Kadrolarda 4 eğilim var ama... Salonda ‘bozkurt’ hâkimiyeti

İyi Parti için dilekçe verilip, salona gelindiğinde bile kuruluşuna vize verilip verilmediği belli değildi.

Ayşe Sayın

Meral Akşener, "başkaları tarafından aynı isimle parti kurulabileceği" gerekçesiyle başvuru saatine kadar ismini saklı tuttuğu "İYİ Parti"yi "görücüye" çıkardı.

"İYİ Parti" için dilekçe verilip, salona gelindiğinde bile kuruluşuna vize verilip verilmediği belli değildi. Kafalardaki kuşku ve endişe ancak, öğle saatlerinde Isparta Milletvekili Nuri Okutan tarafından İçişleri Bakanlığı’ndan verilen “alındı” belgesiyle dağılabildi. Akşener’in “OHAL koşullarına” rağmen “Türkiye İyi olacak” sloganıyla kurduğu İyi Parti, dün yola çıktı, ancak yolculuğun “zorlu olacağı” da genel kanı. Kadrolarında siyaset yelpazesinden değişik isimlere yer veren Akşener, her ne kadar “MHP’nin devamı” gibi algılanmak istemese de salonda kalkan ellerin “Bozkurt” selamı vermesi bunun kolay olmayacağının kanıtı gibiydi. Akşener ve partisinin bundan sonraki yol haritası, parti programı ve kadrolarına ilişkin değerlendirmeler ve izlenimler şöyle:

-Nihai hedef Başbakanlık: İyi Parti bir anlamda Akşener’i “cumhurbaşkanı adaylığı”na taşımak için önemli bir zemin olacak. O nedenle de “Başbakan Meral” sloganını “cumhurbaşkanı” olarak düzeltti. Ancak nihai hedefte yine “başbakanlık” var. Çünkü, parti programında iktidarının “1 yılında yapılacak” işler kısmında iki konu yer alıyor: Parlamenter sisteme dönmek ve “demokratik bir siyasi partiler yasası” yapmak. Parti içi demokrasiye hem konuşmasında hem de parti programında özel vurgu yapan Akşener’in, seçim barajı hedefi ise yüzde 5 olarak yer aldı.

-Tek paragrafta Güneydoğu: Yeni parti programında, iç ve dış güvenlik, istihbarat konuları geniş başlıklarla vurgulandı. Ancak Türkiye’nin en yakıcı sorunu olan “Kürt sorunu” konusuna “Güneydoğu sorunu” altında sadece bir paragrafta yer verilerek, terör örgütünün yenilmesinden sonra, “sivil anlayışa geçilmesi, toplumsal alana pozitif müdahalelerle hukuki, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel projelerle bir yandan bölge halkıyla kucaklaşılması, diğer yandan terör örgütünün elindeki istismar alanlarının ortadan kaldırılması” temel politika olarak ifade edildi.

-Kadın düşmanlarına veto: Parti tüzüğünde dikkat çeken bir ayrıntı ise “kadına şiddet, cinsel istismar ve terör” suçlarından hüküm giyenlere affa ve zamanaşımına uğramış olsalar bile parti üyeliği vizesi verilmeyeceğinin hükme bağlanması oldu.

-4 eğilim formülü: Akşener -tıpkı AKP’nin de kuruluş aşamasındaki gibikurucu kadrolarında geçmişte ANAP’ın ilk kez siyasi literatüre kazandırdığı “4 eğilim”e (milliyetçi, muhafazakâr, liberal, demokratik sol) yer verdi. Milli Görüş hareketinden gelen eski RP Milletvekilleri Mukadder Başeğmez, Hüsamettin Korkutata, daha sonra AKP’den de milletvekili seçilen ancak “muhalif” duruşu nedeniyle parti kadrolarında daha sonra yer bulamayan Ersönmez Yarbay dikkat çeken isimlerden. ANAP kökenli isimler olarak eski Bakan Ahad Andican, Süleyman Sarıbaş dikkat çekerken DYP kökenli, eski Devlet Bakanı Ayfer Yılmaz, Cevher Cevheri; Akşener’le birlikte yine DYP’deyken çalışan ve bir dönem MHP’de Bahçeli’nin “sağ kolu” olarak anılan Cihan Paçacı ile Yıldırım Ulupınar, CHP’den istifa eden İzmir Milletvekili Aytun Çıray ilk göze çarpanlardan. Partide 4. “eğilim” yani, “demokratik sol”u ise eski DSP’li bakanlar Suat Çağlayan ve Aydın Tümen temsil ediyor. Sendikacı Bircan Akyıldız da kurucular arasında yer buldu. İlahiyatçı Ayşe Sucu ise “sürpriz” isim olarak nitelendirildi.

-Akşener’in sacayağı: Partinin Başkanlık Divanı bugün belli olacak. Ancak Akşener, salonda yaptığı konuşmada, ekonomiyi biri DYP’de, diğeri MHP’de birlikte siyaset yaptığı iki isme, eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ve eski Bakan Ayfer Yılmaz’a vereceğinin işaretini, “Yüzde 6’nın altında büyüme istemiyorum” diyerek verdi. Koray Aydın’ın teşkilatlar, Ümit Özdağ’ın siyasi işlerden sorumlu olmak üzere Akşener’in “sacayağı” ekibini oluşturması bekleniyor.

-Post modern şef: Akşener konuşması boyunca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “ismen” hedef almadı. Ancak, politikalarını eleştirirken, 16 Nisan referandumu “kirli referandum” diye nitelerken, 1946 seçimlerinin “tekrarı” olduğunu savundu. AKP iktidarını ise isim vermeden “post modern milli şef dönemi” olarak nitelendirmesi dikkat çekti.

-28 Şubat’la hesaplaşma: REFAH-YOL hükümetinin İçişleri Bakanı olan Akşener’in en önemli vurgularından birisi de kendisiyle ilgili “yağlı kazığa oturturuz” tehdidinde bulunan 28 Şubat’ın “aktörleri” oldu. AKP’nin ve nihayetinde 15 Temmuz’un bu sürecin sonucu olduğuna dikkat çekip, “Hatırladınız mı milletin hakkı için, devletin itibarı için ayağa kalktığında, parmak salladığınız siyasetçi, ürkütmeye korkutmaya çalıştığınız kadın...” diye sorarak hesaplaşma mesajı verdi.