‘Karakol’da vukuat var

Cibali Karakolu’na sansür tartışmasında Erhan Yazıcıoğlu, “Baskı ve sansür yok. Bu bir yıpratma politikası” derken, Zihni Göktay da “Baskı yok. Kıskanıyorlar” dedi. Nedim Saban ise sansüre karşı durduğunu, gerekirse Zihni Göktay’ın baskıyı dile getirdiği oyun sonrası konuşmasının videosunu yayımlayacağını söyledi.

Zuhal Aytolun/Cumhuriyet

İstanbul Şehir Tiyatroları’nda (İBBŞT), “Cibali Karakolu” tartışması sürüyor.

Nedim Saban’ın İBBŞT’de oynanan “Cibali Karakolu”ndan fahişe rolünün ve oyuncusu Betül Kızılok Bavli’nin çıkarıldığını duyurmasıyla birlikte başlayan sürecin ardından, oyunda yer alan “Hep hükümet mi soyacak?” cümlesine de sansür geldiği ortaya çıkmıştı.

Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliği’nden yapılan açıklamada, “Son günlerde sosyal medya ve bazı basın kuruluşlarında yer alan ‘orospu rolünün sansürlenmesi’ içerikli haberler, kurumumuzu yıpratma adına maksatlı girişilen kimi algı operasyonlarının çirkin neticesini göstermektedir” denildi. İBBŞT Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu ise “Cibali Karakolu”nun çok uzun olduğunu ve seyirciden gelen tepki üzerine oyunun kısaltıldığını, sansürün olmadığını söyledi.

Oyunun başrol oyuncusu Zihni Göktay da verdiği bir söyleşide eleştirilerin alameti farikasının “kıskançlık” olduğunu dile getirdi. Göktay, söyleşide “O sahne kalkınca da ağızlara sakız oldu tabii. Kendi oyunları 4-5 sıra doluyor diye kıskançlıktan geberiyor millet. Dışarıdan tiyatroyu yıpratmak için yapıyorlar bunu. Erhan’ı da kıskanıyorlar” dedi.

Sansüre karşı duruyorum

Nedim Saban ise bu süreçte yaşananlarla ilgili 19 Aralık gecesi Kâğıthane Sahnesi’ndeki oyunun ardından Zihni Göktay’ın yaptığı konuşmada, İBBŞT’nin son 10 yılının en kötü zamanları olduğunu, baskı yapıldığını ve laflarının oyundan çıkarıldığını söylediğini iddia etti.

Saban, “Bu konuşmada Göktay, sansür ve baskı konusunda mı seyirciye dert yandı yoksa kıskançlık konusunda mı?” dedi ve ekledi: “Benim Ahmet’le Mehmet’le ya da Erhan Yazıcıoğlu’yla bir sorunum yok. Benim sorunum sansürle. Sansüre karşı duruyorum. Bu konuşmaların ardından artık bana kalan, o gecenin videosunu bulup yayımlamak.”

Hiçbir çıkarının olmadığını ve buna karşılık sansüre karşı duran bir meslektaş olarak neden kendisinin hedef alındığını da soran Saban, “Duayen bir oyuncunun bu videosunu yayımlatmasınlar bana. Bir özür bekliyoruz. ‘Seyirciye ihtiyacınız varsa gönderelim’ diyorlar. Seyirci satılık mı? Ayrıca bir oyunun başarısı seyircinin çokluğuyla mı ölçülüyor” diye sordu ve ekledi: “O koltuk Muhsin Ertuğrul’un koltuğu. Bunu kimse unutmasın.”

‘Bu bir linç girişimi’

Erhan Yazıcıoğlu ise Nedim Saban’a hakaret davası açacağını söyleyerek “İBBŞT’yi linç etmeye çalışıyorlar” dedi. “Dava içimizde” diyen Yazıcıoğlu, “Birkaç yönetmenin oyununu sahnelemeye değer bulmayınca, onlar da Nedim Saban’la arkadaş oldukları için birlikte bir yıpratma politikası uygulamaya başladılar. Bana yapılan baskı da yok, sansür de yok” diye ekledi.