Kerinçsiz ve Özdemir arasında gerginlik
Ergenekon davasının 81. duruşması , Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi salonunda başladı. Bugünkü duruşma, rahatsızlığı sebebiyle çapraz sorgusu yarım kalan Ayşe Asuman Özdemir'in sorgulanmasıyla başaldı. Çapraz sorgu sırasında tutuklu sanık avukat Kemal Kerinçsiz ve Özdemir arasında tartışma yaşandı.
cumhuriyet.com.trErgenekon davasının 81. duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi salonunda yapılan yargılamanın bugünkü duruşmasına, Erkut Ersoy, Ümit Sayın, Kahraman Şahin, Ergün Poyraz, Hayrettin Ertekin, Mete Yalazangil, Murat Çağlar, Muhammet Yüce ve Erol Ölmez dışındaki tutuklu 27 sanık katıldı. Duruşmada, tutuksuz sanıklardan Güler Kömürcü Öztürk, Kemal Şahin, Mehmet Murat Yücel, Feridun Refik Nuhoğlu ve Ayşe Asuman Özdemir de hazır bulundu.
Çapraz sorgusu sırasında rahatsızlandığı için savunması yarım kalan Ayşe Asuman Özdemir, salondaki kürsüye geçti. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Özdemir'e savunma yapabilecek durumda olup olmadığını sordu.
Özdemir, konuşabileceğini ancak isimleri hatırlamakta zorlandığını söyledi. Özdemir'in avukatı ise müvekkilinin karaciğer nakli için sırada beklediğini ifade ederek, mahkemenin çağrısı üzerine duruşmaya getirdiklerini bildirdi.
Ayşe Asuman Özdemir'in rahatsızlığı nedeniyle duruşmada hazır tutulan Dr. Hacı Aydın, Özdemir'den incelemek üzere sağlık belgelerini istedi. Aydın, yaptığı incelemenin ardından Özdemir'in ifade vermesinde bir engel bulunmadığını belirtti.
Bunun üzerine Özdemir'e, Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın tarafından soru yöneltilmeye başlandı.
Kerinçsiz ve Özdemir arasında tartışma yaşandı
Ergenekon davası kapsamında çapraz sorgusu süren tutuksuz sanık Ayşe Asuman Özdemir ile tutuklu sanık avukat Kemal Kerinçsiz arasında zaman zaman tartışma yaşandı.
Kürsünün önüne konulan bir sandalyede oturarak Savcı Nihat Taşkın'ın sorularını yanıtlayan Özdemir, ihtiyacı olan ilkokullara kitap göndermeyi içeren ''Ulusal Köy Kütüphaneleri Projesi''ni sürdürürlerken, daha önce nakit olarak bağış kabul edilmeyeceği konusunda anlaşılmasına rağmen bunda ısrar eden Gazi Güder'e güvenini yitirdiğini, Güder aracılığıyla tanıştığı Şehmuz Ercan'la bunun üzerine projeden uzaklaştıklarını anlattı.
Savcı Taşkın'ın, Özdemir'e ''Nadide Altun''un kim olduğunu sorarak bu kişiyle internet ortamındaki bir yazışmasını okumaya başlaması üzerine tutuklu sanık Nusret Senem, ''Davayla ilgisi olsa da olmasa da sanıkların özel hayatlarıyla ilgili her şey mahkemeye konu ediliyor. İnsanların bütün hayatlarının yargılama sadece Hitler Almanyası'nda olmuştu'' diyerek itiraz etti.
Kerinçsiz'e tepki
Savcı Taşkın'ın ardından tutuklu sanık avukat Kemal Kerinçsiz de Özdemir'e ''Atabeyler Davası''na ilişkin sorular yöneltti.
Kerinçsiz'in yaklaşık 2 saat süren soruları boyunca zaman zaman Özdemir ile Kerinçsiz arasında gergin anlar yaşanırken, Özdemir Kerinçsiz'e ''Aynı davada yargılanıyoruz. Savcılar bile bana bu kadar soru sormamıştı'' diye tepki gösterdi.
Kerinçsiz, Özdemir'e ''Atabeyler Davası''nda ''Yüzbaşı Murat'' adlı sanığın avukatlığını yapması için Özdemir'den kendisiyle görüşmesini isteyen ''Muzaffer Demirel''in kim olduğunu sordu.
Bu kişinin bir okuru olduğunu söyleyen Özdemir'e Kerinçsiz, ''Peki neden beni sizin aramanızı istedi, kendisi aramadı?'' diye sordu.
Özdemir, bu soruya bağırarak, ''Bana bir suçlama mı yapıyorsunuz? Bu soruya cevap vermek zorunda mıyım?'' diye tepki gösterdi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün ise Özdemir'e, ''Sakin olacaksınız. Hem sağlınıza da zararlı'' dedi.
Kerinçsiz'in Özdemir'in tepkisine ''Biz sizin bir sürü yalanlarınızı dinledik'' diye itiraz etmesi üzerine de Özdemir, ''Ben asla yalan söylemem Kemal Kerinçsiz'' diye konuştu.
Kerinçsiz, Özdemir'in yüksek sesle konuşmaya devam etmesine gönderme yaparak Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün'den, Özdemir'in üslubuna itiraz etmesini istedi.
Özdemir, ''Atabeyler Davası''nın sanığı ''Yüzbaşı Murat''ı tanımadığını, sadece devre arkadaşı olduklarını söyleyen 2 kişinin kendisini arayarak Kerinçsiz'i medyadan tanıdıklarını, dürüst ve güvenilir olduğunu düşündükleri için arkadaşlarının avukatlığını yapması için ona ricada bulunmasını istediklerini anlattı.
Kendisinin de ''Yüzbaşı Murat''ın masum olabileceği düşüncesine kapılması nedeniyle avukatlığını yapması için Kerinçsiz'le görüştüğünü belirten Özdemir, Kerinçsiz'in kendisine ''Bu çocuklar vatansever. Şerefle savunurum'' dediğini ve davayı bağlı olduğu birliğin 60 avukatıyla birlikte hiçbir bedel almaksızın savunabileceğini söylediğini öne sürdü.
Hiçbir avukatın bir sanığı gerekli merciden izin almaksızın tamamen ücretsiz olarak savunamayacağını, görüşmeye Özdemir'in de yanında avukatıyla geldiğini ve avukatın bunu Özdemir'e belirtmiş olması gerektiğini söyleyen Kerinçsiz, ayrıca birliğe bağlı sadece 20 avukatın bulunduğunu kaydetti.
Kerinçsiz'in ''Peki neden beni istemişler? Beni tanıyorlar mı?'' diye sorduğu Özdemir, yine tepki göstererek, ''Size güvenmişler. Her gün televizyonlarda, mahkeme önlerinde elinizde mikrofonla görünüyordunuz ya'' dedi.
"Bir ciğer verdim"
Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün de Özdemir'e, ''Siz de sataşmayın. Sadece suale cevap veren lütfen'' diye itiraz etti.
Duruşma başladıktan yaklaşık 50 dakika sonra Özdemir'e, ''Yoruldunuz mu?'' diye soran Başkan Şengün, Özdemir'in ''Bana 1-2 dakika dinlenmek yeter'' sözleri üzerine duruşmaya 10 dakika ara verdi.
Daha sonra devam eden duruşmada Kerinçsiz'in ''Yüzbaşı Murat isimli sanıkla hiç görüştünüz mü? Tanıyor musunuz? Babasının ya da bu kişinin size avukat bulmanız için yetki vermesi lazım. Bu yetkiyi onlardan almadıysanız kim verdi?'' sorularına Özdemir, ''3 yıl önce yapılan şeyi size tuzak için mi hazırladım? Ben de cezaevinde yattım. Bir ciğer verdim'' diye tepki gösterdi.
Özdemir'in çapraz sorgusu tamamlandı
''Ergenekon'' davasının tutuksuz sanıklarından Ayşe Asuman Özdemir'in çapraz sorgusu tamamlandı. Kendisine aile içinde ''kontes'' denildiğini, süs ve şatafata düşkün olduğu için bu ismin takıldığını ifade eden Özdemir, başka bir ismi olmadığını anlattı.
Valiliğe bağlı Dünya Türkleri ve Akraba Toplulukları Derneği'nde muhasebeci olarak çalıştığını, kişisel bilgi toplamadığını ifade eden Özdemir, Kemal Çapraz ile birlikte ''Ufuk Ötesi'' adlı aylık siyasi gazetede çalıştığını kaydetti. Özdemir'in, ''Çapraz yaşasaydı bu davada hakikaten tanığımdı'' demesi üzerine Mehmet Zekeriya Öztürk, ''Çapraz'ın özellikle Asya ülkelerinde MİT adına zaman zaman faaliyetlerde bulunduğunu'' öne sürdü. Ayşe Asuman Özdemir de ''Hiç olmazsa ölüleri rahat bırakalım'' dedi. Mehmet Zekeriya Öztürk'ün, Özdemir'in bir e-postasında ''Zekeriya Öztürk Atabeyleri Danıştay sorgusu sırasında sattı'' şeklinde bir ifadesi olduğunu belirtmesi üzerine Özdemir, bunu hatırlamadığını kaydetti. Özdemir, 17 yaşından beri epilepsi hastası olduğunu, ancak bunun işini engellemediğini ve psikolojik bir rahatsızlık geçirmediğini belirtti.
Öztürk'ün sorularına Perinçek'ten tepki
Mehmet Zekeriya Öztürk, asker olan Onur Dirik ile ilgili Özdemir'e soru yöneltmek isteyince, İşçi Partisi'ne (İP) üye sanıkların avukatlarından Hasan Basri Özbey tepki gösterdi. Öztürk de ''Ben kendilerinden fazla koruyorum Türk Silahlı Kuvvetlerini kraldan çok kralcı olmasınlar'' dedi.
İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ise Özdemir'e duruşma salonunda polis sorgusu yapıldığını savunarak, suçla ilgisi olmayan, sanık ve tanıklık durumu bulunmayan kişilerle ilgili sorularla provokasyon ortamı hazırlandığını iddia etti. Perinçek, Mahkeme Başkanı'nın ''aslı astarı olmayan'' bu sorulara izin vermemesini istedi. Mehmet Zekeriya Öztürk de ''Soru sormaktaki amacım, kraldan çok kralcı olanlara meydan vermek değil. Onlar TSK aleyhine yazı yazarken ben dağda çatışıyordum. Kendileri provokasyon yapıyorlar'' şeklinde konuştu. Bir soru üzerine Özdemir, kendisini izleyenlerin ne asker ne de polis olabileceğini, PKK aleyhine yazılarından dolayı PKK'dan ağır tehditler aldığını, bunlardan şüphelendiğini anlattı.
Sevgi Erenerol da Özdemir'in bir gece kendi koğuşlarında kaldığını, Hepatit B virüsü taşıdığını öğrendiğini, çok rahatsız olması nedeniyle bir an önce hastaneye sevk edilmesini istediğini, koğuştan atılmasını istemediğini söyledi. Erenerol, Özdemir'in tahliye olduktan sonra ''Sevgi Erenerol beni koğuştan attırdı'' şeklinde beyanda bulunduğunu kaydetti. Özdemir de ''Bana ısrarla söylenen, Sevgi hanım ve arkadaşlarının isteği olduğuydu. Çok ağrıma gitmişti. Koskoca revir, tek başınasın. Hepatit B olmadığım da ortaya çıktı. Bu nedenle üzüntüyle böyle bir ifade kullandım'' diye konuştu.
Üye hakim Hasan Hüseyin Özese'nin soruları üzerine de Özdemir, bilgisayarında bulunan resimler ve yazılardan oluşan ''İşte Hayat'' adlı 15-16 sayfalık dosyanın tamamen askeri öven bir çalışma olduğunu, içinde manzara, eski kilise ve mola yerlerinin bulunduğunu kaydetti. Özdemir, bu dosya nedeniyle istihbaratçılıkla suçlanmasına tepki gösterdi.
Ayşe Asuman Özdemir'in yaklaşık 3 saat süren çapraz sorgusunun ardından tutuksuz sanıklardan Kemal Şahin savunma yaptı.
''Şema başımı yaktı''
Emekli özel harekat mensubu Şahin, ''Hayatım terörle mücadeleyle geçti. 2000 yılında emekli oldum. Bu tarihten sonra güvenlik şirketinde, spor salonunda çalışarak 3 çocuğumu okuttum. Kimsenin kişisel verilerini toplamadım. Devletin gizli bir değnekçisi değilim. Ne amaçla veri toplayacağım'' şeklinde konuştu. Şahin, 3 generalle çalıştığını, danışmanlıklarını yaptığını, askeri birliklerin başında eğitmen olarak bulunduğunu ve takdirnameler aldığını ifade ederek, tek hatasının, ''Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlünü sağlamak için yaptığı hayali şema olduğunu'' söyledi.
''MİT'in Ergenekon Kuruluşu'' adlı 3 sayfalık şemayı, 2002 yılında geçirdiği psikolojik rahatsızlık sırasında kendisinin hazırladığını anlatan Şahin, ''Spor salonundaydı, kayboldu. 2007'de ortaya çıktı. Bu yazı benim başımı yaktı. Bu yüzden burada yargılanıyorum. Ergenekon denilen gladyo vesaire gibi hayali dokümanları tanımam, bilmem. Böyle bir örgütü tanımıyorum, üyesi de değilim. Genelkurmay, emniyet kayıtları incelendiğinde Türkiye'de en fazla operasyonu yapan benim. İddianamede terörist olduğum söyleniyor. Terörist demek vatan haini demektir. Ben vatan haini değilim'' şeklinde konuştu.
Savunmasının ardından çapraz sorgusu yapılan Şahin'e, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, ''İfadenizde 'MİT'in Ergenekon Kuruluşu' adlı şemanın bunalımlı bir döneminizde kendiniz tarafından hazırlandığını söylediniz. Bunu hazırlarken birinden yardım aldınız mı?'' diye sordu. Şahin ise kimseden yardım almaya ihtiyacı olmadığını, mantığıyla hayali bir strateji yazdığını belirterek, ''Ergenekon'' ismini kendisinin verdiğini, bunu da çocukluğundan beri bilinç altına yerleştirilmiş olan milliyetçilik duygusuyla yaptığını söyledi. Savcı Pekgüzel'in, ''Sizin hazırladığınız bu şema ile Ergenekon ana dokümanı ve Lobi belgesinin bazı bölümleri benzerlik taşımaktadır. Bunu nasıl açıklayacaksınız?'' sorusuna Şahin, ''Devlete olan sevgimden dolayı düşüncelerimi devreye soktum. Bunlar evrak üzerinde kalmış, uygulamaya konulmamıştır'' yanıtını verdi.
Pekgüzel'in, ''Sizin yazdığınız, İsmail Yıldız'a gönderdiğiniz ve onda ele geçirildiği belirtilen bu belge, hayali olarak hazırlanmış bir belgeye benzemiyor'' demesi üzerine de Şahin, ''İsmail Yıldız benim amirim, üstüm değil. 5 sene görüşmemişim'' dedi.
Emekli Deniz Binbaşı Bektaş ve muvazzaf subaylar
''Ergenekon'' soruşturması kapsamında tutuklanan emekli Deniz Binbaşı Levent Bektaş, Deniz Yarbay Ercan Kireçtepe ve Deniz Binbaşı Erme Onat'ın tutukluluklarına yapılan itiraz reddedildi. Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne gelen Bektaş, Kireçtepe ve Onat'ın avukatlarının tahliye taleplerine ilişkin başvurusu, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce değerlendirildi. Mahkeme Heyeti, avukatların taleplerini reddetti. Mahkeme başkanının ''ret'' kararına muhalif kaldığı ve kararın oy çokluğuyla verildiği öğrenildi.