"Karagâhevlerinin yalan olduğu ortaya çıktı"
İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Özbey, MİT'in, Ergenekon Davası'na bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği yazıda, "İP/Karargâhevleri" iddiasının, imzasız bir ihbar mektubuna dayandığını, doğrulanmamış, ham, istihbari bilgi olduğunu bildirdiğini açıkladı.
cumhuriyet.com.trİşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Özbey, yaptığı yazılı açıklamada MİT'in İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği yazının "suçun itirafı" niteliğinde olduğunu savunarak "MİT, yalan ve iftira olduğu ilk bakışta anlaşılan bu 'ham istihbari bilgileri', gerçek bilgiymiş gibi, 'ciddi' raporlar haline getirip resmi makamlara sunmaktan çekinmemiştir. MİT, muhataplarını bu bilgilerin, doğrulanmamış, ham bilgiler olduğu, delil olarak kullanılamayacağı konusunda uyarma gereğini duymamış, onları yanıltmıştır. MİT, şimdi mahkemeye gönderdiği yazıda, ham-doğrulanmamış iddialar olduğunu, iddiaların tek bir imzasız ihbar mektubuna dayandığını ve en önemlisi delil olarak kullanılmasının mümkün olmadığını belirtmektedir" dedi.
Ergenekon soruşturmasının temel dayanaklarını "Tuncay Güney Mülakatı", bu mülakat esas alınarak düzenlenen "MİT Raporu ve Şemaları", "Karargâh Evleri rapor ve şeması" gibi "sözde bilgi ve sahte belgelerin oluşturduğunu" öne süren Özbey, "Bu uydurma ve iftiralar, MİT tarafından, teşkilat içinde yuvalanmış Fethullahçı unsurların gayretleriyle raporlaştırılmıştır. MİT tarafından delil olarak kabul edilemeyeceği belirtilen, bu doğrulanmamış, ham istihbari bilgiler ve bunlara dayanılarak hazırlanan raporlardan hareketle soruşturmalar açılmış, masum insanlar tutuklanmıştır" dedi.
Özbey, "İP/Karargahevleri" iddiasının yalan ve iftira olduğu başından beri ısrarla açıkladıklarını belirterek şöyle dedi:
"Karargahevleri' soruşturması Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından yürütülmüştür. Soruşturma neticesinde, 'Karargâh Evleri' iddiasının Türk Ordusu ve İşçi Partisi'ne yönelik bir tertip olduğu anlaşılmış ve soruşturma bu tertibi planlayarak uygulayanların tespitine yönelmiştir. Bu kapsamda TSK içinde faaliyet yürüten bir kısım Fethullahçı tespit edilmiş ve tutuklanmış, tertibe ilişkin önemli kanıtlar elde edilmiştir.
Soruşturmayı tamamlayan Askeri Başsavcı Hâkim Albay Üçok, soruşturma sonucunun açıklanması aşamasına geldiğinde bir başka tertip sonucunda, hâkimlik teminatı çiğnenerek tutuklanmıştır. Böylece tamamlanan soruşturmanın sonucunun açıklanması ve tespit edilen F-tipi tertipçilerin ortaya çıkarılarak yargılanması bir süreliğine de olsa engellenmiştir."
Gelinen noktada, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın da sorumluluğu olduğunu ileri süren Özbey, şöyle devam etti:
"Soruşturmanın tamamlanmasına karşın, Kuvvayı İnzibatiye'nin karargahı basıp, hakimlik teminatını hiçe sayarak hakim albayını tutsak almasına seyirci kalanlar, en azından tamamlanan soruşturma sonucunu açıklamak cesaretini göstermelidir.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Hâkim Albay Üçok tarafından tamamlanan 'Karargahevleri' soruşturmasının sonucunu derhal açıklamalıdır. Bu Türk Ordusu'na yönelik olarak yürütülen 'asimetrik psikolojik harekat'a karşı mücadelenin gereğidir. Aksi hal, Türk Ordusu'na yönelik tertibe seyirci kalmak, boyun etmek ve hatta teslim olmaktır. Bu ise suçtur. Öte yandan gerçeğin bir kez daha MİT tarafından itiraf edilmesine karşın, malum medya tarafından yalan ve iftiralara devam edilmesi, tertipçilerin aczini göstermektedir.
Bu sahte belge ve raporlardan dolayı yurtseverlerin suçlanması dönemi kapanmıştır. Sıra bu ve benzeri sahte belge ve uydurma raporları düzenleyen tertipçilerin yargılanmasına gelmiştir.
Türk Yargısı, tertipçileri hak ettikleri cezalara çarptıracaktır."