Katılmadığı tüzük kurultaylarını eleştirdi

Kurultay sonrasında ilk kez konuşan eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partinin geçen ay sonunda yaptığı tüzük kurultaylarını eleştirerek, “Kurultay bir medya kurultayı oldu. Tüm bu manzaradan rahatsız oldum ve dışarıda kalmak istedim” dedi.

cumhuriyet.com.tr

Deniz Baykal, CNN Türk’te Tarafsız Bölge programına katılarak, soruları yanıtladı.

Partinin tüzük kurultaylarına neden katılmadığını anlatan Baykal, art arda yapılan iki kurultayın tuhaf olduğunu ve CHP tarihinde hafta başında kurultay hiç yapılmadığını kaydetti. Bunu “Kurultay kurultaya karşı” şeklinde yorumlayan Baykal, katılmama nedenini “Amacım hep beraber kurultaya gitmekti. Ancak tüzüğe gündeme getirilmemesi gereken bazı maddeler eklendi, bundan hoşlanmadım ve imza atmadım. Sonrasında tartışma çıkmasına üzüldüm, özüyle ilgili bir sorun yok ama yaşanmaması gerekenler yaşandı. Bunlar benim yabancılaşmama ve dışarıda kalmama neden oldu. Bunu yapabilirdik ancak kurultay bir medya kurultayı oldu. Partinin iç tartışması ötesinde tarafların birbirine söylemeye uygun görmediği şeyler yazıldı. Medya manipüle etmeye çalıştı. Tüm bu manzaradan rahatsız oldum ve dışarıda kalmak istedim. Mayıs 2010’da bin 300’e yakın delegenin oyuyla seçilen genel başkanın (Kılıçdaroğlu) bu kurultayına yüzlerce delege katılmadı. Yer alanların bir kısmının gönlü kırıktı. Gönül telinin kopması tablosu ortaya çıktı. Kırgınlık olur olacak gibi gözüküyor ama kopuş değil” dedi.

Tarihimizle yüzleşmeliyiz

Dersim katliamı tartışmasıyla ilgili soruları yanıtlayan Baykal, “Bizim tarihimizle ilgili elbette bir hesaplaşma bir tartışma ihtiyaçı ortadır. Buna kuşku yok. Bunu daima Türkiye yapagelmiştir. Biz de yapıyoruz. Yani tarihimizle derken CHP’nin kendi iç muhasebesi yapmalıdır” dedi.  Dersim konusunu gündeme getiren Başbakan Tayyip Erdoğan’ı isim vermeden eleştiren Baykal, “Bu Dersim konusunu karmaşıklaştıran. tarihimizden husemet çıkarma çabasıdır. Tarihimizi anlama değil, tarihten bugünün siyasetine cephane malzeme taşımadır. Bu çok sağlıksıztır. Acı olaylar hepimizin ortak acılarıdır. Ama ciddi devlet adamı tarihten siyaset malzeme çıkarmaz. Her dönemin şartları kendi koşulları içerisinde anlaşılmalıdır” diye konuştu.

Uluslaşma tehdit altında

İki yıla yakın süredir aktif sıcak siyasetin dışında olduğunu anımsatan Baykal, bu iki yıl içinde Türk siyasetinin durumu için özel bir değerlendirme yapmak istediğini kaydetti. Türkiye devletinin kurulduğunda “o devletin içinin boş ve kağıttan olduğunu” ileri süren Baykal, “İçi, uluslaşma süreci içerisinde doldurulmaya başlandı. Yani mezhepleri, etnik kimlikleri birbirinden farklı, bir kısmı balkanlardan, kafkaslardan göçmüş bütün bunların millet haline dönüştürülmesi en temel konudur. 80 yıllık Cumhuriyeti tek cümle ile ifade edersek uluslaşmaktır” görüşünü kaydetti. Baykal, günümüzde bu uluslaşmadan sapma olduğunu belirterek, bu uluslaşma sürecinin tıkanmasına neden olacak, bunu tehdit edecek etkin ve mezhepsel bir ayrışma ile karşı karşıya olunduğunu kaydetti.

Baykal, partiyi toparlama görevinin verilmesi üzerine tavrının ne olacağının sorulması üzerine “Herkes partisine karşı sorumludur. Yani benim konumdaki insanların partisinin iyiliğine katkı vermesinin ötesi yok. Dışardan bakar uyarılarımı sürdürüm” mesajını verdi.