Kadınlar modaya da başkaldırdı!
Victoria’s Secret Yılbaşı Gösterisi, televizyonun, geniş kitlelere ulaşan gösterilerinden biriydi artık sadece nostalji.
Deniz ÜlkütekinModanın insanlara tek etkisi elbette sadece giyim kuşam değil. 20. yüzyılın başından beri moda, yaşam tarzımızı da değiştirme iddiasındaydı. Bu iddia nihayet doğrulanıyor. Moda dünyasının en büyük markalarından olan ve 1977’de kurulan ABD’li iç çamaşırı üreticisi Victoria’s Secret’ta yaşananlar modanın değişimi ve etki alanının genişliğine iyi bir örnek. Firmanın asıl şöhreti 90’lı yılların sonundan itibaren televizyon sayesinde tüm dünyaya yayılan iç çamaşırı defileleriydi. O yıllarda belden aşağı esprilere konu olsa da, Victoria’s Secret defileleri, belki de ilk kez erkekleri de defilelere çekmişti! Bu gidiş, 2001’de başlayan “Yılbaşı Gösterisi” ile daha da hızlandı. Artık sıradan insanlar bile yılbaşı programlarına Victoria’s Secret gösterisini ekliyordu! Bu da satışlara yansıyordu ama asıl başarı dünyadaki milyonlarca kadının Victoria’s Secret’ın ünlü modelleri Tyra Banks ve Gisele Bündchen gibi görünmek istemesiydi. 2. Dünya Savaşı öncesinde başlayan ve savaştan sonra artarak devam eden tüketim toplumları yaratma ve radikal yapılanmaları sınırlama eğilimi, 20. yüzyılda kadına toplumsal yaşamda da net roller çizmişti. “Domestik ev kadını” stereotipi, elektronik ev eşyalarından, moda afişlerine kadar birçok alanda kadının rolünü eve hapsediyordu. Moda dünyasında ikonlaşan 90-60-90 vücut ölçüsü de bu dönemin ideal kadın tiplemesi için üretilen bir örnekti ve yıllarca geçerli oldu. Tüm tasarımlar bu profil üzerinden konumlandırılırken, başta Hollywood olmak üzere Batı dünyasının ortaya çıkardığı yerel sinema ve televizyon şöhretleri de bu ideal kadın tiplemesinin örneği veya karşıtı (vamp) olarak kamuoyuna sunuluyordu. Öte yandan buna karşıt sesler, 1960’ların ilk yarısında yankı bulmuş, 68 hareketine giden yolda kadın hareketleri bu politikaları sorgulamaya başlamıştı. Ancak bunun moda dünyasında karşılığını bulması oldukça uzun sürdü.
BEDEN TARTIŞMALARI
Moda dünyasında birkaç yıldır yeni bir politika var: “Neden şişman manken yok” veya “neden kadın modeller belirli vücut hatlarına sahip olmalı” gibi sorulara bazı modacılar da katıldı. Bu süreç başını Gucci’nin çektiği dünyaca ünlü moda markalarının defilelerinde o güne kadar alışılmışın dışında manken ve modellere yer vermesiyle geçmişten farklı bir noktaya evrildi. Artık defilelerde geçmişin standartlarındaki ölçülerden farklı hatta trans veya androjen mankenlere yer verilmesi kimseyi şaşırtmıyor. Victoria’s Secret bu değişimden belki de en çok etkilenen moda markası oldu. Tüm ticari stratejisini geleneksel moda kodları üzerine kuran marka son yıllarda kadın hareketlerinin ve LGBTİ+ platformlarının hedefi haline geldi. Markanın yaratıcı yönetmeni Ed Razek 2018’de moda dünyasındaki değişimle ilgili yaptığı bir açıklamada trans veya büyük beden mankenlere sadece kardeş firmaları olan Lane Bryant’ta yer verdiklerini, Victoria’s Secret markası ile dünyaya sunmayı ise düşünmediklerini söyleyerek tepkileri daha da artırmıştı. Bu olayın ardından geleneksel yılbaşı gösterisi tarihin en düşük reytingini görmüştü. Marka bu yıl radikal bir değişiklik yaparak, ilk defa bir trans modelle (Valentina Sampaio) çalışma kararı aldı. Ancak bu değişim de yeterli olmadı. Markanın her adımda biraz daha düşüşü moda dünyasında beden pozitifliğini destekleyen kanat tarafından zafer nidalarıyla karşılanıyor.
VİCDAN DEĞİL TEKNOLOJİ
Victoria’s Secret’ın düşüşü, gerçekten moda dünyasındaki ayrımcı söyleme karşı uyanışın kitlelerde yarattığı beden algısına yönelik bilinç sıçramasının sonucu mu? Böyle düşünmeyenler de var: ABD’li gazeteci Granderson’a göre “Bir anda vicdan geliştirmedik, sadece akıllı telefonlarımız oldu.” Granderson, Victoria’s Secret yılbaşı eğlencesinin yeteri kadar izlenmediği gerekçesiyle iptal edilmesini modası geçmiş bir fikir olmasından çok, kolay ulaşılabilir internet pornosuna bağlarken, sosyal medya platformlarını, özellikle de Instagram’ı ilginin azalma nedenlerinden biri olarak gösteriyor. Pek de haksız sayılamayacak bu değerlendirme de bizi pornonun, internet çağındaki yaygınlığı üzerine düşünmeye itebilir. Yılbaşı eğlencelerinin vazgeçilmezi Victoria’s Secret gösterisi marka değerini yitirmiş olabilir, ama Türkiye’nin bir döneminin vazgeçilmez yılbaşı akşamı “kült”ü, televizyon başında “dansöz beklemek” gibi bir fetiş objesi olarak varlığını sürdürüyor. Günümüzün Instagram fenomen mankenlerin hesaplarına bakarsanız Victoria’s Secret’ın sunduğundan çok da farklı bir içerikleri olmadığını göreceksiniz. Öte yandan estetik ve makyaj ile yaratılan “tıpkılaşma” ve kadınların birbirinden ayırt edilemez olması ise 60’ların Marilyn Monroe estetiğini aratan bir prototipleşme yaratıyor. 20. yüzyılın, -en büyük hayali evine yeni bir çamaşır makinesi ve kendine moda ikonlarının giydiği kıyafetleri kıyafetleri almak olan, günlerini evini temiz tutup, akşam eşinin işten gelmesini bekleyerek geçiren- modern ev kadını artık moda dünyasında geçerli değil. Onunla birlikte televizyon da kitlelerin en büyük eğlence aracı olma işlevini yavaş yavaş terk ediyor. Artık istediğimiz içeriği laptoplarımız ve akıllı telefonlarımız ile istediğimiz anda edinebildiğimiz günümüz dünyasında televizyon da yakında nostaljik bir araç olacak. Victoria’s Secret yılbaşı şovu da YouTube’dan istediğimiz an tekrar izleyebileceğimiz bir anı olarak hafızamızda kalacak.