Kadınlar için en tehlikeli ülke

Dünyada kadınlar açısından en tehlikeli ülkenin Afganistan olduğu bildirildi.

cumhuriyet.com.tr

Thomson Reuters Vakfı'nın aile içi şiddet, ekonomik ayrımcılık, kadın sünneti, tecavüz gibi kriterleri dikkate alarak yaptığı araştırmaya göre, kadınlar açısından en tehlikeli ikinci ülke Kongo olurken, Pakistan, Hindistan ve Somali sırasıyla üçüncü, dördüncü ve beşinci geliyor.

Vakfın haber hizmeti veren birimi TrustLaw tarafından yapılan araştırmada, 5 kıtada kadın-erkek eşitliği konusunda 213 uzmandan, ülkeleri tehlike algılaması ile sağlık, cinsel şiddet, cinsel olmayan şiddet, kültürel ve dini faktörler, kaynaklara erişimin yetersizliği ve insan kaçakçılığı açısından değerlendirmeleri istendi.
Afganistan, altı kategoriden üçünde, yani sağlık, cinsel olmayan şiddet ve ekonomik kaynaklara erişimin yetersizliği açısından en tehlikeli ülke olarak ortaya çıktı.
Bu ülkenin, kadınlar arasında doğum yüzünden ölümler, doktora görünme olanaklarının sınırlılığı ve ekonomik haklarının hemen hemen tamamen yokluğu açısından en üst sırada yer aldığı belirtildi.

Kongo

1998-2003 yılları arasındaki savaşın olumsuz etkilerinin ve insani bir felaketin sürdüğü Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde, kanunsuzluğun had safhada olduğu doğuda cinsel şiddetin şaşırtıcı derecede çok olması bu ülkeyi tehlike bakımından ikinci sıraya oturttu.
Ülkede yılda 400 bin kadar kadının tecavüze uğradığı belirtiliyor. Birleşmiş Milletler de Kongo'yu "dünyanın tecavüz başkenti" şeklinde nitelendirmişti.
İnsan hakları savunucuları, Kongo'da milis gruplarının ve askerlerin, 3 yaşındaki çocuklardan yaşlı kadınlara kadar her yaştan kadını hedef aldığını bildiriyorlar. Kadınlara ve kız çocuklarına toplu tecavüz, süngüyle tecavüz ve vajinalarına silahla ateş etmek gibi saldırıların yaygınlığına dikkati çekiliyor.
Avrupa Komisyonunun insani yardım bölümünden Clementina Cantoni, ülkede tecavüzün silah olarak kullanıldığını, kadınların askere alındığını ve seks kölesi olarak kullanıldığını belirtti. Cantoni, hükümetin yozlaşmış olması ve kadın hakları diye bir meselenin gündemde bulunmamasının, kadınların adalete başvurma durumlarını da ortadan kaldırdığını bildirdi.

Pakistan

Araştırmada Pakistan'ın da kültürel ve dini uygulamalarla aşiret baskısının olumsuz etkileri açısından üçüncü sırada geldiği belirtildi.
Bu uygulamalar arasında asitli saldırılar, çocuk yaşta veya zorla evlendirilmek, taşlanarak cezalandırmak ve diğer fiziksel saldırılar sayıldı.
Uluslararası HIV/AIDS Birliği'nden Divya Bajpai, Pakistan'ın başlık parası yüzünden öldürme, namus cinayeti ve erken yaşta evlilik açısından en yüksek oranlara sahip olduğunu söyledi.
Ülkede namus cinayetlerinden yılda bin kadar kadının öldüğü bildiriliyor.

Hindistan

Hindistan'da ise özellikle kız bebeklerin anne karnındayken öldürülmesi, diğer bebek cinayetleri ve insan kaçakçılığının çok yaygın olduğu belirtildi.
2009'da, Hindistan'ın o zamanki İçişleri Bakanı Madhukar Gupta, o yıl çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 100 milyon kişinin insan kaçakçılığına maruz kaldığını açıklamıştı. Hindistan Merkez Soruşturma Bürosu da ülkede 2009'da yüzde 40'ı çocuk olmak üzere 3 milyon hayat kadının bulunduğunu bildirmişti.
ABD Dışişleri Bakanlığının 2010 raporuna göre seks köleliğinin yanı sıra zorla çalıştırma ve zorla evlendirme de ülkede çok yaygın.
BM Nüfus Fonu'na göre geçen yüzyılda ülkede 50 milyon kızın anne karnında veya doğduktan hemen sonra öldürüldükleri tahmin ediliyor.

Somali

Kadınlar açısından en tehlikeli beşinci ülke Somali'de ise doğumla bağlantılı anne ölümleri, tecavüz ve kadın sünnetinin yaygınlığının yanı sıra kadınların eğitim, sağlık ve ekonomik kaynaklara erişimi hayli sınırlı.
Somali'de kadından sorumlu bakan Meryan Kasım, ülkesinin listede ilk sırada yer almamasına şaşırdığını belirterek, Somali'de bir kadının karşılaşabileceği en tehlikeyi şeyin gebe kalmak olduğunu, çünkü doğum öncesi kontrollerin olmaması yüzünden gebe bir kadının yaşama olasılığının yüzde 50-50 olduğunu söyledi.
Kasım, bunun yanı sıra tecavüz olaylarının günlük bir vaka olduğu ülkede her kızın sünnet olduğunu, buna kuraklık, kıtlık ve çatışmaların da kadınların karşılaştığı tehlike olarak eklendiğini kaydetti.