"Kadınlar vardır , kadınlar her yerde
Kadınlar dünyada 55, Türkiye’de 28 yıldır sokağa çıkıyor. Mücadelenin kahramanı Kerestecioğlu anlattı.
Damla YurDominik Cumhuriyeti’nde Maribal kardeşlerin sistem tarafından katledilmelerinin üzerinden 55 yıl geçti. Dünya çapında kadına yönelik şiddetin sesi olmalarının üzerinden ise 16 yıl. “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü”nde Türkiyeli kadınlar da 1987’den beri sokağa, isyana çıkıyor. O sürecin yaratıcılarından feminist avukat, HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu “İsyan, özgürlük” çığlığının sokakta yankılanmasını anlattı.
Kadınlar vardır
Kadınlar 1987’de ‘dayağa karşı dayanışma kampanyası’ düzenledi. Kampanya Kerestecioğlu’nun Ankara Barosu’nun dergisinin ‘İlginç Kararlar’ köşesinde, bir hâkimin boşanma davasında ‘Evde tartışma olmadan olmaz. Kadının karnını sıpasız, sırtını sopasız bırakmamak gerek’ diyerek verdiği kararı görmesiyle başladı.
Eskişehir’de 7- 8 avukat da bu kararı protesto etmişti. Kerestecioğlu kararı kadınlarla paylaştıktan sonra 1 liralık manevi tazminat davası açıldı. Kadınların doğrudan taraf olmadığı gerekçesiyle dava reddedildi. Ardından feminist kadınlar ‘dayağa karşı dayanışma’ kampanyasını örgütledi. Bu yıllar Türkiye için 12 Eylül sonrası hiçbir mitingin yapılmadığı günlerdi.
İlk yasal yürüyüşü Kerestecioğlu anlattı: “50 kadın mı, 100 kadın mı gelir bilmiyorduk. Önemli olan feminizmin şiarını, ‘özel olan politiktir, özel hayatlardır’, şiddeti açık etmekti. Çok fazla kadın geldi yürüyüşe.” Kerestecioğlu yürüyüş öncesi “Kadınlar vardır” şarkısını hazırladı.
Yürüyüş sırasında Kadıköy, Yoğurtçu Parkı’nda çok sayıda kadın eşliğinde o şarkı söylendi: “Susmamız oturmamız, hep boyun eğmemiz, hayatı seyretmemiz, istendi bugüne dek. Suskunduk ve bekledik. Yaşandı seyrettik. Sonunda yeter dedik. Bir daha susmayana dek. Kadınlar vardır. Kadınlar her yerde”...