Kendini herkesten üstün görürdü!

Yolum yine Münih’e düştü. Bir ay aradan sonra bu güzel kente tekrar gelişimin nedeni hem ziyaret, hem ticaret!

AHMET ARPAD /Almanya

Önce dostlarla bir Bavyera lokantasında öğle yemeği, ardından bir fotoğraf sergisi ön görüşmeleri. Tren istasyonunun ana kapısından büyük alana çıkıp 19 numaralı tramvayla merkeze inmek niyetim. Fakat alan bir inşaat alanı! Duraklar yıkılmış, tramvaylar yan caddeden kalkıyor. Bir tabelada istasyon ana kapısının 6 Mayıs’tan sonra tamamen kapatılacağı yazıyor. Giriş, çıkış yan kapılardan olacakmış. Az ötedeki koskocaman bir tabelada Münih’in beş yıl sonra yepyeni bir tren istasyonuna sahip olacağı yazıyor. Dev fotoğraf geleceğin dev istasyonunu gösteriyor! Benzeri Almanya’da yok. Resmi verilere göre, şimdi her gün yaklaşık 400 bin insan Münih tren istasyonunu kullanıyor. Geleceğin istasyonu günde yarım milyon yolcuya hizmet verecekmiş.

Mimar Bonatz karşı çıktı

Aynı yere bundan 75 yıl önce de yeni bir tren istasyonu yapmak istemişlerdi. Hitler emir vermişti, dev bir yapı olmalıydı! Emri alan Stuttgartlı mimar Paul Bonatz’dı. On iki yıllık yönetimi sırasında hep daha büyüğün peşinden koşan “Führer”in düşlerinden biri de, yüz binleri ve kendinden sonrakileri etkileyecek dev mimarlık eserleri yaratmaktı! Paul Bonatz 1920’lerde Stuttgart’a güzel bir tren istasyonu armağan etmişti. Yürekli bir mimardı, Hitler’in kafasından geçen aşırı büyüklükte istasyon binasına karşı çıkmasını bilmiş, ancak bu nedenle de 1943 yılında ülkesini terke zorlanmıştı. Bonatz savaş ve savaş sonrası yıllarını Ankara ve İstanbul’da geçirir. Ankara’daki Şevki Balmumcu’nun Sergievi binasını 1947-48 yıllarında opera binasına dönüştürür. Anıtkabir jürisinin başkanlığını yapar, ülkemizde birçok öğrenci yetişirir ve 1954’te yine Stuttgart’a döner.

Adolf Hitler dev yapılara meraklıydı. Çoğu savaşta ve savaş sonrasında yıkılsa da günümüzde Münih’te, Berlin’de, Nürnberg’de, Regensburg’ta onun düşsel yapılarına hâlâ tanık oluyoruz. Hitler kendini herkesten üstün gören, sürekli haklı olduğuna inanan, hep ön plana çıkmak isteyen, burnu hep “Kaf dağında” bir megalomandı. Savaş sonrasında onun kişiliği üzerine kafa yoran sayısız psikiyatr Hitler’in iki ruhlu bir insan olduğu üzerinde birleşmiştir. Günümüzde hâlâ Münih’in merkezini “süsleyen” Hitler projesi dev yapıları görmek isteyenler üç dilde düzenlenen yarım günlük turlara katılıyor.

Hitler’in ülkeyi Münih’ten yönettiği yıllarda kaldığı görkemli yapı bugün Müzik ve Tiyatro Yüksekokulu’nu barındırıyor. Az ötesindeki NSDAP idare binasını şimdi Sanat Tarihi Enstitüsü kullanıyor. Odeon Alanı’ndaki Nazilerin çoğunlukla askeri törenlerde kullandığı sütunlar, dev heykeller, aslan figürleriyle süslü Feldherren yapısının önünde turist grupları fotoğraf çektiriyor. Kentin Prinzregenten Caddesi’nde 1930’ların Devlet Ekonomi Bakanlığı binasında bugün de Bavyera Ekonomi Bakanlığı var. Prinzregenten Alanı’ndaki emniyet müdürlüğü bir zamanlar Hitler’in apartmanıymış. Caddenin dev İngiliz Parkı’na açılan yanında Hitler’in emriyle inşa edilmiş olan neoklasik yapı o gün olduğu gibi günümüzde de ünlü bir Sanat Müzesi.

Stuttgart trenine daha iki saat var, hava serin, fakat güneşli, gökyüzü mavi-beyaz. Kent merkezinde şöyle bir dolaşmalı. Viktualien pazar alanında oturmuş, biralarını yudumlayan, kısa deri pantalonlu, şık loden şapkalarına keçi sakalı takılı Münihlileri, merakla dolaşan, sürekli fotoğraf çeken Asyalı turistleri seyretmeli, dönüş yoluna çıkmadan da adaşımın küçük dükkânına uğrayıp tezgâhlarını dolduran iki yüze yakın peynir arasından birkaçını seçmeli, onunla biraz sohbet etmeli...
mail@ahmet-arpad.de