'Kavuklu-Pişekar misali'

Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu ile Anayasaya bağlılık yemini etmiş milletvekillerinin Anayasaya ihanet ettiğini söyleyen CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün tavrını da kavuklu ve pişekar benzetmesiyle eleştirdi.

cumhuriyet.com.tr

CHP Grup Başkanvekilleri Akif Hamzaçebi ve Emine Ülker Tarhan, Mecliste basın toplantısı düzenledi.

Hamzaçebi, İstanbul Ümraniye'deki kentsel dönüşüm projesinin 60 bin nüfuslu 3 mahalleyi kapsadığını ve bölgede 2B arazilerinin yoğunlukta olduğunu söyledi. Söz konusu projede öncelikle hakları gözetilmesi gereken bölge sakinlerinin adeta işgalci konumuna düşürüldüğünü söyleyen Hamzaçebi, ''Bir yandan 2B'ye yönelik çözüm getirdiklerini söylüyorlar, diğer yandan vatandaşın 2B kapsamındaki haklarını bir kenara atıyorlar'' diye konuştu.

Akif Hamzaçebi, AKP iktidarının kentsel dönüşüm projelerini, genellikle ranta dayalı taleplerin yönlendirdiğini söyledi. Hamzaçebi, iktidara seslenerek, ''Gelin 2B konusundaki yasayı çıkaralım. Vatandaşın tapu sorununu çözelim. Sonra kentsel dönüşümler yapalım'' çağrısında bulundu.

 

Kılıçdaroğlu hakkında hazırlanan fezleke

3. yargı paketinin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında hazırlanan fezlekeyi de af kapsamına aldığı yönündeki değerlendirmeleri anımsatan Hamzaçebi, Kılıçdaroğlu'na yönelik bir af istemediklerini, aksine dokunulmazlığının kaldırılarak yargılanmasını talep ettiklerini söyledi. Hamzaçebi, ''Yargılansın ki yargı bağımsız mı değil mi görülsün'' dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile ilgili soruşturmaya da değinen Hamzaçebi, savcılığın, belediyede çeteleşme olduğu yönünde iddianame hazırladığını belirtti. AKPli belediyelerle ilgili yapılan soruşturmalarda hiçbir zaman herhangi bir örgüte rastlanamadığını ancak, CHP'li belediyeler söz konusu olunca ''ortalığın örgütten geçilmediğini'' ifade eden Hamzaçebi, bu durumun, yargının, iktidarın kontrolünde olduğunu gösterdiğini söyledi. Hamzaçebi, savcıların öncelikle binlerce imar değişikliğinin yapıldığı İstanbul Büyükşehir Belediyesine bakması gerektiğini belirtti.


Haşim Kılıç'a çağrı


Emeni Ülker Tarhan da Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın, ''CHP'yi, ABD Büyükelçisine şikayet ettiği'' yönündeki iddiaları anımsatarak, ''Buna ilişkin tüm kanıtları ortaya koyarak 'yargıcın reddi' müessesesini çalıştırmak için başvuruda bulunduk. 'Tarafsız değildir. CHP'nin taraf olduğu davalara bakamaz' dedik. Ancak bize para cezası kestiler. Tarafsızlığını yitirmiş birinin davaya bakmasına itirazımıza, hiçbir gerekçe gösterilmeden 'kötü niyetli' yaftası yapıştıran bir zihniyetin, önümüzdeki dönemde bireysel başvuru yolu açıldığında neler yapabileceğini artık düşünmek istemiyorum'' diye konuştu.

Tarhan, şöyle devam etti:

''Bireysel başvuru yolu Türk halkının başına bakın ne çoraplar örecek. Vatandaş, muhalefeti susturmaya odaklı olan mahkemeye başvurduğunda para cezası ile korkutulup, başvuruları bu yöntemle engellenecektir. Böylece AİHM'e de başvuramayacak olan Türk halkının hak arama özgürlüğü hukuk kılıfına sokuluş bir susturucu ile engellenmiş olacaktır. Yeni bir sansür anlayışı ile karşı karşıyayız.

Darbe dönemlerinde bile ihtiyatla uygulanan adı konmamış bu anlayış Türk halkının tüm duyularına yöneltilmiş bir sansürden ibarettir. Artık ülkemizde hiç kimsenin hukuk güvenliği kalmamıştır.

Mahkemeler, hak arayanları kötü niyetli hainler olarak görmekten ve evrensel hukukun normları yerine orman hukukunu uygulamaktan vazgeçmelidirler.

Kapalı kapılar arkasında başka bir ülkenin Büyükelçisine CHP ile ilgili siyasi söylemlerde bulunduğu internet sitelerinde dolaşan bir hakime kararları şaibeli kılmaması için partimizle ilgili davalardan elini çekmesi ya da cesareti varsa cübbesini çıkarıp gelmesini istiyoruz''


Cumhurbaşkanının görev süresi

Cumhurbaşkanının görev süresine ilişkin yasaya da değinen Tarhan, Anayasanın, bir yasa ile değiştirildiğini belirterek, ''Anayasaya bağlılık yemini etmiş milletvekilleri, Anayasaya ihanet etmişlerdir. Özellikle alay eder gibi Anamuhalefeti adres gösteren kurnaz İngiliz ekolünden gelme bir Cumhurbaşkanı ile 'Keşke bir Kasımpaşalı gibi kalabilseydi' diye her gün hayıflandığımız Başbakan ve ekibinin birlikte sergiledikleri bu ortak oyun Kavuklu-Pişekar misali sahnelenmeye devam ediliyor. Bu yasa metnini birlikte hazırladıkları çok açık. Bunların ülkenin geleceğini ve yönetimini yıllara göre aralarında paylaşmışlar. Putin, Medvedev gibi paylaşmışlar'' diye konuştu.

Anayasa suçu işlemiş bir çoğunluk diktası ile mücadele etmek için Parlamento çatısının daraldığını belirten Tarhan, bu nedenle muhalefet zeminin genişletilmesi gerektiğini söyledi.

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hamzaçebi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den, Cumhurbaşkanı'nın görev süresini belirleyen yasa maddesini, tekrar görüşülmek üzere Meclise geri göndermesini beklediklerini ifade etti. Gül'ün, bizzat kendisini ilgilendiren bir yasal düzenlemeyi Meclise geri gönderme konusunda tereddüt edebileceğini belirten Hamzaçebi, ''Bunu anlıyorum. Ama Sayın Cumhurbaşkanı, bu endişeyi arkada bırakmalıdır. Konu Anayasa ile ilgilidir. Sayın Cumhurbaşkanı mutlaka bu yasayı iade etmelidir. Sonucu bekleyeceğiz. Görevi hemen CHP'ye vermeyi doğru bulmuyorum. Bütün siyasi partilerin, Sayın Cumhurbaşkanı'nın görevi vardır. Bunun sonucuna göre CHP gerekeni yapacaktır. Yasanın ilgili maddesinin Anayasa Mahkemesine götürülmesi seçeneği önümüzde durmaktadır'' diye konuştu.

Hamzaçebi, başka bir soruyu yanıtlarken, AKP'nin zorunlu temel eğitime ilişkin düşüncesi ile üniversiteye giriş sınavında yerleştirme puanlarının hesaplanmasında kullanılan katsayı uygulamasına ilişkin bir çalışma yaptıklarını, bunu daha sonra kamuoyu ile paylaşacaklarını bildirdi.

Fransa Senatosunda gündeme gelen Ermeni iddialarının inkarının suç sayılmasını öngören yasa teklifine değinen Hamzaçebi, ''Senato, Anayasaya aykırılığı Fransız Parlamentosunun ilgili komisyonunun kararıyla da kesinleşmiş olan bu teklifin yasalaşmasına izin vermemelidirler. Böyle bir izin 1789 tarihli Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi gibi insanlık dünyasında önemli çığır açan bildirgeyi yaratmış olan bir toplumun tarihi ile ters düşmesine neden olacaktır. Umarım sağduyu galip gelir ve Senato bu teklifi reddeder'' dedi.