Kılıçdaroğlu: Kimse bu Gazi Meclis'in yetkilerini başkasına devredemez
Meclis'te, 23 Nisan özel oturumunda konuşma yapan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "20 Temmuz darbesini reddediyorum. Kimse bu Gazi Meclis'in yetkilerini başkasına devredemez. Demokrasilerde seçilmişler millete hesap vermekle yükümlüdürler" dedi.
cumhuriyet.com.tr<video:962947>
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sonrası ilan edilen ve yaklaşık bir buçuk yıldır devam eden OHAL uygulamasına eleştiriler yöneltti. OHAL'i "20 Temmuz darbesi" olarak tanımlayan Kılıçdaroğlu, "Bunu şiddetle reddediyorum" dedi. Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları sırasında AKP ve MHP sıralarından "Yuh" ve alkış sesleri yükseldi. Kılıçdaroğlu, "Beni dinleyeceksiniz", "Beni dinlemek zorundasınız" ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, AKP sıralarında bulunan bir milletvekiline de "Hanımefendi, oradan niye bağırıyorsunuz? Biz mahallede değiliz. Dedikodu yapacaksanız çıkın dışarıda konuşun" diye tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
CHP adına 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nızı kutluyorum. Sevgili çocuklar ve değerli milletvekilleri, bu yüce çatı altında yapılan ilk konuşma Sinop mebusu Şerif Bey'e aittir. Cuma namazının ardından Anadolu'nun dört bir yanından gelen milletvekilleri 1. TBMM binasında bir araya gelirler. Saat 2'ye çeyrek kala başlayan ilk genel kurul toplantısına en yaşlı üye Şerif Bey başkanlık eder. "Bu yüce Meclis'in reisi sıfatıyla ve Allah'ın yardımıyla milletimizin iç ve dış tam bağımsızlığı dahilinde bütün dünyaya ilan ederek meclisi açıyorum" demiştir. Türkiye Cumhuriyeti'ni kurma yolunda kararlı ve azimli çalışmalarını sürdürürler.
En büyük güvencesiyse milletin kendisidir. 1923'te Gazi Mustafa Kemal Atatürk, "Bütün cihan bilmelidir ki bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır o da milli egemenliktir. Yalnız bir makam vardır, milletin kalbidir" der. Milletine bu kadar güvenen devlet adamı tarihte çok az bulunur. Halkını baş tacı yaparak milletin egemenliğini millete emanet eden lider çok az bulunur. Atatürk 22 Haziran 1919'da halkına güvenini şöyle belirtmiştir: "Milleti, milletin azmi kurtaracaktır." İlk anayasa olan 1921 anayasasında "Hakimiyet milletindir" denmiştir. Bugünkü anayasanın 6. maddesi de "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" der.
24 Haziran'da yapacağımız seçimleri bağlamında çocuklarımıza bırakacağımız en büyük miras 15 Temmuz 2016'da FETÖ'cü darbeye karşı durmaktır. 15 Temmuz gecesi şehit olmuş tüm vatandaşlarımızı ve güvenlik güçlerimizi rahmetle anıyorum. O gece burada bulunan milletvekili arkadaşlarımı yürekten kutluyorum. Bir cuma günü açılan gazi meclisimizin yine bir cuma günü yapılan darbe girişimine direnme gücü veren söz arkadadır. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
15 Temmuz 2016'da darbecilerin başarısız kalması nedeniyle kahraman sıfatını hakkeden 26. dönem milletvekillerimizin bir kısmı 20 Temmuz OHAL darbesiyle milletin verdiği yetkiyi devretmiştir. Biz bu tek adam mirasının parçası olmadık, olmayacağız. Sizler yetkilerinizi başkalarına devredebilirsiniz, ama gazi meclisin yetkilerini hiçbir kişiye devredemezsiniz.
"Tek adam rejimi mirası kötü bir mirastır"
Sizin çocuklarınıza bırakacağınız tek adam rejimi mirası kötü bir mirastır. Bunun parçası olmadığımız için son derece mutluyuz. (Laf atmalar üzerine) Sizi rahatsız etmesin, 20 Temmuz darbesini şiddetle reddediyorum. Bunun mücadelesini vermek boynumuzun borcudur. Sizler yetkilerinizi devredebilirsiniz ama bu Meclis'in yetkilerini hiç kimse başkasına veremez.
"'Sandıktan çıkarım, istediğimi yaparım' anlayışını kabul etmiyoruz"
Hiçbir surette hiçbir kişiye egemenliğin bir kişiye, bir zümreye devredilmemesi için kuvvetler ayrılığı getirilmiştir. Yasama, yürütme ve bağımsız yargı demokrasilerin olmazsa olmazıdır. Demokrasilerin gücü ve varlığı güçlü bir kuvvetler ayrılığı ilkesine bağlıdır. Sandıktan çıkarım, istediğimi yaparım anlayışını kabul etmiyoruz. Bu anlayış hakimse milli irade bir kişinin iki dudağı arasında demektir. Demokrasilerin özünde seçilmişlerin halka hesap vermesi temel kuraldır. Bugün hükümet edenler bırakın millete hesap vermeyi, milletvekillerinin soru önergelerine dahi cevap vermemektedirler. Bu yürütme organının yasama organını tanımaması demektir. Açıkça söylüyorum, böyle bir tablo bu meclisin saygınlığına gölge düşürür.?
"Bugün yetkileri büyük ölçüde elinden alınmış bir meclistir"
Bırakın 15 günü, 15 ay içinde cevap verilmiyor. Siz milletin hakkını sormayacak mısınız? Değerli milletvekilleri, yasama, yürütme ve yargı gücünü bir kişiye teslim edildiğin hukukun üstünlüğü yok olur, üstünlüğün hukuku gelir. Bugün bu tabloyu yaşıyoruz ve bütün dünya bu tablonun tanığıdır. Bu bayram gününde bu gerçekleri dile getirmek benim görevim ve sorumluluğudur. Bugün yetkileri büyük ölçüde elinden alınmış bir meclistir.