Karadeniz’de ‘Vargit Zamanı’...

Orhan Tekeoğlu’nun yönettiği bir baba-oğulun dramatik hikâyesini anlatan “Vargit Zamanı”nın çekimleri Trabzon’da tamamlandı.

Öznur Oğraş Çolak

Bugüne kadar “İfakat”, “Sıra Dışı İnsanlar”, “Rudolf Nureyev”, “Düşlerinin Adası” gibi birçok belgeselin ve “Öyle Sevdim Ki Seni” adlı filmin yönetmenliğini yapan Orhan Tekeoğlu son belgeseli “Vargit Zamanı”nın çekimlerini Trabzon’da tamamladı. Kültür Bakanlığı ve Çaykara Belediyesi’nin desteklediği belgeselin finansmanı internet üzerinden sanatseverlerin desteği toplanarak sağlandı. Belgeselin yapımcılığını Nurdan Tümbek Tekeoğlu üstleniyor. Bu belgeselde Karadeniz’in doğasını, insanını ve kültürünü dünya kültürleriyle buluşturmak isteyen Tekeoğlu, Trabzon’da bir yaylada yaşayan Hasan Atalay’ın hikâyesini anlatıyor.

Tekeoğlu, Atalay’ın hikâyesini yakın bir arkadaşından dinlemiş. Sonra Atalay’ı bulup dinlemeye karar veren yönetmen “Karşıma 80 yaşında bilge bir insan çıktı” diyor. Tekeoğlu, “Hayata bakışı, duruşu, dünya görüşünü öğrendiğimde şaşkınlığımı gizleyemedim. Bana anlatılan Hasan Atalay ile karşımdaki Hasan Atalay çok farklıydı. Hayatı ve baba- oğul ilişkisi sıradışıydı. Atalay ile oğlu arasında yaşanan kırgınlık ve kızgınlığın daha sonra dramatik baba- oğul ilişkisine dönüşmesi, belgesel konusu için bulunmaz bir hikâye olarak karşıma çıktı. Belgesel fikrimi kendisine açmak için çok uğraştım” diyor.

Çekimler sırasında çok zorlandıklarını söyleyen Tekeoğlu, “Karadeniz’in sürekli değişen hava koşulları. Kar, tipi, yağmur ve rüzgâr. Hava koşulları nedeniyle birkaç gün evin içinde beklediğimiz bile oldu” diyor.

Çekimlerin büyük bölümünü yolu ve elektriği olmayan rakımı yüksek bir yaylada gerçekleştirmiş ekip. En çok zorlandıkları ise Hasan Atalay’ın 1990’lı yıllarda oğluyla yaşadığı dramatik babaoğul ilişkisini anlatırken yaşadığı duygusal anlar olmuş.

Gösterimi kasım ayında yapılacak belgesel, bir babanın son pişmanlıklarını ve çektiği vicdan azabını anlatıyor. Almanya’da işçi olarak çalışan muhafazakâr ve dindar Hasan Atalay, Almanya’da doğan oğlu Erdoğan’ı Türkiye’de okumaya gönderir. Ancak burada uyum sağlayamayan oğlunu tekrar Almanya’ya aldıran Hasan Atalay, gasp ve soygun gibi suçlardan cezaevine giren oğluna çok sert ve acımasız bir tepki gösterir. Bir anlamda onu hayatından siler atar. Daha sonra oğlunun amansız bir hastalığa yakalandığını öğrendiğinde çok geç kalmıştır. Bu kez, oğlunun son isteğini yerine getirmek için amansız bir mücadeleye girer.