Kadınlara siyaset çağrısı

CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Kadının gücü ve sezgisi erkekte yok. Bir ülkenin geleceğini belirleyen temel aktör kadınlardır” derken annelerin siyasete ağırlık vermesini istedi.

iklim öngel

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Sakarya’dan kadınlara ve annelere “Anneler, eğer siyasette ağırlığınız olursa o zaman Türkiye daha güzel olacak. Eğer anneler daha çok siyasete ilgi gösterirse o zaman Türkiye daha başarılı olacak. Kadının gücü ve sezgisi erkekte yok. Bir ülkenin geleceğini belirleyen temel aktör kadınlardır” çağrısı yaptı. Sakarya Kapalı Spor Salonu’nda yaklaşık 5 bin kadına seslenen Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:

Yanlışa hayır anneden: İlk türküyü, ninniyi annelerimizden duyduk. Ana dilimizi, Türkçeyi annemizden öğrendik. Onlar bize yanlış bir şey yaptığımız zaman hayır demesini öğrettiler. Yanlış bir şey yaptığımızda, elimizi sobaya götürdüğümüzde hafif vururlardı, bizi tehlikelerden korumak için, bizim geleceğimiz için yaptılar. Bir ülkenin geleceğini belirleyen temel aktör kadınlardır. Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Dünyada barışı en çok savunan, adaleti temsil eden kadınlar. Dünyada nereye giderseniz elinde bir teraziyle kadını görürsünüz. Gözleri bağlı adaleti savunan kadınlardır.

Anneler aynı türküyü söyler: Bugün 1 milyon aile mağdur edildi. 1 haftalık çocuğu anneden ayırıyorlar. Çocuğu annesinden ayırıyorlar, bu hak, adalet, insanlık mıdır? İnsanlığı açlığa mahkûm etmek, banka hesaplarına el koymak... Allah aşkına anneler söyler misin, Karadeniz’deki bir anneyle Diyarbakır’da yaşayan bir anne arasında fark olur mu? Anneler dünyanın her yerinde aynı türküyü, ninniyi söyler. Çocuklarını güzel yetiştirmeye çalışır. Bir annenin en büyük dramı çocuklarının iş bulamamasıdır. Bu annenin acısını tarif edemeyiz. Bunları bir siyasi partinin genel başkanı olarak değil bir annenin evladı olarak söyüyorum. Ülkesini seven, hiçbir ayrım yapmayan, bize oy vermeyen anneye anne demeyecek miyiz, onun hakkını savunmayacak mıyız?

Neden kavga etmiyorum: Sevgili peygamberimiz cennet anaların ayakları altında diyor. Biz bu ülkede huzur, barış istiyoruz, birlikte yaşamak istiyoruz. Ayrılık gayrılık olmasın istiyoruz. Çocuklarımızı El-Bab’a gönderiyoruz, 70’i aştı şehitlerimizin sayısı. Yüreği yanan anne, yüreği yanan baba... Bizi ayırmak istiyorlar. “Kılıçdaroğlu neden kavga etmiyor’’ diyorlar. Neden edeyim. Annemden babamdan kavga yapmayı öğrenmedim. Annem de babam da bana sevgiyi öğretti.

İtiraz etmiyoruz: Vekil sayısını 600’e çıkarıyorlar. 550 neyinize yetmedi. Milli irade temsil edilecekse yüzde 10 barajının kalkması lazım. Yüzde 1 oy alan partinin genel başkanı Meclis’e gelir, biz itiraz etmiyoruz, onlar ediyor.

Huzurlu Türkiye için hayır: Nasıl olur da Atatürk’e verilmeyen yetkiler şimdi bir kişiye verilecek. Benim vatandaş Kemal olarak da parti başkanı olarak da sorumluluğum var. Benimki kadar her annenin de sorumluluğu var. Çocuklarımız için, onların geleceği için bu anayasa değişikliğine hayır diyeceğiz. Mutlu, huzurlu bir Türkiye’de yaşamaları için hayır diyeceğiz.

Annelerin güldüğü bir Türkiye: Huzurlu bir toplum değiliz, çok kutuplaştık, neredeyse selam vermeyeceğiz. Her şeyi kavga ortamına çekiyoruz, bundan kaçınacağız. Her evde huzur bereket olsun istiyoruz, kadının elinin değdiği her şey bereketlidir. Böyle gördük böyle yaşadık, eğer bir ülkede insanlar mutlu mu diye bakarsınız bunun tüm dünyada tek ölçüsü, o ülkede kadının yüzü gülüyorsa o ülkede huzur vardır, kadın düşünceli kaygılıysa huzur yok demektir. Şu an Türkiye’de anneler endişeli, kaygı içinde huzursuz. Tüm annelerin güldüğü huzur içinde çocuklarını okula gönderdiği, iş bulduğu bir Türkiye istiyoruz. Hayırın her zaman hayırlı olacağını unutmayın, ama evetin vebali çok ağırdır anneler.

18 MADDEYİ BİLMİYOR’A YANIT

Kılıçdaroğlu, Sakarya’ya gelişinde TEM Otoyolu Arifiye gişeleri çıkışında karşılandı. Yakup Çoruh adlı bir kişi yanına yaklaşarak, “Atatürk’ün, büyük liderin partisinin genel başkanı hoş geldiniz Sakaryamıza. Sakaryalılar olarak bir ricam var efendim sizden. Atatürk ilkelerini sayabilecek misiniz efendim? Bir ikincisi de oylanacak olan anayasanın 18 maddesinin 8’inci maddesinde başbakanın olmadığını araştırırsanız görürsünüz efendim” dedi. Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi: “Diyelim ki seçimler oldu. Bir parti çoğunluğu sağladı parlamentoda. Normalde bugünkü şartlarda onun başkanının başbakan olması lazım. Şimdi diyelim ki ilk seçimde yüzde 51’i tutamadı. İkinci seçime gidiyoruz, başkan için yüzde 51’le partide çoğunluğu değil, bir başka kişi başkan seçildi, mümkün mü? Olabilir. O zaman Meclis’te çoğunluğu olan partiyle başkan uyumlu çalışabilir mi?”