Kansız ile Karababa'nın 'ByLock' yazışmaları: Asıl hedef, sen, Zek ve Fikret

Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy gibi soruşturmaların en etkili isimlerinden özel yetkili savcı Cihan Kansız ile eski İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimi Mehmet Karababa'nın 'ByLock' yazışmaları ortaya çıktı.

cumhuriyet.com.tr

Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy gibi soruşturmaların en etkili isimlerinden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda görevli eski özel yetkili savcı Cihan Kansız ile eski İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimi Mehmet Karababa'nın 'ByLock' yazışmaları ortaya çıktı. Kansız, ByLock’tan Karababa’ya yazarken “Soğuk bir Paris gecesinden” diye söze başlıyor.

Hürriyet'ten Toygun Atilla 'nın haberi aynen şöyle:

Savcı Cihan Kansız tutuklama kararı istiyor, hâkim Mehmet Karababa da tutukluyordu. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’u sorgulayan ve tutuklanmasını talep eden, savcı Cihan Kansız’dı. Başbuğ’un tahliye isteğini reddeden ve Ahmet Şık’ın basılmamış kitabına toplatma kararını veren ise Karababa’ydı. Bir dönemin yasadışı dinleme kararlarının altında da hep o iki ismin imzası vardı.

MİT’te geliştirilen yazılımla tek tek deşifre edilen ByLock yazışmalarından biri de Kansız ve Karababa’ya ait.

ByLock yazışmalarının tarihleri 2 Kasım 2015, 9 Aralık 2015 ve 4 Ocak 2016.

9 Aralık 2015’teki konuşmanın özelliği, Cihan Kansız’ın yurtdışına firar ettiği 3 Aralık 2015’ten 6 gün sonra olması. Kansız, ByLock’tan Karababa’ya yazarken “Soğuk bir Paris gecesinden” diye başlıyor.

4 Ocak 2016’daki yazışmanın konusu ise firar eden FETÖ’cülere ilişkin. Mehmet Karababa, Cihan Kansız’ın yurtdışına kaçışının ardından pasaportunun iptaline ilişkin “İnşallah pasaport problemi çözülür ya da süreç sonlanır” mesajı iletiyor.

 Kansız geri dönme niyetinde olmadığını yazarken, Karababa, “Asıl hedef, sen, Zek (Zekeriya Öz için kullandıkları lakap) ve Fikret’siniz (eski savcı Fikret Seçen). Zaten birkaç kişisiniz” diyor.

O tarihte henüz firar etmemiş olan Karababa, “Buralarda artık anlık olarak kaçma imkânı olamayanlar gayubiyette (kayıplara karışmak)” diye yazıyor.

Kemal Batmaz, dün duruşmada ifade verirken, 15 Temmuz’da Ankara’daki evinde kaldığı kişinin kim olduğuna yönelik ısrarlı sorulara karşılık, “Bir sene 1 aydır cezaevindeyim. Bir sene 1 ay değil 100 sene 1 ay cezaevinde kalsam bile asla onun ismini vermem” dedi. Bir avukatın, “Fetullah Gülen’i gözünüzle gördünüz mü hiç” diye sorması üzerine Batmaz, “Çok eskilerden herkesin, onbinlerce kişinin gittiği İstanbul’daki vaazına gittim. Bir veya üç beş defa gördüm. Onun dışında görmedim” yanıtını verdi.

Bir başka avukat ise Batmaz’a, Atatürk Havalimanı’ndan Adil Öksüz’le birlikte hususi bir araçla çıkıp çıkmadığını sordu. Batmaz, “Üzerinden 1 yıl 1 ay geçti. Hatırlamıyorum, Adil Öksüz’le de hususi bir araçla da çıkmış olabilirim” dedi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın dünkü ikinci duruşması da geniş güvenlik önlemleri altında yapıldı. 15 Temmuz şehitlerinin yakınları ve gazileriyle sanıklar arasında polis etten duvar ördü. Sivil imam Kemal Batmaz’ın çelişkili ifadeleri üzerine şehit yakınları mahkeme başkanına ‘Siz bu yalanlara inanıyor musunuz” derken, Batmaz’a da “Allah belanı versin” diye bağırdılar. Başkan Giray alkışlı protesto üzerine, “Burada alkış yok. Çok önemli bir dava ve 77 şehit var. Burası duruşma salonu. Sessiz olun. Müdahale etmeyin” dedi.