Kadınlar için "Hak ve Eşitlik"
Sivil Toplum Örgütleri ve sendikalar, kadın hakları konusunda yasal düzenlemelerin yeterli olmadığını vurgularken, kadına yönelik şiddetin, cinsel taciz, töre cinayetleri ile kadını meta olarak gören tüm anlayışların tavizsiz mahkûm edilmesi gerektiğini belirttiler.
cumhuriyet.com.trSivil Toplum Örgütleri ve sendikalar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü gönderdikleri mesajlarla kutladı. Sivil sesler, kadın hakları konusunda yasal düzenlemelerin yeterli olmadığını vurgularken, kadına yönelik şiddetin, cinsel taciz, töre cinayetleri ile kadını meta olarak gören tüm anlayışların tavizsiz mahkûm edilmesi gerektiğini belirttiler.
Sivil Toplum Örgütleri ve sendikaların mesajları şöyle:
TMMOB: Kadınlar için aile yaşamında, çalışma hayatında ve toplumda hak ettikleri eşit koşullar hala sağlanamamıştır. Yetersiz yasal düzenlemeler, kız çocuklarının okutulmamamsına, töre cinayetlerinin devam etmesine, iş yaşamında kadın istihdamının engellenmesine olanak sağlayan düşünce ve önyargıların önüne geçememiştir. Kadınlar hayatın her alanında özgürce yer almadıkça, hayalini kurduğumuz, mücadelesini verdiğimiz başka bir dünyayı yaratmak mümkün değildir.
Demokrat Eğitimciler Sendikası: 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, dünya kadınlarının 'Kadının İnsan Hakları'nı hatırlama ve hatırlatma günü olmalıdır. Kimileri namus, kimileri töre, kimileri dinsel sömürü uğruna, kimileri siyasi ikballeri uğruna, kimileri cinsel özgürlük uğruna, kimileri teröre malzeme yapmak uğruna, kimileri vatan uğruna, sağcı, solcu, milliyetçi, cumhuriyetçi, muhafazakar, liberal düşünsel yapıda olsun, siyasetçi, ticaretçi, modacı, gazeteci hemen herkes kadını ve haklarını istismar etmektedir. 'Kadın baş tacımızdır, kadın anamızdır, bacımızdır, kadın kutsalımızdır, namusumuzdur' gibi benzeri söylemlerle kadın tarihin tüm dönemlerinde sömürülmüştür. Bu konuda başta kadın eğitimcilere ve tüm kadınlarımıza ve ardından devletimize ve hükümete büyük görevler düşmektedir. Devlet tüm kadınları her türlü baskıya karşı korumalı ve kadının sosyal güvenliği güvence altına almalı, kadınlara karşı kötü muamele yapanlara verilen cezaları yeniden gözden geçirmelidir.
Türk-İş: 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, bu yıl yüzüncü yılına erişmiştir. Kadınların cinsiyet ayrımcılığı temelinde yükselen sorunları, geride bırakılan yüz yıla rağmen hala çözülememiştir. Bugün ülkemizde kadınlar, kadına dair sorunların çözülmesi için on yıllardır atılan adımlara rağmen hala, yaşam koşullarından eğitime, istihdamdan sosyal güvenlik ve sağlık haklarına, analığın korunmasından ücret düzeyine kadar birçok sorunla iç içe yaşamaktadır. Kadınlara yönelik sosyal dışlama da önemli ölçüde devam etmektedir. Kadınların, cinsiyete dayalı ayrımcılığa maruz kalması ve dezavantajlı bir grup olarak algılanması engellenmelidir. Kadına yönelik şiddet, cinsel taciz, töre cinayetleri ile kadını meta olarak gören tüm anlayışlar tavizsiz mahkûm edilmelidir. Temel insan hak ve özgürlüklerinin sağlanması ve geliştirilmesinde, sosyal devlet anlayışının yerleştirilmesinde, kadın ve erkek dünyadaki tüm bireyler sorunlarını omuz omuza aşacaktır. İşçi sınıfının ekmek, barış, özgürlük mücadelesi erkek ve kadın tüm çalışanların el ele yürümesiyle başarı kazanacak ve sosyal barış ancak bu yolla sağlanacaktır.
Tekgıda-İş: 8 Mart bu yıl bizim çok daha anlam yüklü. Ankara sokaklarında 78 gün süren TEKEL direnişinin yorulmaz savaşçıları TEKEL kadın emekçileri, emek mücadelesinde kadınların vazgeçilmezliğini bir kez daha kanıtladılar. Emek hareketi, işçi sınıfı, onların bu direnişlerinden çok ders aldı. Gösterdiler ki, cinsiyet ayrımcılığına, sömürüye, yılgınlığa, boyun eğmişliğe yer yok.
Türk Harb-İş: Kadınlar, toplumsal yaşantının pek çok alanında, kırda, kentte, sokakta, evde, okulda ve işyerinde eşitsiz ve ayrımcı uygulama ve davranışlarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Yine onlar süreç içinde kazanılan kimi ilerleme ve gelişmelere rağmen, eşitsizlik üreten politikalar, yoksulluk, sağlıksız ve güvencesiz çalışma koşulları, şiddet, eğitim olanaklarına erişimden yoksunluk, toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi sorunlar ile yüz yüzedir. Hem ülkemizde hem de tüm dünyada kabul edilmektedir ki dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınların neredeyse mutlak çoğunluğu, dar bir toplumsal alanda tutulmaktadır. Onlar sürekli olarak siyasal yaşamın dışına itilmekte, kamu yönetimlerinden dışlanmakta; söz hakları kısıtlanmakta ve çok yaygın olarak şiddete uğramakta, horlanmakta ve aşağılanmaktadır. Bugün ne dünyada, ne de ülkemizde kadınların eşitsiz ortamda kalması için hiçbir neden bulunmamaktadır, yoktur ve olamaz. Kadınların tüm toplumsal sorunlarının ortadan kaldırılması zorunluluğu, insanlığın önündeki en önemli hedef olmalıdır.
Altı Nokta Körler Vakfı: Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Kadınlar Günü için bu sene önerilen slogan 'eşit hakları eşit fırsatlar, herkes içim gelişmedir'. Mevcut koşullar dikkate alındığında bu sözler fazla iyimser kalmaktadır. Kadın ne yazık ki erkeklerle eşit fırsatlara sahip olmadığı gibi görme engelli kadınların sahip olduğu fırsatlar daha da azdır.