Karantina Sineması: ABD’nin işkence raporu ‘The Report’

CIA’in işkence yöntemlerini açığa çıkaran bir raporun izini süren filmde Adam Driver ve Annette Bening başrollerde.

Emrah Kolukısa

Gerçeği saptırmak ne yazık ki  memleketimizde de öyle boyutlara geldi ki, ve her şey öyle aleni ve utanmazca yapılır oldu ki bundan birkaç ay önce izleyiciyle buluşan ve Amazon Prime’da hâlâ izlenebilen “The Report” adlı filmi gündeme getirmek gerekliği doğdu. Özellikle de gazetemize yapılan alçakça saldırıların fena halde arttığı günlerde izlemekte, üzerine düşünmekte yarar var sanki. Tabii gerçeğin er ya da geç ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu olduğunu unutmadan.


Daniel Jones adı birçokları için bir şey ifade etmeyebilir, ama yakın tarih söz konusu olduğunda Edward Snowden ya da Julian Assange gibi isimlerden çok da uzakta durmadığını söyleyebiliriz. Zaten filmin bir yerinde Snowden referansı özellikle yapılıyor ve bir başka yerinde de Jones’a “Birçokları için bir kahraman olacaksın ama bazıları da seni bir hain olarak yaftalayacak” deniyor, avukatı tarafından. Daniel Jones hiçbir zaman Snowden ya da Assange gibi yaparak devlet sırlarını basın ya da internet yoluyla ifşa etmedi ama devlet içinde öyle bir sarsıntı yarattı ki adını onlarla bir anmakta kimse bir sakınca görmedi, görmüyor; seveni de sevmeyeni de. Scott Z. Burns’ün yazıp yönettiği “The Report” (ki jeneriğin hemen başında “The Torture Report” yani İşkence raporu yazıyor ve ‘işkence’ kelimesinin üzeri kapatılarak filmin şimdiki adı ortaya çıkarılıyor; sadece “The Report”) onun yanında duran, onun yaptıklarını ve sonuçta ortaya koyduğu raporu olumlayan bir film. Ama bu yine de olan bitenin çirkinliğini ve “The Report”un (daha doğrusu tüm yaşananların) sık sık insanın sinirlerini zıplatan bir film olduğu gerçeğini değiştirmiyor. 

Filmde rol alan isimlerden biri de Annette Bening

11 EYLÜL SALDIRILARINA MİSİLLEME

Her şey 11 Eylül saldırılarıyla başlıyor. Binlerce insanın ölümüyle sonuçlanan ve tüm dünyanın canlı yayında izlediği saldırılar sonrası topun ağzına koyulan CIA’in paniğe kapılan ve zaten niyeti nicedir bozuk yöneticileri iki aklı evvel psikoloğun tavsiyesine uyarak Geliştirilmiş Sorgu Teknikleri denilen ama alenen işkence olan yöntemlere başvurmaya başlıyorlar ve bu yöntemlerin hiçbir işe yaramadığını anladıklarında da her şeyi ört bas etmek için var olan görüntü kayıtlarını yok ediyorlar. İşte tam bu sıralarda (2007) devreye Senatör Dianne Feinstein (Annette Bening) ve onun altında çalışan Daniel Jones (Adam Driver) giriyor ve kaybedilen bantların yazılı dökümleri üzerinden bir senato araştırması başlatılıyor. Daniel Jones’un yaklaşık 2 yıllık araştırması sonucu hazırladığı rapor işin daha derinlere gittiğini gösterince araştırma büyütülüyor ve Dan Jones bu kez CIA’e ait bir binada, sadece kendisinin ve ekibinin girebileceği bir odada işe koyuluyor. Yaklaşık 5 yıl süren araştırma sonucu ortaya 7000 sayfalık bir rapor koyuyor ve CIA’in tüm pisliklerini (en azından işkenceyle ilgili olanlarını) ortaya döküyor.

TARİHE GEÇMEK, AMA NASIL?

Daniel Jones ve avukatı arasında geçen diyaloglar arasında bir tanesi aslında Scott Z. Burns’ün senaryosunun temel direklerinden birini oluşturuyor. Avukatı “Churchill’in dediği gibi, tarih kazananlar tarafından yazılır” dediğinde Jones onu düzeltiyor: “Onu Churchill söylemedi aslında. Göring söyledi ve dediği tam olarak şuydu: Tarihe ya dünyanın en büyük devlet adamları olarak geçeceğiz ya da en kötü canileri olarak.” Tarihe kimin nasıl geçtiği malum, ama Göring de haklıydı ne yazık ki; yani eğer kazanmış olsalardı bambaşka gerçekleri yutturacaklardı insanlığa, en azından bir süreliğine. 

Türkiye'de vizyona girmeyen filmi Amazon Prime'de izleyebilirisiniz

“The Report”un ritmi, diyalogları, görüntüleri, dokusu hatta yer yer gerilimi çok iyi tutturulmuş. Otoparkta geçen gizli görüşmeler gibi klişeler bir yana (ki o klişeler bile güzel işliyor ve akla “All the President’s Men” gibi akraba sayılabilecek filmleri getiriyor) Adam Driver ve Annette Bening başta olmak üzere tüm oyuncu kadrosunun güçlü performansları ve son tahlilde sistemin kendini temize çekmesi gibi (ki o temize çekmek aslında boka bulanmanın da bir başka türü olarak çıkıyor burada karşımıza) ahlaki çıkmazlarıyla kolay kolay unutulmayacak bir filme dönüşüyor “The Report”. Senatör McCain’in filmin finalindeki etkileyici konuşması (ki burada gerçek görüntüler kullanılmış) bir nebze olsun izleyiciyi duygulandırıp içinde umut ışığının doğmasına yol açıyor belki ama hiç kimsenin ceza almadığı bir insanlık suçunun işlenmiş olduğu gerçeği yüzümüzde okkalı bir tokadın izini bıraktıktan sonra buna tav olur muyuz bilemiyorum doğrusu. 

FİLMİN  NOTU: 8/10