Kılıçdaroğlu: Ambulans gitmeden yayın yasağı getiriyorlar

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, "Daha ambulans gitmeden yayın yasağı getiriyorlar. Turizmin kalbinde, Sultanahmet'te canlı bomba patlayacak, siz hiçbir önlem almayacaksınız. Ambulans gitmeden yayın yasağı getireceksiniz" dedi.

DHA

CHP grup toplantısında hitap eden Kılıçdaroğlu, Sultanahmet Meydanı'nda yaşanan canlı bomba saldırısına ilişkin konuştu. Saldırının ardından getirilen yayın yasağını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Daha ambulans gitmeden yayın yasağı getiriyorlar. Milleten neyi gizleyeceskiniz? Bütün dünya yayınlıyor. Sadece bizim halkımız öğrenmeyecek. Niye öğrenmeyecek? Neden gerçekleri öğrenmesine izin vermiyorsun? Turizmin kalbinde, Sultanahmet'te canlı bomba patlayacak, siz hiçbir önlem almayacaksınız. Sonra ne yapacaksınız, ambulans gitmeden yayın yasağı getireceksiniz. Bu hükümet, bu ülkeyi yönetemez" diye konuştu.

"ACIMASIZ BİR PROPAGANDA ALETİ OLARAK KULLANIYORSUN"

CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Bir televizyonda program var. Programda bir kadın öğretmen bağlanıyor. Söylediği şu, 'Çocuklar ölmesin'. Vay efendim sen nasıl çocuklar ölmesin dersin? Özür üzerine özür. Programı yapan arkadaş da sanatçı arkadaş da özür diliyor. Kardeşim neden özür diliyorsun sen? 'Üzdüysek'. Kimi üzersin sen, ancak üzsen üzsen çocuk katillerini üzersin sen başka kimi üzeceksin? Bırak onlar da üzülsünler. Ben merak ediyorum. Bu sanatçı arkadaşımızın üzerine gidenler, gitsinler annelerine bir sorsunlar, 'Anne benim önemim nedir senin güzünde?' desinler. Bir evladın önemi nedir annenin gözünde, bir sorsunlar. Bir sorsunlar bakalım. Sen kalkıyorsun bunu acımasız bir propaganda aleti olarak kullanıyorsun. Bir de savcı soruşturma açıyor. Terör örgütü propagandası yapmaktan. Ne zamandan. Ne zamandan beri 'Çocuklar ölmesin' demek terör örgütü propagandası oldu?" ifadelerini kullandı.

"ORALAR SİLAH DEPOSU HALİNE GELİRKEN ANKARA'DAKİ BEYLERİN HABERİ YOK MUYDU?"

Kılıçdaroğlu, "Yıllar önce bunu Nazım yazmıştı, 'Çocuklar ölmesin, şeker yesinler' diye yıllar önce. Ülke bu hale gelirse, savcı da Ankara'daki beylerin savcısı olur, cumhuriyetin savcısı olmaz. Cumhuriyetin savcısı farklı. O savcıya sormak istiyorum. Şehir merkezlerini ilçe merkezlerini terör örgütü silah deposu haline getirirken, valilere 'Dokunmayın' diyen adam teröre yardım ve yataklık yapan adam değil mi? Niye soruşturma açılmıyor? Oralar silah deposu haline gelirken bu Ankara'daki beylerin haberi yok muydu? Soruşturma açacaksan buna aç. Sorarsın bürokrasiye dünyanın belgesi gelir önüne. Sen bunları bırakıyorsun, talimat gelmiş, talimatın gereğini yapıyorsun. Hitler'in adalet danışmanı vardı ya. Diyor ki hakimlere 'Bir hakim nasıl karar verecekse o olayda Führer nasıl karar verecekse öyle karar vermeli' diyor. Bakın benzerliğe. Erdoğan nasıl karar verecekse sen de öyle karar vereceksin. Böyle bir düzen olabilir mi?" açıklamasında bulundu.

"BİRİSİNİN DERDİ SADECE BAŞKANLIK"

Başkanlık sistemi tartışmalarına değinen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "İçimiz kan ağlıyorken her gün yeni terör olaylarıyla, şehitlerimizle yüz yüze gelirken birisinin derdi sadece başkanlık. Başkanlığı getirmek için ne gerekiyorsa yapıyor. Vatandaşa doğru bilgi vermiyor. Bir siyasetçinin temel görevi vatandaşa doğru bilgi vermektir. Bilgiyi doğru vereceksiniz ki vatandaş size güvensiz siyasetçiye güvenebilsin. Başkanlık için ilk başta şu örneği verdi Sayın Erdoğan, 'Gelişmiş ülkelere bakarsak tamamına yakınında başkanlık sistemi var' diyor. Tamamen yalan. Gelişmiş 20 ülkenin 16 tanesinde parlamenter sistem var. Sadece 2'sinde başkanlık sistemi var. Neden millete doğruyu söylemiyorsun? Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyorsun, o koltukta oturan halka doğru bilgi vermek zorunda değil mi? İsteyebilirsin başkanlık sistemini, ama vatandaşa doğru bilgi ver. Niye doğru bilgi vermiyorsun?"

"GELİŞMİŞ ÜLKELERİN ÇOĞUNLUĞUNDA PARLAMENTER SİSTEM VAR"

Gelişmemiş ülkelerin çoğunluğunda başkanlık sistemi olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "Dünyanın en az gelişmiş son 20 ülkesinin 15 tanesinde başkanlık sistemi var. Söylediğinin tam tersi. Az gelişmiş ülkelerin, gelişmemiş ülkelerin çoğunluğunda başkanlık sistemi var. Gelişmiş ülkelerin çoğunluğunda da parlamenter sistem var. Sonra kalktı 'İngiltere'de başkanlık sistemi var' dedi. Herhalde İngiliz Kraliçesi de 'Ben başkanım' demeye başlamıştır. Yok, parlamenter sistem var. Yıllardır üstelik. Bunlar yetmedi bir şey daha söyledi. Baktı ki bu örnekler fazla tutmuyor, bu sefer Hitler örneği verdi. İçinden o geçiyor çünkü. Mesela Hitler dedi, parlamenter sistemdi başkanlık sistemine dönüştü, dedi. Ne oldu başkanlık sistemine dönüştü? Milyonlarca insan hayatını kaybetti. Söylediği gafın farkına vardı, kendi internet sitesinde kendi sözlerini sansürledi. Hitler doğru, parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçti. Ama aynı Almanya başkanlık sisteminden vazgeçip parlamenter sistemi kabul etti. Bugün Almanya Avrupa'nın en gelişmiş ülkesidir"

"SEN YARGIYI MI YÖNETECEKSİN YOKSA ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI SENİ Mİ YÖNETECEK?"

Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin 2016 ve sonrası projelerini tanıttığı 6 Ocak günü gerçekleştirilen programa Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay başkanlarının katılmasını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Yargı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın arka bahçesi haline dönüşmüş durumda. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı bir toplantı yapıyor. Kendi projelerini anlatmak üzere Sayın Başbakan'a. Bu toplantıya Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay başkanları da katılıyor. Bizim cumhuriyet tarihimizde ilktir. Ben bu başkanlara sormak istiyorum. Sizin orada ne işiniz var? Hangi gerekçeyle gittiniz oraya? Oraya neyin karşılığında gittiniz? Ne vaat edildi size? Sayıştay Başkanı'na soruyorum. Sen Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin hesaplarını denetlemek zorundasın. Sen oraya denetçi mi göndermeyeceksin, onun sözünü mü verdin? Şimdiye kadar Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin hesaplarını kaç denetçiyle ne kadar sürede denetledin? Açıklayacaksın bunu. Yoksa 'Senin hesaplarını denetlemeyeceğim, sen bildiğini oku' demek için mi sen oraya gittin? Diğer sorum Yargıtay Başkanı'na. Yargıtay'da dünya kadar Ankara Büyükşehir'in davaları var. Sen o davaların güvencesi olmak için mi oraya gittin? Sen yargıyı mı yöneteceksin yoksa Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seni mi yönetecek?" diye konuştu.