHM bakmıyor. Ama bizdeki referandum totaliter bir rejimi öngörüyor. Dolayısıyla demokrasi ağır yaralar almaya başladı, bu bağlamda müracaatımızı yaptık. Olumlu karar çıkacağını düşünüyorum" dedi.
"16 NİSAN AKŞAMI SOKAĞA ÇIKMIŞ OLSAYDIK, ÇOK SAYIDA CAN KAYBINA NEDEN OLABİLİRDİK"
Kılıçdaroğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Yürüyüşün geç başladığı eleştirilerini saygıyla karşılarım ancak geç gelen bir olay değil. Eğer biz 16 Nisan akşamı sokağa çıkmış olsaydık, toplum zaten çok gergindi, çok sayıda can kaybına neden olabilirdik. Türkiye bir iç çatışmanın eşiğine gelebilirdi. Biz sorumlu bir partiyiz. Sorun bizim insanlarımızda değil, sorun YSK içindeki çetede. 1 üye hariç YSK içindeki çetede. O çete yasaya uymadı ve aksine karar verdi. Onların yatacak yeri yoktur. Tamamının atılması lazım. Mühürsüz oy pusulası gereçsizdir diyor, bunlar diyor ki geçerlidir. Neye dayanarak bunu yapıyorsunuz siz?"
"ŞU ANDA SADECE ENİS BEY'İ ZİYARET ETMEYİ DÜŞÜNÜYORUM"
Kılıçdaroğlu, "Şu anda sadece Enis Bey'i ziyaret etmeyi düşünüyorum. AYM birden çok kez aldığı kararda diyor ki; tutuklu vekillerle ilgili 'Dokunulmazlığı kalktığı zaman yargılanabilir ancak yargılanamaz çünkü seçimle gelmişlerdir'. Doğru bir karar. AYM cesaret edip karar veremiyor. AYM üyeleri daha önce verdikleri bir kararın arkasında neden durmazlar? Neden korkunun esiri olurlar? Saraydakine niye bakıyorsun?" diye sordu.
"YETER ARTIK, BU KADAR ZULÜM YAPILMAZ Kİ BU MİLLETE DÜŞ ARTIK BU MİLLETİN YAKASINDAN"
Kemal Kılıçdaroğlu, "Yeter artık, bu kadar zulüm yapılmaz ki bu millete. Vekil oldun, belediye başkanı oldun, başbakan oldun, cumhurbaşkanı oldun, yeter artık arkadaş düş artık bu milletin yakasından. Bütün yetkiler ben de olsun. İslamiyet'te de bunların hiçbirisi yok. Bu yürüyüşü toplum uyansın, düşünsün diye yaptık" dedi.
"TALİMAT VERDİĞİNİ SÖYLÜYOR ZATEN"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın G-20 Zirvesi'ne giderken yargılamalara ilişkin yaptığı açıklamaları değerlendirmesi istenen Kılıçdaroğlu, "Düşünmesine gerek yok, yani talimat verdim demek istiyor. Talimat verdiğini söylüyor zaten. Evrensel bir kural vardır, kimin suçlu olup olmadığına siyasetçi karar vermez, ancak hakim verebilir. Bir ülkenin başbakanı, cumhurbaşkanı ya da muhalefet partisinin başkanı şu kişi suçludur diye bir açıklama yapamaz, yetkisi yoktur. Kararı hakim verir. Şimdi siz diyorsunuz ki 'ağır mahkumiyetler çıkacağına inanıyorum.' Yani diyorsun ki 'bu kararı alın.' 1940'ların Almanya'sına geldik. Mücadelesini yapacağız. Milyonlarca insan demokrasi istiyor" ifadelerini kullandı.
"BU YÜRÜYÜŞ HAYATIMIN EN ÖNEMLİ OLAYLARINDAN BİRİDİR"
Kemal Kılıçdaroğlu, "Saraya 1 kez gittim. Bana yargıyı bağımsızlaştıracağız sözü verdiler. 1 kere toplandık bir daha gelmediler. Şimdi kim yalan söylüyor? Bu yürüyüş hayatımın en önemli olaylarından biridir. Bu yürüyüş sorumluluğumun ağırlığını bana hatırlatan bir yürüyüştür. Herkesin korktuğu ortamda benim konuşmamı ve bedel ödemeyi göze almam lazım. Bu beni lider yapar yapmaz o karar bana ait değil millete ait. Bu ülkenin geleceği için bizim mücadele etmemiz lazım. Bu, hak, hukuk ve adalet mücadelesidir. Sloganı da hak hukuk, adalet. Sabırlı biriyim aslında. Ama bıçak kemiğe dayanmış durumdadır" açıklamasında bulundu.
"'İSTANBUL'A KADAR YÜRÜNECEK' DEDİ. O ŞEKİLDE HABERİM OLDU"
Canlı yayının bir bölümüne CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu da katıldı. Selvi Kılıçdaroğlu, "Siyasete çok uzak değilim, fiilen bulunmadım ama hep ilgimi çekmiştir. Meraklıyım. 'İstanbul'a kadar yürünecek' dedi, önce algılayamadım. O şekilde haberim oldu. Hep olumlu tepkiler gelmeye başlamıştı. Destekledim. Yürüyüşte tabi ki kendi adıma yürüdüm. Bu ülkedeki haksızlıkları üzüntüleri görüyorum. Yürümek iyi bir karar diye düşündüm. Kadınlar da yürüyüşe destek veriyor" diye konuştu.
SAKARYA'DAKİ VAHŞET
Haberi duyduğumda tüylerin diken diken oldu. Bu vahşeti yapanlara insan denilir mi bilmiyorum. Suriye konusunda izlenen dış politikayı eleştirdim. Radikal gruplara silah gönderilmesini eleştirdim. İnsanların ölmesini istemiyorum. Ortadoğu'da sorunun bir parçası değil çözümün bir anahtarı olmalı Türkiye. Türkiye'deki Suriyelilerin geleceği ne olacak? Kapıları açık bıraksak hepsi Avrupa'ya gidecek. Uygar dünyanın kurallarını uygulamak yerine neden Ortadoğu'ya benzemeye çalışıyoruz? Ölenler öldükleriyle kaldılar.
Kılıçdaroğlu'na yürüyüşte eşlik eden Selvi Kılıçdaroğlu ise, "Siyasete çok uzak değilim. Fiilen bulunmadım ama hep ilgimi çekmiştir. Özellikle geride kalma gibi bir çabam olmadı. Selvi Kılıçdaroğlu adına yürüdüm. Yürüyüş kararı duyduğumda ilk başta endişe duydum.Bu ülkede yaşananları görüyorum. Kadınlara yönelik son yıllarda yaşanan olaylarda artış gözüküyor. Kadınlar daha çok duyarlı. Bu karardan dönülmez dedim. İlk başta sağlık açısından endişe duydum. Bir hafta sonra iyi olduğunu gördüm. İnsanların genel olarak heyecan duyması beni etkiledi. Ayağında yırtık ayakkabısı ile yürüyenleri, yaşlı insanları gördüm. Pazar günkü mitinge ben de geleceğim. Bu mücadele bitmeyecek. Her gün bir cinayetin işlendiği bir ülke burası. Kadınların bunu sürekli dile getirmesi lazım. En aykırı şeyler bile söylensin. Bağıran insandan zarar gelmez. Fırsatın verilmesi lazım. Barışçıl insanlara şansın verilmesinden yanayım" açıklamalarında bulundu.