Kaval ile kemençe el ele haydi Grammy’e

Pek çok Hollywood projesine müzikleriyle imza atan Altın, ‘Mürg-i Dil’ adlı 3 CD’lik projesinde kaval ile kemençe düet yapıyor, tasavvuf müziğine horon ilişiyor.

Ceren Çıplak

Kaval ile kemençe el ele haydi Grammy’e... Besteci ve opera sanatçısı Rahman Altın “Mürg-i Dil” adlı iddialı bir proje ile karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. Yılmaz Erdoğan’ın “Kelebeğin Rüyası” adlı filminin müzikleriyle 86. Oscar’da ‘En İyi Film Müziği’ adaylığında 12. sıraya yerleşen Altın, bu projesiyle de önemli müzik ödüllerinden 2017 Grammy’e pek çok dalda aday olmayı hedefliyor. Bestelerini tamamlayan Altın, “Mürg-i Dil” adlı projesiyle Grammy’de uzun mesafe koşusunda start aldı bile!

Bağlamayla barışmış

Pek çok uluslararası ve Hollywood projesine müzikleriyle imza atan Rahman Altın, “Mürg-i Dil” adlı çalışmasını, geçen gün, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlük Binası Hünkâr Salonu’nda tanıttı ve dinletti. Altın, dinletisine başlamadan önce gözümüzü kapamamızı istedi.

Gözümüzü kapadık ve “Hürrem Sultan Destanı” adlı parçayla coşkulu bir müzik dinledik. Altın, daha sonra, vefat eden ablası için bestelediği “Başlangıç” ve “Sinem’de Fırtına” adlı eserlerini de dinletti.

Bir dönem bağlamayı hiç sevmediğini ancak daha sonra barıştıklarını hatta aralarında bir tutku oluştuğunu belirtti. Anadolu’ya bir dönem yüz çevirdiğini itiraf eden Altın, bu dönemi “tavşan-dağ” hikâyesine benzetti. Bu barışı “Anadolu ile Barışmak” adlı bestesiyle kutladı...

Anadolu’ya güzelleme

Bugüne kadar hep talep üzerine işler ürettiğini ancak bu projeyi tamamen kendi isteğiyle hazırladığı için özel bir yeri olduğunu söyledi. Gönül kuşlarının muhabbet dili, tasavvuf dili anlamına da gelen “Mürg-i Dil” ile Anadolu’nun müzik hafızasına güzelleme yapan Altın, farklı yörelerin farklı tavırdaki müziklerini senfoni orkestrasının çok sesliliğine katıyor. Anodulu müziği, Klasik Batı Müziği, New Age ve Füzyon tınıları ile birleşiyor. Bestelerinden birinde sabah ezanının makamı olan saba makamı ile elektonik müzik birleşiyor.

“Miras”, “Epik Masallar”, “Dünyanın Kapıları” adlı üç CD’lik çalışmayı üç bölümlük bir konser izleyecek. Konser sahnesinde, Altın’ın sağında solunda Türk sazları, hemen arkasında senfoni orkestrası, bir üst katta büyük koro ve en arkada vurmalı enstrümanlarla yüzlerce kişi aynı sahnede performans sergilenmesi planlanıyor. Konser sahnesinde kösler, asma davullar, kudümler ve bendirlerden oluşan yüze yakın davul sanatçısına bir süre sonra Klasik Türk Müziği Orkestrası, koro, mehteran ve Klasik Senfoni Orkestrası’nın katılacağı belirtiliyor.

Dünyaca ünlü konuklar

Altın, bu üçlemeye bazen tenor sesiyle bazen babasından yadigâr Türk sanat müziği gazelleriyle, kimi zaman solo piyanoyla, kimi zaman da vurmalı çalgılarla eşlik edecek. Sahneye dev ekranlar için tasarlanmış video giydirmeler, ışık enstalasyonlarını da katacaklarını belirten Altın, dünyaca ünlü müzisyenleri de sahnesinde ağırlamayı planlıyor.

Altın, Yo-yo Ma’nın çellosuyla, İtzhak Perlman’ın kemanıyla, Djivan Gasparyan’ın nefesiyle, Lisa Gerrard’ın ise vokaliyle ya konser sahnesinde ya da hologram olarak sahnede yer alacaklarını belirtiyor. “Mürg-i Dil”in Türkiye’den sonra da Amerika, Uzakdoğu konserleriyle dünya seyircisi ile buluşacak.

Tasavvufla horon ilişiyor, şarap ile peynir ilişemiyor!

Rahman Altın’ın Grammy’i hedefleyen projesinde kaval ile kemençe düet yapıyor, tasavvuf müziğine horon ilişiyor ve tüm bu enstrümanlar New Age ve elektronik müzik dokunuşlarıyla buluşuyor ancak üniversitenin ev sahipliğindeki kokteylde rakı ile buz, şarap ile peynir buluşamıyor, ilişemiyor! Limon suyunda havuç ve salatalık, cips ve çerez yani alkol mezesi ile çay ikram ediliyor! Hal böyle olunca, Grammy’i hedefleyen bu projenin tanıtıldığı üniversite bünyesindeki kokteylde, projenin ana temalarından da biri olan “gönül muhabbeti”ni yapamadık!