Kansere ‘plan’ şart

Uzmanlar, dünyada 8 kişiden birinin kanserden yaşamını yitirdiğini belirterek “Ülkelerin kansere ilişkin özel planı olmalı” dediler.

SİBEL BAHÇETEPE

Dünya genelinde 8 kişiden birinin kanserden yaşamını yitirdiğini vurgulayan bilim insanları, bu alanda yapılan araştırmaların önemine dikkat çekerek, her ülkenin ulusal bir politikasının olmasının önemine vurgu yaptı ve eklediler: “Yenilikçi tedavilere ve tıbbi cihazlara halen sınırlı erişim var. Ülkelerin ulusal kanser kontrol planları olmalı.”

Pfizer Onkoloji’nin ev sahipliğinde geçen günlerde Polonya’nın başkenti Varşova’da “Kanser Medya Eğitimi Toplantısı” düzenlendi. Çeşitli ülkelerden gazetecilerin ve bilim insanlarının katıldığı toplantıda, kanser tanı ve tedavisinde karşılaşılan güçlükler, hastaların yaşadığı zorluklar gibi konular tartışıldı. İngiltere Queen’s Universit’ten Prof. Mark Lawler, dünya genelinde 8 kişiden, Avrupa’da ise 4 kişiden birinin kanserden yaşamını kaybettiğini anımsatarak “Özellikle mortalite (ölüm) oranlarının yüksek olduğunu gözlemliyoruz. Bu durumu değiştirmemiz lazım, birlikte çalışmalıyız” dedi.

‘Araştırmalar önemli’

Lawler, kanser konusunda yapılan araştırmaların önemine dikkat çekerek, “Yenilikleri sunabilmek ve kanseri tedavi etme şeklimizi değiştirmek açısından araştırmalar çok önemli bir rol oynuyor. Araştırma olmazsa yeni tedavileri hastalara sunmamız mümkün olamaz. Eğer hastalık hakkında daha fazla bilgi edinebilirsek, bu bilgileri alıp klinik avantaj haline getirebiliriz. Araştırmalar hayat kurtarır” diye konuştu.

Slovenya Tıp Merkezi’nden ve Dünya Gıda Ulusal Kanser Kontrol Planları Uzmanı Profesör Tit Albreht ise ulusal kanser planlarının önemli olduğunu belirterek “Ulusal kanser kontrol programları kanser insidansını ve mortaliteyi azaltmak, aynı derecede önemli bir şekilde kanser hastalarının hayat kalitesini arttırmaya yönelik bir halk taahhüdüdür. Böyle bir programın kurulması önemli bir ölçüde kanser kontrolü sağlamanın en önemli yolunu oluşturuyor” dedi. Yenilikçi kanser tedavilerine erişimi konusuna da değinen Albreth “Kanserde sağlığın desteklenmesi, sürdürülebilir ve stabil tarama programları, hastane ve hastane dışı hastalarda onkolojik bakım, kanser sonrası bakım ve hastaların rehabilitasyon ihtiyaçları önemli. Bölge genelinde birlikte çalışmamız lazım” diye konuştu.

İlaca erişim sorunu

Polonya Kanser Hastaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Beata Ambroziewicz de kanser bakımındaki zorluklara değindi. Ambroziewicz, özetle şunları söyledi: “Kanser kronik bir hastalık haline geliyor. Kansere karşı mücadeleyi kazanmak durumundayız. Stratejiler eksik diyebiliriz. Yenilikçi tedavilere ve tıbbi cihazlara halen sınırlı erişim var. Ve aslında kanser planları eksik. Halen çok sayıda hastada kanser çok geç evrelerde teşhis edilebiliyor ve sağlık hizmetleri yeterince finanse edilmiyor. ”

‘EĞİTİMİ ARTIRMALIYIZ’

Budapeşte St. Margaret’s Onkoloji Hastanesi Medikal Onkoloji Departmanı’ndan Dr. Katalin Boér de meme kanserine ilişkin açıklamalar yaptı. Meme kanserinin kadınlarda görülen en sık kanser türü olduğunu, 2012 yılında 1.7 milyon yeni olgunun teşhis edildiğini anımsatan Boér, özetle şunları kaydetti: “Meme kanseri erkenden saptandığı zaman şifa olasılığı, yalnızca ameliyatla bile iyileştirilme olasılığı çok çok yüksek. Meme kanseri şüphesi oluştuğunda ek araştırmalar mutlaka gerekli. Erken meme kanserinde hemen hemen yüzde 100 sağ kalım söz konusu. Koruma, tanı ve yatırım konularında çok fazla şey yapmamız gerekiyor. Eğitimi arttırmamız gerekiyor ve ulusal kanser kontrol planları uygulamamız gerekiyor. ”