Kararsızlığın bedeli

Saydamsızlık, az test ve radikal önlemlerde geç kalma salgının tüm Türkiye’ye yayılmasına yol açtı.

Orhan Bursalı

Saydamsızlık, hesapsızlık, önleyici radikal önlemler almada geç kalmışlık, virüsün yayılmasını görmemek, politik kararsızlık, virüs testlerini çok geç ve kısıtlı miktarda devreye sokma politikası, toplumu virüsten koruma önlemlerinde gevşeklik ve yavaşlık, insanların alışılmış geleneksel toplu sosyal aktivitelerini dağıtma, engelleme ve yasaklamalarda gecikme... Ve toplumun virüsle sürekli dans etmesini seyir.. Ve daha bir sürü yanlışlıklar sonucu korumasız bırakılan toplum... Hayır, son zamanlarda giderek sıkılaştırılan ve yaygınlaştırılan doğru önlem ve kararlardan bahsetmiyoruz. Bunların hepsi doğru, hiçbirine itirazımız yok, 65 yaş üstüne sokak yasağı da... Bunlar doğru ama eksik.

GECİKMİŞ KARARLAR

Birkaç gündür açıklanan kararların hepsi gecikmiş. Korona toplumu sardığında, trenler, otobüsler tıklım tıklımdı; insanlar korona alışverişindeydiler sıkı sıkıya! İktidarın bir halk sağlığını koruma temel politikası yoktu. Türkiye Cumhuriyeti’nin ana sağlık politikalarından biriydi. Tamam, son iki yılda açıklar, aşılara reddiyeler olsa bile aşı politikasından bahsetmiyoruz. Bu ülke Nusret Fişek’ler yetiştirdi ve doktorlar öyle eğitim almışlardı: Toplum Sağlığı! Bunun yerine, muazzam sayıda özel ve büyük hastaneler kurulmasına gidildi ve sağlık muazzam bir ticarete dönüştürüldü! Sonuç: Hasta ol, hastanelere yığıl! Dolayasıyla virüse de aynı muamele yapıldı adeta: Önce bulaş sonrasına bakarız.

BULAŞMA ZİNCİRİ BÜYÜDÜ

Korona testlerini artırın diye herkes bağırdı, bilimcisi, yazarı, gazetecisi, uzmanı. Duyan olmadı uzun süre. Kısıtlı testler ve tek laboratuvar: Örnek alınıyor, Ankara’ya gönderiliyordu. Bu süre içinde korona milletle dansını sürdürüyordu! Son 12 gündür, bulaşan insan sayısını ve kaybettiklerimizi açıklıyor Bakan. Peki ondan önce, teşhis konulmadığı için, zatürreeden gripten diyerek kaç insanımız koronadan gitti, bilmiyoruz. Her geçen gün artan bulaşan insan sayısı ve başlayan ölümler. Peki niye testler yaygınlaştırılmadı? Olanak mı yoktu, test kitleri mi? Yerli kitlerde ilk zamanlar sorunlar mı yaşandı, bilmiyoruz, açıklama yok, kapalı bir siyasi sistem. Yoksa, ilk zamanlar, korona bulaşmış insan sayımızı az gösterme ve bundan siyasi fayda çıkarma anlayışı mı egemen oldu? Tam bu sıralarda “Türk geni taşıyoruz bize bulaşmaz...”, “Türkiye, iktidar, cihanı yönetmeye aday ülke olduğunu korona bulaşmasını önleyerek gösteriyor” gibi acayip “bilimsel” ve siyasi Nasrettin Hoca fıkralarına, ekranlarda çanak tutuluyordu! Komplocular ortalığı ve toplumun kafasını karıştırmak için ekranlara sürülüyordu!

TESTLERİN ÖNEMİ

Peki neden önemliydi testler, ki hâlâ sayıları çok düşük? Çünkü toplumu virüsten arındırmanın tek ve temel yoluydu. Binlerce testi her yerde devreye sokacaksınız ve mümkün olan en çok sayıda ve en kısa sürede virüslü yurttaşları yakalayıp tecrit edecek, tedaviye alacaksınız. Testleri erken yaygınlaştırmamanın bedelini biliyor musunuz? Bir model çalışmaya göre, 1 virüslü kişinin en uç noktada toplam 59 bin kişiye virüs bulaştırma riski var. Ne kadar koronalı insanı yakalarsanız, bulaştırma olanağını da o kadar erkenden kesmiş olursunuz. 59 bin kişiyi abartılı mı buldunuz? Bu en kötü olasılıktır ama mümkündür. Siz yaygın testle koronayı ne kadar erken yakalarsanız, daha sonra 10 binlerce kişiye bulaşmasını, sağlık sisteminin çökmesini ve insanların tedavisizlikten aramızdan ayrılmasını önlersiniz. On binlerce test, yüzlerce hayat kurtarmak demektir! Ama hayat, eğer sayıları düşük gösterme politikanız vardıysa, onu yıktı geçti. Şimdi on bin testten bahseder oldunuz, geç kaldınız ama yetmez, günde 20 bine çıkartınız! Bunu neden ilk dönemde göremediğinizi topluma izah etme sorumluluğunuz var.

SAYDAMLIK HÂLÂ YOK

Her gece 11.00 civarında Sağlık Bakanı Koca Twitter adresinden rapor veriyor. Hayatın yeni bir nirengi saati! Acaba ne olduk şimdi? Tamam, sayılar açıklanıyor da COVID-19’un yoğunlaştığı yerler hakkında bilgi sıfır. Sır gibi saklanıyor, neden? Bir korku mu var? Herkesin yaşadığı mahallede, ilçede, ilde salgının boyutlarını öğrenme hakkı var. Belki yaşamını ona göre düzenleyecek. Neden? Neyi saklıyorsunuz sorusu, abuk sabuk söylentiler üretmeye aday... Bakıyoruz mesela Kore’ye, İtalya’ya, İngiltere ve onlarca ülkeye, salgın ile ilgili tüm bilgileri kentlere ilçelere varıncaya kadar yayımlıyorlar. Ama Sağlık Bakanı, akşamları sayı açıklıyor, bir de açıklamalarında Cumhurbaşkanı’na ve damadına teşekkür eder oldu! Bakanların “Yeni Normal” hali mi? Bilgi, saydamlık olmayınca insanlar uydurur. Kuşku duyar, güvenmez. Kirli bilgi yayar! Siz “hükümet açıklamalarına kulak verin” diye istediğiniz kadar söyleyin! Güveni saydamlığı sağlayamıyorsanız, boşuna! İlk büyük parti binlerce umre yolcusunu ülkeye saldığınızı ve böylece belki de kontrol edilmeyen bir bulaşma gerçekleştiğini düşünüyor herkes. Suudi Arabistan bile Kâbe’yi kapatırken, umrecilere, toplumun sağlığı aleyhine nasıl bir hoşgörü olabilir? Umrecilerin ziyafet verme, el öptürme, kucaklaşma fotoğraflarını herkes seyredince ne düşündü? Tamam sonrakileri karantinaya aldınız, iyi yaptınız geç de olsa! Ama toplumu korumakta geciktiniz. Peki uçakla yurda dönenler? Hepsi karantinada diyorsunuz, tanıdığım ülkeye gelen üç kişiden hepsine bir bildirim dolduruldu ve kendilerini 14 gün karantinaya almaları talimatı verildi. Birisi sorumluluk sahibiydi, verdiği sözü tuttu ama diğer ikisi karantinayı gönlünce uyguluyor. İlginç bir şekilde kurulan sistem çalışıyor, her gün aranıyorlar ve korona belirtileri soruluyor! Neyse bari!

SİYASİ ATAKLIK YOK

Mesela İran’da korona ilk duyulduğunda ilk yapmanız gereken sınırlarda total bir kontrolü hemen başlatmaktı. On binlerce İranlı örneğin Van’a girip çıkıyordu, zaten Van merkezdi, ülkeye binlercesi yayılıyordu. Kontrol dışı. Bugün bakıyorsunuz Van’da çok sayıda hasta var. Kaç, ölüm var mı, bilmiyoruz. Mesela Van özel bir koruma kontrol bölgesi olarak seçilebilirdi, binlerce test ile korona virüsü erkenden kontrol altına alınabilirdi, tabii yayılması da.. Dahası karantina uygulamasına bile geçilebilirdi. Yapılmadı, çünkü bir mücadele programınız, politikanız yoktu. İstanbul dahil, virüsün yoğunlaştığı bölgeler var mı, buralara böyle bir gözle bakıyor musunuz, bilmiyoruz. Bilgi saklı olunca toplum düşünce de üretemez. Türkiye’ye 465 milyar borca soktunuz, bu borç her geçen gün doların yükselmesiyle artıyor. Bütçenizde para yok, sadece para basma makineleriniz var! Zor zamanlar için toplumu korumak için bir gelecek akçeniz hiçbir zaman olmadı! Elinize ne geçtiyse harcadınız, yiyip bitirdiniz, bir “dikili ağacı bile yok” dediğiniz Cumhuriyetin 70 milyar dolarlık varlığını da satıp tükettiniz. Geri kalanını Varlık Fonu’na aldınız. Çalışanlara “çalışmayacaksınız, maaşınızı biz ödeyeceğiniz, şirketler sermayelerinden de ödeyecekler” diyecek bir durum yaratmak zorundasınız. Bu toplumu her türlü beladan korumak gibi bir iktidar sorumluluğunuz var mı yok mu? Biz her türlü özveriyi desteklemeye hazırız, yeter ki toplumu birleştiren, sadece sermayeyi koruyan değil, kötü günde tüm kesimlerin, ama en çok da zengin kesimin ve iktidarınızın, sorumluluğu ve bedeli paylaştığı bir politika izleyin... Belki de ülkemizin ve dünyanın “Yeni Normal’i bu olacak.. bilinmezliğin içinde gemideki kaptanın ve yardımcılarının, dümeni nasıl tutacağı, her şeyi belirleyecek..

SELÇUK: TATİLİ UZATMAK İSTERİZ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile telekonferans yöntemiyle görüşme gerçekleştirdi. Görüşmeden kesitlerin yer aldığı videoyu sosyal medya hesabından “Milletimizin hizmetinde mesaimiz devam ediyor. Tüm kurum ve kuruluşlarımızın çalışmalarını yakından takip ediyor, adımlarımızı eşgüdüm içerisinde atmayı sürdürüyoruz” ifadeleri ile paylaşan Erdoğan, Oktay ve bakanlardan yeni tip koronavirüs ve gelişmelere ilişkin bilgi aldı. Erdoğan, enerji konusunda atılacak adımlar hakkında “Enerjide günlük ödemelerin ertelenmesi konusunu masaya yatırmanızda fayda olur. Erteleme konumuz olabilir ama doğalgaz ve elektriğin kapanması gibi bir şeyin içerisine takdir edersiniz ki çok daha zor günler yaşadık, böyle bir şeye girmedik. Çünkü bu devlet, sosyal devlettir. Sosyal devlette de böyle bir adım atılamaz” ifadelerini kullandı. Bakan Soylu da alınan kararların sahaya yansımasını takip ettiklerini belirtirken, “Şu anda yaklaşık yüzde 80 oranında 15 büyükşehirdeki toplu taşıma düşmüş. Bu iyi bir şey. Onun dışında turizm ve turist tur otobüsleri yüzde 80 civarında düşmüş gözüküyor” dedi. Erdoğan, Selçuk ile görüşmesinde, uzaktan eğitim çalışmalarını kısmen takip ettiğini belirtirken; Selçuk, “Talimatınızı almak isterim. Gelecek haftalarda tatil olacak mı, olmayacak mı konusunda müsaadeniz olursa Bilim Kurulu ile görüşüp tatili uzatmak isteriz ama sizin talimatınız ne olur” sorusunu yöneltti. Erdoğan ise “Bilim Kurulu’nun bu konudaki tavsiyesini çok önemsiyorum. Yani uzatılabilir de uzatılmayabilir de ama eğer Bilim Kurulu ‘Uzatılmasında fayda var’ diyorsa ona uyalım ama ‘Bir hafta yeter’ diyorsa ona uyalım. Çünkü işin ehli onlar” yanıtını verdi.

SALGINA KARŞI MÜCADELEDE DÜN

- Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, koronavirüs salgını nedeniyle uçuş yasağı konulan 7 ülkeden 3 bin 358 öğrencinin Türkiye’ye gelmek için başvuruda bulunduğunu açıklamasının ardından, uçuş yasağı konulan 4 ülkedeki Türk öğrenciler, Türk Hava Yolları uçağıyla ülkeye ulaştı. 

- Ankara Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri, şehiriçi ve şehirdışı hizmet veren yolcu otobüslerini tek tek durdurarak yolcu sayılarını ve yolcuların güvenli mesafede oturup oturmadığını kontrol etti, kurallara uymayan yolcuları ve firma görevlilerini uyardı. 

- İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan İSPARK, sağlık çalışanlarının ardından eczane çalışanlarının da bugünden itibaren Eczacılar Odası’ndan sağlanacak kimlikle İSPARK otoparklarından ücretsiz yararlanacağını açıkladı. 

- Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Esnafımıza destek olmak amacıyla, İçişleri Bakanlığı’nın şehirlerarası otobüs taşımacılığında yolcu sayısının yarıya indirilmesi hakkındaki genelge yürürlükte olduğu sürece, AŞTİ’de şehirlerarası otobüs çıkış ücretleri de yarısı oranında düşürülmüştür” dedi. 

- Tarım ve Orman Bakanlığı’nca tütün mamulleri ve alkollü içki satan işyerlerinin süre uzatım başvuru tarihinin 2 ay uzatılmasına karar verildi, belge bedeli tahsil süresi 31 Mayıs 2020 olarak belirlendi. 

n PTT AŞ’den yapılan açıklamaya göre, PTT AŞ’den maaşını alan 65 yaş üstü emekli hak sahipleri, e-Devlet üzerinden başvuru yaparak maaşlarını konutlarında alabilecek. 

- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), koronavirüs tedbirleri kapsamında “100 Bin Yeni Sosyal Konut Projesi”nde, hak sahibi olamayanların başvuru bedellerinin banka şubelerinden iadesi sırasında oluşabilecek sağlık riski nedeniyle kuraları erteledi. Kura tarihleri daha sonra ilan edilecek. 

- Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, “Eşi görülmemiş bir küresel sorunla karşı karşıyayız. Tek çaresi insan olduğumuzu hatırlamak ve birbirimize elimizden gelen yardımı esirgememek. Varlığı da yokluğu da kirayı da paylaşalım” dedi. 

- TOBB, salgın nedeniyle üyelerinden ve odalardan gelen talepler doğrultusunda yönetim kurulunca sanayi kapasite raporlarının geçerlilik süresini uzatarak 1 Mayıs 2020 olarak belirledi