'Kanıtlasınlar, siyasette 1 gün dahi durmam'
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Wikileaks belgelerinde iddia edildiği gibi Doğan Grubu hisseleriyle ilgili bir açıklamasının olmadığını yineledi ve ''Bunlar alçaklık. Böyle bir söz kullandığımı kanıtlasınlar, siyasette 1 gün dahi durmam'' dedi.
cumhuriyet.com.trCNBC'ye konuk olan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Londra'da yatırımcılara, ''Doğan hisselerini satın, onların sonu geldi'' dediğini belirten Wikileaks belgelerinin ''yalan ve dedikodu''ya dayandığını ifade etti. Maliye Bakanlığında her yıl vergi incelemeleriyle ilgili 70 ile 90 bin arasında rapor yazıldığını, Maliye Bakanlarının da bu raporların içeriğini bilmesinin mümkün olmadığını kaydeden Şimşek, şöyle konuştu: ''Ben, o dönemde Maliye Bakanı bile olsam bu raporlara vakıf olmam. Benim, Londra'da bir grup yatırımcıya (Doğan hisselerini satın, onların sonu geldi) şeklinde bir ifade kullandığım kanıtlanırsa, 1 gün dahi siyasette durmam. Ben, bu işi yıllarca profesyonel olarak yapmış bir insanım. Hiçbir zaman şirketler hakkında yorum yapmam. Hep makro ekonomiyle ilgili yorum yaptım. Biz, uluslararası yatırımcılarla sürekli bir araya geliriz. Onları hep Türkiye vizyonu konusunda bilgilendiririz. Türkiye, nereye gidiyor, hangi reformları yapıyor, önündeki fırsatlar nelerdir? Bu toplantılara Maliye Bakanlığından ve o ülkedeki Büyükelçilikten arkadaşlar da katılır ve bu toplantılar genel olarak bütün yatırımcılara da açıktır. Ben, Londra'da iddia edildiği gibi böyle bir ifade kullanmış olsaydım, mutlaka orada bulunanlar arasında birileri çıkar ve derdi ki, (Bakan Şimşek böyle dedi). Ben, böyle bir ifade kullanmadım. Böyle bir ifade kullandığımı yazanlar alçaklık etmişler. Keşke mahkeme yolu açık olsaydı. Maalesef Viyana Sözleşmesiyle bu alçaklar korunuyor. Bu kanıtlansın, 1 gün dahi siyasette durmam. Tamamen yalan ve dedikodu üzerine yapılan bir alçaklık. Fakat en kötü şey, bazı akıllı sandığımız köşe yazarlarının bunun üzerine atlaması ve değerlendirme yapması.''
'Konrollü sızdırma var'
Maliye Bakanı Şimşek, söz konusu belgelerle ilgili şu ana kadar kontrollü bir sızdırmanın söz konusu olduğunu da belirtti. Belgelerde belli bazı isimler karartılırken, bazı isimlerin, bazı olay ve hususların ön plana çıkartıldığını söyleyen Şimşek, ABD gibi güçlü bir ülkenin, istihbaratıyla, kurumlarıyla köklü bir Bakanlığın, bu kadar belgeyi kaptırmasının bile düşünülmeye değer olduğunu dile getirdi. Bu işin arka planında hangi devletler ve kesimlerin bulunduğunu zamanın göstereceğini de ifade eden Şimşek, Türkiye ile ilgili raporların da önemli bir kısmının dedikodu olduğunu belirtti. Şimşek, ''Diplomasi, bir ülke hakkında tabii ki kendi ülkesine bilgi vermeyi gerektirir. Ama dedikodu üzerine, basında bile çıkmayan çok aşağılayıcı yorumlarla... Ben genel konuşuyorum. Bu sadece Türkiye ile ilgili yapılmamış, bir için ülke için de böyle. Alçakça yorumlar ve ifadeler var. Diplomasiyle bağdaşmayan şeyler. Bu küstahlığın bir seviyesini göstermesi bakımından da çok önemli'' dedi.
Yeniden yapılandırma
Maliye Bakanı Şimşek, yeniden yapılandırmadan Doğan Grubunun yararlanıp, yararlanamayacağı sorusunu yanıtlarken de, yeniden yapılandırmada herkese eşit ve adil davranıldığını söyledi. ''Bizim Doğan Grubuna karşı bir husumetimiz yok'' diyen Şimşek, Türkiye'de iş, aş üreten, Türkiye'ye katma değer sağlayan herkesin kendileri için önemli olduğunu vurguladı. Yeniden yapılandırmayı düzenlerken, ''şu grup, bu grup'' ayrımına gitmediklerini anlatan Maliye Bakanı, ''Herkese imkan açtık. Yeniden yapılandırmadan herkes yararlanacak. Tabii ki, Doğan Grubu da bundan yararlanacak'' açıklamasında bulundu.
Yeniden yapılandırmanın tam bir af olmadığını, hatta düzenlemeye af demenin bile zor olduğunu kaydeden Şimşek, şöyle devam etti: ''Siz, ülkesini seven, kurallara uyan bir mükellefsiniz. 2005 yılında 1.000 lira gelir elde ettiğiniz, diyelim bunun vergisi 100 lira, onu da ödediniz. Varsayalım, ben sizin kadar kurallara uymuyorum. 2005'de ben de 1.000 lira kazandım ama hiç beyanname vermedim. Normalde bunun vergisi olarak 100 lirayı istiyoruz. Üzerine 300 lira ceza istiyoruz, etti 400 lira. 2005'ten itibaren üzerine her yıl için faiz yüklüyoruz, 100 liralık vergi 500-600 lira oluyor. Küresel kriz var. Türkiye, bu krizden güçlü çıktı ama bu, bazı sektörler, firmalar bundan etkilenmedi anlamına gelmiyor, etkilendiler. Ben de yeni düzenlemede, 600 lirayı istemiyorum ama 100 lira için enflasyon kadar fark istiyorum. Sizin ödediğiniz 100 liraya bedel bir para alıyorum. Hiçbir şekilde vergiden feragat söz konusu değil. Vergi, 73 milyonun hakkı.''
'Alacaklarımız çok büyük'
Bakan Şimşek, düzenlemeden beklenen gelirle ilgili bir soru üzerine de, vergi ve sosyal güvenlikle ilgili alacakların çok büyük rakamlarda olduğunu, 50 milyar liraları bulunduğunu belirtti. Ancak bunların bir kısmının tahsil imkanının kalmadığını anlatan Şimşek, 2011 ve sonraki yıl bütçelerine yeniden yapılandırmaya dönük bir kuruş gelir konulmadığını bildirdi.
Şimşek, yeniden yapılandırmadan gelecek paraların, bütçe içerisinde ayrıca gösterileceğini de ifade etti.
Sıcak paraya kontrol
Maliye Bakanı, sıcak paranın kontrol edilmesine dönük değerlendirmeler de yaptı.
Küresel doğrudan yatırımlara taraftar olduğunu, bu yatırımların artırılması için de gece gündüz çalıştıklarını belirten Şimşek, şöyle konuştu: ''Portföy yatırımları ise gelinen noktada mutlaka oturup değerlendirilmesi gereken bir husus. Çünkü dünyada yeni bir döneme giriyoruz. Dünyada, faizlerin sıfıra yakın olduğu bir dönemdeyiz. Dünyanın önde gelen ve özellikle ABD Merkez Bankasının büyük ölçüde para bastığı dönemdeyiz. Bu paralar, dolarlar, ABD'de durmuyor. Böyle bir ortamdayız. Türkiye, bu ortamda dünyadan ayrıştı. Bir kere çok hızlı büyüyor. Hızlı büyüyen ülkeye para yatırılır. Hızlı büyüyen ülkelerde karlar yüksektir. Bu işin bir boyutu. İkinci boyutu, Türkiye, bu krizden tahribat yaşamadan çıktı, kamu borç dinamikleri, bütçe dengeleri kalıcı olarak bozulmadı. Oturup, Merkez, Bankası, BDDK, Hazine, Maliye ne yapabilir, bakmalıyız. Bu işin sadece vergi boyutu yok. Birçok boyutu var. Ülkelerin alabileceği birçok tedbir var. Bunların önce hükümet tarafından tartışılıp, bir noktaya getirilmesi gerekir. Ama ben ilke olarak, bu tür dönemlerde, bu türden portföy akışlarına seyirci kalınmaması gerektiğine inanan bir insanım. Bu illa bir vergi anlamına gelmiyor. Ama başka önlemler alınabileceğine inanıyorum. Vergi dahil başka tedbirler. Bunlar her zaman değerlendirilebilir. Ama şu an bunlar söz konusu değil. Sayın Başbakanın tespiti son derece doğru. Ancak şu an itibariyle yapılan bir çalışma yok. Bu konular, henüz hükümet ve Ekonomik Koordinasyon Kurulu düzeyinde tartışılmadı.''
Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu'nun Meclis'ten geçmesi konusunda muhalefetle anlaşılmasının ardından bu sürece ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Şimşek, ''Bunun özlem duydukları Türkiye, özlem duydukları birlikte çalışma'' olduğunu söyledi. Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu taslaklarının siyasetle ilgili olmadığının, tamamen teknik konular olduğunun altını çizen Şimşek, Türk Ticaret Kanunu'nun 1957'de yazıldığını, şartların çok değiştiğini ifade etti. Şimşek, bu uzlaşmayı çok önemsediğini, sonunun getirileceğine inandığını dile getirdi.
'Kapı tamamen kapalı değil'
Alkollü içkilere sağlık vergisinin konuşulduğu belirtilerek, ''yeni vergi sürprizi var mı?'' sorusu üzerine Şimşek, bütçeyi sunarken, ''şu anda, 1-2 hafta içinde alacağımız iki üç tedbir hariç, ne vergi indirimi ne vergi artışı olacak'' dediğini söyledi. ''2011 yılı için hiçbir şekilde vergi artışı, yeni vergiler gündemde değil'' diyen Şimşek, bir tek sektör için bu kapıyı açık bıraktığını söyledi. Şimşek, ''Sigara üreticileri fiyatlarını aşağı çekmek istediklerini arada sırada ifade ediyorlar. Onlar böyle bir şey yaparlarsa mutlaka cevabını bulurlar. Bir tek onunla ilgili bir düzenleme... Şu anda gündemde değil, yeni bir vergi veya vergi artışı gündemde değil'' diye konuştu.
Sigara üreticilerinden maktu ve nispi vergi olmak üzere iki türlü vergi aldıklarını, sigara üreticilerinin fiyatlarını aşağı çekmek istediklerini anlatan Şimşek, şöyle devam etti: ''Fiyatlar aşağı çekilince bizim nispi, oransal olarak aldığımız vergilerde azalma söz konusu olur. İkincisi daha ucuza sigara satacakları için daha çok vatandaşımız zehirlenmiş olur. Biz o konuda çok hassasız. Uyarıyorum buradan, hiçbir şekilde ne vergi artırımı ne de vergi indirimi gündemimizde. Ama sektörel bazda bizim yaptığımız düzenlemelere aykırı ve mevcut durumu bozan birtakım uygulamalara gidenler olursa tabii ki yeniden değerlendiririz. O anlamda kapı tamamen kapalı değil.''
Hibrid otomobiller
Elektrikli otomobillerin vergilendirilmesine ilişkin soru üzerine Şimşek, vergi ile ilgili düzenlemelerin adresinin Maliye Bakanlığı olduğunu, Maliye Bakanlığı olarak çevre etkilerini dikkate alan, genel olarak bir vergi düzenlemesine ilişkin çalışmayı 1 yıl önce başlattıklarını henüz çalışmaya son şeklini vermediklerini anlattı. Şimşek, ''Dolayısıyla bu konuda yapılan bütün tartışmalar hangi kaynaktan gelirse gelsin farazidir'' dedi. Şimşek, hibrid veya tam elektrikli arabalar için şu anda bir düzenleme olmadığını, fuarlarda getirilen bazı arabaların satışına ilişkin bir durum ortaya çıkması üzerine kendilerine fikir sorulduğunu, ''en ucuz, en düşük vergi düzeyinde vergilendirilecek'' dediklerini söyledi. Bunun ''düzenlemeleri yaptık, buna karar verdik'' anlamına gelmediğini belirten Şimşek, bu düzenlemelerin bütçe döneminden hemen sonra, muhtemelen hızlandırılacağını, 2011 yılı içerisinde çalışmaların tamamlanıp, Ekonomi Koordinasyon Kurulu'na oradan Bakanlar Kurulu'na geleceğini ifade etti. Bunun seçimlerden önce, 2011 yılının ilk yarısından yapılıp yapılmayacağına ilişkin soruya Şimşek, ''Öyle ümit ediyorum. Bu konunun açıklığa kavuşturulması lazım'' yanıtını verdi.
Şimşek, henüz ortada, tam elektrikli en azından Türkiye'de üretilen, satılan bir vasıta söz konusu olmadığını da ifade etti.
2B
2B konusundaki takvime ilişkin soru üzerine Şimşek, bu konudaki çalışmanın da henüz son şeklini bulmadığını belirterek, bunun birçok bakanlığı ilgilendiren bir husus olduğunu hatırlattı. Mehmet Şimşek, bu konudaki çalışma tamamlandığında muhtemelen Meclis'e gitmesi gereken bir tasarıya ihtiyaç olacağını, onun çerçevesinin o zaman çizileceğini, kamuoyuyla paylaşılacağını söyledi.
Büyüme rakamları
3. çeyrek büyüme rakamlarının yakında açıklanacağı, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın yılın tamamına ilişkin yüzde 7-8 dolayında tahmini olduğu ifade edilerek, kendisinin tahmininin sorulması üzerine Şimşek, ''ben Maliye Bakanıyım'' diyerek, bu konuda bir yorumda bulunmadı. Şimşek, birçok ulusları finans kuruluşunun Türkiye'nin yüzde 8-8,5 arasında büyüyebileceğini tahmin ettiğini anlattı. Bakan Şimşek, hükümet olarak Eylül-Ekim döneminde yaptıkları çalışmalar çerçevesinde Orta Vadeli Programı revize ettiklerini, orada yüzde 6,8 civarında bir rakam koyduklarını, ancak bu rakamın temkinli bir rakam olduğunu, mevcut şartların daha iyiye işaret ettiğini söylediklerini kaydetti. ''Enflasyonda bir tehdit görüyor musunuz? sorusu üzerine Şimşek, dünya ekonomisine ilişkin yaz aylarında ''ikinci dip'' kaygıları olduğunu, o kaygıları paylaşmadığını o dönemde de söylediğini ifade etti.
Büyük olasılıkla dünya ekonomisinin bu yıl, gelecek yıl muhtemel 2012'de de ''trend büyüme'' dedikleri yani potansiyel büyümenin üstünde seyretme ihtimalinin yüksek olduğuna işaret eden Şimşek, dünyanın bir yandan güçlü, hızlı şekilde büyürken enflasyonun özellikle çekirdek enflasyon göstergelerinin dünya için büyük oranda makul düzeyde duracağını anlattı. Bunun riskli varlıklar için gelişmekte olan ülkelere fon akışı açısından çok olumlu bir koşul olduğunu belirten Şimşek, ''Yüksek büyüme nispeten düşük enflasyon. Bu gelişmekte olan ekonomilere veya riskli varlıklara fon akışının güçlü şekilde seyredeceğine işaret ediyor. Bu Türkiye açısından olumlu'' diye konuştu.
'Mevsimsel bazı sebze meyvelerin manşet enflasyona katkısı büyük'
Bakan Şimşek, Türkiye'de enflasyon dinamiklerine bakıldığında, birkaç ürünün özellikle gıda veya mevsimsel olarak üretilen bazı sebze, meyvelerin manşet, açıklanan enflasyona katkısının çok büyük olduğuna işaret etti. Çekirdek enflasyon göstergelerinin yüzde 3-4 civarında olduğunu, çekirdek enflasyonun orta, uzun vadede enflasyon trendini göstermesi açısından çok önemli olduğunu belirten Şimşek, manşet enflasyonunun biberdeki, domatesteki abartılı fiyat hareketlerini yansıttığını, bunların da tüketim sepetinde ağırlığının büyük olduğunu, o nedenle Türkiye'de enflasyonun şu an itibariyle yüzde 8,6 bulunduğunu anlattı. Merkez Bankası'nın yılın yüzde 7,5 civarında kapatılacağının tahmin ettiğini, makul bir tahmine benzediğini belirten Şimşek, gelecek yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,5-6'ya düşüleceğinin tahmin edildiğini, onu da makul gördüğünü söyledi.
'Rakam 44 milyar liranın altında kalabilir'
Maliye politikasına ilişkin soru üzerine Şimşek, sorun görülmediğini, çok iyi durumda olduklarını söyledi. Şimşek, bu yıl için, geçen yıl ''bütçe açık hedefimiz milli gelirin yüzde 4,9'u, rakam olarak 50 milyar'' dediklerini, milli gelirin beklediklerinin üzerinde çıktığını, mutlak rakam olarak da Eylül, Ekim'de yaptıkları revizyonla yılı 44 milyar lira ile kapatacaklarını söylediklerini anlattı. Bakan Şimşek, en son edindiği izlenimlerin rakamın 44 milyar liranın da altında kalabileceği yönünde olduğunu belirtti. Özellikle Ar-Ge, ulaştırma, eğitime ''daha fazla kaynak verelim'' dediklerini, Cumhuriyet tarihinde ilk defa belki de kendilerine verilen imkanlarını kullanamayacaklarını belirten Şimşek, TÜBİTAK için bu sene verdikleri paranın 650 milyon lira olduğunu, dün 150 milyon lira daha gönderdiklerini anlattı.
Ülkenin geleceğini insana, altyapıya ve ar-ge'ye yatırımda gördüklerini, bu sene imkanlar bol olduğu için bu konuda cömert davrandıklarını kaydeden Şimşek, ''Son çeyrekte aldığımız bu kararlar olmasaydı muhtemelen, bu yıl bütçe açığı milli gelirin yüzde 3'ünün altına düşecekti, genel devlet açığı milli gelirin yüzde 2,5'i civarına düşecekti'' dedi.
Bakan Şimşek, imkanlar kullanılırsa bütçe açığının 44 milyar lira civarında olacağını, kullanamazlarsa bu rakamın altında kalacağını söyledi. Avro krizine ilişkin tartışmalar hatırlatılarak, avronun durumunun Türkiye'yi nasıl etkilediğinin sorulması üzerine, Şimşek, ''bizim için çok olumsuz'' dedi.
Avrupa bölgesinin ihracat açısından önemine işaret eden Şimşek, avronun değer kaybetmesinin Türk ihracatçısı açısından kötü olduğunu kaydetti. Bu durumun enflasyon dinamikleri açısından da olumsuz olduğunu belirten Şimşek, ara mallarının önemli kısmının dolar cinsinden fiyatlandığını, avro cinsinden nihai malların satıldığını hatırlattı. AB'de Türkiye için önemli olanın Almanya gibi çekirdek ülkeler olduğunu, bu ülkelerde şu an için sıkıntı bulunmadığını, bu nedenle Türkiye'ye etkisinin sınırlı olduğuna işaret eden Şimşek, bu ülkelerin turizm, yabancı doğrudan yatırım, dış ticaret açısından Türkiye için çok önemli olduğunu ifade etti.
Bakan Şimşek, şu anda problem yaşayan Yunanistan, Portekiz, İspanya, İrlanda'ya bakıldığında Türkiye'nin bu 4 ülkeye hassasiyetinin, dış ticaretinin, gelen turist, yabancı doğrudan yatırımın çok sınırlı, genel olarak yüzde 5'ler civarında bulunduğunu, bu nedenle henüz doğrudan doğruya avro bölgesindeki bu kamu borç krizinin Türkiye'ye yansımasının sınırlı olduğunu ancak dolaylı olarak bazı etkilerinin bulunduğunu, o anlamda kaygı verici olduğunu söyledi. Şimşek, Türkiye'nin temelleri çok güçlü olduğu için ''hiç onlar yansımıyormuş'' gibi olduğunu, büyümede, bütçe dengelerindeki iyileşmelerin çok aşikar şekilde dünya ile özellikle Avrupa bölgesi ile ayrıştığını, Türkiye'nin çok iyi noktada bulunduğunu sözlerine ekledi.