Kadınlar için de açılım şart

Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi Platformu (KEİG) Koordinatörü Serap Güre, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün 100. yıldönümünde Türkiye'eki tabloyu içler acısı olarak niteleyerek "Kadınların vatandaşlık numaraları var ama toplumda hâlâ birey olarak kabul edilmiyorlar. Türkiye'nin ciddi bir demokrasi sorunu var. Belki kadınlarla ilgili de demokratik açılım yapılması gerek" diye konuşuyor.

cumhuriyet.com.tr

100 yıllık süreçte Türkiye’deki kadın hakları mücadelesinin geldiği noktayı gazetemize değerlendiren KEİG Koordinatörü Güre, kadınların toplumda hâlâ babalarına ya da kocalarına bağımlı olarak kabul edilmesine karşı çıkıyor. Kadınların hayatlarını bu şekilde sürdürmesinin erkeklerin kadınlar üzerinde hâkimiyet kurmasına yol açtığını vurgulayan Güre, “Bu nedenle kadınlar; cinsel, ekonomik, fiziksel, psikolojik şiddete maruz kalıyorlar. Bunlar kadınların sürekli travma yaşamasına neden oluyor” diyor.

Kadınların iş hayatında emeğinin karşılığını alamadığını, aldığı ücrete de babası, kocası ya da oğlu tarafından el konulduğunu anlatan Güre, kadınların ihtiyaçlarının bu nedenlerle tek başına karşılayamadığını belirtiyor. Güre, “Son dönemde artan kadın cinayetlerinin en önemli nedenlerinden biri de ekonomik olarak özgürlüklerinin, gelirlerinin olmaması” diyor.

Güre, Medeni Kanun’da ve Türk Ceza Kanunu’nda bir takım kazanımlar elde edilmesine karşın Sosyal Güvenlik Yasası’nda yapılan düzenleme ile kadın hakları konusunda geri adım atılmasını eleştirerek “Eşlerden sadece birinin sosyal güvenlik hakkı varsa ki genelde bu erkekler oluyor, kadın o haktan evlilik boyunca yararlanıyor. Boşandığında ise 10 yıllık evli ile 10 yıllık sosyal güvenlik hakkı ortadan kalkıyor. Bu ciddi bir geri adım ve çözülmesi şart.”

Güre, kriz dönemlerinde bazı sektörlerin daha düşük ücretle çalışmayı kabul ettikleri için kadınları işe almayı tercih ettiklerini vurguluyor.