Kıbrıs için büyük adım

Kıbrıs sorununa çözüm çerçevesinde ilk kez bir Rum temsilci Ankara'yı ziyaret ederken, KKTC'li müzakereci Kudret Özersay da Atina'ya gidecek. Özersay, müzakere için değil, diyalog için gittiğini söyledi. Müzakereciler bugün VIP'de resmi olarak karşılanacak.

Duygu Güvenç / Cumhuriyet

Adada başlayan müzakerelerin ardından, 55 yıl sonra Atina ve Ankara’ya gidecek olan Kıbrıs Türk ve Rum müzakereciler VIP’te resmi olarak karşılanacak. Atina’ya gidecek olan ilk Kıbrıs Türk müzakereci Doç. Dr. Kudret Özersay, ziyaretine iki diplomatın eşlik edeceğini, iki gece kalacağını belirtti ve “Bizi VIP’te Yunan hükümeti resmi olarak karşılayacak” dedi. Özersay, çapraz ziyaretle ilgili rezervlerini de “Türkiye ve Yunanistan ile yapılacak olan bir müzakereden çok bir diyalogdur” diye açıkladı.

Kıbrıs Rum müzakereci Andreas Mavroyannis, Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile Ankara’da, Özersay da Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Anastassis Mitsialis ile Atina’da bugün görüşecek. Tarihi kabuller öncesinde Özersay Cumhuriyet’e konuştu:

- Niçin iki gece konaklanıyor? Temaslar sürecek mi?

İlke olarak başka bir temas yapmayı düşünmüyoruz. Mavroyannis’i Yunanistan’ın Ankara Büyükelçisi; beni de Türkiye’nin Atina Büyükelçisi ağırlayacak. Otelde kalacağız. Bizi Yunan hükümeti resmi olarak karşılayacak, VIP’ten. Mavroyannis’i de Türkiye karşılayacak. 1959’da Zürih-Londra anlaşmaları sırasında, Londra’ya Dr. Fazıl Küçük ile Makaryos, toplum lideri olarak davet edilmişti. Ama biz toplum liderlerinin görevlendirdiği müzakereciler olarak gidiyoruz.

- Dışişleri’ndeki görüşmeler ne kadar sürecek? Eşit süre mi olacak?

Birebir eşitlik bir noktaya kadar sağlarsınız, tam olamaz. Süreyi biraz da görüşmenin içeriği belirleyecek. Ama biri 2 saat kalıp çıkarsa diğeri 4 saat kalmayacak. Ben görüşme sonrasında TRT Türk’e canlı yayına çıkacağım, To Vima gazetesine röportaj vereceğim. Mavroyannis de NTV’ye canlı yayına çıkacak.

- Hangi pasaportla gideceksiniz?

Türkiye’nin Rum Kesimi’ni, Yunanistan’ın KKTC’yi tanıması anlamına gelmeyecek, birbirlerini tanımış olmayacakları düzenleme yapıldı.

- Garantörler sürece ne zaman dahil olur? Çapraz ziyaretle garantörler devreye giriyor mu?

Bu Türkiye ve Yunanistan ile yapılacak olan bir müzakereden çok bir diyalogdur. Bu çok önemli; çünkü müzakere edilecekse bizim önerimiz orada duruyor. Gelirler, toplantıya garantörlerle birlikte katılırlar, müzakereye geçeriz. Ama mademki bu aşamada bir araya gelinmesinden çekiniyorlar, bunu bir diyalog olarak kabul edebiliriz. Özellikle Kıbrıslı Rumların, Türkiye’nin tutumuna ilişkin bazı önyargıları var. Onu birinci ağızdan Türkiye’den duymak istiyorlar. Ama bu diyalog; bir noktada Türkiye ve Yunanistan’ın müzakere sürecine, dört taraflı konferans ile katılmalarını hızlandıracak olan bir süreçtir.

- Takvim konusunda beklentiniz ne?

Bu şartlarda Rum tarafına bunu kabul ettirmek mümkün değil. Sadece takvimi kabul etmeyeceklerini biliyoruz ama eğer uluslararası aktörlerin, özellikle ABD’nin dahil olmasıyla süreç hızlanacaksa, sonucu görülür.

- Ne hissediyorsunuz?

En son 1959 yılında Rauf Denktaş, İttifak Anlaşmaları’nın oluşturulması sırasında Atina Konferansı’na katılmıştı. Denktaş’tan sonra ilk defa Türk tarafını temsilen bir müzakerecinin Atina’ya gidiyor olması benim için son derece anlamlı.

- Mavroyannis ile ilişkileriniz nasıl?

Arkadaş olduk artık. Bir şey söz konusu olduğunda birbirimize cepten telefon açıp doğrudan diyalog kuruyoruz. Uzun yıllardır bu hep BM üzerinden oldu. Doğrudan diyalog en sağlıklı diyalogdur. Zaten garantör ülke olan Yunanistan’ın, Kıbrıs’ın geleceğini belirleyecek diğer bir aktör olan Kıbrıslı Türklerle doğrudan diyalog kurması sağlıklıdır. Bu bir başlangıç olabilir.