Katsayı Uygulaması ve Mesleki Eğitim

cumhuriyet.com.tr

YÖK yönetimi ve genel kurul üyelerinin, bu gerçekleri göz önünde tutarak zaten birçok alanda kutuplaşmış olan insanlarımızı yeni bir sorunlar yumağı içine itmeyeceği beklentisi içindeyim.

Geçen günlerde, Yükseköğretim Kurulu’ndan, üniversiteye girişte yapılan değişiklikler kapsamında, katsayı sisteminin kaldırılacağına yönelik açıklama geldi. Açıklamanın, 21 Temmuz 2009’da yapılacak Genel Kurul toplantısı öncesi, doğrudan YÖK Başkanı tarafından yapılması, uygulamanın gerçekleşme ihtimalinin olduğunu göstermektedir.

YÖK’ün bir yıldır üniversite girişte yapacağı değişiklikler üzerinde çalışma yaptığı ve sistemin ana ilkelerinin, Şubat 2009’da kamuoyuna açıklandığı bilinmektedir. Sınav sistemi ile ilgili yapılan değişiklikler, kısmen Erdoğan Teziç döneminde çıkarılan Strateji Raporu’nda önerilen modele benzemektedir. YÖK üyeliğim ve sonrasında benim de katkıda bulunduğum, iki aşamalı ve ikinci aşamasının ders düzeyi sınavlardan oluşacağı modelin, mevcut sistemden daha iyi sonuç vereceği, lise eğitimini öne çıkaracağı, eğitimciler tarafından ifade edilmektedir.

Kamuoyuna yansıyan haberlere göre, bu değişikliğin dışında, YÖK yönetimi tarafından mesleki eğitimi iyileştirmek adına, on yıldır uygulanmakta olan katsayı sisteminin kaldırılması planlanmaktadır.

Teknik detayları bir yana bırakarak konu ile ilgili şu tespitlerin tekrarlanmasında yarar görüyorum.

* Katsayı uygulaması, öğrencileri ortaöğretim kademesinde ilgi alanlarına göre yönlendirmeyi amaçlar ve üniversiteye girişte, ayrı kulvarlar oluşturur.

* Meslek lisesi öğrencisinin, lise müfredatını kapsayan ve tamamen akademik başarıyı ölçen sınavın ikinci kademesini başarması mümkün değildir. ÖSS sonuçları bunu açıkça göstermektedir. (Örneğin ÖSS 2007’de, sınavın ikinci bölümünde, sınava giren 307 bin 766 meslek lisesi öğrencisinden Matematik-2’den 15 ve üzerinde ham puan alabilen tüm meslek lisesi çıkışlıların toplamının 173, Fen Bilgisi-2’den 32’dir.). Meslek lisesi çıkışlıların, “sınavda başarılı olmalarına rağmen katsayı uygulaması nedeniyle yükseköğretim programlarına yerleştirmede mağdur edildikleri” görüşü dayanaksızdır.

* Meslek lisesi çıkışlılara, kendi alanlarının devamı niteliğindeki programlara geçişi için ek puan verilerek zaten yeteri kadar kolaylık sağlanmaktadır. Amaç, meslek liselilerin mühendislik programlarına yerleşmelerini sağlamaksa, yapılacak iş, bu programları da ek puan kapsamına almak ya da bu programlarda, meslek liseliler için ayrı kontenjanlar vermektir. Sayın Teziç döneminde konuya köklü bir çözüm için bir proje geliştirilmiş, meslek lisesi çıkışlılar için uygulama ağırlıklı eğitim yapacak fakültelerin açılmasını öngören YÖK Genel Kurulu kararı, dönemin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından dosyada tutularak projenin hayata geçişi engellenmiştir.

Katsayı uygulaması kaldırılırsa ne olur?

* Her şeyden önce, üniversite giriş sisteminde yapılan iyileştirme, başka bir amacın aracı haline geleceğinden daha uygulamaya geçilmeden işlevsiz hale gelir.

* Liselerde ilgi alanlarına göre dallara ayrılma anlamsızlaşır ve ortaöğretim, yeni bir eğitim kademesi yerine, ilköğretimin devamı niteliğine dönüşür.

* Katsayı uygulamasının kaldırılması, sanıldığı gibi, sayıları 60’ı bulan meslek lisesi çıkışlılara üniversiteye girişte avantaj sağlamaz. Genel liselere göre daha maliyetli ve uygulama ağırlıklı eğitim yapan meslek lisesi çıkışlılar, akademik başarıyı ölçen sınavı başarma umuduyla, atölye eğitimi yerine dershanelere yöneleceklerinden bu durum mesleki eğitime yarar yerine zarar verecektir.

* Uygulama, sadece iki lise türü çıkışlılara yarar sağlayabilir. Bunlar, lise müfredatını uygulayan teknik lise ve imam hatip liseleridir. Mesleki eğitimdeki öğrenci oranı yüzde 3 civarında olan teknik liseleri bir yana bırakırsak uygulama daha çok, öğrenci sayısı son 6 yıldır ikiye katlanan 90’lı yıllarda tüm mesleki eğitimin yüzde 40’ına yakınını oluşturan imam hatip liselerine avantaj sağlar. Böylece “din elemanı yetiştirmek” amacıyla açılan bu lise çıkışlılar, 1980 ve 90’lı yıllardaki gibi, hukuk, siyasal ve özellikle öğretmenlik programlarına yerleşebileceklerdir.

* “Yerleşseler ne olacak, onlar bizim çocuklarımız değil mi?” denilebilir. Ancak sonuç sadece bununla sınırlı kalmayacaktır. Son altı yılda, imam hatip kökenlilerin istihdamında gösterilen politika ve cemaatlerin bilinen etkileri nedeniyle, gençlerin bu okullara gidişi özendirilecek ve çok yakın bir gelecekte imam hatip liseleri, genel liselere alternatif hale gelerek ortaöğretimde iki kutuplu yapılanma ile karşı karşıya gelinecektir. Bu durum, zaten örselenmiş olan Tevhidi Tedrisat Kanunu’nun tamamen ortadan kalkması demektir.

* Bu tespitler, katsayı uygulamasını hayata geçirmede, meslek liselerinin bir araç olarak kullanıldığını, asıl amacın farklı olduğunu göstermektedir.

* Uygulama bir riski de beraberinde getirecektir. Katsayıya ilişkin karar gerçekleşirse, yeni durum genel liselerin aleyhine olacağından ve öğrenciler dört yıl önce lise tercihi yaparken mevcut durumu esas aldığından, hukuki bir sorun yaşanabilir. Mağdur durumdakilerin başvurusu ile yargı yürütmeyi durdurabilir. Bu durumda, önümüzdeki yıl üniversite adayı 1.5 milyona yakın genç, bir belirsizlikle yüz yüze gelebilir, bir kaos yaşanabilir.

YÖK yönetimi ve genel kurul üyelerinin, bu gerçekleri göz önünde tutarak zaten birçok alanda kutuplaşmış olan insanlarımızı yeni bir sorunlar yumağı içine itmeyeceği beklentisi içindeyim.