Kılıçdaroğlu tek tek isim saydı!

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu yolsuzluk yaptıklarını iddia ettiği ve Erdoğan'ın AKP'nin aday listesine almadığı isimleri tek tek saydı: Geçen dönem Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Kürşad Tüzmen, Sami Güçlü, Hilmi Güler, Kemal Unakıtan.

cumhuriyet.com.tr

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, kendisinin SSK Genel Müdürlüğü dönemiyle ilgili açıkladığı belgeye ilişkin olarak, ''Dürüst ve ahlaklı adamsa o olayın tamamını açıklar. Bu olay iki sayfa, birinci sayfasını niye açıklamıyor, niye gizliyor? Birinci sayfayı açıkladığı zaman yalanı ortaya çıkacak. O belgenin birinci sayfasını açıklarsa, ÖSYM'de yapılan görüşmeler orada var. (Bizim sınav yapacak takvimimiz uygun değil) diye yazışmalar var. Onların bütün ayrıntıları vardır, ama başbakan bunu açıklayamıyor, açıklayamaz da. Açıklasın onunla hesaplaşacağız.'' dedi.

Kendisinin de Başbakan Erdoğan'dan bir açıklama beklediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Adı yolsuzluğa karışmış, milletvekili listelerinde yer almayan, senin bildiğin ama bir şey yapıp yapmadığını bizim bilmediğimiz bakan ve milletvekillerinin ismini açıkla'' dedi.

 

"Esnaf, köylü, haciz kıskacındaysa bu ayıp Ankara'da oturanındır.''

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri'nin Tomarza ilçesinde partisinin düzenlediği mitingte yurttaşlara seslendi.

Parti olarak dürüst ve temiz bir siyasetin peşinde olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

''Artık yalana talana yer yok. Buna siz 'yeter' derseniz Türkiye kurtulur. Tek başına benim mücadele etmem yetmez. Desteği gücü siz vereceksiniz. İşçi, esnaf, çiftçi, hayatından memnun mu? Nasıl bir düzendir bu? Bir şişe su, sütten daha pahalı. Halkın çıkarlarına dönük bir düzenin gelmesi lazım. Siyasette zenginleşmenin olmaması lazım.

Zenginleşmenin halktan başlaması lazım. 2,5 aylık Kübra annesinin kucağında açlıktan ölüyorsa, bu ayıp Ankara'da oturup ahkam kesenlerin ayıbıdır. Esnaf, köylü, haciz kıskacındaysa bu ayıp Ankara'da oturanındır.''

İktidara geldiklerinde aile sigortası sistemini hayata geçireceklerini anlatan Kılıçdaroğlu, Türkiye'de 12 milyon 715 bin yurttaşın yoksulluk sınırının altında olduğunu öne sürdü.

Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

''Yazık günah değil mi bu insanlara? Aile sigortasını getireceğiz. Hiç kimse yoksul olmayacak. Her evde tencere kaynayacak. Her evde huzur olacak. Aile sigortasını getireceğiz diyorum, 'millet tembelliğe alışır' diyorlar. Sen iş verdin de millet çalışmadı mı? 600 lirayı, kadının hesabına yatıracağız. Onun yoksul olduğunu kimse bilmeyecek. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Bizim aradığımız budur. Yeni siyaset anlayışımıza göre, sadece eleştiren değil, halkın sorunlarına çözüm üreten bir CHP olarak daha güçlüyüz. Sadece 1 değil, 3 bakanlar kurulu çıkaracak kadromuz var. Herkesin siyasi görüşüne saygılıyız. Geçmişte hangi partiye oy verirseniz verin. Sandığa giderken düşünün. 80 küsur yıllık Cumhuriyet tarihinde hangi iktidar döneminde ithal kurbanlık getirildi? Bu düzen halktan yana düzen midir? Diyorsanız ki çok iyi bir düzen var, zaten sürünmeye devam ediyoruz, sürünmeye devam edelim. O zaman yeriniz AKP'dir. Halkın iktidarını istiyoruz, her kuruşun hesabını veren insanlar iktidar olsun, herkesin inancına kimliğine saygı duyulsun istiyorsanız, o zaman adres belli CHP.''


''Televizyonda görüşelim"

Bir yurttaşın, ''Su kanalını bırak, TV kanalına gel'' yazılı pankart açtığını gören Kılıçdaroğlu, ''Sayın Erdoğan benimle ilgili çok şey söylüyor, eyvallah siyasettir. Başımın üstünde yerin var. Ama benim senden bir isteğim var; o iddialarını, belgelerini devletin arşivleri, valileri, müsteşarları, istihbarat örgütleri, devletin televizyon kanalları senin emrinde, benim emrimde değil. Ben tek başıma, sen istersen bütün kadronla, istediğin televizyon kanalında çık karşıma. Ona söz veriyorum, ben tek başıma çıkacağım. Sen istersen Bakanlar Kurulunla gelebilirsin. Bir insanda yürek varsa, cesaret varsa, Kemal kardeşinizin karşısına çıksın. Onun aklına gemicik gelir. Vallahi gemiciği sormayacağım. Kul hakkını kim yedi onu soracağım. Benim çocuklarım meydanda. Ne iş yaptıklarını herkes biliyor. Laf aramızda 7 göbeğimi araştırdılar, ancak bir şey bulamadılar.

Onun için cesaret edip karşıma çıkmıyorsun. Çıksın hesaplaşalım. Amerika'da, Almanya'da,Fransa'da, İngiltere'de, Japonya'da liderler televizyon kanalına çıkarlar. Bizde niye çıkmazlar? Korktuğu için. Amerika'dan icazet aldılar. Bu kardeşiniz, bir tek yerden talimat alır, o da Türk milleti. Alnımız açık. Rahmetli babam, bizi yetiştirirken şunu söylemişti: 'Oğlum, sen doğru dur, eğri belasını bulur.' Belasını bulacaklar.''

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ilçedeki sanayi sitesini gezerek esnafla bir süre görüştü. Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler, daha sonra Yahyalı ilçesine hareket etti.

 

ÖSYM'ye gönderilen mail

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı adına ÖSYM'ye gönderildiği iddia edilen mail konusundaki sorular üzerine Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın isim açıklamalarını istediğini belirterek, kendilerinin açıklamasına gerek kalmadan Bakan Yazıcı'nın açıklama yaptığını söyledi.
Bu konuyla ilgili de yanıt bekledikleri sorular olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

''Orada benim merak ettiğim nokta şu; bu mail gittikten sonra ÖSYM Başkanı ne yaptı, bakanı aradı mı? (Sayın bakan mailiniz geldi bu doğru mudur, yanlış mıdır) dedi mi? O mail başka yerlere gitti mi? Hayati Yazıcı, benim bu olayı gündeme getirmemden sonra niçin suç duyurusunda bulundu? Bunun bir CHP komplosu olduğu şeklinde açıklama yaptı. Sen hükümetsin, ortaya çıkarmak için 15 dakika ayırman yeter. Bunu ortaya çıkarmıyorsan bu komplonun parçasısın. Mailin hangi bilgisayardan geldiği belli, kime gittiği belli. Büyük olasılıkla, bu arada yapılan telefon konuşmaları da var. Onları da açıklamaları lazım. Ayrıca, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına çağrım var, bu olayı daha ciddi şekilde araştırsınlar. Ben bakan olacağım, benim adımı birisi kullanacak ve göz yumacağım... Ne zaman ki, bu olayı biri gündeme getirdi. Ondan sonra kalkıp, aslan gibi kükreyeceğim (ben bunu yapmadım) diye... Daha önce senin haberin olması lazım.''


SSK'da yakınlarını işe yerleştirdiği iddiası

Gazetecilerin Başbakan Erdoğan'ın, SSK Genel Müdürlüğü döneminde yakınlarını SSK'da işe yerleştirdiği yönündeki iddiaları bulunduğunu da hatırlatmaları üzerine Kılıçdaroğlu, bunların eski iddialar olduğunu, genel müdür olduğu dönemde de bunların gündeme getirildiğini ve iddialara ilişkin açıklamasının KİT Komisyonu tutanaklarında yer aldığını kaydetti.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

''65 bin kişilik SSK'da bir şube müdürü, şef, daire başkanı, genel müdür yardımcısı akrabam olarak atadığım, belli bir yere getirdiğim kişi varsa adını açıklasınlar. 65 bin kişilik kurumda, ben genel müdür olmadan önce de akrabalarım, yakınlarım vardı. Genel müdür olduktan sonra da vardı. Buna itiraz etmiyorum. Maliye Bakanlığında da, Adalet Bakanlığında da benim akrabalarım var. Akrabalarımın bir yere sınavla girmeleri suç mu? Sınavda bir yolsuzluk varsa hay hay başımın üstüne. Hiçbir sorun yok. Başbakan'a çağrı yaptım. Gel beraber sosyal güvenliği konuşalım. Bütün bunları da konuşalım. Hazırım ben.''

 

''Kefene vergi var, pırlantaya vergi yok. AKP adaleti bu''

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kamu harcamalarının yüzde 2'sinin ayrılmasıyla yoksuluğun önleneceğini belirterek, ''Kamu harcamalarının yüzde 2'sini vatandaşına ayıramıyorsan niye hala Başbakan koltuğunda oturuyorsun?'' dedi.

Kılıçdaroğlu, seçim çalışmaları kapsamında Kayseri'nin Tomarza, Develi, Yahyalı ve Yeşilhisar ilçelerini ziyaret ederek, vatandaşlara hitap etti.

Develi'de yaptığı konuşmada, ülkenin zengin kaynakları olmasına rağmen çocukların yataklarına aç girdiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, bunu önlemek için aile sigortası projesini hayata geçireceklerini söyledi.

Aile sigortasının tüm dünyada uygulandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

''Aile sigortası, bizim bulduğumuz bir şey değil. Tüm dünyada uygulanıyor. Türkiye, 1971 yılında 9 sigorta dalını uygulamayı taahhüt etmiş. Emeklilik, yaşlılık, sağlık, ölüm, iş kazası, meslek hastalığı ve işsizlik sigortaları uygulanıyor ama aile sigortası uygulanmıyor. Biz bu projeyle 40 yıllık rüyayı gerçekleştireceğiz. Yoksulluğu tarihe gömeceğiz. Bunun kaynağı hazır, kamu harcamalarının yüzde 2'sini ayırdığınız zaman yoksulluğu önleyebilirsiniz. Kamu harcamalarının yüzde 2'sini vatandaşına ayıramıyorsan niye hala Başbakan koltuğunda oturuyorsun? Bize bunun kaynağını soruyorlar, '50 milyar dolarlık kanal yapacağım' diyor, kimse 'kaynağını nereden bulacaksın' diye sormuyor.''

Yurttaşın aldığı ekmek, peynir, zeytin ve hatta kefene bile vergi ödendiğini, ancak pırlantaya vergi ödenmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Kefene vergi var, pırlantaya vergi yok. AKP adaleti bu'' diye konuştu.

Türkiye'de her türlü kaynak olmasına rağmen tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlı hale gelindiğini, pamuğun Yunanistan'dan, buğdayın Ukrayna'dan, mısırın Arjantin'den alındığını öne süren Kılıçdaroğlu, tarım ürünleri için yılda yabancı ülkelere 20 milyar dolar ödendiğini söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu, ''Dışarıya 20 milyar dolar ödeyeceğine, bunun 5 milyar dolarını çiftçiye ver, Türkiye'yi de besler, Ortadoğu'yu da besler'' dedi.

Çiftçiye mazotun 1,5 liradan satılacağını vaadeden Kılıçdaroğlu, KDV ve ÖTV'yi kaldırarak bayii karı da dahil mazotun 1,5 liraya satılması durumunda devletin zarar etmeyeceğini savundu.

Emeklilerin hakkını en çok kendisinin savunduğu iddiasında bulunan Kılıçdaroğlu, 9 milyon emeklinin oyunu istediğini söyledi.

Yahyalı ilçesinde, yeni CHP'nin siyaset anlayışının değiştiğini bildiren Kılıçdaroğlu, ''Düşüncesi, inancı ve kimliği ne olursa olsun, insan Allah'ın yarattığı en değerli varlıktır ve başımın üstünde yeri vardır'' diye konuştu.

Yeşilhisar ilçesinde de Başbakan Erdoğan'a televizyonda tartışma çağrısını yineleyen Kılıçdaroğlu, aile sigortası uygulamasının başlamasıyla Yeşil Kart uygulamasının bitmeyeceğini, çiftçinin sulamadan kaynaklanan elektrik borçlarının ana parası ile birlikte faizlerini de sileceğini bildirdi.

AKP Yeşilhisar İlçe Başkanı Burhanettin Bolat, Kılıçdaroğlu'na seçim otobüsünün üstünde ilçenin simgesi olan Soğanlı Bebeği hediye etti.

Kılıçdaroğlu, daha sonra partisinin mitingi için Kırşehir'e hareket etti.

 

Kılıçdaroğlı Kırşehir'de

Partisince Kırşehir Ankara caddesinde düzenlenen mitingde halka hitap eden Kılıçdaroğlu, Kırşehir'deki Ahi kültürünün, herkesin kültürü olmak zorunda olduğunu belirtti.

Konuşması sık sık ''Başbakan Kemal'' sloganlarıyla kesilen Kılıçdaroğlu, AKP'nin 9 yıldır ülkeyi yönettiğini ifade ederek, ''Hangi ile gitsek o ilin sorunu var. Hangi vatandaşa dokunsak, sorunu var. Kime dokunsak bin ah işitiyoruz'' diye konuştu.

''İstanbul boğazını bırak, çiftçinin boğazına bak'' yazılı pankartı okuyan Kılıçdaroğlu, ''Recep Bey diyor ki (Çitçinin karnı doyuyor, emeklinin karnı doyuyor. Memlekette fakir fukara yok.) Bir derdi kaldı, İstanbul'a kanal yapmak. Bizim bütün projelerimiz insan üzerine. Ne üretirsek insan üzerine. Biz ranta talip değiliz. Onların yaptığı gibi ranta göz dikmedik. Onların yaptığı gibi rantı düşünmüyoruz. Bizim tek derdimiz var, bu ülkeyi huzurlu bir ülke yapmak. Hedefimiz bu, bunu gerçekleştireceğiz, kararlıyız'' ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye'de 12 milyon 715 bin yoksulun olduğunu söyledi. OECD'nin verilerine göre de Türkiye'de her 4 çocuktan birinin yatağa aç girdiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Biz bunu kabul etmiyoruz. Bu güzel ve bereketli coğrafyada, Türkiye'de hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Neden Türkiye'de 12 milyon 715 bin kişi yoksul? 9 yıldır başımızda bereketsiz bir iktidar var. Ben bunların maskelerini indiriyorum. Gövdesini silkeliyorum. Dallarını da il il, ilçe ilçe silkeleyin. Sanmayın ki elma düşecek. Düşse düşse taş düşer. Bereketli bir iktidar olsaydı bu yapı olmazdı. Esnafı da çiftçisi de emeklisi de memnun olurdu. Her şeyimiz var. Olmayan, dürüst siyaset. Olmayan, kul hakkı yiyen siyaset. Olmayan, Türkiye'yi sömüren siyaset. Ne diyordu Recep Bey, (Ben ülkemi pazarlamakla mükellefim) diyordu. Pazarladın Türkiye'yi, işte Türkiye bu halde. Huzursuzluk var Türkiye'de.''

Aile Sigortası projesinden bahseden Kılıçdaroğlu, kendisine (parayı nereden bulacaksın) diye sorulduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
''Ben vatandaşa hesap vermeyi, namusuyla kabul eden bir siyaset anlayışından geliyorum. Vatandaşa 5 kuruşun bile hesabını vereceğim. Benim mesleğim hesap uzmanlığı. Recep Tayyip Erdoğan'ın hesap uzmanlığı sınavına girmeye ne cesareti ne de bilgisi vardır. Ben binlerce kişinin katıldığı sınavı Allah'a şükür kazandım ve geldim. Çünkü çalıştım. Alnımın terinin hakkını biliyorum. Devlette bu işi yapan 14 kuruluş var. Bütçesini topladık. 14 kuruluşu kapatacağız, Aile sigortasını, ASKUR'u kuracağız. 7 milyar açığımız var. Bu, tüm kamu harcamalarının yüzde 1,7'si. Yüz liralık bir kaynaktan 2 lirayı yoksul için ayıran bir siyaset anlayışına 'parayı nereden bulacaksın' diye sorulur mu? Eğer o soruyu soruyorlarsa, 100 liradan 2 lirayı ayıramıyorsan, sen o koltukta hangi yüzle oturuyorsun? Her şey halk için olacak.''

Çiftçinin hayatından memnun olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, bütün çiftçilerin oyunu istediğini ve onların sorununu çözeceğini bildirdi.

Mazotu 1,5 lira yapacağını ve ''Türkiye'de petrol yok. mazotu dışarıdan alıyoruz, fiyatı dışarısı belirliyor'' dendiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Dışarıdan aldığımız maliyet ve benzin istasyonunun karı içinde çiftçiye mazot 1,5 liraya verilecek. Diğer 2 liranın biri KDV, diğeri ÖTV. Onları çiftçiden almayacağım. Nazar boncuğu olarak Recep Tayyip Erdoğan'ın iki yakasına takacağım'' dedi.

Emeklilerin de hayatından memnun olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, 9 milyon emeklinin tamamının hiç fire vermeden oyunu istediğini ve emeklilerin kırılan onurunu onaracağını iddia etti.

Kılıçdaroğlu, AKP'nin gençlerle ilgili olarak bir proje açıklamadığını ileri sürerek, halkın partisi olarak gençlere de önem verdiklerini anlattı.

Üniversite öğrencilerinin yurt sorunu olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Her üniversite öğrencisi için sıcak-soğuk suyu olan, bir iki kişilik odalı, geniş bant internet erişimi olan öğrenci yurtlarını bitireceğiz. 2 yıl içinde Türkiye'yi bu ayıptan kurtaracağız. Bu görevi lüks konutlar yapsın diye değil, öğrenci yurdu yapsın diye TOKİ'ye vereceğiz'' şeklinde konuştu.

"Eğitimi sil baştan, çağdaş anlamda yeniden yapılandıracağız"

Askerlik konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, askerliği 15 aydan aşamalı olarak 6 aya indireceklerini belirtti.
Kendisinin, ''Üniversite öğrencilerinin yaz tatillerinde askerlik yapacağını'' söylediğinde Erdoğan'ın, ''Sen bunu söylüyorsun. Memleketi kim koruyacak'' dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Senin oğlun, Burdur Valisi'nin gözetiminde 21 gün askerlik yaparken, hiç aklına gelmedi mi, bu memleketi kimin koruyacağı? Biz, ulusal bağımsızlık savaşını, yedi düvele karşı, dişimizle tırnağımızla, iman gücümüzle, mücadele yaptık ve bağımsızlığımızı kazandık. Aynı koşullar oluşursa, yine yaparız biz bunu.
Halkın iktidarında, atanamayan öğretmen kavramı olmayacak. Her öğretmen öğrencisiyle buluşacak. Eğitimi sil baştan, çağdaş anlamda yeniden yapılandıracağız.''

Annelere seslendiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, ''1 milyon 700 bin çocuğun umutlarıyla oynadılar. 1 milyon 700 bin çocuk, hepimizin çocuğu. Bir sınav yapmayı beceremeyen bir hükümet, Türkiye'yi yönetebilir mi? Yönetemezler, yönetemiyorlar. Bu güzel ülkede hepimizin kardeşçe yaşayacağı, bir Türkiye kurmak istiyoruz. Biz güzel bir Türkiye'yi ayağa kaldırmak istiyoruz'' dedi.

Son günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisiyle ilgili şeyler söylediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Devletin arşivleri senin elinde. Valiler, müsteşarlar, genel müdürler, istihbarat örgütleri senin emrinde. Arzu ettiğin televizyon kanalında, arzu ettiğin gazetecilerle karşıma çık beraber konuşalım. Olur ya, Süleyman Demirel'in dediği gibi fikir fukarası olabilir. Sen kendini yetersiz görüyorsan, bakanlarını da al gel. Onları da yetersiz görüyorsan, güvendiğin adamları al gel. Ben tek başıma çıkacağım karşına. Erdoğan, karşıma çıkabilir mi? Çıkamaz. Çıkması için, kul hakkı yemeyecek. Geçmişi temiz olacak, mangal gibi yürek olacak. Erdoğan'ın kimyasını bozdum, ezberini bozdum, şifresini de çözeceğim onun.''

 

Kılıçdaroğlu Kütahya'da

Kılıçdaroğlu, partisinin Kütahya Zafer Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, iki dönemdir milletvekili olduğunu, yeni siyasetçi olmaktan gurur duyduğunu bildirdi.

Millete yalan söyleyen biri olmadığını anlatan Kılıçdaroğlu, siyasete girerken milletine asla ve asla yalan söylemeyeceğinin, hiç kimseyi ''şapkalı, başörtülü, elbiseli, pantolonlu'' diye ayırmayacağının, hiçkimseyi ötekileştirmeyeceğinin sözünü verdiğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, kendi anlayışına göre insanın; düşünceleri, kimliği, inancıyla Allah'ın yarattığı en değerli varlık olduğunu, başının üstünde de yeri bulunduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:
''Geçmişte CHP'ye Kütahya'nın yeterli oyu vermediğini biliyorum. Kabahat Kütahya'da değil, kabahat bizde. Gelmedik, derdinizi dinlemedik, elinizi sıkmadık, çayınızı içmedik. Şimdi geliyoruz, elinizi sıkacağız, derdinizi dinleyeceğiz. 'Bir tek muhtaç bile bana gelse ben onun ayağına gideceğim' dedim siyasete girerken. Geliyorum, ayağınıza geldim. Şunu da söyledim; kimseyi ayrıştırmayacağız. Birileri bölüyor, biz bölmeyeceğiz. Birileri ayırıyor, biz birleştireceğiz. Bana oy vermese bile ben vatandaşı başımın üstünde taşıyacağım. Benim için yandaş yok, vatandaş var. Benim için AKP'li, MHP'li, CHP'li yok, benim için vatandaş var.
Kütahya'ya 2002'de geldiler, 2007'de geldiler, en son geçen geldiler. Size sözler verdiler. 2002'de 6 milletvekili verdiniz, 2007'de 5 milletvekili verdiniz. Kütahya'ya bir bakanı bile fazla gördüler, bir bakanı bile vermediler. Size sözüm var. Bana 3 milletvekili verin, ben size bakanlık vereceğim. Yeni CHP halkın sorunlarına kilitlenen bir partidir. Yeni CHP geçmişinden güç alıp geleceğe güvene bakan bir partidir. Yeni CHP işçinin, çiftçinin, memurun, emeklinin, esnafın, toplumun, her kesimin partisidir. Artık sizin derdiniz, bizim derdimizdir. Bizim uçuk kaçık projelerimiz yok. Bizim projelerimiz insan üzerinden.''


"Aile mutluysa, toplumda mutludur"

Kılıçdaroğlu, bir toplumda aile mutluysa toplumun da mutlu olacağını, bir kadının evinde akşam tencere kaynıyorsa, çocukları mutluysa, o ailenin dünyanın en rahat, en mutlu ailesi olduğunu ifade etti.

Ailelere seslenen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Anneler çocuklarını beslerler, doyururlar, bakarlar. Her türlü ihtimamı gösteriler. Ancak bir anne 2,5 aylık çocuğunu besleyemiyorsa, o annenin kucağında 2,5 aylık Kübra bebek ölüyorsa, bir anne sabah çocuğuma kahvaltı veremedim diye intihar ediyorsa, bir çocuğumuz çöpte yiyecek toplarken kamyonun altında kalıyorsa bunun ayıbı Ankara'da oturanlara aittir. Bu ülkede 12 milyon 715 bin yoksulumuz var. Devletin resmi rakamıdır. Düşündük, taşındık ve dedik ki bu memlekete aile sigortasını getirmemiz lazım. Her ailenin güvencesi, sigortası olsun, her ailede akşam tencere kaynasın. Dediler ki 'Aile sigortasının kaynağını nereden bulacaksın?' Her aileye en az 600 lira yatıracağız. Çocuk sayısı fazlaysa, engelli varsa, yaşlı anne ve babaya bakma yükümlülüğü varsa bu para yükselecek. Kaynağı da açıklayayım. Ben size hesap vermeyi namuslu bir görev kabul eden siyasi anlayıştan geliyorum. Devlette bu tür yardımı yapan 14 kuruluş var. Onlar bilmezler, Kemal kardeşiniz bilir. Çünkü ben hesap uzmanıyım. Benim girdiğim sınava herkes girer. Recep Tayyip Erdoğan benim girdiğim sınavın yanından bile geçemez. 14 kuruluşun bütçesini topladım, geriye kaldı açığımız 7 milyar lira. 7 milyar lira bütün devlet harcamalarının yüzde 1,7'si, hadi 3 de ben ilave edeyim, yüzde 2 olsun. Yani 100 liralık harcamanın 2 lirasını yoksullara ayırdığınız zaman bu memlekette yoksulluk tarihe karışıyor. 100 liranın 2 lirasını yoksula ayırdığınız zaman, 'Bunun kaynağını nereden buldun?' diyen iktidara ne denir? 'Biz dünyanın 20 büyük ekonomisinden biriyiz' diyorlar yeri geldiğinde. Sorun bakalım o 20'deki diğer ülkelere, işsizlik var mı, yoksulluk var mı? Ben ülkemi seviyorum, insanlarımı seviyorum. Sizden toplanan her 5 kuruşun hesabını size vermeye hazırım. Bu parayı halk için, sizin için kullanacağım.''

"Atanmayan öğretmenler kavramını sileceğiz"

Kılıçdaroğlu, Kütahya'nın son 9 yılda kan kaybettiğini savunarak, iktidarın ''İstikrar sürsün, Kütahya büyüsün'' sözünü anımsattı.

Kütahya'nın büyümediğini, milletvekili sayısının 6'dan 5'e düştüğünü, fabrikalarının özelleştiğini, işsizliğin arttığını söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Sayın Erdoğan çıkıp şu lafı etti; 'her üniversiteyi bitiren iş bulacak diye bir kural yok' dedi. Allah aşkına anneler size sesleniyorum, siz çocuklarınızı üniversiteye niye gönderiyorsunuz? Okusun, çalışsın, daha iyi imkanlara sahip olsun. Şimdi üniversiteyi bitirecek, iş yok. Okul var, öğrenci var, öğretmen var, ama bir türlü buluşmuyorlar. Biz buluşturacağız. Atanamayan öğretmen, sözleşmeli öğretmen kavramlarını sileceğiz.
Aile sigortasını açıkladık, önce 'kaynak yok' dediler, sonra 'daha fazlasını bekliyoruz' dediler. Aile sigortasında kadıncağız işçi gibi, memur gibi, emekli gibi aylığını bankadan çekecek, onu namerde muhtaç etmeyeceğiz. Şimdi 600 liradan en çok esnaf yararlanacak. Çünkü o kadıncağız alacak çocuğunu gidecek esnafa. Paranın dolaşım kanallarını değiştiriyoruz. Para önce halktan geçecek. Bizim kitabımızda siyasetle zenginleşmek yoktur. 'Aile sigortasını getirecekler, yeşil kartı iptal edecekler' diye propaganda yapıyorlar. Külliyen yalan, bunu söyleyenler cahil insanlar. 9 sigorta dalı var, Türkiye'de 8'i uygulanıyor. Aile sigortası, aileye ekonomik güvence getiren sigortadır, yeşil kart sağlık sigortasıdır. Birinin varlığını öbürünün olmamasını gerektirmez.''

Kılıçdaroğlu, televizyon izlerken Başbakan Erdoğan'ın Mardin'de 78 tesisi hizmete açtığının söylendiğini anlatarak, ''Hemen Mardin İl Başkanımızı aradım ve 'şu listeyi çıkar bir bakalım, yapmışlarsa Sayın Başbakan'ı kutlayacağım' dedim. Geldi liste... Bir okulun badanası yapılmış, Köy İşleri Müdürlüğüne bağlı bahçe, belediyeye devredilmiş, orası park yapılmış. Daha sonra Mardin'e gittim, gezdim vatandaşların arasında. 'En büyük dert işsizlik' dediler. 'Sayın Başbakan geldi, 78 tesisi hizmete açtı burada, hiç işsiz kalmaması lazım' dedim. 'Hangi tesisler' dediler. Ondan sonra televizyonlara çıkıp 'şu kadar tesis açtım' diyemiyor. Hangi tesisleri açtılar? Var olan tesisleri sattılar'' diye konuştu.

Bakanlara yolsuzluk iddiası

CHP lideri yolsuzluk yaptıklarını iddia ettiği ve Başbakan'ın aday listesine almadığı isimleri tek tek saydı:

"Kütahya'dan Erdoğan'a sesleniyorum. Kim o bakanlar, geçen dönem Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Kürşad Tüzmen, Sami Güçlü, Hilmi Güler, Kemal Unakıtan.

Sizde zerre kadar onur varsa o kadar ağır konuşuyorum o bakanlar çıkarlar hangi gerekçeyle listeye girmediklerini, nerede, ne zaman yolsuzluk yaptıklarını açıklarlar. Biz de öğrenmiş oluruz."