'Kenan Evren'in evi aransın'

12 Eylül davasında mahkeme heyeti, dosyanın Cumhuriyet Savcılığına gönderilmesine karar verdi. Dava müdahil avukatlarından Mehmet Horuş, sanıklardan Kenan Evren'in evinde arama yapılmasını istedi.

cumhuriyet.com.tr

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 12 Eylül davasında dosyanın, soruşturmanın genişletilmesi talebi olup olmadığını açıklaması, talebi yoksa esas hakkındaki görüşünü bildirmesi için cumhuriyet savcısına gönderilmesine karar vererek, duruşmayı 21 Haziran 2013 saat 10.00'a erteledi.

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada ara kararlar açıklandı.

Darbe sonrasında işkence gördüğü yönünde tespit bulunan Sait Özdemir'in davaya müdahillik talebi kabul edilirken, müdahillik koşullarını taşımayan ve gerekli belgeleri sunamayan diğer özel kişiler ile İnsan Hakları Derneği'nin müdahillik talebini reddetti.
Mahkeme, "Hasan Duman" adlı kişinin gönderdiği mektubun Genelkurmay Başkanlığı'na gönderilerek, kimliği hakkında araştırma yapılmasının istenmesine karar veren mahkeme, bu araştırmadan bağımsız olarak "YURT-KOR" isimli belgenin niteliğinin tespitinin ve dilekçedeki "belge imhası" iddiasının araştırılmasının talep edilmesini kararlaştırdı.

Mahkeme, "müzekkereye 10 günlük süre içinde cevap verilmesi gerektiği hususunda şerh yazılmasına" da karar verdi.

Sanık avukatlarının dilekçelerinde belirttikleri soruşturmanın genişletilmesi taleplerini reddeden mahkeme, dosyanın, müzekkerelere cevap gelme ihtimaline binaen soruşturmanın genişletilmesi talebi olup olmadığını açıklaması, talebi yoksa esas hakkındaki görüşünü bildirmesi için cumhuriyet savcısına gönderilmesini kararlaştırdı.
Gelecek celse savcının görüşünün verilebileceği hususunda duruşmadan önce makul süre içerisinde savcılıkça mahkemeye bilgi verilmesi durumunda, sanıkların bulundukları yerlerde sesli ve görüntülü iletişime imkan tanıyan SEGBİS'in kurulması için Adalet Bakanlığı'na müzekkere yazılmasına karar verilirken, duruşma 21 Haziran 2013 saat 10.00'a ertelendi.
 

Evren'in evinde arama kararı

12 Eylül davasında, müdahil avukatlarından Mehmet Horuş, sanık Kenan Evren'in dava konusu olaylara anılarında yer verdiğini ifade ederek, "Bundan sonra aradığınız bir belge varsa yeri belli" dedi ve mahkemeden Evren'in evinde arama yapılmasına karar verilmesini istedi.

'YURT-KOR planı mahkemeye gönderilmedi'

Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında açılan davayı gören Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesine "Hasan Duman" imzasıyla gönderilen ihbar mektubunda, "12 Eylül askeri müdahalesinin hazırlık çalışmalarının yer aldığı 1979'a ait Kenan Evren imzalı YURT-KOR adlı planın mahkemeye gönderilmediği" iddia edildi.

12 Eylül darbesine ilişkin Evren ve Şahinkaya hakkında açılan davanın duruşmasında tutanağa geçirilen evraklar arasında, "Hasan Duman" imzasıyla gönderilen bir mektup da yer aldı.

Mahkeme başkanı, celse arasında dosyaya gönderilen mektubun bir suretini müdahil avukatlarına, bir suretini ise sanık avukatlarına verdi.

"Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına" başlığı altında kaleme alınan ve altında "Hasan Duman" ismi ile imza bulunan mektup şöyle:

"Sayın Başkanım, ben bir TSK mensubu olarak Genelkurmay Karargahında işlenen bir suçu, yapılan bir usulsüzlüğü ve Türk adaletinin nasıl yanıltıldığını sizlere bildirmek üzere bu mektubu yazıyorum.

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 1980 dönemine ait Kenan Evren imzalı belgelerin karargahta araştırılıp, bulunduğu takdirde mahkemenize gönderilmesi talebinde bulunmuştu. Bu yazı geldikten sonra ilgili birimlerde bazı araştırmalar yapıldı. Sorumlu olduğum birimde yaptığımız araştırmalar sonucunda o döneme ait bazı önemli belgelere ulaştık. Bu belgeler arasında 1979 yılına ait Kenan Evren imzalı YURT-KOR adı verilen bir plan da bulunmaktaydı. Bu planda, askeri müdahaleden önce toplumda karışıklıklar olacağı öngörülmüş, buna göre askeri müdahale hazırlıklarının yapılması gerektiği vurgulanmıştı. Kısacası 12 Eylül askeri müdahalesinin hazırlık çalışmaları bu planda yer almaktaydı.

Bu plan, arşivde yapılan araştırmalar sonucu bulunduktan sonra dönemin Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Abdullah Recep'e makamında arz edildi. Planın içeriği ve neyi amaçladığı ayrıntılı olarak anlatıldı. Kendisi de durumun vahametini anladı. Ancak böyle bir belgenin başında olduğu birimden gönderilmesini istemedi ve sonunda mahkemenin istemiş olduğu belgelere rastlanılmadığına ilişkin bir cevap yazdırdı. Sonuç olarak sayın mahkemeniz tarafından istenen 12 Eylül davasıyla ilgili belgelerin gönderilmesine ilişkin yazıya, 'elimizde bilgi ve belge yoktur' şeklinde cevap verildi. Arz ettiğim üzere bu cevabın perde arkasında dönemin Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Abdullah Recep bulunmaktadır. Bu cevabi yazıdan sonra da kozmik büro gözden geçirilerek, zaman ve konu açısından değerini yitirmiş belgeler ve planların ayıklanması istendi. İmha edilen tutanaklara ulaşmak mümkündür. Belki bu plan da imha edilmiş olabilir.

Sayın başkanım, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 12 Eylül 1980 askeri darbesi ile ilgili Genelkurmay Başkanlığından istediği bilgi ve belgeler ile ilgili Korgeneral Abdullah Recep kendi başkanlığında tam bir karartma uygulamıştır. Belki Kenan Evren tarafından imzalanan bu ıslak imzalı plan mahkemeye gönderilseydi, şimdi halihazırda devam eden yargılama daha farklı olabilirdi. Yıllarca bu orduya hizmet eden bir TSK mensubu olarak vicdanım bu olaydan rahatsız olduğu için bu mektubu yazmaya karar verdim. Umarım konu araştırılır ve gerçekler ortaya çıkar."

'Genelkurmay Adli Müşavirliği'ne yazı yazılması talep edildi'

12 Eylül davasında, Cumhuriyet Savcısı Cemil Tuğtekin, 1 Mayıs 1977'deki olaylara ilişkin soruşturmanın genişletilmesi ve sanıkların evinde arama yapılması taleplerinin reddini istedi. Savcı, "Hasan Duman" tarafından gönderilen mektubun incelenmesi için Genelkurmay Adli Müşavirliği'ne yazı yazılmasını talep etti.

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada hazır bulunanların isimlerinin ardından, celse arasında dosyaya giren belgeler tutanağa geçirildi.

Belgeler yazılırken, sanık avukatlarınca, 1 Mayıs 1977 olaylarıyla ilgili 5 madde halinde, soruşturmanın genişletilmesi amaçlı dilekçe verildiği kaydedildi.

Mahkeme Başkanı Süleyman İnce, "Hasan Duman" adlı kişi tarafından, "askeri görevlilerce, 12 Eylül darbesiyle ilgili bazı belgelerin mahkemeye gönderilmeyerek saklandığı, hatta imha edildiğine" ilişkin mektup gönderdiği açıklandı.
İhbarın birer sureti sanık ve müdahillere verildi.

Söz alan Avukat Ömer Kavili, davada müdahilken hayatını kaybeden Berfo Ana'yı duruşma salonuna geldiğinde müdahil avukatlarının ayakta karşıladığını belirterek, "Bir ananın evladına olan sorumluluğu ve bağlılığını görmüştük. Bu çerçevede bu davanın, anaların, acı çeken insanların yaşamı sona ermeden bir an önce karara bağlanmasını talep ediyoruz" dedi.

Davanın başlangıcında duruşmada bulunan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı'nın şu anda Kandıra F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunduğunu belirten Kavili, "Kendisini ziyarete gittiğimde bana söylediği söz, 'Hükümetin eli silahlı, yüzleri maskeli adamları gece evimizi bastılar. Hükümetin cübbeli adamlarının karşısına çıktık. Şimdi de esir olarak burada tutuluyoruz' oldu. İşte, darbeci iki generalin kurduğu sistem, tüm kurumlarıyla yürürlüktedir" diye konuştu.

"MİT görevini yapmamış"

Sanık avukatlarından Bülent Acar, "iddianamenin, soruşturmasız bir iddia olduğunu" öne sürdü.

Acar daha sonra, 1 Mayıs 1977 olaylarına ilişkin soruşturmanın genişletilmesi taleplerini anlattı.

Olay günü, Taksim'de toplanan kalabalığın üzerine sistemli bir şekilde ateş edildiğini, birçok kişinin de çıkan kargaşada ezilerek öldüğünü ifade eden Acar, "Beni ilgilendiren, Konsey Başkanı ve üyesi ile bu seri ateşleme arasında bir irtibat olup olmadığı, bir delilin bulunup bulunmadığı" dedi.

Konuyla ilgili dosyaya Emniyet Genel Müdürlüğü'nden, MİT'ten gelen belgeler bulunduğuna dikkati çeken Acar, şunları söyledi:

"İki ayrı iddia var. Birinci iddia ismi geçen sol gruplar arasında silahlı çatışma olduğu ve bu olayların meydana geldiği, ikinci iddia da devletin içerisinde kontrgerilla denilen özel bir yapılanma var. Devlet içindeki kontrgerilla denilen bir çetenin darbenin hazırlığı olarak bu işi yaptırdığı iddiası var. Bu iddialarla Konsey Başkanı ve üyesi arasında direkt bir bağlantı yok. Cumhuriyet savcısının yararlandığı kitapta da Gladio var. Gladio'nun sol grup içerisindeki kişilerle işbirliği içinde olduğu ve bu katliamın yapıldığı iddiası var. Emniyet Genel Müdürlüğü'nden gelen yazıyı aldık. Ben kamusal savunma makamı olarak aldım ve dosyaya koydum."

MİT'ten dava dosyasına konuyla ilgili gönderilen belgeleri yorumlayan Acar, 1 Mayıs 1977 olaylarıyla ilgili, "Bana göre MİT görevini yapmamış, görevini yaptı izlenimi vermeye çalışıyor" ifadesini kullandı ve belgedeki, olay gününe ilişkin hususları özetledi.
Acar, "Ben, MİT gibi ulusal bir kuruluştan somut bir açıklama bekliyordum. DİSK buradan başarıyla çıkmış. Demokratik kitle örgütü olarak DİSK kendisine düşen görevi iyi yapmış. Çıkan olaylarda DİSK'in bir etkisi gözükmüyor"
diye konuştu.

Bülent Acar, müvekkilleriyle olaylar arasında nedensel ve eylemsel ilişki olup olmadığının ortaya çıkması için DİSK'in eski Hukuk Dairesi Başkanı Müşür Kaya Canpolat'ın, olayla ilgili soruşturma yapan Muhittin Cenkdağ'ın, "Beyaz Renault'dan ateş edildi" diyen dönemin İstanbul Mali Şube Müdürü Recep Ordulu'nun, Taksim'deki Intercontinental Otel'de bulunan Mustafa Tütüncü, Zeki Tamay ve Salih Boran'ın tanık olarak dinlenmesini istedi.

Olayın ardından yapılan soruşturmadaki eksikliklerden örnekler veren Acar, "Tarih, tarihin karanlığında kalmasın. Benim müvekkillerim suçluysa da çeksinler cezalarını" dedi.
Acar, olayla ilgili adı geçen 13 kişinin MİT'te, Emniyet Genel Müdürlüğü'nde ve Özel Harp Dairesi'nde görevli olup olmadıklarının veya buralar tarafından kullanılıp kullanılmadığının sorulmasını istedi.

"Devlet töreni yapılmasın"

Avukat Mehmet Horuş da 12 Eylül darbesine zemin hazırladığı ileri sürülen Bayrak Harekat Planı dışında daha geniş ve önceden hazırlanan bir planın bulunduğunu, bunun da Kenan Evren'in hatıralarını kaleme aldığı kitaplarda yer aldığını ifade ederek, Evren'in anılarının yer aldığı kitapları mahkemeye sundu.

Avukat Öztürk Türkdoğan da bir naip hakim aracılığıyla Genelkurmay Başkanlığı'nda arama yapılmasını ve 12 Eylül dönemine ilişkin gerekli belgelere el konulmasını ve dosyanın mütalaa için cumhuriyet savcılığına gönderilmesini istedi.

Avukat Kazım Genç de 1 Mayıs 1977'de yaşanan olaylara atıfta bulunarak, darbecilerin, eylemleri alt tabakalardaki insanlara yaptırdığını ileri sürdü.

Evren ve Şahinkaya'nın yaşlarının Türkiye ortalamasının üstünde olduğunu beliren Genç, "Şahısların rahmetli olup davanın düşmesi gibi bir durum var. Biran önce karar verilsin ve sanıklar mahkum edilsin ki sanıkların sıfatları düşsün ve devlet töreni yapılmasın. Dosya mütala için iddia makamına verilsin" dedi.

Avukat Müşir Deliduman da sanık avukatının davayı uzatmaya çalıştığını ileri sürerek, "Artık bunların işkenceci, zalim oldukları ortadadır. Bunların eserleri Ergenekon, Balyoz, asit kuyuları, hepsi bundadır. Dosyanın mütala için savcıya verilmesini ve sanıkların rütbelerinin sökülmesini istiyoruz" ifadesini kullandı.

"Genelkurmay'ın arşivine girmeye hazırız"

Avukat Arif Ali Cangı da Türkiye'nin yeni bir döneme girdiğini ve barış umudunun ortaya çıktığını belirterek, mahkemenin vereceği kararın yeni Türkiye'nin kurulmasına katkı sağlayacağını vurguladı.

Sanıkların suçlarının belli olduğunu ve kanıtlandığını ifade eden Cangı, mahkemenin yazdığı yazılara cevap vermeyen kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını ve dosyanın mütala için cumhuriyet savcısına verilmesini talep etti.
Diğer müdahil avukatları da dosyanın mütala için cumhuriyet savcısına verilmesini istedi.
Duruşmada söz alan sanıkların avukatı Bülent Hayri Acar, iddianamede, müvekkillerine yönelik suçlamalar olduğu için savunma yaptıklarını belirterek, davayı uzatma gibi bir niyetlerinin olmadığını bildirdi.

Görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Cemil Tuğtekin de 1 Mayıs 1977'deki olaylara ilişkin soruşturmanın genişletilmesi ve sanıkların evinde arama yapılması taleplerinin reddini isteyerek, "Hasan Duman" tarafından gönderilen mektubun incelenmesi için Genelkurmay Adli Müşavirliği'ne yazı yazılmasını talep etti.

Avukat Ömer Kavili, 12 Eylül'de yaşanan olayların belgelerini elde etmek için Genelkurmay Başkanlığı'nın arşivine girmeye hazır olduklarını söyledi.

Avukat Mehmet Horuş da sanıkların evlerinde arama yapılmasını, tutuklanmalarını ve gelecek celse hazır bulundurulmalarını istedi.

Sanık Avukatı Bülent Acar, müdahil avukatlarının taleplerinin reddini talep etti.