Karantina günlerinin gizli sorunu: Pornografi
Eğer, çocuğu ile pek yakın bağlar kurmayan; onun gönlüne ve beynine ulaşmaktan uzak bir ebeveyn iseniz çocuğunuz da dünyayı başka kaynaklardan öğrenmeye çalışacaktır. Peki, başka kaynaklar onun beynine ulaşıp, ne ekiyor? Çocuklarımız yaşam rehberi olarak kimi seçecek? İşte, her anne ve babanın yanıtını düşünmesi gereken bir soru.
cumhuriyet.com.trDurum tespitine özellikle şu soru ile başlamalıyız: Pornografi Neden Var? Bu aslında yanıtı çok basit, lakin bir o kadar da genetik ile ilişkili derin bir soru. Pornografi, insanlar izlemeyi tercih ettikleri için vardır. Eğer insanlar pornografik içerikli yayınları seyretmek istemeseler, kazanç getirmeyen bir sektör var olmaya devam edemezdi. Peki, insanlar neden başkalarının cinsel yaşamlarını seyretmek istiyorlar? Öyle ya, çok acıktığımızda, açlık duygumuzu tatmin etmek için başkalarının yemek yemelerini seyretmiyoruz! Demek ki, cevap daha derinlere, primat kökenlerimize kadar gidiyor.
ÇİFTLEŞME ARZUSU
Human Andrology dergisi 2015 yılında yayınlanan araştırma bulgusuna göre, cinsel birleşimde çıkartılan çiftleşme sesi fenomeni, özellikle pornografik içeriklerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Hem erkek hem kadın, ilk başta izleyenlere garip gelecek şekilde yüksek sesler çıkartarak cinsel birleşme yaşarlar. Cinsel birleşmede çıkartılan sesler, günümüzde herkesin kendi yatak odası kuralları ve apartman duvarları ses yalıtımı ile bağlantılıdır. Oysa on binlerce yıl önce, henüz mağara dönemindeki cinsel yaşamlarda ses düzeylerini kontrol etmelerine gerek yoktu. Bu nedenle çiftleşme sesi fenomeni, çok ilkel bir dürtüyü tetikliyor olabilir: çiftleşme arzusu!
Bugün çiftler birçok nedenle seks yapıyor. Üreme ve çoğalma güdüsü, bu nedenlerin belki de en sonuncusu olabilir. İnsanlar barışmak, birbirini yatıştırmak, sakinleşmek, karşılıklı bağlılığı pekiştirmek, sosyal gerilimi hafifletmek ve cinsel arzuların tatmini için seks yapıyorlar.
DNA KODLARIMIZ
Psychology Today yayınlanan meta analiz sonucu şunu göstermiştir: dişi çiftleşme vokalizasyonu, yüksek oranda rastgele çiftleşmeyle ilişkilendirilmektedir. Yani, tek eşli yaşayan canlıların cinsel birlikteliğinde, çiftleşme sesi fenomeni devrede değildir. Bu durumda, pornografik içerikli yayınlardaki seslenmeler gerçeği yansıtmamaktadır. Bir kandırılma durumu ile karşı karşıya olunduğunun bilimsel analizini şu kaynakta inceleyebilirsiniz.
İnsan, monogam bir canlı olmasa da sadece tek eşli cinsel paylaşıma bizleri motive eden güçlü içgüdüye sahibiz. Özellikle 10.000 yıl önceki tarım devrimi ile mülkiyet fikri yaşama eklendi. Yazılı kanunlar ile tek eşlilik, daha sağlam şekilde cinsel yaşamdaki meşru tercih olarak yerleşti. Ancak Dr. Bora Küçükyazıcı'ya göre, bahsi geçen süre, yani 10.000 yıl, genetik kodlarda yer alan çok eşliliği ilkel beyin bölgesinden söküp atmak için yeterli bir süre değil. Nöronlardaki DNA kodlarımız, rastgele seçimleri ve tercihleri halen barındırıyor. Bu nedenle, çiftleşme sesi fenomeni insanları halen cinsel olarak tetiklemekte, zira DNA kodumuz 200.000 bin yıl öncesine dayanıyor.
AYLIK 3 TRİLYON ZİYARETÇİ
Evlerde geçirilen koronavirüs pandemisi günlerinde, dünyada izlenen pornografik içerik sayısında ciddi artış yaşandı. Dünyanın en çok ziyaret edilen ilk 2 pornografik içerik sunan web sitelerinin 2020 yılı ortalama ziyaretçi sayıları aylık 3 trilyon ziyaretçi olarak açıklandı. Bu aylık ziyaretçi sayısı, yıllık 36 trilyon ziyaretçiye denk gelmektedir: sadece 2 web sitesinin ziyaret rakamları! Bir önceki pandemisiz ve karantina olmadan önceki döneme göre, ziyaretçi sayısında % 23 oranında artış olduğu bildirilmektedir.
Bu konuda görüşlerini aldığımız ilişki terapisti ve aile danışmanı Dr. Bora Küçükyazıcı, günümüzde başka insanların cinsel birleşmesini izlemek, çiftin cinsel uyum ve merak duygusu ile bağlantılı olabileceğini belirtti. Başkalarının seks yapmasını izlemekten hoşlanmamız evrimsel bir mirastır. Lakin, ekranda başkalarının yaşadıkları üzerinden cinsel tatmin kuran bireyler, kendi partnerlerinden adım adım uzaklaşırlar. Eğer, bu durum doğru yönetilmez ise, partnerler arasında erotik çekim bağı bozulur. Üstelik pornografi toksik erkekliği ve toksik kadınlığı pekiştirmektedir. İnsanların cinsel iştah ve beklentileri bozulmaktadır ve özellikle gençlerin psiko-seksüel gelişimlerini olumsuz etkilenmektedir.
PORNOGRAFİ BAĞIMLILIĞI
Dr. Bora Küçükyazıcı, pornografi bağımlılığın gençler üzerindeki olumsuz etkisini hatırlatmak için geçmiş yıllara dair şunları paylaştı: 80’ler kuşağında, mahallemizde abilerimiz, ablalarımız olurdu. Onlar, birlikte oynadığımız, kazanmayı ve kaybetmeyi bize öğreten yaşam rehberlerimizdi. Anne ve babalarımız çok çalışıp, yanımızda olamasalar bile, abi ve ablalarımız bizi yaşama hazırlıyorlardı. Nasıl kavga edilir, ilk yumruk nasıl atılır, hoşlandığın sınıf arkadaşına nasıl duygularını açacaksın? Ergenlerin içinde bulundukları her çözümsüz durumlar için mahalledeki kendilerinden 2-3 yaş büyükleri yardıma yetişirdi. Hoşlandığın kişiyle buluştuğunda onu ilk nereye davet edeceksin ve elini tutmak için nasıl sözler söylenir? Tüm bu süreçler sırasında onlar bizim rehberimizdi.
Oysa bugün, günümüz ergenleri “gelişen” teknoloji ile yaşamda yapayalnız durumdalar. Hele pandemi süresinde okula gidemediler, akranları ile buluşamadılar ve en önemlisi kendilerini ifade edebilecekleri uğraşlardan uzak kaldılar. Bir ergen için olabilecek en berbat dönemi yaşıyorlar 18 aydır! 18 aydır okula gitmeden, arkadaşlarıyla birebir gezip tozmadan, spor kursu ya da hobi etkinliğine gitmeden, evde 4 duvar içinde yaşıyorlar. Ve biz ebeveynler olarak, onlardan her gün düzenli olarak online derslerine girip, ödevlerini yapmalarını bekliyoruz. Tamam, peki sonra? Diğer kalan zamanlarında ne yapsın ergen çocuğunuz? Zaten adı üstünde ergen, kanı kaynıyor, hormonları tepe noktaya zıplamış durumda! Odasına geçip, sakince bir kitap açıp okumasını bekliyorsanız, durum değerlendirmesini gözden geçirmek fayda sağlar.
ÇOCUK EĞİTİMİ
Uygunsuz içerikler konusunda birçok mahkeme kararı ile web sayfalarına erişim istediği kadar yasaklansın. Bir ergen, akıllı telefonuna bir VPN programı kurduğunda, her türlü erişime sınırsızca ulaşıyor. Üstelik, anne babası onu odasında “kendi halinde takıldığını” zannediyor.
Değerli anne ve babalar, ergen çocuğunuz odasında kendi halinde takılmıyor, haberiniz olsun! Ona siz anne ve babası olarak ne öğretip kodladı iseniz, o şekilde davranıyor. Eğer, çocuğu ile pek yakın bağlar kurmayan; onun gönlüne ve beynine ulaşmaktan uzak bir ebeveyn iseniz çocuğunuz da dünyayı başka kaynaklardan öğrenmeye çalışacaktır. Peki, başka kaynaklar onun beynine ulaşıp, ne ekiyor? Çocuklarımız yaşam rehberi olarak kimi seçecek? İşte, her anne ve babanın yanıtını düşünmesi gereken bir soru.
Dr. Küçükyazıcı, her anne babanın aşağıdaki soruların yanıtları üzerine düşünmeleri gerektiğini belirtiyor:
1. Ergen çocuk karşı cinsle nasıl yakınlaşılır?
2. Cinsel tatmin nedir? Nasıl Yapılır? Ne sıklıkta yapılması uygundur?
3. Cinsel bölge tüyleri nasıl düzenlenir? Bu konuda ne yapılmalıdır?
4. Menstürasyon periyodu nedir? Neden her ay adet görülür?
5. Cinsel tercih nasıl belirlenir? Doğru olan nedir?
Çocuğunuz bu soruların cevaplarını eğer sizden öğrenmedi ise, kimden öğrenecek? Aşağıdaki soruları çocuğunuzun düşünmediğini mi sanıyorsunuz? Başkasından öğrendikleri ne kadar doğru olacak?
Bu ve benzeri yüzlerce soruyu ergenlik çağındaki çocuklar her gün soruyorlar. Kız ergenler ile anneleri yakınlaşıp, soruları cevaplaması uygundur. Aynı şekilde erkek ergenlerin de babaları devreye girmelidir. Bu soruların yanıtları için anne babası ile yakın olmayan ergen, soruların yanıtlarını sizce nerede arıyor? Meydan Lauresse ansiklopedileri yerine, çok daha derin bir kaynak olan akıllı telefonu ve bilgisayarında buluyor cevapları. Peki, bulduğu cevaplar ne kadar doğru ve sizin meşrebinize uygun?
Odasında vakit geçirirken telefon ya da bilgisayarında “birisiyle öpüşmek”, yazan ergenin karşısına hangi seçeneklerin çıkacağını biliyor musunuz? “Erkek erkeğe / kız kıza” öpüşmek ile ilgili videoların çıkmayacağını nereden biliyorsunuz? Nasıl emin olabilirsiniz?
"ÇOCUĞUNUZUN YAŞAM REHBERİSİNİZ"
Dijital teknoloji, bir anlık boşta kalmaya dayanamayan ergenler için sonsuz miktarda eğlence ve dikkat dağıtıcı şeyler sağlıyor. Tabii ki, pornografik içerikler bu pakette yer alıyor. Ergenler pornografiyi cinselliği öğrenmenin bir yolu olarak tanımlıyor. Çocuklarımızın beyni açık kod yazılımı gibidir. Eğer, ergenin beynini seçtiğimiz yazılım programları ile biz doldurmaz isek, emin olun başka kaynaklar memnuniyetle neler neler ekmemek için hazır bekliyorlar! Bizim gençlik yıllarımızda ergenlerin açık kaynak kod yazılımlı beynine mahalledeki abiler, ablalar ve biraz da ebeveyn bilgi ekliyordu. Peki bugün?
Ergen çocuklarımızın kendi duygu ve düşüncelerini ifade ederek, duygusal tatmin yaşamalarını engelleyen bir dönemdeyiz. Arkadaşlarıyla basket oynamayan, bisiklete binmeyen, birlikte kafelerde oturup sohbet etmeyen ergenleri dünyaya bağlayan tek kaynak akıllı telefon ve bilgisayarları. İşte o kaynağı nasıl kullandıkları ise anne ve babalara bağlıdır.
Şu sorunun yanıtına odaklanmalıyız: Odasında 1 saatten beri sessizce “takılan” çocuğunuz, sizce gerçekten ne yapıyor? Bu soru üzerinde düşünülmesi gerektiğini fark ettiyseniz, çocuğunuzun yaşam rehberinin şu süreçte sadece siz olduğunu anlayacaksınız.
Anne ve babasıyla zaman geçirmekten keyif alan ergen, onlarla yakınlaşır. Ancak o zaman, anne ve babalarının kendilerine aktaracakları yaşam deneyimlerine açık olacaklardır. Bu devirde ergen olmak zordur, daha zoru ergen anne ve babası olmaktır.