Kılıçdaroğlu: Dünyanın alay ettiği bir ülke konumuna mı gelelim?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu CNN Türk'te Şirin Payzın'ın "Ne oluyor" programına konuk oldu.Kılıçdaroğlu açıklamasında 'İki tane sorum var, 15 yıldır iktidardasınız. 15 yıldır arzu edip çıkaramadığınız bir yasa var mı? Tek başına iktidarsınız. Bakanlar Kurulu olup çıkaramadığınız bir kararname var mı? Peki ülke neden bu halde? Kim engel oldu?' dedi.

cumhuriyet.com.tr

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu CNN Türk'te Şirin Payzın'ın "Ne oluyor" programına konuk oldu. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

"15 yıldır ülkede koalisyon mu var? Hayır, tek parti yönetimi var, Bakanlar aynı kişiler tarafından belirlenmiyor mu? Bugüne kadar istikrar oldu mu? 15 yılda Türkiye'nin büyüme rakamına bakıyorum, koalisyon dönemindeki büyüme rakamları daha fazla. İşsizlik bu dönemde daha fazla.

Koalisyon zaten yok ki 15 yıldır. 'Çift başlılık bitecek', 15 yıldır Türkyie'de çift başlılık mı vardı?"

Gündemleri farklı

"İki tane sorum var, 15 yıldır iktidardasınız. 15 yıldır arzu edip çıkaramadığınız bir yasa var mı? Tek başına iktidarsınız. Bakanlar Kurulu olup çıkaramadığınız bir kararname var mı? Peki ülke neden bu halde? Kim engel oldu?

AB'ye üyelik konusunda, terör konusunda her türlü desteği veririz. Vatandaşın gündemiyle hükümetin gündemi farklı."

"Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir düzen yok"

"Neden 'hayır' denmesi gerektiğini anlatacağız. Parlamento üzerinde hiçbir vesayetin olmaması için, güçler ayrılığı için hayır denmesi gerekir.

Bütün yetkileri bir kişinin eline verirseniz orada denge olmaz." Anayasa değişikliği bu şekliyle geçerse, bütün yetkileri bir kişiye vereceğiz ve onu kimse denetleyemeyecek. Yargı, yürütme, yasama onun emrinde olacak. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir düzen yok."

"Biz de dünyanın alay ettiği bir ülke konumuna mı gelelim?"

"Biz neden hayır denmesi gerektiğini anlatacağız. Hepimiz apartmanlarda oturuyoruz. Apartman yönetiminden bahsedeceğim. Apartmanda bir yönetim kurulu var ve her ay bir aidat ödüyoruz. Yönetici de apartman ihtiyaçları için harcıyor. Bir de yönetim denetleme kurulu var. Apartmanı bile denetletirken, koskoca Türkiye’de bütün yetkileri vereceğiz kimse denetlemeyecek. Yargı, Yürütme, Yasama onun elinde olacak. Böyle bir düzen dünyanın hiçbir yerinde yok.

Birçok ülkede uygulanıyor diyorlar. O ülkelerin isimlerini versinler. Başkanlık sistemi en güzel şekilde ABD’de uygulanıyor. ABD’de başkan Büyükelçi bile atayamaz. Ona senato karar verir. O başkanlıkla bizim başkanlık arasında hiçbir ilgi yok. Bizim başkanlık nerede uygulanıyor? Suriye anayasası geldi bizde uygulanmaya çalışıyor. Biz Suriye’deki rejimi kabul ediyor muyuz? Aynısını kendi ülkemize uyguluyoruz. Peki biz Esad’ı neden suçluyoruz? Fransa uygulamıyor. Dünyanın gelişmiş 10 ülkesine baktık sadece ABD’de var başkanlık diğerlerinde parlamenter sistem var. Kuzey Kore’de var başkanlık, fakat dünyada alay konusu haline geldiler. Biz de dünyanın alay ettiği bir ülke konumuna mı gelelim. Kanun yapma tekeli Meclis’e aittir. Başkan’a kararname çıkarma yetkisi vererek, Meclis’in görevini devretmiş oluyorsunuz.

Başkan istediği bakanlığı kaldırıp kurabilecek. Şu anda AKP vekillerilerini vatandaş mı seçti? Hayır. Oturdu genel başkanlar listeleri hazırladılar. Bunlara oy vereceksiniz dediniz. Bunları geçmişte askerler yapmıştır. Şimdi Cumhurbaşkanı ya da Başkan, bir karar aldı ve Resmi Gazete’de yayınladı ve bakanlara yolladı. Bakanlar buna karşı çıkabilecek mi?"

Biz şu andaki sistemi de savunmuyoruz. Bizim istediğimiz şu, 12 Eylül darbe hukukundan arınmamız lazım. Seçim yasasının değişmesi lazım, millet kendi vekilini kendisi seçsin. Sayın Davutoğlu siyasi ahlak yasası getireceğiz dedi. Getirdiler mi? Hayır. Biz gelsin diye teklif yaptık kabul etmediler. Siz bir dayatma ile Anayasa yapamazsınız. Anayasa toplumsal bir uzlaşı metnidir.

"Biz başkanlık sistemine karşıyız. Bu Erdoğan karşıtlığı olarak algılanmasın"

Fiili durum Anayasa’ya aykırı durum demektir. Sayın Bahçeli de bunu diyordu. Neden bir kişini arzusuna göre bütün bunlar yapılıyor? Cumhurbaşkanları devletin sigortası konumundadır. Devletin her alanında hakem rolünü üstlenir. Cumhurbaşkanı parti başkanı olursa hakem rolünü kim üstlenecek. Önemli bir kurum yok ediliyor. Cumhurbaşkanın tarafsızlığı güven vermeli. Cumhurbaşkanı yargıç atadığı zaman neden böyle yaptın demezler. Cumhurbaşkanı bir davaya hakim atadığı zaman orada adalet olur mu? Biz bunları düşünerek şunları söyledik: Biz başkanlık sistemine karşıyız. Bu Erdoğan karşıtlığı olarak algılanmasın. Bu düzenleme sonrasını da ilgilendiren bir düzenleme.

Türkiye’de 3 kişi bayrak kullanır: Cumhurbaşkanı, Vali ve Büyükelçi. Çünkü bu üç kişi ülkeyi temsil eder. Başbakan kullanamaz. Genel başkanlar kullanamaz. Vali, illerde Cumhurbaşkanını temsil eder. Çiftbaşlılığı ortadan kaldırıyoruz derken, partili cumhurbaşkanı kaosa yol açılacak.

Diyelim ki herhangi bir vatandaşımızın bir sorunu çıktı. Atlıyor Ankara’ya geliyor ve milletvekili ile görüşüyor. Vekil sorunun neden çözülmediğini anlatıyor ya da sorununu çözüyor. Yeni sistemde vekilin buna yetkisi, bağlantısı yok. Milletle devletin arasına tam bir duvar örecekler. Milletvekilinin yanına neden gitsin? O halde bu milletvekili Meclis’te ne yapacak? Halk ile vekilin arasındaki kontak kopacak.

"Cumhurbaşkanı devletin uyum içinde çalışmasından sorumludur"

"Sayın Bahçeli de öyle diyordu... Anayasa uymadığı için anayasaı değiştirelim. Bunlar neden bir kişinin isteği üzerine yapılıyor. Cumhurbaşkanları devletin uyum içinde çalışmasından sorumludurlar. İki siyasi partinin arasında sorun çıktığında cumhurbaşkanı hakemdir. Peki cumhurbaşkanı bir partinin cumhurbaşkanı olursa hakem rolünü kim üstlenecek?"

"Yasaları bürokrasi hazırlar"

Parlamentolar kanun çıkarma fabrikası değildir. Hiçbir parlamento kendisi kanun yazmaz, Yasaları, bürokrasi hazırlar. Siyasi otorite talimat verir, tasarı hazırlanır, taslak oturulur görüşülür. bürokratlar, stklarla görüşülür olgunlaştırılır, siyasi otoriteye sunulur. Otorite bunu Bakanlar Kuruluna sunar, son şekil verildikten sonra imzalanır ve parlamentoya gelir. Parlamentoda, muhalefetle birlikte kanun daha mükemmel hale getirilir ve parlamentodan geçer. Olay budur.

"Devleti devlet yapan liyakattır"

"Çok hızlı kanun çıkarmak hiçbir işe yaramaz. Kanunların boşluğunu yargı doldurur. Buna içtihat denir. Bütün olayları yasada bulmak mümkün değildir. Bütün dünyada yargıçlara verilen bir görev vardır. Eğer kanunda sorunu çözecek düzenleme yoksa yargıç. kendisini yasama organı yerine koyar ve kanunun ruhuna uygun olarak hüküm ica eder. Yargıtay da onaylarsa bütün yargıçlar buna uyar. Devleti devlet yapan liyakat denen bu sistemdir. Siz bu sistemi yok etmeye çalışıyorsunuz. Yanlış da buradan başlıyor zaten."

Meclis'teki görüşmeler

"Buradaki sorun şu, anayasa değişiklikleri parlamentoda görüşülürken kamuoyu bilgilendirilmedi. Vatandaş sanıyor ki, Erdoğan'ı sevenler diyor ki, Erdoğan bunu istedi biz bunu yapacağız, sevmeyenler de biz karşıyız 'hayır' diyoruz. Bu Erdoğan ile bağlantılı bir olay değil. Bu 80 milyonla ilgili bir olay çünkü anayasa hepimizi ilgilendiriyor. Olaya Erdoğan penceresinden bakmak kadar yanlış bir şey yok."

"Vatandaş geleceğini düşünerek sandığa gitsin"

"15 Temmuz'dan sonra Saray'a gitmemiz gerekiyordu ve gittim. Linç edilen ailelerin aileleri perişan halde. Kim bu askerleri linç ettiyse yargılansın dedim. Hepsi 'haklısınız' dediler. Bugün linç edenlerden birini yargıya teslim ettiler mi, etmediler. Buna devlet mi denir? Bu çıkarsa hiçbir vatandaş hiçbir hakkını arayamayacak. Biz geldik gidiyoruz. Çocuklarımız özgür bir Türkiye'de yaşamak isterler. Fikir üretmek sadece insana özgündür. Siz bir apartmanın yönetimini bile denetlerken koskoca bir devletin denetlemesinin yapılmaması çatışmaya yol açar."

"AK Partililer alkışladılar, şimdi neden vazgeçtiler?"

"Taksim'de ve İzmir'deki mitinglerde parlamenter sistmein gücüne vurgu yaptım. Yenikapı'daki mitingde parlamenter demokratik sisteme vurgu yaptım. Bütçe görüşmelerinde parlamenter demokratik sisteme vurgu yaptım. Hepsinde AK Partililer alkışladılar. Şimdi neden vazgeçtiler? O alkışlar mı yanlıştı şimdi yaptıkları mı yanlıştı?"

"TBMM kürsüsünde parlamenter demokratik sistemi savunduğumda dönüp AK Paritlilerin sırasına 'Sizler alkışlıyordunuz. Ne değişti de vazgeçtiniz?' diye sordum ses yok, yorum da yok."

İnönü açıklaması

"İnönü hep partinin genel başkanı hem de cumhurbaşkanı olmuştur ancak sonra kendisi bırakmıştır. demiştir ki hem partinin başkanı hem cumhurbaşkanı olunmaz."

MHP seçmenine çağrı

Bütün milliyetçilerin 'hayır' demesi lazım. Bayrak bizim bayrağımızsa, Vatan bizim vatanımızsa, İstiklal Marşı bizim İstiklal Marşımızsa, dilimiz bizim dilimizse, başkentimiz Ankara ise herkesin buna hayır demesi lazım. Anayasanın ilk 4 maddesini değiştireceğiz diyorlar, bunu Meclis'te söylüyorlar. Kim söylüyor? AK Parti'nin anayasa komisyonu üyesi söylüyor. Cumhurbaşkanının danışmanları söylüyor. Cumhurbaşkanı da söylüyor. Eyalet sistemini savunuyorlar. Bir gün kalktığımızda başkan şöyle bişi yapabilir; "Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ'ı birleştirdim artık burası Trakya Bölgesidir, oraya da bir vali atıyorum. Yetkisi var mı var, yapabilir. Bu endişelerimi Sayın Devlet Bahçeli'ye anlattım. Bu benim tarihi sorumluluğum."

"CHP bayrağı meydanlarda olmayacak"

"1 milyonu aşkın mağdur insan yarattılar. Buna benzer çok haksızlıklar var. Bu ülkenin sağ duyusuna havale ediyoruz. Seçime giderken bunu düşünmeliyiz. Kendi bayrağımızı kullanmayacağız. 6 oklu bayrağımız olmayacak meydanlarda. Bu CHP'nin değil Türkiye'nin sorunu. Türk bayrağı olacak meydanlarda."

"Ne kadar çok vatandaş hayır derse biz o kadar memnun oluruz, ne kadar vatandaş hayır derse, Meclis o kadar saygınlık kazanır, itibarımız o kadar artar, yargı bağımsızlığımız o kadar güçlü olur. Demokrasinin, ekonominin güçlü olması sadece benim sorunum değil herkesin sorunu. İki yılda Türkiye iyiye mi gitti, kötüye mi gitti? Kötüye gittiğini hepimiz görüyoruz. Fiili durum bu. Bunu anayasal hale

'Milliyetçi oyları transfer edebilmek için'

İktidar partisi Milliyetçi oyları evet cephesine transfer edebilmek için "CHP, HDP ve terör örgütleri bunların hepsi hayırcı diyor. Bu ülkede terör örgütleriyle masaya oturan kim CHP mi? Oslo da, Habur'da İmralı'da dolmabahçe'de masaya kim otrudu? Biz mi oturduk? Aksine biz karşı çıktık, FETÖ'yü devlete kim yerleştirdi? Valiyi, kaymakamı, generali ben mi tayin ettim. Yahu ben iktidar değilim, kendilerinin iktidar olduklarının farkında değiller. Niçin? Bizi kandırdılar"

'Bu savcılar iktidarın kölesidir'

CHP PM üyesi Saliha Sera Kadıgil, sevk edildiği mahkemece serbest bırakılmasını değerlendiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "7 yıl önce attığı tweetler parçalandı bölündü ve 7 yıl sonra buraya gel dediler. Çünkü Sera Kadıgil Anayasa'yı çok güzel anlatıyordu. 'Yanlış yaptıysam özür dilerim' dedi. Siz bunu alıp 7 yıl önceki tweetleri yüzünden savcıya çıkardınız. 3 yıl önce Gülen'e övgü düzenlere savcı ne yaptı? Bu savcıya ne denir? Bu savcılar iktidarın kölesidir. 7 yıl önce atılan tweeti yeni keşfetmiş gibi bir yerden alınan talimat ile bir şey yapıyorsa, kusura bakmasın o savcı birilerinin kölesidir" ifadelerini kullandı.

'Toplum ayrışıp, kutuplaşacaktır'

Kılıçdaroğlu, "Anayasalar toplumsal uzlaşı gerektirir. Bu anayasa güvence değilse çatışmalar artar. Toplum ayrışıp, kutuplaşacaktır. Halktan gizli anayasa yaptılar. Halkın anlayacağı bir anayasa değil" dedi.

'Başbakanın o koltuktan çekilmesi lazım'

Kılıçdaroğlu, "Türkiye bölünme noktasına gelmiş ve bunu bir Başbakan dillendiriyorsa, felaket başlamış demektir. Başbakanın bunu dillendirmeye yetkisi ve hakkı yok. O koltuktan çekilmesi lazım. 'Başkanlık gelmezse Türkiye bölünür' dedi. Toplumu bölen ayrıştıran sizsiniz. Anayasa ile kutuplaştırmış haldesiniz" diye konuştu.

'Sandığı protesto etmek 'evet' anlamına gelir'

Kılıçdaroğlu, "Herkesin düşünerek sandığa gitmesi gerekiyor. Sandığı protesto ediyorum demek evet oyu kullanmak anlamına gelir. Hayır demeliyiz" dedi.

Kılıçdaroğlu, "Pazar günü bütün ile ve ilçe başkanlarımızı Ankara'ya davet ettik. Referandum çalışmaları ile ilgili bilgiler paylaşılacak" dedi.