Kafkaslar’daki yeni denklemde Türkiye var, Fransa ve ABD yok

Batı destekli Paşinyan, yalnızca kendisi kaybetmedi, ülkesine de kaybettirdi. Gelinen noktada seçim işlerine boğulmuş ABD ile ülke içinde yönetim zayıflığı gösteren Fransa da kaybetti.

Sertaç Eş

Sorosvari bir gösterişle iktidara gelen Nikol Paşinyan, yalnızca kendisi kaybetmedi, ülkesine de kaybettirdi. Gelinen noktada kaybedenlerin listesi biraz daha uzun. Seçim işlerine boğulmuş ABD, ülke içinde yönetim zayıflığı gösteren Fransa, Karabağ sorununu kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak hedefiyle oluşturulan Minsk Grubu’nun varlığı artık anlamsız... 

Kafkaslar’da belirleyici aktör bir kez daha kendini gösterdi: Rusya. Azerbaycan ile Ermenistan arasında süren çatışmalarda, her ne şekilde olduysa bir Rus helikopteri Ermenistan’da düşürüldü. Azerbaycan düşürdüğünü kabul etti, tazminat ödeyecek. Ateşkes girişimi zaten Türkiye ile Rusya arasında pişirilmişti. Helikopterin düşürülmesi hızlı bir ilerlemenin de aracı oldu. 

Ermenistan, Rusya’nın Kafkaslardaki “garnizon devleti”ydi. Şimdi “karakol devleti”ne dönüştü. Yani seviye düştü. Karabağ Ermenistan’ın kontrolündeydi, artık değil. 

Rusya askeri polis yerleştiriyor. Moskova’nın kazandığı bu konum Rusya’ya, Ermenistan’ın çifte araçla kontrol edilmesi, Azerbaycan’ın dengelenmesi olanağı tanıyacak. Rusya “yerini bir kez daha işaretledi”, Kafkaslara kimsenin girmesine izin vermeyeceğini ilan etti.

AZERBAYCAN’IN BAŞARISI

Günümüzde Kafkaslar’da devlet olmak, Batı Avrupa’da devlet olmak gibi değil. Azerbaycan, bağımsızlığını kazanmasından sonra geçen dönemi boşa harcamadığını Karabağ’daki son çatışmalarda ortaya koydu. Ordu eğitmiş, donatmış, hazırlamış. 

Diplomatik dengeleri de iyi okudu, değerlendirdi, oluşan fırsatı kaçırmadı. Ancak Karabağ’ın tamamen işgalden kurtarılamadığı da bir gerçek. Buna da Rusya’nın göz yumması beklenmiyordu zaten... 

İlham Aliyev’e dışarıdan, “demokrasi” eleştirisi yapmak o kadar da iyi niyetli değil. Çünkü savunulan “demokrasiyi”, uzlaşmanın sağlandığı gece Erivan’da yaşananlarla gördük: Parçalanmışlık, kaos, karmaşa... Azerbaycan, kalan Karabağ topraklarını işgalden kurtarmak için her an hazır olmalı. Çünkü Ermenistan’daki egemen anlayış, her an bu fırsatı sunma potansiyelini fazlasıyla barındırıyor.

‘ARTSAH KARABASANI’

Olmaza âşık bir ülke. Bu yüzden çok şey kaybetti, kaybediyor. Ermenistan ve Başbakanı Paşinyan, son dönemde yeni bir rüya gördüler: Artsah Cumhuriyeti. Bunun karabasana dönüşeceğini, kendilerinden başka herkes tahmin ediyordu. 

Her seferinde kendilerini tüm dünyadan yalıtıp, Moskova’ya daha kalın zincirlerle bağlıyorlar. Olmayacak iddiaları nedeniyle petrol boru hattı, doğalgaz boru hattı ve demiryolu hattının Gürcistan’dan geçmesine neden oldular, dışlandılar. 

Şu an yalnızlığın simgesi durumundalar. İşgal altında tuttukları Azerbaycan topraklarını viraneye çevirdiler. Karabağ’a yığdıkları demode silahlar ölümden başka bir şey getirmedi. Yenilgiyle, gelecek on yıllarını kaybettiler.

TÜRKİYE’NİN ROLÜ

Ankara bir ucundan Karabağ denklemine girmiş görünüyor. Bir kere ateşkesin altyapısını Moskova ile oluşturdu. Barış gözlemcisi olarak kurulacak mekanizmada yer alacak. Ermenistan’ın savaşarak aldığı üç bölgeden çekilmesini denetleyecek. 

Nesnelliğe dayalı Rus dış politikası da “Türkiye’nin konumunu” kabullenmiş durumda. Karabağ konusunda gösterilen nesnel dış politika anlayışı, zaman yitirmeden Mısır ve Suriye’de de uygulanmalı.