Kılıçdaroğlu: ‘Türkiye Ortadoğu ateşinden uzak tutulmalı’
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu televizyon ve gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Gündemi değerlendiren Kılıçdaroğlu İran Devrim Muhafızları Komutanı Süleymani'nin ABD tarafından öldürülmesine ilişkin olarak da konuştu. "Süleymani'nin öldürülmesi büyük sorunların başlangıcı olabilir" diyen Kılıçdaroğlu, ‘Türkiye Ortadoğu ateşinden uzak tutulmalı’ dedi.
Sertaç EşCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu televizyonların Ankara temsilcilerini kabul ederek gündeme ilişkin gelişmeleri değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, Irak'da ABD tarafından öldürülen İran'lı general Kasım Süleymani ile ilgili, “Ortadoğu'da yeni ve büyük sorunların başlangıcı olabilir. Beklentimiz, Ortadoğu politikalarında daha itidalli davranılmasıdır. Türkiye, Ortadoğu'daki ateşten uzak tutulmalıdır” dedi. Ülkenin gerçek gündeminin ekonomi olduğunu, Libya'ya gidecek Türk askerlerinin BM şemsiyesi altında gidebileceğini belirten Kılıçdaroğlu, Kanal İstanbul'un yapılamayacağını, kaynağın gösterilemediğini vurguladı. Kurulan yeni partilerle ortak noktalarının yüzde 99 düzeyinde olduğunu, Doğu Akdeniz'de diplomasinin ön plana çıkarılması gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul'a ağırlık verdiğini, S-400'lerin aktive edilemeyeceğini anlattı. Kılıçdaroğlu, 100 bin satıyor gösterilen ve kapatılan iki gazete aracılığıyla Basın İlan Kurumu'nun (BİK) dolandırıldığına dikkat çekti.
Kılıçdaroğlu, bugün temsilcilerle bir araya gelerek, soruları yanıtladı.
Kılıçdaroğlu'nun değerlendirmeleri şöyle:
Türkiye Ortadoğu ateşinden uzak tutulmalı (Kasım Süleymani suikastı): İran Ortadoğu'da önemli bir aktör. ABD'nin Irak'ı vurmasından sonra İran bölgede etkili bir güç olarak çıkmaya başladı. Kasım Süleymani bu süreçte IŞİD, El Kaide'ye karşı ciddi mücadele verdi. Ortadoğudaki her olay Türkiye'yi etkileyecektir. Bizim Erdoğan'dan beklentimiz, Ortadoğu politikalarında daha itidalli bir tutum takınmasıdır. Türkiye'yi Ortadoğu'da ateşten uzak tutmasıdır.
Türkiye'nin gündemi ekonomi: Türkiye'nin gerçek gündemi ekonomi. Mutfaklarda yangın var. Milyonlarca aile aybaşını nasıl getireceğiz diye düşünüyor. Kişi başına gelirin 10 bin dolar olduğu söylenen bir ülkede, 8 milyon kişi ayda 673 TL ile geçinmek zorunda. Tarım dışa bağımlı hale geldi. Ekonomide dışa bağımlıyız maalesef. Bir sarayın enflasyonu var. Sarayın mutfağında enflasyon sıfır ama vatandaşın enflasyonu yüzde 30-35'lerde. Türkiye'de bütün kararları Erdoğan alıyor. Tezkerenin parlamentoya gelmesini, enflasyonun kaç olacağını damada o söylüyor.
Libya'da Barış Gücü olmalı: Ülkedeki yönetimi BM meşru hükümet olarak kabul ediyor zaten. Türkiye de kabul ediyor. BM'nin böyle bir işlevi var. Türkiye BM'ye başvurarak Libya'da barış gücü oluşturulması talebinde bulunması işin doğasına en uygun olanıdır. BM olaya el koyduğunda, sıcak çatışmanın önüne geçilmiş olur. Üç adım sonrasını görmeyen bir dış politika var. Keşke birileri Erdoğan'a satranç nasıl oynanır, üç hamle sonrasını düşünerek nasıl taşlarla oynanır diye cesaret edip anlatsa. Doğu Akdeniz'de bir şeyler kazanmak için diplomasi dediğimiz bir yol var. Bölge ülkeleri ile sıcak samimi ilişkiler kurarsınız. Birlikte çıkaralım dersiniz, maliyeti düşük tutmak için Türkiye üzerinden geçirelim dersiniz. Mısır ile niye kavga ediyorsunuz? Asker göndererek oyunu bozduğunuzu söylüyorsunuz. Onlar da Yunanistan ile anlaşma yaptılar. Şimdi bir asker de Yunanistan'a mı göndereceksiniz? Bir yüz karası durum çıktı ortaya. Libya tezkeresi oylamasında CHP 2 milletvekili fire verdi. Analiz ettik en çok HDP'den katılmayan var.
Çatışma olmaz (Türk Rus ilişkileri): İki ülke arasında bir çatışma olacağına inanmıyorum. Özellikle ekonomik bağımlılık var iki ülke arasında. Karşı karşıya gelebilirler ama sıcak çatışma olabileceğini sanmıyorum. İdlib'de 8 ve 9. gözlem noktaları Rus askerler tarafından korunuyor.
Yüzde 99 benzeriz (Yeni partilerle ittifak): Benzer, ortak noktamız çok fazla... Hatta yüzde 99 diyebiliriz. Millet ittifakının öngördüğü ortak noktalarla benzerlik çok fazla. Parlamenter sistem, yargı bağımsızlığı, güçler ayrılığı. İlerde ittifak yapılabilir mi, bugünden bir şey söylemek çok zor.
Kararı Erdoğan verecek (Erken seçim): Kararı Erdoğan verecek, başka kimsenin verme şansı var mı? Parlamento bizim anladığımız anlamda parlamento değil. Erdoğan'ın vesayeti altında. Onun taleplerini yerine getirmek için AK Parti vekilleri orada oturuyor. Milleti değil sarayın iradesi geçerli şu anda. Onu da AK Parti'ye ve MHP'ye oy veren seçmenin düşünmesi lazım. Toplumun adalete, demokrasiye, özgürlüklere, barışa ve huzura ihtiyacı var. Toplumun bu beklentisini karşılayamadığı için AK Parti ikiz doğurdu. 2019 yılında güzel şeyler oldu. 2020'de daha güzel şeyler olacak.
Gazeteciler sorun arayışında (‘İmamoğlu lider gibi değerlendirmeler yapıyor’ yorumlarına ilişkin sorulan soru üzerine): Sorulara milletvekilleri nasıl yanıt veriyorsa o da öyle yanıt veriyor. Ağırlığı İstanbul'a vermiş durumda. Bazı gazeteciler CHP içinde bir sorun varmış gibi göstermek arayışı içindeler.
Kanal İstanbul olmayacak: Bu proje olmayacak ki. Kaynaklarını söylesinler. Önce finans kaynağı açıklanmalı. Olmayacak şeyi tartışmaya açıyorlar, nedeni halkı Türkiye gündeminden koparmak.
Her üye aday olur (Muharrem İnce'nin Cumhurbaşkanlığı adaylığı): Her üyenin aday olma hakkı var. Limiti yüzde 5'e indirdik. Muharrem Bey üyemiz görüşürüz, şu an planlama yok. Gündem o kadar yoğun ki bir türlü Ankara'da bulunamıyorum, onun için görüşmemiz kaldı. Kendisini de dinleriz belki bana anlatacağı özel şeyler vardır.
AYM'ye götüreceğiz (Değerli konut vergisi): Anayasaya aykırı. İyi düşünülmeden getirilmiş bir vergidir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesine götüreceğiz. Saray Türkiye'yi Avrupa'nın Çin'i haline getirmeyi düşünüyor. Düşük ücretle düşük maliyetin yakalandığı bir Türkiye. Düşük ücretle katma değeri yüksek ürün üretemesiniz. Saray bunun farkında değil.
Termik santral filtreleri: AKP meclis grubu ile saray iyi polis kötü polis oynuyor.
Hakim saraya bakıyor (Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş'ın tutuklu ayrgılanması): Türkiye'de yargı var mı, onu sormak lazım. Özellikle yeni seçilip atanan hakimlerin yüzde 99'u saraya bakıp karar veriyor. Merkel ya da Trump'ın telefon mu etmesi lazım? Trump da zaten Türk yargısına değil Erdoğan'a teşekkür etti.
Trump'ın dediğini yapacaklar (S-400 meselesi): Trump ne derse yerine getirecekler. Anlaşmayı iptal etmeyecekler ama depoda tutacaklar. Şahsi kanaat öyle.