Kılıçdaroğlu: Bu 7 kenti kazanacağız (03.12.2013)

ABD gezisini sürdüren Kılıçdaroğlu’na Washington’da 4 soru soruldu. Bunlardan biri ise ’Yerel seçimleri nasıl kazanacaksınız?’ sorusuydu. İşte Kılıçdaroğlu’nun o sorulara verdiği yanıtlar.

cumhuriyet.com.tr
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Washington’daki resmi temaslarına Beyaz Saray görüşmesiyle başladı.

 
Görüşmede Amerikan tarafı, CHP’ye dört soru sordu:
 
1) Demokratikleşme paketini nasıl görüyorsunuz?
 
2) Yerel seçimleri nasıl kazanacaksınız? 
 
3) Ekonomide farklı neler yapacaksınız?
 
4) Suriye, Irak, Mısır, İsrail ve AB politikanız nedir?
 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Washington’daki resmi temaslarına Pazartesi sabahı Beyaz Saray görüşmesiyle başladı. Toplantıda, Amerikan tarafı CHP’ye iç ve dış politikadaki görüşlerini sordu, Kılıçdaroğlu’nu dinledi.
 
Ulusal Güvenlik Avrupa Danışmanı Karen Donfried ve Beyaz Saray Türkiye Masası Şefi Christina Bobrow’ın katıldığı toplantıda, CHP’yi ise Kılıçdaroğlu dışında Genel Başkan Yardımcıları Faruk Loğoğlu, Faik Öztrak ve Engin Altay ile Osman Korutürk temsil etti. Normalde yarım saat sürmesi planlanan görüşme 45 dakikaya sarktı.
 
Görüşmede Donfried Kılıçdaroğlu’na dört soru yöneltti:
 
1) Demokratikleşme paketini nasıl görüyorsunuz? 
2) Yerel seçimleri nasıl kazanacaksınız? 
3) Ekonomide farklı neler yapacaksınız? 
4) Suriye, Irak, Mısır, İsrail ve AB politikanız nedir?
 
YEDİ KENT İSMİ VERDİ
Kılıçdaroğlu, Ak Parti Hükümeti’nin Eylül sonunda açıkladığı demokratikleşme paketini yeterli bulmadıklarını söyleyerek söze başladı. Yerel seçimler konusunda ise kapsamlı bir hazırlık içinde olduklarını söyleyerek, halen AK Parti’nin elinde bulunan ya da ortada olan yedi şehri CHP’nin kazanma şansı olduğundan bahsetti. Kılıçdaroğlu bu şehirleri de  İstanbul, Ankara, Adana, Bursa, Mersin (Şu anda CHP'li başkan görevde), Hatay ve Balıkesir(Şu anda MHP'li başkan görevde) olarak sıraladı.
Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası’nın özerkliği ekseninde yeni bir makroekonomi yaklaşımı benimseyeceklerini söylerken dış politikada ise özellikle Suriye’de konuşlanan radikal unsurlardan duydukları endişeye vurgu yaptı. CHP’nin bölgesinde barışçıl bir dış politika izleyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, İsrail ile ilişkilerin de düzeltilmesini savunduklarını belirtti. Irak’ta da Ankara’nın Erbil yönetimiyle imzaladığı, Bağdat’ın karşı çıktığı enerji anlaşmalarını desteklemediklerini söyledi.
 
AB’NİN ÇİFTE STANDARTI
Kılıçdaroğlu, AB ile ilişkilerde ise AB’nin Türkiye’ye çifte standart uygulamaması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, AB’nin Türkiye’ye de diğer aday ülkelere yaklaştığı gibi yaklaşması gerektiğini, Türkiye’de kamuoyunun bu çifte standart nedeniyle AB’ye ilgisini kaybetmeye başladığını söyledi. Donfried, bunun üzerine bu ilgi kaybının sebebinin AB’de yaşanan ekonomik kriz olup olmadığını sordu. Kılıçdaroğlu buna katılmadığını söyledi.
 
Olumlu bir havada geçtiği belirtilen görüşmede Donfried, Kılıçdaroğlu’na Washington gezisi için “İyi yaptınız zamanlı bir seyahat oldu” derken, CHP’yi bundan sonra kentte daha sık görmek istediklerini iletti. Kılıçdaroğlu da bundan sonra ABD’ye daha sık geleceklerini söyledi. Görüşmede NSA dinlemeleri ve Türkiye’nin füze savunma ihalesinin gündeme gelmediği belirtildi.
 
BROOKINGS’TE KONUŞTU
Kılıçdaroğlu, Beyaz Saray görüşmesinden sonra da Washington’ın prestijli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nde bir konuşma yaptı. Yaklaşık 150 kişinin dinlediği, “CHP’nin Türkiye için Vizyonu” başlıklı konuşmasında özetle şunları söyledi:
 
OBAMA DOĞRU SÖYLEMİŞ
Başkan Obama 4 Haziran 2009 tarihinde Kahire Üniversitesinde yaptığı konuşmada şunları söylemiştir: Bazıları demokrasiyi ancak iktidarda olmadıkları zaman savunur, iktidara geçtiklerinde ise diğerlerinin haklarını insafsızca çiğner. Siz yetkinizi zorla değil fikir birliği ile sürdürmelisiniz; azınlıkların haklarına saygı göstermeli; hoşgörü ve uzlaşma ruhu ile çalışmalı; ulusun çıkarlarını ve politik sürecin meşru faaliyetini kendi partinizden üstün tutmalısınız. Bu bileşenler olmadıkça, sadece seçimlere gidilmesi gerçek bir demokrasiyi var edemez. Bu konuşma aslında Kahire’nin değil, tüm bölgenin koşullarına daha fazla uyuyor. Başkan Obama doğru söylemiş. 
 
BAŞKANLIĞA KARŞI ÇIKIYORUZ
CHP, yürütmenin kanun hükmünde kararnameler yoluyla yasamayı yok saymasını demokrasimiz açısından sakıncalı buluyoruz. Ayrıca, tek adam yönetimini kurumsallaştıracak ve Türkiye koşullarında otoriter eğilim ve alışkanlıkları pekiştirecek başkanlık sistemi önerisini de kabul etmiyoruz. CHP, bireyin hak ve özgürlüklerine odaklı; laik, demokratik; Cumhuriyetin kazanımlarını koruyan ve bu kazanımları eşitlikçi ve özgürlükçü bir anlayışla geliştiren bir Anayasa istemektedir. CHP, düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki bütün engellerin kaldırılması gerektiğine inanır.
 
SANSÜR OLMAYACAKTIR
Biz inanıyoruz ki, özgür basın demokratik bir ülkenin yapı taşıdır. Dünyanın en büyük gazeteci hapishanesine dönüşen bir Türkiye istemiyoruz. CHP iktidarında, Türkiye’deki basın ve medya rahat bir nefes alacaktır. Sansür olmayacaktır. CHP iktidarında başta akademisyenler, öğrenciler, avukatlar ve hatta milletvekilleri olmak üzere toplumun bütün kesimleri rahat bir nefes alacak. Üniversitelerimizin ve bilim kurumları üzerindeki her türlü baskı kalkacak. 
 
DIŞ POLİTİKADA YERİMİZİ BATIDIR
CHP, Türkiye’yi bölgesindeki ülkeler başta olmak üzere, tüm ülkelerle yoğun ve dostça ilişkileri olan, ancak Avrupa-Atlantik ailesi içinde yer alan bir ülke olarak görmektedir. Dış siyasette yerimiz Batı’dır.  200 yıldır batılılaşmaya çalışıyoruz. CHP’nin bu konuda bir tereddüdü yoktur. Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini temel bir hedef olarak benimsiyoruz. NATO ittifakını önemsiyoruz ve NATO’nun önem, rol ve etkisinin günümüz dünyasında daha da arttığını düşünüyoruz. Türkiye ittifaklarına sadık bir ülkedir.