'Kadınlar fiziksel şiddete uğruyor'

Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Başkan Yardmcısı Doç. Dr. Doğan Yeşilbursa, bu yılın Ocak ayında yayınlanan Türkiye'de Kadına Yönelik Şiddet Raporu'nda, ''Evli kadınların yüzde 11- 29'unun eşinden ağır derecede fiziksel şiddet gördüğünü ve bunun en sık Kuzeydoğu Anadolu ve Orta Anadolu'da görüldüğünü'' söyledi.

cumhuriyet.com.tr

Türkiye'de Kadına Yönelik Şiddet Raporu'nda ''Evli kadınların yüzde 15'inin eşinin cinsel şiddetine maruz kaldığını'' belirten Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Başkan Yardmcısı Doç. Dr. Doğan Yeşilbursa, ''Eğitimsiz ve ilkokul düzeyinde eğitimi olan kadınlarda şiddete maruz kalma oranı yüzde 56 iken, lise mezunu-üniversite eğitimli olanlarda bu oran yüzde 32 olarak tespit ediliyor'' dedi.

Yeşilbursa, Birleşmiş Milletlerin (BM) 1999'daki kararıyla her yıl 25 Kasım tarihinin ''Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü'' olarak anıldığını belirtti. Raporda ''Türkiye'de yılda en az 25 töre cinayetinin işlendiğinin belirtildiğini'' ifade eden Yeşilbursa, ''Namus ve töre adına kadınlara yönelik kötü muamele, işkence, öldürme, intihara zorlama oranı son yıllarda yüzde 25 oranında artmıştır. Kadınlar kendileri için güvenli olarak kabul edilen evlerinde şiddete uğramaktadırlar'' dedi.

Yeşilbursa, ''Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden (AİHM) aile içi şiddet nedeniyle ceza alan ilk ülkenin Türkiye'' olduğunu belirterek, ''Bu cezanın alınmasına neden olan kişi, devlet tarafından korunamamasına bağlı olarak eşi tarafından öldürülmüş bir kadındır'' diye konuştu.

Kadın illerde daha fazla fiziksel şiddete uğruyor

Kadınlara özellikle eşlerinden ayrıldıkları süreçte şiddet riskinin arttığının bilindiğini anlatan Yeşilbursa, Türkiye'de 2007'de Ayşe Gül Altınay ve Yeşim Arat tarafından ''Türkiye'de Kadına Yönelik Şiddet'' başlıklı geniş ölçekli araştırma yapıldığını anlattı.

Yeşilbursa'nın verdiği bilgiye göre, ''Her üç kadından birinin fiziksel şiddet gördüğünün saptandığı'' araştırmada, hayatı boyunca eşinden en az bir kez fiziksel şiddet görmüş kadınların oranı Türkiye genelinde yüzde 35, Doğu Anadolu genelinde ise yüzde 40 olarak seyrediyor.

En az bir kez fiziksel şiddete maruz kaldığını söyleyenlerin Türkiye genelinde yüzde 49'unun, doğu bölgesi genelinde ise yüzde 63'ünün bu durumdan daha önce hiç kimseye söz etmediği belirlenen araştırmada, şu sonuçlar elde edildi:
''Türkiye genelinde şiddet gören her iki kadından biri (doğuda her üç kadından yaklaşık ikisi) eşinden gördüğü şiddetle tek başına mücadele etmek durumunda kalıyor. Eşlerinden boşanmış veya ayrılmış kadınlarda fiziksel şiddet deneyimi yüzde 78.

Okuma yazma bilmeyen kadınlar arasında en az bir kez fiziksel şiddete maruz kaldığını söyleyenlerin oranı yüzde 43 iken, yüksek öğrenim görmüş kadınlar arasında bu oran yüzde 12. Eşi okuryazar olmayan kadınların yarısı en az bir kez fiziksel şiddete maruz kaldığını söylerken, eşin eğitimi üniversite düzeyine çıktığında bu oran yüzde 18'e düşmektedir.

Gelir düzeyi arttıkça fiziksel şiddet gördüğünü söyleyen kadınların oranı düşmektedir. Buna karşın hane geliri 2 bin 500 TL'nin üzerinde olan her dört ailenin birinde bile fiziksel şiddet yaşanmaktadır. Şehirlerde oturan kadınların fiziksel şiddete maruz kalma oranları ilçelerde oturanlara göre yaklaşık yüzde 42 daha fazladır.

Dayağın en az yaşandığı yerleşim birimleri ilçeler, en çok yaşandığı yerler ise illerdir. Kadınların yüzde 14'ü en az bir kez 'istemediği zamanlarda cinsel ilişkiye zorlandığı'nı belirtmiştir. Cinsel şiddete uğradığını söyleyenlerin yüzde 67'si aynı zamanda fiziksel şiddete de maruz kaldığını ifade etmektedir.''
 

"Fiziksel şiddet, en sık 40-59 yaş grubunda görülüyor''

Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM), Türkiye Istatistik Kurumu (TUİK) ve Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen, 17 bin 168 kişiyle yapılan görüşmelere dayanan ve Ocak 2009'da yayınlanan ''Türkiye'de Kadına Yönelik Şiddet Raporu''na göre de evli kadınların yüzde 11- 29'u eşinden ağır derecede fiziksel şiddet görüyor. En yüksek oran Kuzeydoğu Anadolu ve Orta Anadolu'da görülüyor.

Aynı raporda, evli kadınların yüzde 15'i eşinin cinsel şiddetine maruz kaldığını belirtiyor. En düşük oran yüzde 9 ile Marmara Bölgesinde, en yüksek oran ise yüzde 29 ile Kuzeydoğu Anadolu Bölgesinde tespit ediliyor.

Ayrıca fiziksel şiddete maruz kalan kadınlar cinsel şiddet için de yüksek risk taşıyor. Türkiye genelinde fiziksel şiddet yaşayan kadınların oranının yüzde 42 olduğu, bunun en sık 40-59 yaş grubunda yaşandığı belirtiliyor.

Eğitim düzeyi ile şiddet oranları arasında ters ilişki saptanıyor. Eğitimsiz ve ilkokul düzeyinde eğitimi olan kadınlarda şiddete maruz kalma oranı yüzde 56 iken, lise mezunu-üniversite eğitimli olanlarda bu oran yüzde 32 olarak tespit ediliyor.

Araştırmada eşlerinden şiddet gören kadınlar içerisinde beden ve ruh sağlığı sorunu yaşayanlarının oranı da çok yüksek saptanıyor. Ruh sağlığı sorunları içinde intihar da önemli bir yer tutuyor.
 

''2009'un ilk 7 ayında 953 kadın cinayeti gerçekleşti''

Türkiye Psikiyatri Derneği Kadın Ruh Sağlığı Bilimsel Çalışma Birimi Koordinatörü Prof. Dr. Şahika Yüksel de kadına şiddetin farklı bir boyutuna dikkat çekti. Yüksel, Adalet Bakanlığı'nın bu ay içinde (Kasım 2009) yayımladığı verilere göre 2002'de 66 olan kadın cinayetinin, 2007'de bin 77'ye ve 2009'un ilk yedi ayında 953'e ulaştığını vurguladı.

Kadına yönelik şiddete karşı ciddi ve kapsamlı bir eylem planının hayata geçirilmesi gerektiğini savunan Yüksel, şu önerilerde bulundu:
''Kadına yönelik şiddetle, özellikle aile üyelerinden gelen şiddetle mücadele uzun soluklu, sistemli ve tavizsiz olarak gündemde yer almalı.

Aile içi cinayetler mercek altına alınmalı, bir yakınının şiddetine maruz kalma riski yüksek olan gruplar erken devrede saptanmalı ve müdahale edilmeli.

Bedensel yaraları sarmak için tıbbı tedavi, ruhsal destek yeterli değildir. Şiddet yaşadığını bildirenlere tıbbı rapor, yasal başvuru olanakları ve şiddetsiz bir yaşam sağlamak için önlemler geliştirilmeli.

Klinik deneyimlerimiz arasında da görünmez konumda olan namus cinayetleri konuya duyarlı kadın kuruluşlarının (örneğin merkezi Diyarbakır'da olan KA-MER) talepleri karşılanmalı, çalışmalarına destek verilmeli.

Namus cinayetleri, uluslararası hukuk açısından yargısız infaz olarak kabul edilmeli.
Ceza Kanunundaki 'Haksiz Tahrik' ve kadına karşı şiddet davalarında uygulanan 'haksız tahrik indirimleri' kaldırılmalı, TCK'nın 29. maddesi uygulanmamalı.

Medya, kadına yönelik şiddet ve tecavüz haberlerini kamuoyuna aktarırken, haber dilini doğru kullanmalı, etik değerlere uymalı, tecavüzün içerdiği şiddeti arka plana itmemeli ve tecavüzü erotize edici tutumlardan uzak durmalı.''