‘Keşke Godard da Rojava'ya gelse’

Yeni kurulan Rojava Film Komünü’nde yer alan senarist Önder Çakar, ezilen insanlara sorumluluk duyan bütün sinemacıları komüne bekledikleri söylüyor ve Jean-Luc Godard'a açık bir teklifte bulunuyor

Mehmet Keskin/Cumhuriyet

 

IŞİD’in saldırılarına uzun bir direnişle karşı koyan Rojava’da film komünü kuruldu ve üretimlerine başladı. Komün, sinemacıları Rojava’ya davet ederek “Şimdi kim özgürce film çekmek istiyorsa Rojava’ya gelmeli. Rojava’da kim film üretmek istiyorsa Rojava Film Komunü’yle buluşmalı” çağrısında bulunmuştu. Komünün içerisinde, birçok ödül alan “Gemide” ve “Takva” filmlerinin senaristi Önder Çakar da yer alıyor. Çakar, geçen yıl kasım ayında Rojava’daki direnişe destek vermek için bulunduğu sırada IŞİD’in bombalı saldırısında yaralanmıştı.
Çakar, komün fikrinin “yaşanan Rojava devriminin özünü oluşturduğunu” belirtiyor. “Rojava’da kapitalist modernitenin dışında başka bir yönetimsel yapı inşa edilmeye çalışılıyor ve bu bile başlı başına bir rüya aslında. Dolayısıyla yeni inşanın içinde yer alan yeni oluşumların hiçbiri kapitalist ilişkilerin devamını değil aksine kapitalist ilişkilerin kırılmasını temsil ediyor.” Çakır, Rojava’da köy komünleri, kadın komünleri gibi birçok komünün bulunduğunu belirtiyor.
Duruş olarak da sanatın meta haline dönüştürülmesine karşı olduğunu ifade eden Çakır, “Rojava devrimi sadece düşünce özgürlüğümüzü sağlamıyor aynı zamanda da sinemanın ticari bir metaya dönüştürülmesine dur diyor. Bu yüzden buraya deyim yerindeyse koşarak geldim” diyor. Çakır, komünün ortaya koyduğu işler arasında Şengal katliamını konu alan bir belgeselin bitmek üzere olduğunu, montaj aşamasında da bir kısa filmin olduğu belirtiyor.
Dünyanın birçok yerinden dayanışma talepleri geldiğini belirten Çakar, komün içerisinde “Rojavalı sinemacıların, Kuzey ve İran Kürdistanı’ndan gelen sinemacılarla enternasyonalist dayanışma için Rojava’ya gelmiş ama sinema deneyimi olan dünya vatandaşları”nın yer aldığını, ekipmanlarının bazılarının Rojavalı sinemacılara ait olduğunu bazılarını yanlarında getirdiklerini ifade ediyor.
Komünün sinemacıları Rojava’ya davet etmesini hatırlatıp Rojava’da kimi görmek isteğini sorduğumuzda Çakır “Sinemasıyla dünya halklarına ve ezilen insanlara sorumluluk duyan herkesi” diyor ve ekliyor “ama özellikle Jean-Luc Godard gelse iyi olurdu. En azından hayallerinin gerçekliğini görüp biraz da olsa gülümserdi.”

Rojava'da bir tarafta savaş bir tarafta sanat var.

Önder Çakar, Rojava'daki hayatı şöyle anlatıyor: "Rojava’da hayat, bildiri ve açıklamada olduğu gibi hayret verici. 80 km. ilerde 48 derece sıcakta korkunç bir savaş sürüyor. Günde ortalama 5 YPG-YPJ savaşcısı ölüyor. Nerdeyse her evden şehit var, ama hayat olanca canlılığı ile de sürmekte. Tüm dükkânlar açık, ne isterseniz bakkallarda, manavlarda var. Köylüler tarlada çalışıyor, var olan fabrikalar açık. İşte, biz film çekimlerimize devam ediyoruz. Her kentin kültür merkezlerinde çocuk tiyatroları oynanıyor. Müzik grupları konserler veriyor. Savaş ve inşa yan yana sürüyor."