Karantinadaki bilim: 9 yıl önce 'virüsler nasıl daha bulaşıcı hale gelir' araştırmasına izin verilmemiş

ABD'de 9 yıl önce 'virüsler nasıl daha bulaşıcı hale gelir' araştırmasına 'teröristler silah olarak kullanır' diye izin vermemiş.

cumhuriyet.com.tr

2011 yılında Nature ve Science dergileri, ölümcül bir kuş gribi olan H5N1’in mutasyona uğratılarak nasıl daha bulaşıcı hale getirileceğini anlatan bir araştırmayı yayınlamaya hazırlanıyordu.

Bu makaleler bilim insanlarının, benzer bir mutasyonun kendiliğinden meydana gelirse tedavi bulmalarını kolaylaştırabilirdi. Ancak ABD hükümeti bu makalelerin teröristler tarafından silah yapımında kullanılabileceği görüşündeydi.

Biyogüvenlik için ABD Ulusal Bilim Tavsiye Kurulu (NS ABB) ABD’de federal düzeyde çalışan ve hükümetin bu tarz halkı tehlikeye atabilecek “iki amaca yarayan” araştırmaların farkında olmasını sağlayan bir bilim insanı grubu.

Dergiler çalışmaları NS ABB’ye sundular, kurul da onlara ya detayları gizleyin ya da yayınlamayın yanıtını verdi.

Çalışmaların yayınlanmaması isteği sıra dışı bir şeydi. Sansür talebinin ise eşi benzeri görülmemişti. Hükümet, teröristlerin silah yapmada kullanmasını önlemek için riskli bilgilerin sır olarak tutulmasını istiyordu.

Bilim insanları ise herhangi bir risk anında karşılık vermek amacıyla ortak çalışma yapılabilmesi için, bu verilerin halkla paylaşılması görüşündeydi.

NS ABB kesinlikle orta noktayı bulabilmiş değil zira “her yapılanı bilmeliyiz” sisteminde uzlaşmaya varılamayınca makalelerin biriyle ilgili tutumunu 180 derece değiştirdi ve ikinci makalenin parçalarının yayınlanmasını teşvik ediyor.

Güvenlik ile özgür bilim arasındaki mücadele giderek kızışıyor. Kamu fonlarından yararlanan bilim adamları (ki bu, bilim adamlarının çoğunu kapsıyor) bulgularına çok gizli damgası vurulmasıyla giderek daha sık karşılaşıyorlar.

Eskiden araştırmalar bir tek ulusal güvenlikle bağlantılı bir ajans, örneğin her yıl bulaşıcı hastalık araştırmasına milyonlar döken Savunma Bakanlığı tarafından finanse ediliyorsa gizli kabul edilirdi.

Ancak şu anda 50 farklı gizlilik derecesi olduğundan, herhangi bir haberalma teşkilatı gelip araştırmacıların elini kolunu bağlayabiliyor. Bu sadece bilimi kısıtlamakla kalmıyor, güvenliği de tehlikeye atıyor.

Doğanın yaydığı virüsler, teröristlerin yaydığı virüslerden kat be kat daha büyük bir tehdit ve verilerin paylaşılması iki tür virüsle de savaşmak için çok önemli.

Bilginin paylaşımı viroloji alanını daha şimdiden değiştirmeye başladı bile. Bu alan, tek bir varsayımın test edildiği hipotez esaslı araştırmadan giderek uzaklaşıyor ve sistem esaslı araştırmaya, yani tüm mevcut veride özel yapılar arayan bir yapıya bürünüyor.

Hayvandan insana bulaşabilecek hastalıkları (HIV, SARS ve H5N1 gibi) hemen tanımak için uluslararası örnekler ve havuz veri tabanları gerekiyor.

San Fransisco’daki Kaliforniya Üniversitesi Viral Tanı ve Keşif Merkezi’nin yöneticisi olan Charles Chiu, H5N1 gibi felaket potansiyeli taşıyan virüslerin doğal olarak her 10 yılda bir boy gösterdiğini söylüyor: “Bu bir saatli bomba.”

Uluslararası işbirliği ve 100 milyon dolar yatırımla sistem, dünya üzerinde hayvandan insana geçme riski olan tüm hastalıkları saptayabilir. 100 milyar dolar harcanırsa bu enfeksiyonların yüzde 90’ının özellikleri belirlenebilir.

Tehlike ister doğal olsun, ister insan elinden çıkma. Chiu, “Yeteri kadar paranız ve araştırmacınız varsa tehlikelerin önünü alırsınız” diyor. 

Kaynak: Popular Science