Kart, Akman'ın ziyaretlerine dikkat çekti

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, TBMM'de, "Deniz Feneri'nde neler oluyor" konulu bir basın toplantısı düzenledi. Almanya'da 2008 yılı Eylül ayında sonuçlanan Deniz Feneri e.V davasının Türkiye ayağıyla ilgili olarak, 3 yıla yakın bir süreden bu yana adli soruşturmanın devam ettiğini belirten Kart, "3 yılın sonunda ortaya çıkan gerçek şudur; 'Hayır parasına, yardım parasına tenezzül edenler.' , devlet nüfuzuyla birileri tarafından hep himaye edilmişlerdir. Adli soruşturmayı engellemek ve sabote etmek için devlet yetkisini (yürütme organının her kademesinde) kötüye kullanan siyasi iktidar ve temsilcileri şimdi de yargılama sürecini etkisiz hale getirme gayreti içine girmişlerdir" dedi.

Bülent Arınç'ı eleştirdi

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ı eleştiren Kart, "Bir sözümüz de Sayın Bülent Arınç'a; bir taraftan suret-i haktan görünüp Zahid Akman'ı eleştirirken, diğer taraftan Deniz Feneri'ne uluslararası meşruiyet kazandırıyorsan, kamu yararı statüsü ve yardım toplama yetkisini tanıyorsan inandırıcı olamazsın. Tiyatro yapmayı bırakın, siyaseten dürüst ve tutarlı olun" dedi.

Adalet Bakanı ve Savcılara çağrı

Siyasi iktidarın ısrarla himaye ettiği organize bir yolsuzluk mekanizması olduğunu savunan Kart, "Siyasi iktidar adeta suçüstü yakalanmıştır.Siyasi iktidar paniklemiş durumdadır. Bu süreçte, deliller karartılmakta ve delillere müdahale edilmektedir" dedi.
Adalet Bakanı, İstanbul ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılarına 22 Mayıs 2009 tarihinde yaptığı duyuruyu bir kez daha yapan belirten Kart, şöyle dedi:
"Deniz Feneri e.V yolsuzluğuyla, Türkiye'deki dernek ilişkisi ve Almanya'daki faillerin işlemiş oldukları suçun Türkiye'de sonuçlanması ve diğer taraftan da temadi eden bir suç ilişkisi söz konusu olmakla; yine TCK nın 9. maddesi gereğince; Almanya'daki hükümlüler Mehmet Gürhan, Mehmet Taşkan ve Firdevsi Ermiş'in ve bağlantılı olan faillerin Türkiye'de yeniden yargılanmaları yasal bir zorunluluktur."

AKP'li vekillerin Akman'ı ziyareti

AKP'li bazı vekillerin, Sincan Cezaevini münferiden ya da gruplar halinde ziyaret ettiklerini ifade eden Kart, şöyle dedi:
"Olayın insani boyutunu elbette tartışmıyorum. Kaygımız odur ki; çıkar yapılanması, ilişkileri ve bunları doğrulayan ciddi bulgular sebebiyle, sanıklarla, siyasi iktidar arasında soruşturmanın-yargılamanın akamete uğratılması için mevcut olan zımni ilişkinin bu süreçte de devreye girmesidir. Pazarlıklar ve vaadlerin devreye girme ihtimalinden kaygı duyuyoruz.Tutuklama ve yargılamaya yönelik olarak siyasi iktidar odaklı nüfuz suistimalinin devreye girdiğine dair ciddi kaygılarımız vardır. Yanılmış olmayı diliyorum. Bu süreci dikkatle izleyeceğiz."

"Allah akıl fikir versin"

Bir basın mensubunun, AKP Bursa Milletvekili'nin, "Başbakan'a dokunmak bile bence ibadettir" dediğini anımsatması üzerine Kart, "Allah selamet versin diyorum, başka bir şey demiyorum. Allah akıl fikir versin diyorum" dedi.

Günay'a sonu

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'a, bakanlık bünyesinde 'daimi işçi' statüsünde çalışan 3 bine yakın işletme işçisinin büyük mağduriyetler yaşadığını belirterek, "Sözü edilen personelin mağduriyetlerinin giderilmesi ve 4/A kadrosu verilmesi yönünde bakanlık olarak bundan böyle çalışma yapılacak mıdır" diye sordu.

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, TBMM Başkanlığı'na, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Kadroya alma uygulamalarında haksızlık ve adaletsizlik yapıldığını iddia eden Kart, şöyle dedi:

"Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde görev yapan ve sayıları 3 bine ulaşan işletme işçisinin çoğunluğu memurun yaptığı işleri yapmakta, memurun çalışma şartlarında 'büro işi' görevini sürdürmektedir."

Bu aykırılığın ve haksızlığın bir an önce ortadan kaldırılması gerektiğini ifade eden Kart, Bakan Günay'a, "Sözü edilen personelin mağduriyetinin giderilmesi ve 4/A kadrosu verilmesi yönünde bakanlık olarak bundan böyle çalışma yapılacak mıdır" diye sordu.