Kılıçdaroğlu: Biz her siyasi partiye saygı duyarız

Almanya'nın başkenti Berlin'de bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hiç bir zaman bir siyasi partinin tasfiye edilmesini ya da yok edilmesini istemediklerini söyledi.

cumhuriyet.com.tr

Kılıçdaroğlu, Berlin'deki Adlon otelde Türk gazeteciler için düzenlediği basın toplantısında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, Türkiye'de partisinin tasfiye edilmeye ve Türkiye'de sadece iki partiden oluşan bir sistemin yaratılmaya çalışıldığını savunduğunun hatırlatılması üzerine, "Biz, siyasi partilerin demokrasinin vazgeçilmez unsurları olduğunun bilincinde olduğu bir partiyiz. Her siyasi partiye saygı duyarız. Her partinin güçlenmesini, düşüncelerini özgürce dile getirmesini isteriz. Biz, hiçbir zaman bir siyasi partinin tasfiye edilmesi, yok edilmesi gibi bir sürecin içinde olmayız. Çünkü bu bizim demokrasiye olan bağlılığımıza aykırı düşer. Zaten bırakın bizim böyle bir sürecin parçası olmayı, barajın indirilmesini savunarak, parlamentonun dışında kalan siyasi partilerin parlamentoya gelmesini savunan bir siyasi partiyiz. Düşüncemiz bu" şeklinde konuştu.

Konuşmalarında, sıkça "telefonumuz dinleniyor" şeklinde ifadeler kullandığının hatırlatılması ve bu konuda elinde somut bir bilgi olup olmadığının sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, bunu kendisi ile ilgili olarak söylemediğini, ancak Türkiye'de "telefonum dinleniyor" şeklinde bir algının yaratıldığını belirterek, hükümetin bu algıyı değiştirmesi ve "telefonum dinlenmiyor" şeklinde bir düşünceyi yeniden yaratması gerektiğini söyledi.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın "Dinlenmek istemiyorsanız, o zaman telefon kullanmayın" şeklinde bir açıklaması olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, bu tür açıklamaların demokrasi ile bağdaşmadığını belirtti. Kılıçdaroğlu, kendi telefonunun dinlenip dinlenmediğini bilmediğini, bu konuda somut bir bilgiye sahip olmadığını kaydetti. Hanefi Avcı'yla görüşüp görüşmeyeceğinin sorulması ve Avcı'nın elinde önemli belgelerin bulunduğunun söylenmesi üzerine de Kılıçdaroğlu, Avcı'yla görüşme niyeti olmadığını ifade ederek, "Doğrusunu isterseniz benim belgeleri görmem fazla birşey ifade etmiyor. Şu anda savcılık bir soruşturma başlattı. Eminim Sayın Avcı, tüm bu belgeleri savcılığa intikal ettirir. Öyle anlaşılıyor zaten. Benim bu belgeleri görmemden çok daha önemli olanı, sağlıklı bir süreç içinde ilgili kamu otoriteleri tarafından değerlendirilmesidir. Bunların tutarlı belgeler olduğu anlaşılıyor. Bunlar, bu süreç içinde değerlendirilir ve gerçekler neyse onlar da ortaya çıkmış olur" dedi.

Deniz Feneri olayını da yakından izlediklerini, Almanya'da bu konuda ikinci bir davanın hazırlığının başlatıldığını, ancak Türkiye'de bu konuda henüz hiç bir davanın açılmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, hükümetin bu davanın açılmaması için çaba harcadığını öne sürdü.

Öte yandan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Brüksel ve Berlin'i ziyaret ederek, "Avrupa'da farklı bir süreç başlattıklarını" söyledi. Kılıçdaroğlu, Adlon otelde düzenlediği basın toplantısında, CHP hakkında daha önceleri Avrupa'da yanlış bir algılamanın mevcut olduğunu ve CHP'nin, AB sürecini engelliyormuş gibi bir anlayışın bulunduğunu belirterek, bu anlayışı değiştirmek ve Türkiye'nin AB üyeliğini desteklediklerini ilk ağızdan vurgulamak amacıyla Brüksel'de bir büro açtıklarını ifade etti.

Türkiye'de demokratik hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi için görüşmelerde bulundukları tüm politikacılardan destek istediklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, 12 Eylül anayasasından kaynaklanan bazı kısıtlamaların kaldırılması gerektiğine vurgu yaptıklarını, gelecekte de CHP ile ilgili önyargıların kaldırılması için yoğun şekilde çaba harcayacaklarını söyledi.

Seçim barajının düşürülmesi konusunda samimi olduklarını göstermek amacıyla bir yasa tasarısı sunduklarını, yargı bağımsızlığına ve basın özgürlüğüne verdikleri önemi Brüksel ve Berlin'de de anlattıklarını belirten Kılıçdaroğlu, henüz yolun başında olduklarını, bu nedenle henüz tek bir görüşme ile tüm sorunları aştıklarının söylenemeyeceğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu ayrıca, yurtdışında yaşayan Türklerin artık göçmen olmadığını ve yaşadıkları ülkelerin bir parçası olarak görülmeleri gerektiğini, ancak yurtdışında yaşayan Türklerden sorumlu bir bakanlık kurulması konusunun henüz incelenmesi gerektiğini, bu konuda şimdiden bir vaatte bulunamayacağını kaydetti.

Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının oy kullanabilmesi için büyükelçilik ve başkonsolosluklarda sandıkların konulabileceğini ve oy kullanılması için 1 ay gibi bir sürenin yeterli olacağını savunan Kılıçdaroğlu, yeni teknolojilerin mevcut olduğunu, düzenli bir şekilde oy kullanıldığının rahatlıkla denetlenebileceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, Türkiye'de yenilenmenin ve dinamizmin motoru olmak ve sorunları çözebilmek için iktidara gelmek istediklerini belirterek, hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi için iktidar ile uzlaşmaya da hazır olduklarını sözlerine ekledi. Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyet, daha sonra Türkiye'ye dönmek üzere Berlin-Tegel havalimanına gitti.