Kadınlar sığınak istiyor

Martta en az 17, nisanda 28 kadının erkek şiddetiyle hayattan koparıldığı ülkede kadınlar, şiddet karşısında ayakta kalabilmek için sağınak istiyor.

Olcay Büyüktaş

Bu ülkenin yarısını oluşturan kadınlar, hayatları aklın almayacağı şekli risk altında olan kadınlar, en yakınları tarafından her an öldürülme olasılığı taşıyan kadınlar sığınak istiyor. Çünkü 83 milyon nüfusun yarısını kadınların oluşturduğu Türkiye’de sadece 148 sığınak bulunuyor. Ve bu sığınakların toplam kapasitesi 3 bin 576. Aile içi şiddeti önlemeyi ve etkin cezalandırmayı amaçlayan İstanbul Sözleşmesi'nden bir gece yarısı kararı ile çekileceğinin açıklanmasının ardından, kadınların koruma ve kolluk kuvveti yardım çağrılarının duyulmazdan geldiği haberlere yansımaya başlamıştı.

Cezasızlığın artırdığı erkek şiddetinin hız kesmediği, martta en az 17, nisanda 28 kadının erkek şiddetiyle hayattan koparıldığı ülkede kadınlar, şiddet karşısında ayakta kalabilmek için sağınak istiyor. 

Geçen hafta Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezi Kurultayı bileşenleri sığınağın her kadının ve çocuğun hakkı olduğunu söyleyerek 'Sığınak istiyoruz' kampanyası başlattı. Tüm kadın örgütlerinin destek verdiği kamyanya ile şiddete maruz kalan kadın ve çocuklara ihtiyaçları olan desteklerin sağlanması amaçlanıyor. 

Çünkü artık erkek şiddettine karşın daha korumamız kalan kadınlara yönelik şiddeti önleyecek mekanizmaları kurmanın gerekliği çok daha ön plana çıkıyor. Kampanya, sığınma evleri kurmanın merkezi ve yerel yönetimlerin sorumluluğu olduğunu söylüyor ve sorumluları acilen görevlerini yerine getirmeye çağırıyor.

GÜÇ KAZANMA MERKEZİ

Kadınlar sığınak istiyor çünkü, genellikle en yakınındaki erkeklerin uyguladıkları şiddetten uzak hayatlar kurabilmeleri için onları güçlendirecek destek mekanizmalarının varlığı hayati bir önem taşıyor.

Kadınlar sığınak istiyor çünkü sığınaklar; şiddete maruz kalan kadınların varsa çocuklarıyla birlikte kalabilecekleri,  şiddetten uzak ve bağımsız yaşamlar kurabilmeleri için ihtiyaç duydukları psikolojik, sosyal, hukuki ve benzeri  destekleri  alabilecekleri ve şiddete maruz kalan kadınlarla dayanışma kurabilecekleri yerler. 

Kadınlar sığınak istiyor çünkü, kadınlar erkek şiddetinin çaresiz hissettiren sarmalından kurtulmaya ihtiyaçları var.

Bu nedenle, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı sorumluluğunu yerine getirmeli, sığınakların sayısını ve kapasitesi artırmalı. Zaten Avrupa Konseyi’nin standartlarına göre, her 10 bin kişi için kalacak bir yer olması ve her 50 bin kadın için bir dayanışma merkezi açılması gerekiyor. 

Bu konuda belediyeler de üzerine düşeni yapmalı sorumluluklarını yerine getirerek sığınak açmalı. Çünkü, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14. Maddesinin a bendine göre, büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100 binin üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için sığınak açmakla yükümlü.

ARPA BOYU YOL

1970’lerden itibaren gelişmiş ülkelerde, 1980’lerden sonra ise gelişmekte olan ülkelerde, kadın hareketinin baskısıyla, şiddete uğrayan kadınların ve çocuklarının sığınabilecekleri kadınevi, sığınak ve danışma merkezi açılmaya başlandı. Türkiye’de 80’lerin başında ivme kazanan kadın hareketiyle gündem gelen sığınma evleri 1990’ların hemen başında resmi düzeyde de bir sosyal hizmet kurumu olarak varlık gösterir oldu. Ancak bugün ülkedeki sığınma evleri gereksinimi karşılacaycak nicelik ve nitelikten çok uzak.

Her geçen gün daha fazla gereksinim duyular hale gelen sığınma evlerinin biran önce yaygınlaştırılması ve ihtiyacı karşılar düzeye ulaşması gerekiyor. 

Erkek şiddetini önleyemeyen devlet, kadını bu şiddetten korumakla yükümlü. Bu nedenle de kampayada şu noktalara özelleklike vurgu yapılıyor:

Kadın sığınakları, kadınların varsa çocuklarıyla beraber şiddetten uzaklaşmak için ihtiyaç duyabiliğdi desteklerden biri.

Şiddetten uzakta hayatlar kurabilmek için kadınların sığınaklarına ve dayanışma merkezlerine gereksinimi var.

Erkek şiddetine karşı mücadelenin en önemli araçları dayanışma merkezleri ve sığınaklardır. Kadınların şiddete karşı desteklenmesi en büyü öncelik olmalı.

Kadın sığınakları ve dayanışma merkezlerinde, kadınlardan yana ve kadınların güçlendirmeyi merkeze alan, sosyal çalışma yapılmalı.

Bu devletin ilgili kurum, kuruluş, kişi ve toplulukları ya öldürücü hale gelmiş erkek şiddettini durdurmak ya da kadınların bu bölümcül şiddette karşı hayatta ve ayakta kalmasını sağlayacak makenizma ve yapıları oluşturmak zorunda.