Kılıçdaroğlu: Nasıl bir entelim size anlatayım

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Aydın'da muhtarlara yaptığı konuşmada CHP'nin entel partisi olarak anıldığını belirterek "Nasıl bir entelim size anlatayım" dedi.

Hakan Dirik

<video:849191>

CHP Lideri Kılıçdaroğlu konuşmasında "CHP entellerin partisiymiş. Entellerden birisi de benim. Nasıl bir entelim size anlatayım... Babam ilkokul mezunu tapu memuruydu. Annem okuma yazma bilmezdi. Büyük ablam da bilmez. 7 kardeşiz, 7 kardeşten üniversiteye giden sadece benim. Sınavlara girdim devletin önemli yerlerinde görev yaptım.  Kime borçluyum bunu? İşte şurada gördüğünüz adama: Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e borçluyum" dedi. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP'li belediye başkanlarının istifa krizi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tehditlerine ilişkin “İstifa etmezseniz 'dosyalarını çıkarırım, hapse attırırım' demek istiyor. Suç varsa, gizleyen de suçludur” dedi.

Kuşadası'nda Aydın Büyükşehir Belediyesi'nce gerçekleştirilen “muhtarlar çalıştayında” konuşan Kılıçdaroğlu, bugüne dek “söz verip de tutmayanların” iktidar olduğunu, bu kez kendisinin denenmesini istedi. Muhtarların “milli iradenin” ilk kademe temsilcisi olduğunu vurgulayarak, koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “muhtarlar toplantısını” ima ederek, “Ben sizi ayağıma çağırmam. Nerede muhtar varsa ayağına gider konuşurum” dedi.

"Liyakati çökertirseniz, devleti çökertirsiniz"

Demokrasinin aynı zamanda “devlette liyakat” anlamı taşıdığını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Devlette bakan olmak için sadece ilkokul diplomasına ihtiyaç var. Ama en altta şube müdürü, ya da şef olmak için en az 4 yıllık üniversiteyi bitirmek zorundasınız. Dünyanın en iyi üniversitesini de bitirsen müsteşar olmak için 10 yıl devlette çalışman gerekir. Devletle hükümet ayrı şeydir. Devletlerin sembolü bayraktır, ama hükemette bayrak yoktur. Liyakati çökertirseniz, devleti çökertirsiniz. Camiye, kışlaya, mahkemeye siyaseti sokmayın. Camiye siyaseti sokarsanız vatandaşı bölersiniz, mahkemeye siyaseti sokarsanız adaleti yok edersiniz, kışlaya siyaseti sokarsanız birileri gelir darbe yapar. Devlet işi ehline veren bir düzen içinde büyür ve saygınlık kazanır. O zaman devlette adalet olur. Ama bunları kaldırır her şeyi tek adama teslim ederseniz hak hukuk olmaz. Demokrasiyi birlikte savunmak zorundayız” diye konuştu.

"Milli iradeye haksızlık"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, istifa etmemekte direnen AKP'li belediye başkanlarına yönelik “tehditlerini” değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Bugünlerde bir tartışma var. Falan belediye başkanı istifa etsin, falan yerinde kalsın. Bu milli iradeye haksızlıktır. Ben gelip herhangi bir muhtarına 'seni beğenmiyorum, sen istifa et' deme yetkim de yoktur, hakkım da yoktur. Seni seçen millet. 'İstifa etmezsen bedeli ağır olur. Ben seni hapse atarım mı demek istiyorsun. Senin dosyalarını mı çıkarırırm demek istiyorsun. Suç varsa, gizleyen de suçludur. Siz cinayeti görür de söylemezseniz o cinayete ortak olmaz mısınız? Kişinin suçu varsa mahkemeler var. Verirsiniz mahkemeye. Belki de beraat eder. Nereden biliyorsun? Rejimler tek kişiden oluşmaz” dedi.

Seçimle gelenin seçimle gitmesi gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Hak dahi aramadan 'istifa edeceksiniz' diyorsunuz. Yarın çoluk çocuğu 'Senin hırsızlığın mı vardı, yolsuzluğun mu vardı?' diyecek. Torunlarına nasıl hesap verecek? Seçimle gelen birinin böyle bir haksızlıkla karşı karşıya kalması doğru değildir. Kişiler açıkça suç tehdidi altında bırakılamazlar” diye konuştu.

Özlem Çerçioğlu'na destek 

Öte yandan Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun daha yapacak çok hizmeti olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Önümüzdeki dönem bunları yapmanız için size her türlü desteği vereceğim” diyerek önümüzdeki dönem yeniden adaylığı için şimdiden yeşil ışık yaktı.

Eğer siyaset kurumu bir soruna kilitlenip sadece sorunu dile getiriyorsa oradan bir şey olmaz. Ama hem de çözüm öneriyorsa, orada umut ışığı vardır. Türkiye'de hangi sorun varsa o soruna eğilmek ve o sorunla ilgili akılcı politikalar üretmek bizim görevimizdir. Türkiye'de çözülmeyecek sorun yoktur. Madem ki akıl var, istişare, hak hukuk adalet var, o zaman biz sorunlarımızı niye çözemiyoruz. Neden gerilimden beslenen bir siyaset anlayışı var. Sorun hepimizin sorunu. Hiç tanımadığımız yerde bir çocuk açsa, vicdanı olan hiç kimse rahat uyuyamaz. Kendi sorunlarımızı akılcı projelerle çözmek zorundayız. 

Bu topraklarda ilk seçim, 1833'te Kastamonu Taşköprü'de bir muhtarlık seçimidir. Muhtarlık seçimleri en temiz ve en saf seçimlerdir. Çünkü bir genel başkan alt alta isimleri koyup liste yapmaz. Bir siyasi partinin gölgesini kabul etmezsiniz. Yeni bir muhtarlık kanunuyla, dağınıklığı bitrmek gerekir.