Kılıçdaroğlu: Temiz siyaset getireceğiz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Ayrımcılık, bölünmek yok. Beraber olacağız. Yeni bir proje başlattık. Her partiden düzgün insanlar, Cumhuriyet Halk Partisi'nin çatısı altında. Cumhuriyet'i yeniden kuracağız, şekillendireceğiz, kirlilikten arındıracağız. Temiz siyaseti getireceğiz" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Kuvayı Milliye Meydanı'nda halka hitap eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçenlerde, 'Meydanlarda, niye 'hırsız Tayyip' deniyor?' diye kendi hakkında dava açtığını'' söyledi.

Kılıçdaroğlu, davadan korkacağının sanıldığını ifade ederek, "Sanıyor ki dava açınca ben korkacağım. Ya sen ayakkabı kutusundan korkuyorsun. Siz hiç ayakkabı kutusundan korkan Başbakan gördünüz mü? Siz hiç gençler tweet atıyorlar, tweetten korkup yasak getiren bir Başbakana güven duyabilir misiniz? Ben de güvenmiyorum, hiçbir zaman güvenmedik, asla güvenmeyeceğiz. Kul hakkı yiyene hiç güvenmeyeceğiz. Nokta" diye konuştu.

Türkiye'nin içinde bulunduğu şartları kendisi gibi herkesin bildiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, ülkeyi aydınlığa çıkarmanın iki aşamasının bulunduğunu, ilk aşamanın ise yerel seçimler olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, 30 Mart'ta sandığa gidileceğini ve karar verileceğini kaydederek, şunları söyledi: "Kararımız çok önemli. Balıkesir'in, Balıkesirlilerin vicdanına sesleniyorum; özellikle de geçen seçimlerde Adalet ve Kalkınma Partisine oy veren saygıdeğer yurttaşlarımın vicdanına sesleniyorum; ayın 30'unda sandığa gideceksiniz. Elinizi vicdanına koyup oyunuzu öyle kullanın. İki tane seçenek var önünüzde; ya helalden yana oy kullanacaksınız ya haramdan yana. Balıkesir'e, Balıkesir'in vicdanına soruyorum; neden yana oy kullanacaksınız? Madem helalden yana oy kullanacağız, Recep'in işi bitti. Gidecek mi? Halkın iradesiyle göndereceğiz onu. Demokrasi yoluyla göndereceğiz onu. Düne kadar mağduriyet edebiyatı yapıyordu. 'Ben mağdurum'. Ne olsa ' ben mağdurum' ya kardeşim malı götürdün yine mağdursun. Paraları istifledin gene mağdursun."

 

'Ülkeyi aydınlığa çıkarmanın yolu demokrasiden geçer'

17 Aralık operasyonuna da değinen Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Paraları dağıttıktan sonra ertesi gün 18 Aralık, 17 Aralık sabahı telefon ediyor; 'oğlum paraları sıfırlayın' diye. 18 Aralık'ta dördüncü telefonu ediyor, 'Oğlum paraları sıfırladınız mı?' diyor. 'Babacığım bir miktar kaldı' diyor. 'Evladım ne kadar kaldı?' '30 milyon avro civarı kaldı babacığım' diyor. Balıkesirlinin vicdanına sesleniyorum. Dünya tarihinde ilk kez bir Başbakan oğluna telefon edip, 'eldeki paraları sıfırla' diyor. Yine ilk kez dünya tarihinde ertesi gün 'kaç para kaldı oğlum' diye sorduğunda '30 milyon avro kaldı' diyor. Şimdi ben Balıkesir'in işçisine, çiftçisine, esnafına, emeklisine, sanayicisine, ev hanıma soruyorum; sizin vicdanınız bunu kabul ediyor mu? O zaman yapacağımız bir şey var, çok basit, kolay bir şey. Ayın 30'unda omuz omuza, kol kola bir bayram havası içinde bir şölen gibi sandığa gideceğiz demokrasiyi tecelli ettireceğiz ve 'baş çalanı', abbas yolcu diyeceğiz ve göndereceğiz. Söz mü? O zaman ben de çalışacağım, hep beraber çalışacağız. Ülkeyi aydınlığa çıkarmanın yolu demokrasiden geçer."

Kılıçdaroğlu, Balıkesir'in Kuvayı Milliye'nin, yiğitlerin yatağı olduğunu hatırlatırken, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganları üzerine, "Hepimiz Mustafa Kemal'in askeri olacağız" dedi.

 

'Kavga ettirmek istiyor, kavga etmeyeceğiz'

Bu ülkenin aydınlığı için çaba harcayacaklarını Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Çanakkale'de dedelerimiz kucak kucağa yatıyor. Alın Afyon'u, Antep'i, Urfa'yı, İzmir'i her yerde şehitlerimiz var. Onlar bize güzel bir Türkiye bırakmak için kanlarıyla, canlarıyla bu ülkeyi kurdular. Şimdi biz yeni bir çalışmayı başlatıyoruz. Yeniden yola çıkıyoruz, yeniden Türkiye'yi, aydınlık Türkiye'yi inşa etmek için yola çıktık. Ayrılmayacağız, bölünmeyeceğiz, provokasyona gelmeyeceğiz. Bölmek istiyor, bölünmeyeceğiz. Kavga ettirmek istiyor, kavga etmeyeceğiz. Yani hırsızın dediğini yapmayacağız. Hırsızdan, yalancıdan başbakan olur mu? Hem hırsızdan hem yalancıdan başbakan olur mu? Aynı şeyi ben de söylüyorum, olmaz. Vallahi de olmaz, billahi de olmaz. O zaman yapacağınız bir şey var. Ayın 30'unda sandığa gideceğiz hesabını sormak üzere. Kimin hesabını? İşçinin, çiftinin, emeklinin, ev hanımının hesabını. Kul hakkı yiyenden hesabını soracağız.''

''Aranızda çok sayıda genç var. Sevgili gençler; ülkenin geleceği olan gençler, umudumuz olan gençler sizlere hayranım'' diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Sizlere şunun için hayranım; bu ülkede bir diktatöre diz çöktürüp karizmasını çizdiler. O nedenle size hayranım. Attığınız tweetlerde 140 karakter kullanıyorsunuz ama o diktatör 140 karakterden korktu. Onun için size hayranım. Önümüzde seçimler olacak göreceğiz ama gençlere şunu söylemek isterim; genç kardeşlerim ilk kez bu seçimlerde 2,5 milyon genç sandığa gidecek ve ilk kez oy kullanacak. Önünüzde 2 seçenek var ya özgürlükten yana oy kullanacaksınız ya da karanlıktan yana. Neden yana oy kullanacaksınız? Özgürlükten yana. Gençler söz mü? Ben de söz veriyorum ve gençleri kucaklıyorum."

 

'CHP iktidara yaklaştı şöyle bir ayak sesleri duyuldu'

Kılıçdaroğlu, gençlere saygı duyduğunu ve bu ülkenin teminatı olarak gördüğünü vurgulayarak, şunları kaydetti: "Baş çalan' ne diyordu? 'Baş çalan' bir lafı vardı diyordu ki; 'hırsızlık babadan oğula geçer, oğuldan babaya hırsızlık geçmez.' Doğru söylüyordu değil mi? Vallahi doğru. Bilal'e hırsızlığı kim öğretiyor? Siz hiçbir babanın oğluna hırsızlığı öğrettiğini nasıl kabul edersiniz? Böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar? Emin olun vallahi billahi ben o çocuğa üzülüyorum, babasına değil. Ne üzüleceğim ona zaten. Dünyalığını yapmış zaten. CHP iktidara yaklaştı şöyle bir ayak sesleri duyuldu, yerel seçimlerden sonra göreceksiniz bir yerlere kaçmayı düşünüyor. Ben onun için iyi bir yer buldum. Sudan. Beşir'in yanına gitsin. Ömer El Beşir uluslararası mahkemede yargılanıp mahkum olan birisidir. Ömer El Beşir'i Türkiye'ye davet etti. Altına kırmızı halılar serdi ve tekrar Sudan'a gönderdi. Ömer El Beşir de yolsuzlukta kimse onun eline su dökemez. Erdoğan'ın eline de yolsuzlukta kimse su dökemez. Bu işleri çok iyi bilir. Uzmanıdır bu işlerin. Ustasıdır bu işlerin. Malı götürür ve der ki; 'ben mağdur oldum.' Ya nasıl mağdur oldun? Bırak biraz da millet mağdur olsun o zaman, cebinde para olsun. Ömer El Beşir ile bu Erdoğan yan yana geldiklerinde herhalde birisi diyecek ki; 'Ben bu toplumu bu kadar böldüm', öbürü diyecek ki; 'senin ki hikaye ben daha fazla böldüm.' O diyecek; 'ben şu kadar mal götürdüm senin ki hikaye, benim götürdüğüm 85 milyar avro' diyecek. Karşılıklı sohbetleri böyle gelişecek. Ama sözüm söz onu Ömer El Beşir'in kucağından alacağım, Türkiye'ye getireceğim ve hesabını soracağım."

Kılıçdaroğlu, partisinin iktidara yürüdüğünü ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından "Şu CHP var ya CHP, bunlar gelirse devleti yönetemez" şeklinde propaganda yapıldığını söyledi.

Bunun, hayatında duyduğu en saçma laf olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Ya kardeşim devleti kuran parti nasıl devleti yönetemez? Bir itirafı yapayım. Biz bunlar gibi gerçekten yönetemeyiz. Çünkü biz hırsızlık nedir bilmiyoruz. Biz kul hakkı yemek nedir bilmiyoruz. Biz tüyü bitmemiş yetimin hakkı nasıl alınır, bilmiyoruz. Biz devleti adam gibi yönetiriz. Yine diyorlar ki 'Efendim şu CHP var ya CHP, bu iktidar olursa dolar füze gibi fırlar.' Niye fırlasın? Son iki yılda dolar, yüzde 20 devalüasyona uğradı. Kim vardı iktidarda? Bu yok muydu? Kendisinden haberi yok. Çünkü parayı istiflemekle meşgul. Ülkenin derdi nedir, onlarla ilgilenmez o, bilmez ne olduğunu. Gözü kapalı, işi gücü para istiflemek."

Miting alanındaki kalabalığa, "Siz, bakanların çocuklarının yatak odalarında para kasaları olduğunu hiç duydunuz mu" sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Sabahın saat 07.00'si, 07.30'u. İçişleri Bakanı Muammer Güler, oğluna telefon ediyor, 'Oğlum ne var ne yok' diyor. 'Babacığım, polisler bastı' diyor. 'Evde ne var oğlum' diyor. 'Sen biliyorsun babacığım' diyor. 'Oğlum evde kaç lira var?' 'Birkaç kuruş var babacığım' diyor. 'Oğlum kaç lira var?' '1 trilyon para var babacığım' diyor. Balıkesirlilerin vicdanına sesleniyorum, özellikle de Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren saygıdeğer yurttaşlarımın vicdanına sesleniyorum; dünyanın hangi ülkesinde bir içişleri bakanının oğlunun yatak odasında 1 trilyon nakit para olur? Eğer vicdanınız bunu kabul ediyorsa gidin oy verin ama 'Vicdanım kabul etmiyor, ben rahatsızım' diyorsan yeri belli, adresi belli; Atatürk'ün partisi, halkın partisi. Devletin mihrabını bozdular, genleriyle oynadılar. Devleti yeniden düzeltmek bize düştü. Devleti çalıştıracağız, vatandaşa hizmet edeceğiz. Onlar devleti çalıştırıyorlar; kendilerine hizmet etmek için. Aramızdaki fark bu."

 

'Mazot 1,5 lira olacak'

Kılıçdaroğlu, alın teri dökerek çalışan çiftçilerin, ürettikleri ürününü karşılığını alamadığını ve ciddi sıkıntılar yaşadığını belirtti. Çiftçilere seslenen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Size mazotu 5 liradan satıyorlar. Öyle mi? Bakın Gürcistan bizden çok daha küçük bir devlet. Orada da petrol yok, orada da hükümet var, bizde de hükümet var. Orada da çiftçi var, bizde de çiftçi var. Orada iki lira, bizde 5 lira. Şu soruyu sandığa giden her yurttaşımın, özellikle de çiftçi kardeşimin kendisine sormasını istiyorum; 'Neden sana mazotu 5 liradan satıyorlar?' Neden? Çalıyorlar, faturayı size kesiyorlar. Şimdi siz sandığa gideceksiniz, size mazotu 5 liradan satan iktidara sandıkta bir fatura çıkaracaksınız. Söz mü? Ben şunu söylüyorum çiftçi kardeşime; Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında çiftçi için mazot 1,5 lira olacak, nokta. Diyorlar 'Şu CHP var ya CHP...' E ne olmuş CHP'ye? 'CHP iktidar olursa yardımları kesecekmiş?' Ya niye yardımları keselim. Sanki cebinden ödüyor da biz gelince cepten ödeyemeyeceğiz, onun kadar paramız yok, yardımlar kesilecek. Yardımlar asla kesilmeyecek, tam tersine ikiye çıkacak, iki katına çıkacak. Bunu söyleyince diyorlar ki, eskiden diyorlardı şimdi diyemiyorlar utanıyorlar, peki parayı nereden bulacağız? Senin o ayakkabı kutularına, kasalarına, oğlunun evine istif ettiğin paraları yani 85 milyar avroyu, Türk parasıyla 247 katrilyonu senden alacağım ve bu millete dağıtılacağım. Sözüm söz."

 

'En büyük arzum...'

Umudu ve arzusunun, herkesin barış içinde yaşadığı güzel bir Türkiye olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, hiçbir zaman işsizlik yaşanmamasını, herkesin işinin, aşının olmasını istediğini dile getirdi. Kadınların, çocuklarını okula güler yüzle göndermelerini istediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: "En büyük arzum; sokağa çıktığımızda hiç tanımadığımız bir yurttaşa bile güler yüzle selam vermektir. En büyük arzum; bu ülkede huzuru ve barışı sağlamaktır. En büyük arzum; siyasetin halka hesap vermesinin yolunu açmaktır. En büyük arzum; toplanan her kuruş vergiyi bu millet için harcamaktır. En büyük arzum; aile sigortasını getirmek, her evde geliri olmayan veya geliri asgari ücretin altında olan her eve, her evde kadının banka hesabına her ay asgari ücret üzerinden para yatırmak, yoksul aileyi namerde muhtaç etmemektir. En büyük arzum budur. Onlar kendilerini ve çocuklarını düşündüler, biz sizi düşünüyoruz. Onlar kardeş kavgası yaptırıyorlar, biz yaptırmayacağız. Onlar bütün komşularla kavgalı hale geldiler, biz kavga etmeyeceğiz. Mustafa Kemal'in söylediği gibi 'Yurtta barış, dünyada barış' diyeceğiz."

AKP'ye oy veren vatandaşlara da seslenen Kılıçdaroğlu, eleştirilerinin hükümete yönelik olduğunu, bunu onların üzerlerine almaması gerektiğini belirtti. Onları, ülkenin saygıdeğer yurttaşları olarak gördüğüne değinen Kılıçdaroğlu, "Hükümet ayrı, siz ayrı. Hükümet size yalan söyledi. Dedi ki 'Bana oy verin, yolsuzluğu engelleyeceğim', yolsuzluk yaptılar. 'Oy verin, yoksulluğu bitireceğim', bitiremediler. 'Oy verin, yasakları kaldıracağız', yeni yasaklar getirdiler. Şimdi sandığa gideceksin, elini vicdanına koy ve öyle oyunu kullan. En büyük arzum; elimizi vicdanımıza koyup huzur içinde oy kullanmaktır. Bunu yaptığımız zaman, emin olun Türkiye'ye çağ atlatacağız, demokrasimizi güçlendireceğiz, siyaseti kirlilikten arındıracağız" diye konuştu.

 

'Kimsenin ekmeğiyle oynamayız'

Kılıçdaroğlu, bütün kamuoyu yoklamalarında Balıkesir'de CHP'nin birinci sırada olduğunu iddia ederek, partisinin Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Sami Sözat'ı yanına çağırıp, seçmenlerden ona destek istedi. Sözat'ın, Balıkesir'i çağdaş bir kent haline getireceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı: "Ankara Büyükşehir ne yapıyor? Ağacı ithal ediyor, sanki bizim memlekette yok gibi. Bir şeyler götürmek için. Bunların yapısı bu. Çiçek, Allah aşkına çiçeği yurt dışından ithal ediyor, sanki bu memlekette çiçek yok. Ya her türlü çiçek var. Neden? Paraları bir yere istiflemek için. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, tanesi 1,2 milyon avroya, gitti Hollanda'dan otobüs aldı. Hollanda, dünyada ilginç bir ülkedir, dağı olmayan tek ülkedir, dümdüz bir ülke. Kendisine uygun otobüs yapmış. Biz İstanbul'a aldık, tanesine 1,2 milyon avro ödedik, İstanbul yedi tepeli, o otobüsler yokuş çıkmıyor. Evet, gerçek."

Kemal Kılıçdaroğlu, Sözat aleyhine, "O gelirse işçilerin işine son verecekmiş" şeklinde propaganda yapıldığını söyledi. Kimsenin ekmeğiyle oynamadıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, "Görüşü, düşüncesi ne olursa olsun, kimsenin ekmeğiyle oynamayız. Belediye çalışanlarının güvencesi Sami Sözat'tır" dedi.

Felsefelerinin, kendilerine oy versin vermesin herkesi kucaklamak olduğuna değinen Kılıçdaroğlu, "Ayrımcılık, bölünmek yok. Beraber olacağız. Yeni bir proje başlattık. Her partiden düzgün insanlar, Cumhuriyet Halk Partisi'nin çatısı altında. Cumhuriyet'i yeniden kuracağız, şekillendireceğiz, kirlilikten arındıracağız. Temiz siyaseti getireceğiz. CHP'nin iktidarında ilk 4 ay içinde siyasi ahlak yasasını çıkartacağız. Böylece kirli olanların siyasete girmemesinin yolunu açacağız. Siyaset temiz, düzgün adamların işidir. Siyaset, halka adanmışlıktır" görüşlerini iletti.