Kadınların gizli arzuları...
Yönetmen Metin Akdemir’in “Hayalimdeki Sahneler” filmi, Antalya ve İstanbul’un ardından Amsterdam, Belgrad ve Yunanistan’daki festivallerde gösterime ve yarışa giriyor.
Emel SeçenYavuz Özkan’ın filmlerinden yola çıkılan Türkiye sinemasındaki kuir arzu temsillerini sorguladığı belgeseli “Hayalimdeki Sahneler”, uluslararası prömiyerini bugün Kuir ve Göçmen Filmleri Festivali’nde yapıyor. Amsterdam’da düzenlenen ve bu yıl çevrimiçi yapılan festivalde seyirciyle buluşacak filmin gösterimi ardından Metin Akdemir’in de katılacağı bir söyleşi olacak.
Metin Akdemir’in 2013’te kuir aktivist ve sanatçı Boysan Yakar ile başladığı, ancak Yakar’ın 2015’te hayatını kaybetmesi sonrasında askıya alınan proje, Sansürsüz Sinema ve !f I·stanbul Yapım Lab Pitching Platformu’nun yanı sıra Fongogo destekleriyle bu yıl başında tamamlandı. Yapımını [alt] Platform’un üstlendiği film, ilk gösterimini ekim ayında 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda yaptı ve 39. İstanbul Film Festivali’nde gösterildi.
DAMGA VURDULAR...
Yönetmen ve sanatçı Metin Akdemir’in yazıp yönettiği “Hayalimdeki Sahneler”, uluslararası prömiyerini Amsterdam’da düzenlenen Kuir ve Göçmen Filmleri Festivali’nde yapıyor. Hayalimdeki Sahneler bu hafta sonu ayrıca 3-4 Aralık tarihlerinde Belgrad’da Merlinka Festivali’inde ERA Ödülü için yarışırken 5-6 Aralık’ta ise Yunanistan’da da Aphrodite Kuir-Feminist Film Festivali’nde gösterilecek.
Filmde, Yavuz Özkan’ın yönettiği “İki Kadın” ve Atıf Yılmaz’ın“Dul Bir Kadın” ile “Kadının Adı Yok” filmlerinin izinde Türkiye sinemasında görmezden gelinmiş kuir arzu temsillerinin peşine düşülüyor.
Kadın olma, kadın varlığı cinsiyeti, sömürülüşü, cinsel duruşu ve yakıştırılanlarla, olmak istedikleri arasında var olmuş ya da olamamış bilhassa Türkiye şartlarında birçok kadının gerçeğine perde aralayan, 1980’lerin eserleri olan bu filmlerin analizi de yapılıyor. “Hayalimdeki Sahneler” 1980’lerde Türkiye sinemasında “kadın filmleri” olarak anılan yapımlarda kadın karakterler arasındaki ilişkiyi ele alıyor. Pek çok filmde karşımıza çıkan kadınlar arasındaki derin dostluk, aynı zamanda, üstü örtülmeye çalışılan ya da gizlenen, duygusal ve cinsel bir ilişkiye karşılık geliyor olabilir mi?
Yönetmen Metin Akdemir, döneme damgasını vuran oyuncu ve senaristlerin yanı sıra akademisyen ve eleştirmenlerin kılavuzluğunda bu “kuir ihtimalleri” sorguluyor. Ayrıca hayal ettiği, ancak filmlerin göstermediği söz konusu sahneleri bu belgesel için yeniden canlandırıyor. Bu filmlerin oyuncuları da sadece dönemlerinin değil, günümüzün de unutulmaz isimleri: Nur Sürer, Deniz Türkali, Hale Soygazi, Serap Aksoy, Engin Ertan, Özlem Güçlü, Umut Tümay Arslan, Su I·nce, Ece Z. Taşkın, Bulut Sezer, Nihal Albayrak, Gizem Tileylioğlu, Derin Çankaya, Özgür Biber.
Emre Kaya ve I·rem Akbal’ın performansı ile “Hayalimdeki Sahneler”, Atıf Yılmaz’ın 1985 yapımı “Dul Bir Kadın” ve 1987 tarihli “Kadının Adı Yok” filmleri ile Yavuz Özkan’ın 1992’de çektiği “İki Kadın” filminden yola çıkarak Türkiye sinemasında kuir arzuya uygulanan sansürü ve otosansürü tartışmaya açıyor. Deniz Türkali, Hale Soygazi, Nur Sürer, Serap Aksoy gibi oyuncuların yanı sıra sinema yazarı Engin Ertan ve akademisyenler Özlem Güçlü ve Umut Tümay Arslan’ın da konuk olduğu belgesel, bu üç filmin utangaç birer örnek mi, yoksa Türkiye sinemasında kuir’i konu edinen “cesur filmler” mi olduğu sorusunun peşinde.