Karamollaoğlu asgari ücret vaadini açıkladı: Yoksulluk sınırına göre düzenlenecek

Seçim beyannamesini açıklayan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu asgari ücretle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Asgari ücretin açlık sınırına göre değil, yoksulluk sınırına göre düzenleneceğini söyledi.

cumhuriyet.com.tr

İşte Karamollaoğlu'nun açıklamaları:


Türkiye vizyonumuz 

Bugün adaylarımızla birlikte seçim beyannamemizi, Türkiye vizyonumuzu da aziz milletimize arz ediyoruz. Biz inanıyoruz ki bu beyanname, bu program, Türkiye’nin pusulasıdır. Türkiye’yi geleceğe taşıyacak inancın, kararlılığın, plan ve projelerin yol haritasıdır.

Kardeşçe Yaşanılan Bir Türkiye Kuracağız
Saadet iktidarında kimsenin kimseye tahakküm kurmadığı, insanlarımızın kendi inanç ve düşünceleri ile özgürce ve kardeşçe yaşayacağı bir Türkiye inşa etmekte kararlıyız.
Kaynakları Gösterişe Değil, Üretime Ayıracağız
Saadet iktidarında büyük bir ihtimamla kaynakları kendi şahsi çıkarlarımız ve itibarımız için değil, milletimizin ihtiyaçları için kullanacağız .
Tüketime ve gösterişe ayrılan kamu kaynaklarını üretime ve istihdama tahsis ederek hızlı ve yaygın bir kalkınma hamlesi başlatacağız.

Torpil Kaldırılacak, Liyakat Esas Alınacak
Saadet iktidarında eğitimden istihdama, kamu ihalelerinden atamalara kadar her alanda adam kayırma, torpil ve iltimas ortadan kaldırılacak. Liyakati esas alan adil bir sistem kuracağız. İster bizden olsun ister olmasın, işi ehline vereceğiz. Parti devletini ortadan kaldıracak, milletin partisi konumunda 80 milyona hizmet edeceğiz.

Emanete İhanet Etmeyeceğiz
Saadet iktidarında bize emanet edilen kamu mallarına ve imkânlarına, yetim malına sahip çıkar gibi sahip çıkacağız. Bunları ne yiyeceğiz ne de yedireceğiz. Milletimizin kutsal emanetlerine ihanet etmeyeceğiz.Tüm vatandaşlarımıza eşit mesafede duracağız. Mahallelere, belediyelere, üniversitelere, bölgelere hizmet götürürken ayrımcılık yapmayacağız. Hiç kimseyi siyasi görüşünden dolayı hizmetten mahrum bırakmayacak ve hiç kimseye ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapmayacağız. Eşimize, dostumuza kamu ihalelerini dağıtmayacak, ulufe verir gibi devletten makam ve mevki tahsis etmeyeceğiz!

Denetim Raporlarını Milletten Kaçırmayacağız
Saadet iktidarında şeffaflığı ve hesap verilebilirliği kamu yönetiminin vazgeçilmezi haline getireceğiz. Hiçbir işimizi kapalı kapılar ardında kamuoyundan gizli yapmayacağız. Vatandaşın bilgisine ulaşamadığı hiçbir ihale, sözleşme ve benzeri işlem bırakmayacağız.
Güçlü iç ve dış denetim mekanizmaları kuracağız. Denetim raporlarını milletin ve meclisin bilgisinden kaçırmayacağız. Milletin emanetine ihanet edenleri ‘bizden’ ‘bizden olmayan’ şeklinde ayırmayacağız.

Kutuplaşmaya Fırsat Vermeyeceğiz
Bugün en önemli problemimiz kutuplaşmadır. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki farklı düşüncedeki insanlar çocuklarının birbiriyle oyun oynamasını dahi istemiyor. Biz bunu ortadan kaldıracağız.
Saadet iktidarında her türlü kutuplaşmayı ortadan kaldırmayı ve tüm vatandaşlarımızla kucaklaşmayı en önemli görevlerimizden birisi olarak görüyoruz.

Mutlaka Adaleti Tesis Edeceğiz
Herkes bilmeli ki “Devlet küfürle ayakta durur ama zulümle ayakta durmaz.” Devletin bekası da milletin refahı da ancak adalet ile mümkündür. İdare ve iradede temel ölçütümüz hukukun üstünlüğü olacaktır. Tüm iş ve icraatlarımız hukuki norm ve ilkeler çerçevesinde gerçekleştirilecektir. Hukuk, istisna gözetilmeksizin devletin bütün organları üzerinde egemen kılınacaktır.
Saadet iktidarında hiçbir şart ve konjonktür adaletin ve evrensel hukuk ilkelerinin çiğnenmesini meşrulaştırmayacaktır.


Adalet Kurumları Mağduriyetlerin Merkezi Olmuştur

Ülkemizde ne yazık ki adalet dağıtması gereken kurumlar mağduriyetlerin merkezi konumuna getirilmiştir. Talimatla harekete geçen ve karar veren bir yargı mekanizması ülkeyi felakete götüren yanlışların en büyüğüdür. Tarafsızlığı noktasında yeterli olmayan HSK, 16 Nisan Referandumu ile birlikte tarafsızlığını ve bağımsızlığını bütünüyle yitirmiştir. Yargının siyasallaşmasıyla birlikte, hâkim ve savcıların kararlarında tarafsızlıktan ve bağımsızlıktan uzaklaşması kamu vicdanını yaralamakta, devletle milleti karşı karşıya getirmektedir. Saadet iktidarında herkes “Ankara’da hâkimler var” diyebilecektir! Siyasetten talimat bekleyen hâkimler dönemi son bulacaktır.

Adalet mekanizmasında yapacaklarımızın bir kısmı şunlardır:
İddia ve savunma işlevini yerine getiren savcılar ile avukatların konumları denk hale getirilecektir. Böylece savunma hakkı güçlendirilecek ve adalet mekanizmasına daha fazla işlerlik kazandırılacaktır.
Avukatların delillere ulaşmasının ve delil toplamasının önündeki engeller tümüyle kaldırılacaktır.
Yargıya ayrılan bütçe payı artırılıp kadro sorunları çözülecektir.
Hâkim ve savcıların meslek içi eğitimlerine önem verilecek ve mesleklerindeki ihtisaslaşmaları teşvik edilecektir.
İstinaf mahkemelerinin etkili bir şekilde çalışması sağlanacaktır.
İnsan hakları ihlallerini ele alan İnsan Hakları İhtisas Mahkemeleri kurulacaktır.


Kuvvetler Ayrılığı İlkesini Uygulayacağız
Yeni Cumhurbaşkanlığı Sistemi’yle birlikte meclisin, yürütme üzerindeki denetim gücü elinden alınmış, yürütmeyi denetlemesi gereken yargı da yürütmenin etkisine girmiştir. Kuvvetler ayrılığı Saadet Partimizin vazgeçilmez prensiplerden biridir.
Saadet iktidarında kamu yararını, halkın menfaatini, insanların temel hak ve hürriyetlerini güvence altına almak amacıyla birbirinden ayrı fakat birbirini denetleyen ve dengeleyen kuvvetler ayrımı sistemini tesis edeceğiz. Sultanlarda dahi olmayan bir yetki ile bu ülkenin yönetilmesine müsaade etmeyeceğiz. Haksızlık yapan cumhurbaşkanı da olsa, karşısında hakkın söylenebileceği bir düzen inşa edeceğiz.


Kürt Meselesi’ni Hak ve Adalet Ekseninde Çözeceğiz

Biz inanıyor ve savunuyoruz ki bütün insanlar haysiyet ve haklar bakımından hür ve eşit doğarlar.
Yine biz inanıyor ve savunuyoruz ki bütün insanlar akıl ve vicdan sahibidirler. İşte insanı insan kılan bu özelliklerinden ötürü birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
Bu topraklar farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, aynı çatı altında farklı inanışların, etnik ve mezhepsel yapıların bir arada yaşama erdemini insanlarına kazandırmıştır.
Hem inanç hem de kültür itibariyle ülkemizde etnik gruplar arasında yüksek bir uyum ve güçlü bir birliktelik vardır. Kürtler ve Türkler aynı dinin mensubu, ortak bir tarihin çocukları, aynı kültürün renkleri ve aynı vatanın evlatlarıdır.


Türkler ve Kürtler bir vücudun azaları gibidir. Aslına bakılırsa Türk’ün Kürt diye, Kürt’ün Türk diye bir meselesi yoktur. Mesele milletimizde değildir. Mesele bu milleti bölmeye, ayrıştırmaya çalışan yaklaşım ve politikalardadır.
Kürt Meselesi’nin çözülememiş olması hak, adalet, ahlak, ekonomi, eğitim, güvenlik gibi birçok alanda ortaya konan yanlış anlayış ve yapılan ihmallerin ortak sonucudur. Dolayısıyla yaşanan eksiklikleri bir bütün halinde ele almadan Kürt Meselesi’nde çözüme ulaşmak mümkün olmayacaktır.
Saadet iktidarında bu meseleyi sadece güvenlik eksenli mücadeleden ziyade sosyal, kültürel, siyasi, psikolojik, ekonomik alanlarda topyekûn yapacağımız reformlarla çözeceğiz.

Bir Ekonomik Sistem Kuracağız

Mevcut ekonominin adı rant ekonomisidir. Vergi, zam, faiz, düşük ücret ve düşük taban fiyatları vasıtasıyla halkın sahip olduğu bütün imkânlar elinden alınmaktadır. Özelleştirme adı altında, milletin tasarrufları ile oluşturulmuş milli kuruluşlar bir şekilde yabancı ve yerli tekellere haraç mezat satılmış ve hâlâ satılmaktadır. Bunun neticesinde ülke ekonomisinin bel kemiği durumundaki tesisler, güvenlik ve savunmamızla ilgili sektörler dâhil tüm birikimlerimiz milletimizin elinden çıkarılmış durumdadır.
Saadet iktidarında üreten ve hakça bölüşen adil bir ekonomik sistemi el birliği ile inşa edeceğiz.


Vergide Adaleti Sağlayacağız

İktidarın yaptığı sorumsuz harcamalar ve akılsız yatırımlar neticesinde devletin gelirleri giderlerini karşılayamamaktadır. Bunun sonucunda da fatura vatandaşa kesilmektedir. Büyük çoğunluğu dar gelirli vatandaş ve çalışan kesimden alınan vergilerin çeşidi 50’yi bulmuş, oranları %160’a kadar çıkmıştır. Bu vergiler yüzünden zengin ile fakir arasındaki adaletsizlik daha da derinleşmiştir. Nihayetinde vergiler vatandaş için bir ödev olmaktan çıkmış adeta zulüm haline gelmiştir.

2018 yılında aylık 2.700 lira maaş alan en düşük kamu çalışanı ortalama %20 oranında vergi öderken Süper Lig’de yıllık 24 Milyon lira ücret alan bir futbolcu sabit %15 oranında vergi ödeyecektir. Bu oran İngiltere’de %45, Fransa’da %50, İspanya’da %52’dir. Çiftçimiz traktörüne alacağı mazota litre başına 1 lira 80 kuruş ÖTV ödemesi gerekirken yat sahibi ÖTV ödemeden mazot alabilmektedir.
Geldiğimiz noktada parayı Lidyalılar, vergiyi Sümerler, verginin vergisini ise ülke olarak biz bulmuş durumdayız.
Artık neredeyse soluduğumuz havadan dahi vergi alınacaktır. Saadet iktidarında ilk işimiz vergi yükünü hafifletmek ve vergide adaleti sağlamak olacaktır.


Asgari Ücretliden Vergi Alınmayacak

Saadet iktidarında çarpık ve adil olmayan vergi sisteminde köklü reformlar gerçekleştirilecektir.
Asgari ücret yoksulluk sınırının üzerinde olacak ve asgari ücret vergiden muaf tutulacaktır. Asgari ücret her yıl reel olarak %7-10 civarında artırılacaktır. Hedef yoksulluk sınırını yakalamak olacaktır.
Akaryakıttan alınan yüksek vergi oranları azaltılacaktır.
Ülkemizin En Büyük Gücü Gençliğidir
Genç, bir ülkenin hem bugünü hem de yarınıdır. Gençliği hesaba katmayan ya da gençliğe müşteri gözüyle bakan her adım ülkemizi geriye götürecektir.
Üretimin en önemli öznesi ve gücü gençlerimizdir. Ülkemizde toplam işsiz sayısı 3,5 milyon civarında olup 15-24 yaş arası genç işsiz oranı toplam işsizlik oranının yaklaşık %21’idir. Yani bugün 718 bin gencimiz işsizdir ve bu rakam her geçen gün artmaktadır.
Saadet iktidarı gençlerimizin sorunlarına ciddiyetle eğilecek; gençlerimiz için yatırım, istihdam ve üretim hamleleri gerçekleştirecektir.

Eğitim Sistemi Koşu Parkuruna Dönüştü
Eğitim sistemi bir yarış atı maratonu mantığıyla çocuklarımızı ve gençlerimizi LGS, YKS, KPSS, ALES, YDS parkurlarında nefes almaksızın koşturmaktadır.
Saadet iktidarında bu sistem değiştirilecek, gençlerimizin yetenek, karakter ve eğilimlerine göre yönelebilecekleri meslek seçimine ve değerler eğitimine dayalı bir eğitim sistemi kurulacaktır.
Gençlerimizin hayata ve üretime katılma süreci eğitim süresi ile ötelenerek toplum yalnızlaşan ve tüketen bireylerden oluşmuş kalabalıklara dönüştürülmektedir.
Eğitimin niteliği artırılarak, süresi kısaltılacak böylece gençlerin hayata geç kalmadan beceri ve niteliklerini üretime aktarmaları sağlanacaktır.


Eğitimde değerler öne çıkarılacak, bunun için müfredata ve öğretmen kalitesine önem verilecektir.
Ehliyeti dikkate almayarak ve partizanlığı ölçü olarak benimseyen, partiye üye kaydeder gibi yapılan öğrenci ve memur alımlarıyla gençlerin 20-25 yıllık emeği hiçe sayılmaktadır.
Lisansüstü öğrenim ve kurum mülakatlarında temel prensibimiz dünya görüşü, yaşam tarzı, inancı, partisi ne olursa olsun işi en iyi yapabilene teslim etmektir.
Saadet iktidarında siyasi tutumundan dolayı kimse işinden, kariyerinden mahrum bırakılmayacaktır.


Üniversitelerimizi Asıl Amaçlarına Kavuşturacağız
Saadet iktidarında asıl amacı bilim ve bilgi üretmek olan ancak siyasi çekişmelerin nesnesi haline getirilen üniversitelerimizi işsizler ordusu yetiştirmekten kurtaracağız.
Üniversitelerin asli görevi olan eğitim, araştırma, uygulama, bilgi üretme ve yayma işini sağlıklı şekilde yapabilmeleri için özgür bir ortam sağlayacağız.
Üniversitelerde siyasi baskı ve vesayetten uzak bir idari yapı oluşturacağız.
YÖK'ü kaldıracak, Üniversitelerarası Kurulun yapısını yeniden düzenleyeceğiz.
Rektör seçimlerini yeniden belirleyeceğiz.
Öğrencilerin barınma, kredi ve burs imkânlarını genişleteceğiz.
Üniversitelerin arazi ve makam rantına kurban edilerek bölünmesine ve şehir dışına itilmesine asla müsaade etmeyeceğiz.


Kadına Değer, Türkiye’ye Huzur
Günümüzde en temel sorunlardan biri kadının toplumsal konumu ve haklarıdır. Bir yerde cinsiyet ayrımından dolayı bir ayrıştırma, aşağılama veya şiddet varsa orada insanlık sorunu var demektir.
Kadına yönelik fiziksel, psikolojik, ekonomik, cinsel şiddetin ve ayrımcılığın karşısında duracak, bu konuda asla taviz vermeyeceğiz.
Şiddet mağdurlarının mağduriyetlerini gidermek adına uygulamada mevcut olan her türlü gerekli düzenlemeleri, kadınların katılımı ile ve ivedilikle yapacağız.
Çalışma hayatında kadınlarımızın yaşadığı sözel, fiziksel ve psikolojik taciz ve “mobbing” gibi kadının maruz kaldığı uygulamalarla etkin şekilde mücadele edeceğiz.
Çalışan kadınların çocuğunu yetiştirme konusunda kendilerine her türlü destek sağlanacaktır.
Doğum yapan çalışan annelere, istemeleri halinde doğum izni verilecektir.
Ailenin korunması, neslin korunmasıdır. Aile içi ihtilafların giderilmesi makul bir düzene oturtulacaktır.

Emeğiyle Emeklilerimiz
Ülkemizde 12 milyon emekli bulunmaktadır. Uzun yıllar emek vermiş ve prim ödemiş olmalarına rağmen emeklilerimizin aldığı aylıklar bazı durumlarda çok düşüktür
Saadet iktidarında yoksulluk sınırı altında aylık alan emeklimiz kalmayacaktır. Emeklilerimizin maaşlarına her yıl “Refah Payı” adı altında o yılın büyüme oranı kadar ilave zam yapılarak ekonomik büyümeden pay almaları sağlanacaktır.
Aynı gün ve aynı kazanca sahip emeklilere ödenen farklı emekli aylıkları arasındaki eşitsizlik giderilecektir.
Emeklilerimiz tedavi, tıbbi cihaz ve ilaçtan alınan katılım payından muaf tutulacaktır.


Engellilerin Önündeki Engelleri Kaldıracağız
Saadet iktidarında engelliler için engelsiz bir Türkiye gerçekleştirilecektir. Engelli vatandaşlarımızın kamuda yönetici olmalarının önündeki kanunî engelleri kaldıracağız.
Engelli vatandaşlarımıza yaptığımız hiçbir hizmeti bir lütuf olarak görmeyeceğiz. Bizim temel bir vazifemiz olduğu bilinci ile çalışacağız.

Erdemli Toplum, Güçlü Aile
Tüm toplumlarda geçmişle gelecek arasında köprü olan aile, bireylerin kişiliğinin oluşmasında, toplumsallaşmada, kültürün aktarılmasında en temel ve etkili kurumdur.
İçinde yaşadığımız zaman diliminde aile mefhumu en badireli dönemlerinden birini yaşamaktadır. Küresel ölçekteki değişiklikler, gayri insani üretim ve tüketim ilişkileri, savaşlar, göç, çarpık kentleşme gibi baskın unsurlar, aile üzerinde önemli çözülmelere ve yıkımlara sebep olmaktadır. Ekonomik ve sosyal sorunların yetersizlik ve çelişkilerle besleyip büyüttüğü aile huzursuzlukları, yalnız kalan yaşlılar ve çocuklar, aile bölünmeleri, toplumsal çözülmelerin açık tezahürleridir.

Sağlıklı aile yapısını etkileyen en temel problemlerden biri işsizliktir. İşsizlik oranının yüksek olduğu ülkemizde bu sebepten dolayı aile içi şiddet, boşanmalar, psikolojik bunalımlar sıklıkla görülmeye başlanmıştır. İşsizlik ailede ciddi çatışmaları beraberinde getirmektedir. Eve ekmek götüremeyen baba rolü, açlığa ve sefalete tahammülü kalmamış anne modeli, bu durumun sonuna kadar etkisinde kalan çocuklar, milletimizin bir gerçeği haline gelmiştir.
Saadet iktidarında aile ve evlilik kurumu güçlendirilecek ve sorunlar sistemli bir şekilde ele alınacaktır.
Dar gelirli aile fertlerinin eğitimi desteklenecek ve eğitim gören çocuklara burs verilecektir.
Ekonomik gerekçelerden dolayı evlenemeyen gençlerimize faizsiz kredi imkânları verilecektir.

Çalışma Hayatı: Vatandaşın geleceği günübirlik ranta kurban edilmeyecek

Türkiye’de her 100 işçiden biri iş kazası sonucu yaşamını yitirmektedir. 2003-2016 yılları arasında 16.925 işçimiz iş kazalarında hayatını kaybetmiştir. Hiçbir kâr, işçinin canından daha kıymetli olamaz.
Saadet iktidarında ciddiyet ve kararlılıkla bu alanda denetimler artırılacaktır. İşyeri çalışma koşulları ve ücretler uluslararası normlara uygun hale getirilecektir. Herkese eşit çalışma karşılığında eşit ücret verilecektir. Çalışanın hakkı alnının teri kurumadan verilecektir. Asgari ücreti, açlık sınırı altından kurtararak milli gelirden adil pay alan “İnsanca Yaşam Ücreti”ne dönüştürülecektir.

Memur, işçi tüm çalışanlarımıza Ramazan ve Kurban bayramlarında “Bayram İkramiyesi” ödenecektir.
Sosyal güvenlik sisteminde orta ve uzun vadeli projeksiyonlar Türkiye’nin gerçeklikleri ile uyumlu şekilde yenilenecek, uygulamada disiplin esas alınacaktır.Vatandaşın geleceği günübirlik siyasi ranta kurban edilmeyecektir.Emeklilik için prim ve yaş çelişkisi giderilecektir. Emeklilik yaşla değil, hizmet yılı ile olacaktır. Kadınlar 25, erkekler 30 yıl çalıştıklarında isterlerse emekli olabileceklerdir.
Emeklilikte yaşa takılanların sorunları çözülecektir.

Ülkemizde ve Bölgemizde Barış ve Sükûneti Sağlayacağız

Saadet iktidarında komşularımızla ilişkilerimizde barış esas olacaktır. Şahsiyetli bir dış politika takip edilecektir. AB ile masaya oturulup ilişkilerimiz yeniden ele alınacaktır.

D-8 etkin hale getirilecektir.
Ülkemiz “Büyük Ortadoğu Projesi”nin bir parçası olmaktan kurtarılacaktır.
Karadeniz havzasındaki ülkelerin ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi ve teşkilat (KEİB) içinde Türkiye’nin etkinliği arttırılacaktır.
Karadeniz, Akdeniz ve Ege Denizi kıyılarımızda ve havzasında yabancı ülkelerin savaş gemileri bulundurması engellenecektir. Sözü uzatmaya gerek yok. Bu arkadaşlar yoruldu. Bunu kendileri de “Biz metal yorgunuyuz” diye söylüyorlar. O halde değişime ve değiştirmeye hazır mısınız?

 24 Haziran değişim için bir fırsattır. O zaman işte fırsat. Seçimlere bir aydan az kaldı. Yılmak yok, bıkmak yok, yorulmak yok. İnşallah, 25 Haziran sabahı yeni bir güne, yeni bir döneme, yeni bir Türkiye’ye uyanacağız.