Karantina Sohbetleri: Erdil Yaşaroğlu - “Mizahını nasıl yapacağını şaşırıyorsun”
Çizer ve heykeltıraş Erdil Yaşaroğlu bugünkü Karantina Sohbetleri’ne konuk oldu. Yaşaroğlu ile ürettiği maskeleri ve memleketin halini konuştuk.
Emrah KolukısaErdil Yaşaroğlu ile henüz birkaç ay önce bomontiada’da açtığı heykel sergisi vesilesiyle buluşmuştuk. Güzel günlerdi, bildiğimiz birçok sebepten dolayı… Onunla konuşmamızda heykellerini üretirken 3D yazıcılardan nasıl faydalandığını anlatmıştı. Şimdi aynı yazıcılarla sağlık çalışanları için koruyucu maskeler üretiyor Yaşaroğlu. Bize de ona bağlanıp hikâyesini dinlemek düşüyor elbette.
Selam Erdil, nasılsın, nasıl geçiyor karantina?
Evdeyim. 3 hafta falan oldu. Sadece çok acil bir şey oldu mu çıkıyorum. Zaten kendi kendine eğlenen biri olduğum için vakit geçiyor. Çocuklara virüsü anlatmak için Bani ve Virüsten Korunma Yolları diye bir çizgi film yaptım. Sağlık çalışanları için siperlik üretiyoruz evde Begüm'le. Karikatür çiziyorum, heykel yapıyorum, öğreniyorum sürekli falan. Ayrıca Begüm'de süper bir karantina arkadaşı. Bizde sorun yok. Taa ki internete, televizyona bakana kadar. Oralara bakınca içim sıkılıyor, yüreğim daralıyor, sanırım küçük küçük travmalar geçiriyorum. Kovid yüzünden değil. O zaten kendi halinde, doğası gereği ne yapması gerekiyorsa onu yapıyor. Ama biz... İşte orası fena. Neyse bu derin konu, kısacası süpürgemi tuttum, paspasımı yaptım, şimdi dizime bakıyorum :)) Ev işlerini de ihmal etmiyorum yani.
Şu yaptığınız maskeleri soracaktım ben de,, öncelikle elinize, aklınıza sağlık.. Bir maskenin üretimi ne kadar sürüyor ve bunları hangi kanallar aracılığıyla ulaştırıyorsunuz insanlara?
Fikir bizim değil, biz 3boyutludestek.org'a üye olduk ve binlerce başka yazıcı sahibiyle birlikte siperlikleri üretip onlara gönderiyoruz. Amaç fabrikasyon üretimler oluşana kadar hızlıca sağlık çalışanlarına destek verebilecek ürünler üretmek. Şimdilik siperlik basıyoruz, sonra ne ihtiyaç olursa. Biz yaptıklarımızı onlara gönderiyoruz, 3boyutludestek de kendisinden istekte bulunan sağlık çalışanlarına ücretsiz ulaştırıyor.
Bir de şu var tabii: sanatsal faaliyetler için aldığın bu 3D yazıcıyı böyle kullanacağın aklına gelir miydi hiç?
Bendeki yazıcıları heykel üretmek için almıştım evet. Arada kendim için kullanılabilir parçalar da yapıyordum. Kamera aksesuarları, bisiklet, motosiklet için parçalar vb. Ama bu şekilde virüsle savaşan sağlıkçılarımıza destek verebileceğim tabii ki aklıma gelmemişti. Açıkçası, bu seviyede virüsle savaşacağımız aklıma gelmemişti.
Bu arada dergi çalışmaları nasıl yürüyor? Uzaktan da olsa yapıyorsunuz tahmin ediyorum dergiyi, değil mi? Bu süreçte okuyucuyla online buluşmak da daha önemli bir ihtiyaç oldu sanırım.
Çocuklar için mizah dergisi Süper Penguen'i yapıyoruz. Bir de Dergilik'te yayımlanan dijital dergilerimiz var. Penguen Özel, Komikaze, Süper Penguen ve Bobo. Dijitallerde sorun yok yapıyoruz. Süper Penguen'i de yaptık ama dağıtımcımız bu ayı atlamamızı önerdi bize. Salgın dolayısıyla dağıtım ve satış kanallarında büyük aksamalar oldu, o yüzden. Önümüzdeki ay devam edeceğiz sanırım :) Online iletişimimizi de hiç kesmiyoruz zaten.
Her şey online oldu zaten... Konserler özellikle çok güzel gidiyor.. Senin dikkatini çeken etkinlikler oldu mu son zamanlarda?
Açıkçası ben bu ara Google'ın Arts And Culture app'ine sardım. Ordan online sergileri ve interaktif müzeleri geziyorum. Podcastler çiçek açtı karantina dolayısıyla, süper gidiyor. Onları dinliyorum.
Şu sıralar moralleri yüksek tutmak önemli.. Okurlarımıza kendilerine iyi gelecek birkaç komedi filmi önerebilir misin?
Film değil de dizi aklıma geldi. Mesela Amazon Prime'daki “The Marvelous Mrs. Maisel” harika. Yine aynı yerdeki “Fleabag” ve “Good Omens" da harika diziler. Bu aralar diziciyiz ya ondan bunları saydım :))
'GÜNDE ÜÇ KERE SEZON FİNALİ YAŞIYORUZ'
Son bir soru: Mizahçılar hayattaki tuhaflıkları, çarpıklıkları, saçmalıkları görüp göstermekte ustadırlar; sen şu son günlerde, özellikle haber izlerken, sosyal medyaya bakarken vb, en saçma bulduğun, en 'yok artık' dediğin şey ne oldu, söyleyebilir misin?
Günde 3 kere sezon finali yaşayan bir ülkede yaşıyoruz. Sabah virüs salgını, öğlen deprem, akşama darbe. O yüzden "yok artık"a karşı bir bağışıklığımız var hepimizin maalesef. Benim söylememe gerek yok, gir şimdi internete, dön gazetenin ilk sayfasına bir iki tane “yok artık” haberi görürsün. Artık o kadar saçma şeyler oluyor ki mantığı zorlayan, beyni sızlatan, mizahını nasıl yapacağını bile şaşırıyorsun.