Kılıçdaroğlu: İktidardan gitmemek için göze alamayacakları hiçbir şey yok
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, evinin önünde saldırıya uğrayan Selçuk Özdağ için Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'na "geçmiş olsun" ziyaretinde bulundu. İktidarın görevinin, herkesin can ve mal güvenliğini korumak olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Devleti yönetenler, bir partinin genel başkan yardımcısını eğer saldırıya uğruyorsa derhal olayın üzerine gitmek ve olayı çözmek için gerekli talimatları vermelidir" dedi.
ANKAGelecek Partisi İstanbul il başkanlığındaki ziyaret sonrası Kılıçdaroğlu ve Davutoğlu, görüşme sonrası ortak basın açıklaması yaptı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Türkiye’de huzur içinde yaşamak istediklerini vurgulayarak, “Herkesin düşüncesi, kimliği, inancı, yaşam tarzı farklı olabilir ama hepimiz kendi ülkemizde bayrağımızın altında huzur içinde yaşamak istiyoruz. Elbette düşüncelerimizi, elbette varsa bir konu bizim açımızdan eleştirilmesi gereken eleştireceğiz. Siyaset dediğiniz zaten budur. Kimin doğru yaptığına, kimin yanlış yaptığına kararı millet verecek. Ama birilerinin bir düşünceyi beğenmiyorum diye taşlarla, sopalarla, silahlarla saldırmasını asla kabul etmiyoruz” dedi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
"DEVLETİ YÖNETENLER SORUMLUDUR": İktidar olanların yapmaları gereken ilk şey Türkiye’de can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Herkesin can ve mal güvenliğinden sorumlu olan devleti yönetenlerdir. Devleti yönetenler, bir partinin genel başkan yardımcısını eğer saldırıya uğruyorsa derhal olayın üzerine gitmek ve olayı çözmek için gerekli talimatları vermelidir. Bu talimatların verilmesi lazım. Seyirci olamazlar. Can ve mal güvenliği sağlamak zorundadırlar. Ben sayın genel başkana geçmiş olsun dileklerimi iletmek için ziyaret ettim. Ülkede can ve mal güvenliği sağlanmalı ve hepimiz huzur içinde yaşamalıyız.
"TÜRKİYE AYNI KAOSUN İÇİNE SOKULABİLİR": 1970’li yılları iyi bilen birisiyim. O yıllarda hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktu. Türkiye aynı kaosun içine sokulabilir. Herkesin dikkatli olması lazım. Türkiye’nin gündemini çalıp başka bir yere toplumu hedefleyebilirler. Öyle amaçları da olabilir. Türkiye’de hepimiz 70, 80 öncesine dönmek istemiyoruz. Huzur içinde, birlikte yaşamak istiyoruz. Halkın hakemliğinde siyaset yapmak istiyoruz. Başkalarının görüşleri, baskıları çerçevesinde değil. Halkın hakemliğinde siyaset yapmak kadar güzel bir şey yok.
"İKTİDARDAN GİTMEMEK İÇİN GÖZE ALAMAYACAKLARI HİÇBİR ŞEY YOK": Tansiyon yükselir mi ya da iktidar gündemi değiştirmek için bu tür yollara tevessül edebilir mi? Edebilir. Her şeyi yapabilirler. Altını özenle çiziyorum. Her şeyi yapabilirler. İktidardan gitmemek için göze alamayacakları hiçbir şey yoktur.
TERÖRİST ASIL O: Gayet açık ve net söylüyorum. Eğer başkentte, Ankara’da bir siyasal partinin genel başkan yardımcısına planlı bir şekilde geliniyorsa ellerinde silahlar ve sopalarla, darp ediliyorsa, bu genel başkan yardımcısına hastanede 18 dikiş atılıyorsa kafasına, kan kaybı varsa, failler hala yakalanamıyorsa veya tespit ediliyorsa, bunlar birer adi suçlu muamelesi görüyorsa, konuşan kişiye terörist, elinde sopayla genel başkan yardımcısına darp eden kişi adi suçlu. Böyle bir devlet anlayışı olamaz. Terörist asıl o. Nerede yargılanması, hangi polisin bakması lazım? Organize suçlar. Gidiyor mu organize suçlara? Gitmiyor. Nereye gidiyor, adi suçlar. Yok böyle bir şey.
"ÖNCE ALLAH'A SONRA KENDİNİZE SONRA DA KUL HAKKI YEMEYEN LİDERLERE GÜVENİN": Ben bütün yurttaşlarıma seslenmek isterim. Biz vatandaşlarımıza şunu demek zorundayız. Önce Allah’a, sonra kendinize güvenin. Sonra da Türkiye’de doğru dürüst siyaset yapan, kul hakkı yemeyen liderlere güvenin. Bu çerçevede biz yeni yol haritası çizmek zorundayız. Bu yolda yürümek zorundayız. Türkiye’yi bu badireden kurtarmak zorundayız.
SOĞUKKANLILIĞIMIZI KORUYACAĞIZ": Bu tür organize işler olur, gündem saptırılmak istenebilir, başka şeyler yapılabilir ama biz soğukkanlılığımızı koruyacağız. Halkın hakemliği kadar değerli bir şey yoktur. Tansiyonu yükseltebilir, gerilimi artırabilirler ama bizi halkın gündeminden koparmak istiyorlarsa o gündemden kopmamaya özen göstereceğiz.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
BAHÇELİ'NİN AÇIKLAMALARINA YANIT: Bugün Bahçeli'nin ifadelerini okuduğum zaman derin bir teessüf ve hüzün duydum. Türkiye'de siyaset seviyesini bu kadar kaybetmemeli. Bahçeli'nin konuşmalarına baktığınızda Yusuf Has Hacip'ten hiç nasıl almadığı belli oluyor. Ortada bir saldırıyla yaralanmış, kan kaybetmiş, hastaneye kaldırılmış bir genel başkan yardımcısı ve gazeteciler var. Bahçeli 3 gün bekledikten sonra konuşuyor ama kime konuşuyor. Sanki yaralanan ve mağdur olanlar yokmuş gibi ortada tehdit dili savuruyor. Dilin süsü olan sözden haberi yok.
"BAHÇELİ, KINAMIYOR, GEÇMİŞ OLSUN DEMİYOR": Bahçeli bir sakinleşse, bir normalleşse yüzüne bir süs takınıp güzel söz söylemeyi öğrense ve Türk atasözlerinden gelenlerden bir ilham alsa herkes rahatlayacak. Ama kınamıyor dikkat edin, geçmiş olsun demiyor. Aksine Milliyetçi Hareket Partisi camiasına konsolde etmeye dönük bir takım mesajlar vermeye çalışıyor.
'SEROK AHMET': Serok Ahmet diyerek benim üzerimden Kürtçe'ye de hakaret etmek üzere, güya ben bundan alınacağım. Güya, yan yana yaşayan Türkler ve Kürtler birbirinin dilinden utanıyormuş gibi bir dil kullanacak. Baş göz üzerine Bahçeli. Hiç çekinmeyiz. Evet, bu toprakların dili olan Kürtçe, Yunus Emre'nin Türkçesi gibi azizdir. Dilleri aziz kılan dilin kökenleri değil, dillerle neyin ifade edildiğidir. Güzel Türkçemizi Yusuf Has Hacip gibi de kullanabilirsiniz, sayın Bahçeli gibi tehdit ve hakaret dili de kullanabilirsin. Eğer Kürt vatandaşlarımız bana serok Ahmet demişse biz alır başımızın üstüne koyarız.