Kılıçdaroğlu: Acı olmasın diye yola çıkanlar geride kocaman bir acı bıraktı
Cumhuriyet Halk Partisi, Ankara Tren Garı önünde geçen yıl 10 Ekim'de gerçekleştirilen bombalı saldırının yıl dönümü nedeniyle bir belgesel hazırladı. 'Baba Ben De Gideyim Mi' adlı belgeselin gösteriminden sonra konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Acı olmasın diye yola çıkanlar geride kocaman bir acı bıraktılar. Kuşkusuz bu acılar bizim umutlarımızı yitirmemize yol açmamalı" dedi. Kılıçdaroğlu'nun konuşması sırasında patlamada yaşamını yitirenlerin yakınları gözyaşlarını tutamadı.
DHA<video:613838>
CHP yönetimi tarafından geçen Ankara Tren Garı önünde geçtiğimiz yıl 10 Ekim'de meydana gelin ve 101 kişinin yaşamını yitirdiği bombalı saldırı ile ilgili hazırladığı 'Baba Ben De Gideyim Mi' adlı belgeselin gösterimi genel merkezde yapıldı. CHP'lilerin yanısıra patlamada yaşamını yitiren kişilerin yakınlarının da katıldığı belgeselin gösteriminden sonra konuşan Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, olay günü yaşadıktarını anlattı.
İstanbul'da düzenlenecek mitingi öncesi patlama haberini aldığını ve kısa sürede yaşamını yitirenlerinin sayısındaki artış nedeniyle tüm programını iptal edip Ankara'ya gittiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Hayatını kaybeden çocuklarımızın sayısı 101 idi. 101 kişi IŞİD terör örgütü, Irak Şam İslam Devleti adlı bir örgüt. Az önce hep birlikte bir belgeseli izledik, duygulanmamak mümkün değil.Bir annenin çocuğunu hangi umutlarla büyüttüğünü hepimiz biliriz, bir baba kolay kolay ağlamaz. Bir babanın nasıl gözyaşı döktüğünü gördük. Elbette ki acılarımız var. Her insanın hayatında mutlu günler de var acılar da var. Ama bizim halkımızın söylediği önemli bir söz var. Allah kimseye evlat acısı vermesin. Bir babanın bir annenin evladını toprağa vermenin acısı çok daha derinlerdedir. O nedenle anneler söylerler, Allah kimseye evlat acısı vermesin, bu acı tabi çok derinden bir acı. Bir annenin bir babanın acısı olmanın daha ötesinde daha derinden bir acı. Bir daha bu toplum acıları yaşamasın diye, bu ülkeye huzur, bu ülkeye barış, bu ülkeye kardeşlik gelsin diye demokratik hakkını kullanan gencecik çocuklarımızın, hayatlarını kaybettikleri bir acı. Acı olmasın diye yola çıkanlar geride kocaman bir acı bıraktılar. Kuşkusuz bu acılar bizim umutlarımızı yitirmemize yol açmamalı" dedi.
"ANKARA'YA GİDECEĞİZ, ANITKABİR'E DE GİDECEĞİZ, GENÇLİK PARKI'NA GİDECEĞİZ''
Belgeselde anlatılan hikayelere de değinen Kılıçdaroğlu, küçük Sıla'nın geleceğe umutla bakmasına değinerek şunları söyledi:
Kemal Kılıçdaroğlu:"Sevgili küçük bir Sıla vardı. Sıla'nın gözlerini gördünüz mü bilmiyorum, dikkatinizi çekti mi ? Sıla'nın gözlerinde umut vardı. O küçücük kız, bize bu belgeselde umudu hatırlatan kız. Hep birlikte acılarımızı paylaşacağız. Acıları paylaşmak görevimiz. Kuşkusuz ateş düştüğü yeri yakıyor. Ama o ateş sadece bir eve değil, binlerce eve düştü. Aynı duyguları burada bir perdenin önünde birlikte yaşadık. Hepimiz evlatlarımızı kaybetmişiz gibi üzüldük. Dolayısıyla küçük Sıla'nın bize bıraktığı küçük bir dersi hiç unutmayacağız. O geleceğe umutla bakan bir çocuğumuz.Onun umudunu yaşatmak, yeşertmek hepimizin ortak görevi. acıları paylaşacağız, ama geleceğe umutla bakacağız. Ben son olarak şunları ifade etmek isterim, bu ülkenin toprakları insan sevgisiyle yoğrulmuş topraklardır. Bu topraklarda bereket var. Bu topraklarda neşe var, bu topraklarda türküler horanlar var, hoyratlar var bu topraklarda.Bu topraklarda derin ama derin acılarda var. Acılarımızı gençlerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız. Ama geleceğe umutla bakmayı asla ve asla unutmayacağız, geleceğe umutla bakacağız. Ne için küçük Sıla'ya daha güzel bir Türkiye bırakmak için, cocuklarımıza daha güzel bir Türkiye bırakmak için. Hani çocuklarımız diyorlar ya Ankara'ya gideceğiz, Anıtkabire de gideceğiz, Gençlik Parkına gideceğiz, onlar büyük umutlarla geldiler o umutları yeşertmek, o umutları sürekli kılmak bizim görevimiz. Bu görevi yapacağız, üstümüze düşen bir şey varsa elbette yapacağız. Ama bir konu var ki hepimizin ortak amacı olmak zorunda huzurlu bir Türkiye, Barış içinde yaşayan bir Türkiye, inancı ne olursa olsun, kimliği ne olursa olsun, yaşam tarzı ne olursa olsun, birlikte yaşadığımız bir Türkiye. Annelerin yüzünün güldüğü bir Türkiye, çocuklarının mutluluklarını gördüğü, paylaştığı çocuklarıyla övündüğü bir Türkiye. Bunu yaratmak hepimizin ortak görevi. Bu ortak görevde buluşmak, bu ortak görevi sürdürmek,ve küçük Sıla'nın umutla baktığı Türkiye'yi yeniden yaratmak dileğiyle hepinize selamlar saygılar sunuyorum."