Kıbrıs'ta müzakere süreci
KKTC müzakere heyetinde yer alan Kamu Hukuku Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Tufan Erhürman, müzakerelerde Türk tarafınca gündeme getirilen ''başkanlık üyelerinin senato tarafından ortak listeyle seçilmesine'' ilişkin önerinin, Türk ve Rum partilerin federal hükümeti kurmada işbirliği ve koalisyonunu öngördüğünü söyledi.
cumhuriyet.com.trKKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın müzakere heyetinde yer alan Kamu Hukuku Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Tufan Erhürman,''Buradaki işbirliği seçim meydanında değil, ortak hükümeti kurmada olacak'' dedi. Federal çözümü savunanların senatoda işbirliğine ve koalisyon arayışına hazır olmaları gerektiğini belirtti.
Senatoda iki toplumda ayrı ayrı seçilecek senatörlerin eşit temsiliyetinin söz konusu olduğunu, bu nedenle öneriyle iki ayrı demokrasinin ortadan kalkmadığını kaydeden Erhürman, bu önerinin dönüşümlü başkanlığı da içerdiğine dikkati çekti. Erhürman, ''Rumlar, dönüşümlü başkanlıktan vazgeçeceksek 1960'taki gibi iki ayrı bölgede iki ayrı seçim olabileceğini söylüyorlar'' dedi.
Erhürham, Türk Ajansı-Kıbrıs'a (TAK) yaptığı açıklamada, yaklaşık bir yıl önce başlayan müzakere sürecinin ilk aylarında Türk tarafının ''yürütme'' konusunda Annan Planında da yer alan ''Senato tarafından ortak liste seçilmesi'' önerisinde bulunduğunu belirterek, ''Son öneri, ilk önerinin geliştirilmiş şekli, ama 'senato tarafından ortak liste seçilmesi' önerisi yeni bir öneri değil. Bugün ortak listeye veya senato tarafından seçilmeye karşı çıkanların, bir yıl önce niye ses çıkarmadıklarını anlamak zor'' dedi.
Erhürman, ilk öneride sadece başkan ve başkan yardımcısının değil, toplam 7 kişilik kabinenin tamamının ortak listede seçilmesi söz konusu iken, uzun tartışmaların ardından açılım olarak gündeme gelen yeni öneride sadece başkanlık üyelerinin ortak listeyle seçilmesinin gündeme geldiğini kaydetti.
Rum tarafı Senato'ya karşı çıktı
Erhürman'ın, geçen yıl müzakere sürecinin başlamasıyla Türk tarafı, Annan Planı'nın yüzde 65 oranında onaylanmasından hareketle, bu planda da yer alan "senatonun ortak listeyle yürütmeyi belirlemesini" önerdi.
İsviçre modeli olarak da bilinen bu öneriye göre, eşit sayıda Türk ve Rum'dan oluşacak 48 kişilik senato, yüzde 50 1'le yürütmeyi seçebilecekti. Yüzde 50 1, 24 Türk ve 24 de Rum senatörün yer aldığı senatoda 25 oy demek. Ama bu kadar da yetmiyor, Annan Planında bu 25 oyun içinde en az 10 Türk ve en az 10 Rum senatörün oyu da şart.
Türk tarafının müzakerelerdeki ilk önerisinde ise Annan Planından farklı olarak, bu 25 oyun içinde en az 12 Türk ve en az 12 Rum senatörün oyu da aranıyor.
Ancak Rum tarafı yürütmenin, yani federal hükümetin senato tarafından seçilmesine karşı çıktı ve Türk tarafının bu önerisine karşılık ortak listeyle halk tarafından seçim önerdi. Daha kalabalık olduğu için Rum nüfusun belirleyici olacağı, Türk ve Rum adayların örneğin Lefkoşa'da, Baf'ta birlikte seçim propagandasına katılmasını zorunlu kılan bu öneriye de Türk tarafı karşı çıktı.
Erhürman, başkan ve başkan yardımcısının Rum tarafının önerisi uyarınca tek listeyle seçimle belirlenmesinin, iki toplumun nüfusları arasındaki fark nedeniyle siyasi eşitliğe aykırı olması yanında, yürütme ve senatonun ayrı seçilmesi nedeniyle sistemin kilitlenebileceğini anlattı.
Dönüşümlü başkanlık olmazsa olmaz
Başkanlığın dönüşümlü olmasının Türk tarafının olmazsa olmazı konumunda olduğuna ve bunun Rum tarafınca da kabul edilerek kayıtlara girdiğine işaret eden Erhürman, başkan ve başkan yardımcısından oluşan başkanlık üyelerinin senato tarafından seçilmesine ilişkin son öneriyi şöyle özetledi:
''Müzakerelerin başladığı ilk günlerde, başkanlık üyeleri dahil 7 kişilik kabinenin senato tarafından seçilmesini önermiştik. Yeni öneri ise sadece başkanlık üyelerinin seçimini öngörüyor. Senato tarafından seçilecek başkanlık üyeleri de kendi bakanlarını kendileri seçecek. Bu hem siyasi eşitliğe uygun, hem de güçlü bir yürütme yaratıyor.
Türk ve Rum tarafında ayrı ayrı seçilecek eşit sayıdaki Türk ve Rum senatörlerden oluşacak 48 kişilik senato yürütmeyi seçecek. Biri Türk, biri Rum başkanlık üyeleri ortak listeyle seçilecek. İlk turda yüzde 50 1 oy aranacak. Yani 25 oy. Bu 25 oy içinde de Türk ve Rum parlamenterlerin sayısı ayrı ayrı 12'nin altında olamayacak.
İlk turdan sonuç çıkmazsa, aynı oranlarla ikinci tur yapılacak. Gene sonuç alınamazsa 3. tura, en çok oyu alan 2 pusula katılacak. Bu turdan da sonuç çıkmazsa en çok oyu olan veya en büyük iki parti (Türk ve Rum) seçim hükümeti kuracak ve bir yıl sonra seçime gidilecek.''
Dönüşümlü başkanlığın nasıl olacağı ve başkanlık üyelerinin kaç yıllığına seçileceğine ilişkin olarak ise Erhürman, ''Ortak listeyle başkan ve başkan yardımcısı değil, biri Türk, biri Rum 'başkanlık üyeleri' seçilecek. Hangisinin kaç yıllığına başkan, hangisinin kaç yıllığına başkan yardımcısı olacağı anayasadaki hükümlere göre belirlenecek'' dedi.
Erhürman, Türk tarafının önerisiyle ilgili ''İki ayrı demokrasi ortadan kalkacak'' eleştirilerine karşı şunları söyledi.
''Kalkmaz, çünkü senatonun oluşumu iki ayrı demokrasiye dayanıyor. 48 senatörün yarısı Türk, yarısı Rum ve herkes kendi tarafında seçilecek. Halkı temsil eden bu senatörler de başkanlık üyelerini belirleyecek. Bu aynen bugün KKTC'de olduğu gibi ayrı ayrı seçilen siyasi partilerin Cumhuriyet Meclisinde hükümeti kurmak için koalisyon oluşturmasına benziyor.''
Erhürman, ''ortak liste'' konusundaki eleştirilere karşılık da ''Bir Türk ve bir Rum adaydan oluşan 'başkanlık üyelerinin' ortak listeyle seçime katılmaları Annan Planında da vardı. Bu nedenle bizim ilk pozisyonumuzdur. Müzakerelerin başladığı günden beri, yaklaşık bir yıldır masaya koyduğumuz bir öneri. Bu önerimizi herkes biliyordu ve kimse karşı çıkmadı'' diye konuştu.
Federasyon olacaksa işbirliği esas
Son önerinin siyasi partilere detaylarıyla anlatıldığını ifade eden Erhürman, olası federal devlette dış politikadan ekonomiye, terörle mücadeleden iletişime kadar birçok konuda ortak politikaların kaçınılmaz olduğuna işaret etti.
Yrd. Doç. Dr. Tufan Erhürman, ''Federal devletlerde işbirliği, ortak federal yönetim esastır. Federal çözüme karşı olanların öneriye karşı olmaları normal, ama bunu söylemeleri gerekir. Hem federasyon istiyoruz, hem işbirliğine karşıyız demek olmaz. Konfederal çözüm isteyenlerin de bunu açık açık söylemeleri gerekir. Ancak unutulmamalı ki şu an konfederasyon olan tek devlet yok. Konfederasyon bir devlet biçimi değil, federasyon devlet biçimidir'' diye konuştu.