Kendini bilmek ve bulmak arasındaki bir kayboluş hikâyesi
Bol ödüllü başarılı yazar Murat Gülsoy, insanların birbirlerinin hayatlarını çalma, birbirlerinin hayatlarını yaşamak isteme paradoksunu başarılı bir şekilde anlatmış.
Yavuz KoçMurat Gülsoy’un aynı adlı romanından, Ceren Boz ve Nagihan Gürkan tarafından sahneye uyarlanan oyunun hareket tasarımı Salih Usta’ya, dekor ve ışık tasarımı Cem Yılmazer’e, kostüm tasarımı Eylül Gürcan’a, müzik ise Oktay Köseoğlu’na ait. Proje tasarımı Ceren Boz’a ait oyunun yönetmen koltuğunda Nagihan Gürkan’ı görüyoruz. Oyunun oyuncu kadrosunda ise Sabahattin Yakut, Ceren Boz, Ümit Erlim ve Nihan Işık yer alıyor.
Yalnızlar için çok özel bir hizmet, kendini bilmek ve bulmak arasındaki bir kayboluş hikayesi. Mirat'ın kendi ağzından dinlediğimiz bu hikaye Esra, Tuncay, Mirat ve diğerleri arasında...
Ve evet "İnsan neye elini atsa kendi hayatından bir yansımayla karşılaşıyor. Çünkü insan bir aynadan başka bir şey değil. Kendisi kadar yansıtabiliyor dünyayı.
Bol ödüllü başarılı yazar Murat Gülsoy, insanların birbirlerinin hayatlarını çalma, birbirlerinin hayatlarını yaşamak isteme paradoksunu başarılı bir şekilde anlatmış. Usta yazar konunun çerçevesini çok net belirlemiş, oyuncular da bu netlik sayesinde temayı rahatlıkla seyirciye aktarabilmiş. Usta yazar güncel ve evrensel bu konu ile okuyucuya irdelenmeye değer bir eser bırakmış.
Mirat karakterine hayat veren Sabahattin Yakut içine kapanık, dışarıyla iletişim kuramayan, en büyük eğlencesi film izler gibi dışarıda insanları gözlemleyen, yalnız ve karmaşık duygu durumları içerisinde olan bir karakteri canlandırıyor. Başkalarının hayatını gözlemleyen, sorgulayan bu karakteri Yakut bize bire bir yansıtıyor. Rolünü başarılı şekilde tasvir ederek izleyicinin hayal gücüne destek veriyor. Sabahattin Yakut’u başarılı performansından dolayı tebrik ederim.
Esra karakterini canlandıran Ceren Boz hayat dolu, yaşamak isteyen ama üzüntülerle bezeli karakterini izleyiciye doğru ve olması gerektiği biçimde yansıtıyor.
Ümit Erlim ve Nihan Işık üzerlerine düşeni görevi başarıyla yerine getiriyor.
Oktay Köseoğlu gibi devlet tiyatrolarından tanıdığımız tasarımcıları, özel tiyatrolarda da müzik gibi farklı alanlarda görüyor olmaktan bir tiyatrosever olarak büyük keyif alıyorum. Başarılı seçimlerinden dolayı kendisini tebrik ederim.
İnsanın beyninin içine giren, hayal gücünü zorlayan, başka bedenlerde yaşanan yansımalardan oluşan, sofistike hikayeye hizmet eden böylesine katmanlı dekor anlayışı başka türlü bu kadar başarılı anlatılamazdı. Minimalist dekor yaklaşımına 3 boyutlu tasarım izlenimi veren, bu denli başarılı bir dekoru yapabilecek sayılı kişilerden olan Cem Yılmazer her türlü övgüyü hak ediyor.
Nagihan Gürkan romanla eşdeğer biçimde sahne dilini anlatım diliyle iyi harmanlamış. Yazarın oyuncu üzerinden kurduğu hayali, yazar, oyuncu ve izleyici olarak üç katmanlı izlememizi sağlamış. Rejinin barkovizyonla desteklenmiş olması, hem minimal dekor hem de sofistike konunun daha net ve vurucu hamlelerle anlaşılmasına katkı sağlamış. Saatlerce üzerine konuşulabilecek bir konunun iyi özetlenmesi ve toparlanması adına doğru yaklaşımları seyirciye başarılı şekilde yansıyor. Ayakları yere sağlam basan, net mesajlar veren bir iş çıkmış ortaya.
Genel hatlarıyla izlenilir seviyede bulduğum bu oyunun izleyici ile buluşmasını sağlayan tüm ekibi kutlarım.
Alkışınız bol olsun…