Kılıçdaroğlu, koalisyon formülünü verdi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi toplantısı öncesi konuştu.
cumhuriyet.com.trCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi toplantısı öncesi açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, "Kendimizi ve partimizi değil, Türkiye'yi düşünmek zorundayız. Bir sonraki seçimi değil, Türkiye'yi düşünmek zorundayız. Bir sonraki seçime bugünden çalışırsak demokrasiye yazık etmiş oluruz. Önemli olan kimlerin koalisyonu değil, koalisyon hangi ilkelerden ve önceliklerden yola çıkılarak inşa edilecektir" diye konuştu.
"TÜRKİYE'Yİ DÜŞÜNMEK ZORUNDAYIZ"
Seçim atmosferinden çıktıklarını ve duygularla değil akıl ile hareket etmek zorunda olduklarını ifade eden Kılıçdaoğlu, "Kendimizi ve partimizi değil, Türkiye'yi düşünmek zorundayız. Halkımızın çıkarlarını düşünmek zorundayız. Bu çerçevede sağ duyulu akılla hareket etmek zorundayız. Daha önce defalarca ifade etmiştim; Devlet kin ve önyargı ile yönetilmez, devlet akıl, bilim ve mantıkla yönetilir. Biz eğer iktidar olma yolunda önemli adımlar atacaksak aklımızla ve mantığımızla ve Türkiye'nin çıkarlarını düşünerek hareket etmek zorundayız" dedi.
"YÜZDE 60'LIK KİTLENİN BEKLENTİLERİNE UYGUN BİR HÜKÜMET KURMAK DURUMUNDAYIZ"
Kılıçdaroğlu, "Seçim sonrasında yüzde 40 ve yüzde 60'lık bir denge oluştu. Toplumun ortaya koyduğu bir denge... Bütün siyasi partilerin bu dengeyi göz ardı etmemesi gerekiyor. Hükümet kurma görevi yüzde 60'lık bloka düşüyor. Toplumun beklentilerine uygun ve onları yok saymayan bir iradeyi ortaya koymak istiyorsak yüzde 60'lık grubun yada kitlenin beklentilerine uygun bir hükümet kurmak durumundayız. Seçim atmosferinden çıkmak zorundayız. Bir sonraki seçimi değil, Türkiye'yi düşünmek zorundayız. Bir sonraki seçime bugünden çalışırsak demokrasiye yazık etmiş oluruz. Kısır tartışmaların içinden siyaseti çekip çıkarmamız gerekiyor" diye konuştu.
"HİÇBİR SİYASİ PARTİYİ DÜŞÜNCESİ NE OLURSA OLSUN ASLA YOK SAYMIYORUZ"
Kılıçdaroğlu, "Önemli olan kimlerin koalisyonu değil, koalisyon hangi ilkelerden ve önceliklerden yola çıkılarak inşa edilecektir. Bunun üzerinde durmamız gerekiyor. Hiçbir siyasi partiyi düşüncesi ne olursa olsun asla ve asla yok saymıyoruz. 'Yok sayma' gibi bir düşünce zaten CHP'nin kültüründe olmaz. Demokrasiyi getiren bir parti olarak toplumun her kesimini kucaklamak bizim temel düşüncemizdir" dedi.
"BİZİMLE NE GÖRÜŞECEK?"
Cumhurbaşkanı kesinlikle anayasal sınırları içine çekilmelidir. O makam her şeye maydanoz olan, her konuda görüş belirten makam değildir. O makam az konuşur, öz konuşur. Hele koalisyon görüşmelerinin yapılacağı süreçte kendisinin birinci aktör olarak ortaya çıkması kabul edilemez. Bizimle ne görüşülecek. 'Niçin koalisyon yapmıyorsunuz mu?' diyecek. Öyle gizli kapaklı ortamlarda olması da çok şık değildir. Arka kapı diplomasisine evet, ama gizli kapaklı ikna edelim, buna bizim kapılarımız kapalı.
CHP'NİN İLKELERİNİ MADDE MADDE SIRALADI
Kılıçdaroğlu, "13 yıllık bir süreç yaşadık. Demokrasiyle başlanan ama otoriter eğilimi artan bir süreci yaşadık. Bu sürece 7 Haziran seçimlerinde son verildi. O zaman ne yapmalıyız? Neler yapmalıyız? Hangi ilkeler etrafında birleşmeliyiz? Ve Türkiye’yi nasıl yeniden onarmalıyız. Bunun için belli kurallardan yola çıkmamız gerekiyor" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, ilkelerini ve önceliklerini madde madde açıkladı.
1) "HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE DAYALI BİR HUKUK SİSTEMİ"
Kılıçdaroğlu, "Can ve mal güvenliğimizi güvence altına alacak, hukukun üstünlüğüne dayalı bir hukuk sistemi. Hukukun üstünlüğü asla göz ardı edilmemeli. Eğer biz uygar dünyanın parçası olacaksak, bu alanda bütün tahribatları yok etmeliyiz ve yeniden inşa etmeliyiz. Vatandaş can ve mal güvenliğini hukukun üstünlüğü kavramı içinde sokakta da hissedecek" dedi.
2) "12 EYLÜL DARBE HUKUKUNUN TAMAMEN DEĞİŞMESİ LAZIM"
Kılıçdaroğlu, "İkinci temel konu, hukukun üstünlüğünü sağlayacağız. Ama 12 Eylül darbe hukukunun tamamen değişmesi lazım. Darbe yasalarının tamamen değişmesi. Yüzde 10 seçim barajı, YÖK belası. Bunların tamamının Türkiye’de olmaması lazım. Bunların kalkması lazım. 12 Eylül darbe yasalarını temizlemek, parlamenter sistemimizi güçlendirmek anlamına geliyor. Yasama ve yargı, yürütmenin arka bahçesi olmamalı. Bakın bu bizim değerlerimizle de örtüşen bir uygulamadır. 200 yıllık bir parlamenter sistemi daha güçlü hale getiriyoruz. Güçler ayrılığı ilkesini gerçekten yerli yerine oturtabilirsek demokrasimiz güçlenecek" diye konuştu.
3) SİYASİ AHLAK YASASI
Kılıçdaroğlu, "Üçüncüsü, siyasi ahlak yasası. Siyasetin ne kadar kirlendiğini sokaktaki vatandaş da biliyor. Kesinlikle siyasi ahlak yasası çıkmalı. Siyaset düzgün temiz namuslu insanların görevi olmalıdır. Siyaset zenginleşme aracı olmamalıdır, köşeyi dönme aracı olmamalıdır" dedi.
4) "GÜÇLÜ BİR SOSYAL DEVLET"
Kılıçdaroğlu, "Dördüncü ilkemiz, güçlü bir sosyal devlet. Eğer Türkiye güçlü olacaksa, güçlü bir sosyal devletle olur. 17 milyonun yoksulu olduğu Türkiye’ye hiç kimse güçlü devlettir diyemez. Bu bağlamda biz, bunun olması için alt parametrelerimizi de belirledik. Emekliye, bayramlarda iki maaş ikramiye verilmesi. Çiftçi kayıt sistemini esas alarak, mazotun 1,5 lira olması. 21'nci yüzyılın çağdaş köle sistemi olan taşeron sisteminin tamamen kaldırılması. Asgari ücretin, açlık sınırının üstüne çekilmesi yani 1500 liraya çekilmesi. Bunlar bizim olmazsa olmazlarımızdır" diye konuştu.
5) "CUMHURBAŞKANI ANAYASAL SINIRLARIN İÇİNE ÇEKİLMELİDİR"
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü; "Beşinci konumuz, Cumhurbaşkanı anayasal sınırların içine çekilmelidir. O makam her şeye maydanoz olan makam değildir. O makamın özel bir ayrıcalığı vardır. Az konuşur, öz konuşur. Konuşurken 77 milyon insan dikkatle dinler. Eğer bu iş çığırından çıkmışsa, kesinlikle Cumhurbaşkanı'nın anayasal sınırlar içine çekilmesi, bizim temel ilkelerimizden birisidir. Hele hele koalisyon görüşmelerinin devam ettiği bu süreçte, kendisinin birinci aktör olarak ortaya çıkması asla kabul edilemez. Koalisyon görüşmelerini yapacak kişi, sayın Cumhurbaşkanı'nın yetki vereceği kişidir. Bizimle ne görüşülecek? Niçin koalisyon yapmıyorsunuz mu diyecek? Öyle gizli kapaklı ortamlarda olması da çok şık değildir. Arka kapı diplomasisine evet, ama gizli kapaklı ikna edelim, buna bizim kapılarımız kapalı. Çünkü biz aklımızla sağduyumuzla ve mantığımızla hareket ediyoruz. Kendimizi değil, partimizi de değil, ülkemizin çıkarlarını her şeyin önünde tutuyoruz."
6) "ÖRTÜLÜ ÖDENEĞİ BİR KİŞİ KULLANIR. KULLANAN KİŞİ DE BAŞBAKAN'DIR"
Kılıçdaroğlu, "Altıncı ilkemiz, örtülü ödeneği bir kişi kullanır. Cumhuriyetin geleneğinde de bu vardır. Kullanan kişi de Başbakan'dır. Örtülü ödenek Başbakan'ın namusuna havale edilen bir paradır. İki kişi, örtülü ödeneği kullanamaz. Başbakan'dan gizli Cumhurbaşkanı nasıl örtülü ödenek kullanacak? Böyle bir şey olabilir mi? Bununda kaldırılması lazım" dedi.
7) "YENİ BİR DIŞ POLİTİKAYA İHTİYACIMIZ VAR"
Kılıçdaroğlu, "Yedi, kesinlikle yeni bir dış politikaya ihtiyacımız var. Türkiye son 13 yılda dünyadan soyutlandı. Bu seçim sonuçları kazançtır dedim, ama unutmayın bütün uygar dünya bizimle dost olan ülkeler onlar da rahat bir nefes almışlardır. Barış eksenli ülkenin çıkarları üzerine inşa edilmiş yeni bir dış politikaya ihtiyacımız var. Türkiye hem bölgesinde, hem dünyada saygın bir ülke olmak konumundadır. Sözü dinlenen ülke olmak konumundadır. Bunu ancak ve ancak CHP yapar. Açık ve net söylüyorum. Var olan mevcut yapı, Türkiye’yi dış politikada ciddi açmazların içine soktu. Çıkamıyorlar, bu süreçten çıkmanın tek yolu bilinen adresi CHP’dir. Bunu çok net ve açık söylüyorum. Çünkü biz, her şeyden önce ülkesinin çıkarlarını düşünen partiyiz. Bunları söylerken bir sonraki seçime asla vurgu yapmıyorum. Eminim sağ duyu sahibi her vatandaş doğruları söylüyor diyecektir" diye konuştu.
8) " HİÇBİR MEYDAN TÜRKİYE'DE GENÇLERE YASAKLANMAMALIDIR"
Kılıçdaroğlu, "Sekiz, bu ülkenin nüfusunun yarısı genç. Gençleri potansiyel suçlu olarak gören siyasal düşünceyi asla ve asla kabul etmiyoruz. Hiçbir meydan Türkiye’de gençlere yasaklanmamalıdır. Gençler enerjilerini meydanlarda boşaltacak. Dolayısıyla konuşan ve üreten bir Türkiye, gelişen bir Türkiye, özgürlüğü tadan bir Türkiye bunu yapmak zorundayız" dedi.
9) "YASAKLARI AZALAN BİR TÜRKİYE İSTİYORUZ"
Kılıçdaroğlu, "Yasaklar var Türkiye'de. Kesinlikle yasakları artan bir Türkiye değil, yasakları azalan, insanlara insan haklarına saygı duyan, özgürlük alanını genişleten, uygar dünyanın bir parçası olan bir Türkiye istiyoruz biz. Düşünen ve üreten bir Türkiye’ye ihtiyacımız var" dedi.
10) MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜ
Kılıçdaroğlu, "On, medya özgürlüğü. TRT iktidarda kim olursa olsun, iktidarın borazanı olmaktan çıkarılmalıdır. Bununla ilgili tüm hukuki düzenlemeler yapılmalıdır. Kuralları olmalıdır, yeri geldiğinde elbette ki iktidarı eleştirebilme özgürlüğüne sahip olmalıdır. Ama bir siyasal iktidarın borazanı olan bir TRT, ya da sopası olan bir RTÜK modelini biz kabul etmiyoruz. Daha farklı bir yapılanmaya ihtiyacımız var" diye konuştu.
11) "VERGİ DENETİMLERİ SİYASAL ARAÇ OLARAK KULLANILMAMALIDIR"
Kılıçdaroğlu şöyle devam etti ; "Vergi denetimleri siyasal araç olarak kullanılmamalıdır. Buna izin vermemeliyiz. Vergi denetim elemanı siyasal iktidarın sopası olmamalıdır. İş adamlarını terbiye etme aracı olmamalıdır. Bizim ilkelerimizden biri de budur. İş dünyasına açık ve net çağrı yapıyoruz. Sizin güvenceniz CHP’dir. Hiç kimse endişe etmesin. Nasıl işçilerin, sendikaların güvencesiysek, iş dünyasının da güvencesi biziz. Örgütlü bir toplumdan yanayız. Düşüncelerin özgürce açıklandığı bir ortamdan yanayız. Düşünceyi açıkladım, ertesi gün mahkeme. Bunu kabul etmiyoruz" dedi .
12) "KESİN HESAP KOMİSYONU TBMM'DE KURULMALIDIR"
Kılıçdaroğlu, "Kesin hesap komisyonu TBMM’de kurulmalıdır. Vatandaştan toplanan her kuruş verginin hesabı mutlaka ama mutlaka parlamentoda verilmelidir. Hem değerlerimizden söz edeceğiz, hem ahlaktan söz edeceğiz, ama tüyü bitmemiş çocuktan aldığımız verginin hesabını vermeyeceğiz. Siyaset hesap vermelidir. Hesap vermeyi namuslu görev kabul edilmelidir" diye konuştu.
13) "HSYK'YI İKİYE AYIRMALIYIZ"
Kılıçdaroğlu, "Çağdaş bir anayasaya ihtiyacımız var. Darbe hukukunu değiştireceksek, hem yasalar hem anayasayı değiştireceğiz. Özellikle anayasa değişikliklerinde yargı bağımsızlığına ihtiyacımız var. Yapılan değişiklikler yargıyı, yürütme organının arka bahçesi haline dönüştürdü. Tümüyle bundan vazgeçmeliyiz. HSYK’yı ikiye ayırmalıyız. Bakan ve onun müsteşarı bu kurullarda görev yapmamalıdır. Ama yargı, elbette o da denetimden uzak olmamalıdır. O da denetime tabii olmalıdır. Demokrasilerde denetim dışı kalan hiçbir organ olmamalıdır" dedi.
14) "KESİNLİKLE YOLSUZLUKLARLA BİZİM OTURUP HESAPLAŞMAMIZ GEREKİYOR"
Kılıçdaroğlu, "Yolsuzluklarla mücadele… Bizim zaten olmazsa olmazımızdır. Ama siyaset o kadar kirlendi ki, bazı siyasal partiler o kadar kirlendi ki, belli makamlar o kadar kirlendi ki bunu 14'nci kural olarak almak zorunda kaldık. Kendi değerlerimize saygı duyuyorsak, insan haklarına saygı duyuyorsak, kesinlikle yolsuzluklarla bizim oturup hesaplaşmamız gerekiyor. Çalış çırpanların artık bu ülkede konuşmaya yüzlerinin olmaması lazım. Ar damarı çatlamış bir siyaset kabul etmiyoruz. Saygın hesap veren bir siyaset istiyoruz. Halkın çıkarlarını savunan bir siyaset istiyoruz. 21'nci yüzyılın Türkiye’sinde, yolsuzluk yapanların itibarlı olduğu bir sürece girdik. Türkiye’nin bu girdaptan çıkması lazım ve kurtulması lazım" diye konuştu.
"HERKES KENDİ İLKELERİNİ ORTAYA KOYSUN"
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle tamamladı, "İlkelerimiz bunlar, önceliklerimiz bunlar. Hiçbir siyasal partiye sen şöylesin sen böylesin diye özel bir suçlama getirmiyoruz. Önceliğimizi ifade ettim. Yüzde 60'lık blokun halkın söylemlerine kulak kabartması lazım. Oturup düşünmesi. Eğer bunu yapabilirsek demokrasi açısından çok önemli bir mesafeyi almış olacağız. Bütün siyasi liderlere de açık çağrımdır. Herkes kendi ilkelerini ortaya koysun. İlkelerimizi koyalım, hangi partilerle ilkelerimiz bağdaşıyorsa oturalım bir arada. CHP sorun yaratan bir parti değildir. Çok hızlı değiştik, çok hızlı dönüştük, çok hızlı belli mesafeleri kat ettik. Çözümün adresi CHP’dir. Ülkenin sorunlarına sahip çıkma ve çözüm üretmenin adresi CHP’dir" dedi.