Karikatürcüler Derneği Başkanı Metin Peker, Yalçın Çetin’i yazdı
Devrimci, yurtsever karikatürcü, Karikatürcüler Derneği üyesi Yalçın Çetin ölümünün 42. yılında (14 Nisan 1977) bugün anılıyor.
cumhuriyet.com.tr
Yalçın Çetin, çetin ceviz olarak, bükülmeyen bir iradenin dimdik duran bir çizgi çiçeği olarak yaşadı. Emperyalizm ve faşizm, onun karşısında bir ömür durduğu ve durmaktan da hep gurur duyduğu iki kötülük abidesiydi. Durmadı. Yılmadı. Yıkılmadı. Karamsarlığa kapılmadı. Kalemini ve aklını insanlığın kurtuluşuna adadı, sömürgen ve vahşi baskıların karşısında işlek tuttu. Şimdi o bayrak, onun kalemle yükselttiği bağımsız ve özgür Türkiye bayrağı orada duruyor ve daha da yükseklere çıkarılmayı bekliyor.
Daha güzel, daha anlamlı bir dünya istemek; şık ve arındırıcı bir ruhsal dinginlik aramak ve görkemli bir gölgede serinlemek... İşte Yalçın Çetin, bunu istedi, bunun için yaşadı. Davasını büyük bir meydana kurarcasına, herkesi davet edercesine, yüreğiyle ve kendisine duyduğu güvenle sevdi, sahiplendi. Onun mazlumlardan yana insanca kıvrılan kaleminden daima eşitlik daima adalet döküldü. Şimdi solgun günlerin ortasında devrimci bir ruhla umudu tazelemek, Yalçın Çetin naifliğinde hayatı ve sevgiyi ve özgürlüğü kurcalamak gerek...
Mesajları net
Onun gülümsetme gücünün yine suda yüzen kayık gibi görünür olmasını inatla istemeliyiz bugün.
Yalçın Çetin’den, her şeyden evvel, bu genç, çok genç yaşta yitirdiğimiz delifişek zekâdan ve onun hünerli elinden yansıyan o anti-emperyalist çizgi coşkunlukları, yurtsever haykırış ve devrimci kararlılık, bir sorumlu aydın ve sanatçı portresini imliyor bize.
Yalçın Çetin sanatsal düşüncelerini ve onun vücut bulmuş hali karikatürlerini, içten gelen, net ve sarsılmaz bir çekim kuvvetiyle açığa vurur. Onun çizgileri mesajını, özlü ve açık bir biçimde sunuma bırakır. Bunu sanatının duyarlılığı ile açıklayabileceğimiz gibi, sanatı halkın uyanışının bir parçası kılma arzusuna da bağlayabiliriz.
Yalçın Çetin o en genç hallerinde, karikatürün saf haliyle yetinmemiş, teknoloji ile çizgi bireşimine doğru giden yolda, çizgi film dolayımında sayısız taslaklar ve denemeler de gerçekleştirmiştir.
Yıllar yıllar derken, vefatının üstünden on yıllar geçti. O gülümsemesi , çizgisi kadar parlak Yalçın Çetin yeniden kendisine dönülmeyi bekliyor. Bir büyük yazarımız, “Bir gün bana döneceklerdir” dememiş miydi? Kendi değerini bilen sanatçı edasıyla. İşte Yalçın Çetin’e de çizgiyi hakiki kardeş sayanlar elbet bir gün, ama bir gün mutlaka döneceklerdir.
Yalçın Çetin, kısa duyuşları, etkili sunuşlarla aktarmanın özüne varmıştı. Onun “güm güm” diye yürek titreten çizgilerinden öğrenilecek çok şey vardır, ki kendisi de sanatını daima bir öğrenen olarak icra etmenin derdinde ve inceliğindeydi.
Çizgileriyle bugünün güncelliğini dahi yakalamayı bilen Yalçın Çetin, kendisini bilen sanatçıların vakurluğu ve içten huzuruyla yukarılarda bizi seyreylemektedir. Ona şimdi buradan el sallayabilirsek, ne mutlu bizlere...