'Kampanyamız artık pozitif'
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, seçim kampanyasında akılda kalan; ama doğrudan sokaktaki vatandaşın sorunlarını çözmeye yönelik projelerini anlatacaklarını söyledi. CHP lideri “Bu kez pozitif olacağız” dedi.
Fırat KozokCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin seçim kampanyasında “vatandaşa dokunacak” 6 projeye ağırlık vereceğini söyledi. Bunlardan ikisinin emekliler ve atanamayan öğretmenlerle ilgili olacağına işaret eden Kılıçdaroğlu, emekliye 2 ikramiye vaadiyle ilgili de “Emeklilere iki maaş ikramiye ile ilgili bugüne kadar hiçbir iktisatçı ‘bu para ödenemez’ demedi. Bu konuda mütevazı değilim çünkü bu konuyu en iyi bilenlerden biri benim” derken atanamayan öğretmenler konusunda da “Yapacağımız tek şey önceliğimiz, bütün atama bekleyen öğretmenlerin tamamını öğretmen kadrosuna atamak. Bunu yapacağız, gerekirse köy okullarını yeniden açacağız” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, bir grup gazeteciyle yaptığı sohbet toplantısında şu mesajları verdi:
Kontenjan siyasete ilk adım atanlar için olmalı: (Dışarıda kalan, parlamentoya taşısaydım dediğiniz isimler oldu mu? Sorusu üzerine.) Var tabii. Aday adaylığı için ister kontenjan, ister önseçim için başvuranların tamamı değerli. Parlamento dışında kalan arkadaşlarımızın büyük bir bölümü önseçimden kaynaklanıyor. Kontenjan olarak kullandığımız sayı zaten çok kısıtlı. Ankara, İstanbul ve İzmir’de kullandığımız kontenjan sadece 26 kişi. Birinci sıralar kadın olunca, geriye kaldı 19 kişi. Bunların içinde milletvekili olanlar da yeni gelenler de var. Kontenjan aslında ilk kez siyasete girenler için kullanılması gereken bir araç olmalı. Bu bir akademisyen olur gazeteci olur, avukat, tarihçi, sanatçı olur. Maalesef bizde böyle olmamış. Önümüzdeki süreçte tüzüğü değiştireceğiz, kontenjanı bir kez kullanan bir daha kullanamayacak, önseçime girer, çıkarsa gelir.
Halka dokunan kampanya yapacağız: Halka, vatandaşa dokunan bir kampanya yapacağız. Vatandaş gırtlağına kadar borç batağında. Esnafın, çiftçinin, memurun sorunları var. AKP ‘şunu yaptı, bunu yaptı’ diye özel suçlama yapmayacağız. Biz ne yapacağız, onu anlatacağız. En somut örneğini verdik; emekliye iki maaş ikramiye vereceğiz.
6 temel projemiz olacak: Fazla proje olmayacak. Akılda kalan; ama doğrudan sokaktaki vatandaşın sorunlarını çözen 6 önemli proje ile çıkacağız halkın karşısına. Bir kısmını ben bir kısmını Selin (Sayek) Hanım anlatacak. Örgütlerimize sadece bu 6 projeyi anlatacağız. Emekli projemizde milletvekili emeklileri yok, işçi memur, Bağkur emeklileri olacak. Bize ‘CHP sadece eleştirir’ derlerdi, şimdi biz net somut akılcı öneriler getiriyoruz.
Bu konuda mütevazı değilim: Emeklilere iki maaş ikramiye ile ilgili bugüne kadar hiçbir iktisatçı ‘Bu para ödenemez’ demedi. Bu konuda mütevazı değilim çünkü bu konuyu en iyi bilenlerden biri benim Türkiye’de. Paranın nasıl toplandığını benden daha iyi bilen bir veya iki kişi çıkmaz. Kaldı ki bu parayı verince asıl kârlı esnaf olacak. Emekli oradan alışveriş yapacak, gelir dağılımını dengeleyeceğiz.
Emeklisi daha perişan olan var mı? Emekliye gitsinler sorsunlar. ‘Hayatından memnun musun?’ diye. Kim tuzağa düşürdü? Onlar... Çünkü emekliye iyi bir hayat vaat etmişlerdi. İşsizleri tuzağa düşürmediler mi? Herkesin işi olacak diyorlardı. Benim sözüm söz. Beni diğer siyasilerle kıyaslamak kadar büyük bir hata olamaz. Ben Erdoğan da Davutoğlu da değilim ne söz verdiysem sözümün arkasında duran bir insanım. Popülist propaganda yapsaydım, emekliye ‘her ay ikramiye vereceğiz’ derdim; ama ben iki ay vereceğiz, diyorum çünkü hesabını yaptım. ‘Kaynak yok’, hayatımda duyduğum en saçma laflardan birisidir. Yandaşa gelince kaynak var da emekliye gelince mi kaynak yok? Yeri geldi mi ‘Dünyanın yirmi ekonomisinden birisiyiz’ diye övünmüyorlar mı? Bu 20 ekonomiye baksınlar bizim kadar emeklisi perişan hangi ülke var.
YSK Erdoğan konusunda görevini yapmayacaksa adını değiştirsin (Televizyonların 2 haftada 533 dakika Erdoğan yayınlaması konusunda.) YSK’nin görev yapması lazım. Cumhurbaşkanlığı makamı YSK’nin denetim alanı dışında olan bir makam değildir. Seçimlere gölge düşürmemenin temel yolu YSK’nin tarafsız objektif görev yapmasıdır. Kim ihlal ediyorsa gereğini yapmasıdır. Cumhurbaşkanı ayrıcalıklı kişidir, ben bir şey diyemem diyorsa YSK; o görevi bıraksın, o görevi yapmasın. Eğer bir ülkenin cumhurbaşkanını, anayasaya göre tarafsız olması gereken bir cumhurbaşkanını, ‘tarafsız kalacağım’ diye yemin eden bir cumhurbaşkanı kuralları ihlal ediyorsa, ilk uyaracak makam YSK’dir. YSK, bunu görmezden geliyorsa kimse kusura bakmasın, ona Yüksek Seçim Kurulu demememiz lazım. Oradaki insanlara da yargıç demememiz lazım. Oturup devletin televizyonu sabahtan akşama kadar AKP propagandası yapar YSK sessiz kalırsa olmaz. Geçen yasama döneminde RTÜK’ün resmi rakamları aktarıldı. ‘Bizim işimiz değil, savcının işidir’ dediler. Dosya kapatıldı. Sizin işiniz değilse, niye YSK diyorsunuz değiştirin adınızı. |
Köy okullarını yeniden açarız
AKP devletiyle mücadele edeceğiz: Örtülü ödeneğin yasada öngörülen amacına uygun şekilde harcandığına inanmıyorum. Bütün para amaç dışında kullanılmıştır anlamına da gelmez. Devlet kaynaklarını zaten AKP kullanıyor. Valisi, kaymakamı, defterdarı... Hepsi kendisini devletin memuru olarak değil, AKP’nin memuru olarak görüyor. Sadece kaynak değil, bilgi olarak, çaba olarak da AKP’yi destekliyorlar. Bizim yaşadığımız temel sorun AKP devletiyle mücadele etmektir.
Gerekirse köy okullarını yeniden açacağız: Yapacağımız tek şey, önceliğimiz bütün atama bekleyen öğretmenlerin tamamını öğretmen kadrosuna atamak. Bunu yapacağız, gerekirse köy okullarını yeniden açacağız çünkü taşımalı sistem çöktü ve bir şey vermiyor topluma. Belli sayıda öğrenci varsa oraya derhal okul kurulacak. Öğretmen açığı kadar öğretmen alacağız ve yeni kadrolar da yaratacağız. Şu anda çift eğitim veren okullar var. Emin olun; kampanya yapın pek çok işadamı okul yapar. Siz devletin cebinden para çıkmadan okul sorununu çözebilirsiniz. Eğitimi tepeden tırnağa yeniden yapılandıracağız. İş garantili eğitim vereceğiz.
EBK’yi yenileyeceğiz, şekeri özelleştirmeyeceğiz: Et Balık Kurumu’nu yeni bir tanımla yeniden kuracağız. Şeker fabrikalarının hiçbirisini özelleştirmeyeceğiz çünkü fabrikalar hem hayvancılık açısından hem çiftçi açısından çok önemli. Sıvı şeker kullanımını da sınırlayacağız, AB normları neyse onu getireceğiz.
AKP gittiği zaman ödeyeceği faturayı iyi biliyor: Seçim güvenliği ile ilgili endişeleri her ortamda dile getirdim. Nedeni de şuydu; AKP devletleşti. İktidardan gittiği zaman kendisi için faturanın ne olduğunu en iyi o biliyor. Dolayısıyla gitmemek için her türlü yola başvurabilir. Şu örnek aklın mantığın alamayacağı bir örnektir.
Adaylar 19 Nisan’da tanıtılacak CHP, milletvekili adaylarını 19 Nisan’da Kılıçdaroğlu’nun katılacağı törenle tanıtacak. Ankara ATO Congressium’da yapılacak törende aynı zamanda partinin seçim bildirgesi de kamuoyuna açıklanacak. ‘400’dü düşürmüş, daha da düşürecek’ CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İran dönüşünde 335 milletvekilinin yeterli olduğuna ilişkin açıklamasıyla ilgili, “Bir partiye doğrudan destek vermek, dolaylı destek vermek cumhurbaşkanına yakışmaz. Dört yüzdü şimdi düşürmüş, daha da düşürecek. Bu millet bıktı artık. Bu millet işsiz, bu millet yoksul, bu millet perişan. Emekli geçinemiyor; esnaf alışveriş yapamıyor, siftah yapamıyor. Biz bunların üzerinde duruyoruz. Onun derdi başka. Yeter artık. Bu milletin yakasından düşsün” dedi. Kılıçdaroğlu, OSTİM’i ziyaretinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan’ın İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ile ilgili girdiği polemiğin anımsatılması üzerine şunları söyledi: “Sayın Kocasakal neyi söyleyeceğini çok iyi bilen birisidir. Kendisine her konuda destek veririz. Asıl burada eleştirilmesi gereken operasyonu düzenleyenlerin beceriksizliği, faillerin üç aşağı beş yukarı polisin, MİT’in takibinde olduğu halde ellerini, kollarını sallayarak İstanbul Adliyesi’ne girmeleri, savcı dahil 3’ünün öldürülmesi. Cumhurbaşkanı yine yaptığı açıklamada terör örgütü mensuplarına terörist diyemiyorlar. Hayatımda duyduğum en saçma şeylerden birisi. Biz eline silah alıp masum insanları öldüren kim olursa olsun, kimliği ne olursa olsun, düşüncesi ne olursa olsun terörist diye damgalarız ama biz aynı zamanda devleti soyanları da hırsız olarak damgalarız.” |